• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 165051

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Do they see their reflections in the water, and think, "I'd be invisible if not for that. " Sudaki yansımalarına bakıp ''Şu olmasaydı görünmez olurdum'' mu diyorlar? Acaba sudaki yansımalarına bakıp, "Şu burnum... Acaba sudaki yansımalarına bakıp, "Şu burnum... The Informant!-5 2009 info-icon
All the other companies weren't there. No one used the word "agreement. " Diğer tüm şirketler orada değil. Kimse ''Anlaştık'' kelimesini kullanmadı. Ayrıca diğer şirketler orada değil. Hem "anlaşma" sözcüğü de hiç geçmiyor. Ayrıca diğer şirketler orada değil. Hem "anlaşma" sözcüğü de hiç geçmiyor. The Informant!-5 2009 info-icon
...than outside the tent pissing in. " ...dışarıda tutup, içeri sıçmalarından iyidir'' ...dışarıda tutmaktan iyidir." The Informant!-5 2009 info-icon
... you're cooperating with the government. I know. ...onlara hükümetle işbirliği yaptığını söylemek. Evet, bunu biliyorum. The Informant!-5 2009 info-icon
Well, there you have it, from Mark Whitacre, Ph. D. İşte huzurlarınızda Mark Whitacre, Dr. The Informant!-5 2009 info-icon
You know what the Ph. D. stands for, don't you? Piled Higher and Deeper. Dr'nin açılımını biliyorsunuz, değil mi? Daniels Ridland. The Informant!-5 2009 info-icon
... and do not take one of their lawyers. Right. No. ...ve sakın onların avukatlarını kabul etme. Doğru. Hayır. The Informant!-5 2009 info-icon
They're like, "You all right?" I'm going, "Yeah. " Bana "Whitacre, iyi misin?" dediklerinde ben de, "Evet, evet." dedim. The Informant!-5 2009 info-icon
I might be out of touch for a while. " Bir süre bana ulaşamayabilirsin." dedim. The Informant!-5 2009 info-icon
...Brian and Bob and I would get together, and we'd... ...Brian, Bob ve ben bir araya gelip... The Informant!-5 2009 info-icon
...that my husband and I were not killed in a car accident... ...eşim ile ben bir trafik kazasında vefat etmedik,... The Informant!-5 2009 info-icon
...in how they handled and treated you. " There's a phrase... ...mühim hatalar yaptığı apaçık ortadadır. Bak işte... The Informant!-5 2009 info-icon
"Grand mistakes. " ... coming from a doctor. "Mühim Hatalar." Doktor diyor bunu. The Informant!-5 2009 info-icon
They should know better. " Buna alışkın olmalılar. The Informant!-5 2009 info-icon
It is a different approach there now. I�m telling you, it's all... Şu anda bambaşka girişimler var. Size söylüyorum... Artık konuya farklı bir şekilde yaklaşıyorlar. Söylediğim gibi, artık... Artık konuya farklı bir şekilde yaklaşıyorlar. Söylediğim gibi, artık... The Informant!-7 2009 info-icon
Uh huh. Corn. Mısır. The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: Porsche or Porsche? I've heard it both ways. Porş mu? Porşe mi? 2 şekilde de söyleniyor. Porş mu Porşe mi? İki şekilde de söylenebiliyor. Porş mu Porşe mi? İki şekilde de söylenebiliyor. The Informant!-8 2009 info-icon
The German word I really like is kugevschréflaer. That's "pen." Almancada sevdiğim kelime ''kugelschreiber''. Kalem anlamına geliyor. "Kugelschreiber" en hoşuma giden Almanca kelimedir. "Kalem" anlamına geliyor. "Kugelschreiber" en hoşuma giden Almanca kelimedir. "Kalem" anlamına geliyor. The Informant!-8 2009 info-icon
MAN: We adjusted the dextrose levels again, but the virus keeps showing up. Dekstroz seviyesini yeniden ayarladık, ama hala ortaya virüs çıkıyor. Glikoz oranını yeniden ayarlamıştık ama virüs hâlâ mevcut. Glikoz oranını yeniden ayarlamıştık ama virüs hâlâ mevcut. The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: We'll get it. We just have to stay after it. Başaracağız. Sadece üzerine gitmemiz gerekiyor. Halledeceğiz. Tek yapmamız gereken pes etmemek. Halledeceğiz. Tek yapmamız gereken pes etmemek. The Informant!-8 2009 info-icon
ANDREAS: I don't want to hear about the virus. Virüs ile ilgili bir şey duymak istemiyorum. Artık virüsle ilgili tek kelime duymak istemiyorum. Artık virüsle ilgili tek kelime duymak istemiyorum. The Informant!-8 2009 info-icon
I've been to Tokyo. They sell little girl underwear... Tokyo'ya gitmiştim. Ginza'da, ana caddedeki... Tokyo'da bulunmuştum. Adamlar küçük kız çamaşırlarını... Tokyo'da bulunmuştum. Adamlar küçük kız çamaşırlarını... The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: It's the Japanese. There's this guy, Nakawara. He works at Ajinomoto. Japonlar. Şu Nakawara denen adam. Ajinomoto'da çalışıyor. Nakawara, Japonyalı. Ajinomoto'da çalışıyor. Nakawara, Japonyalı. Ajinomoto'da çalışıyor. The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: This would be a great place for some outlet stores. Burası bir satış mağazası için harika bir yer olurdu. Burası fabrika satış mağazaları için harika bir yer olurdu. Burası fabrika satış mağazaları için harika bir yer olurdu. The Informant!-8 2009 info-icon
GINGER: Alexander says there's a bat in his room. Alexander odasında yarasa olduğunu söylüyor. Alexander odasında bir yarasa olduğunu söylüyor. Alexander odasında bir yarasa olduğunu söylüyor. The Informant!-8 2009 info-icon
GINGER: The FBI? FBI mı? The Informant!-8 2009 info-icon
Just Just let them talk to the FBI. Bırak onlar FBI ile konuşsun. Bırak onlar konuşsun. Bırak onlar konuşsun. The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: There's a sale at Bachrach's. Bachrach'te diye bir yer var. Bachrach's'da indirim var. Bachrach's'da indirim var. The Informant!-8 2009 info-icon
I can g0? Gidebilir miyim? The Informant!-8 2009 info-icon
SID: Great earrings, Ginger. Küpelerin çok güzel, Ginger. The Informant!-8 2009 info-icon
SID: You're telling me. Bir de bana sor. Külahıma anlat. Külahıma anlat. The Informant!-8 2009 info-icon
SID: West Coast swing. Batı sahil kesimine. West Coast Swing'te dans etmeye. West Coast Swing'te dans etmeye. The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: It's that one over there. Şurada. Hemen şuradaki. Hemen şuradaki. The Informant!-8 2009 info-icon
GINGER: Good night. İyi geceler. The Informant!-8 2009 info-icon
Bflan? Brian? Brian. Brian. The Informant!-8 2009 info-icon
[WHISPERING] Can I talk to you in the car? Arabada konuşabilir miyiz? Seninle arabada konuşabilir miyiz? Seninle arabada konuşabilir miyiz? The Informant!-8 2009 info-icon
Now Wait, hang on. Şimdi... Bekle, bir saniye. Şimdi... Bekle, dur biraz. Şimdi... Bekle, dur biraz. The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: He seems like a real good guy. İyi bir adama benziyor. Çok iyi bir adama benziyor. Çok iyi bir adama benziyor. The Informant!-8 2009 info-icon
SHEPARD: A pound of bacon, a peanut butter sandwich, some vitamins. 1 kilo pastırma, bir fıstık ezmeli sandviç, vitaminler. Yarım kilo domuz pastırması, fıstık ezmeli sandviç, vitaminler. Yarım kilo domuz pastırması, fıstık ezmeli sandviç, vitaminler. The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: You think the automobile companies can't make a oar... Otomobil şirketleri, bir galon benzinle 100 mil giden bir... Araba şirketleri 4,5 litre benzinle 160 km yol alabilecek bir... Araba şirketleri 4,5 litre benzinle 160 km yol alabilecek bir... The Informant!-8 2009 info-icon
Uh Okay. Tamam. Pekâlâ. Pekâlâ. The Informant!-8 2009 info-icon
LIZ: The call you were expecting, Mark? Beklediğin arama geldi, Mark? Hatta seni isteyen biri var, Mark? Hatta seni isteyen biri var, Mark? The Informant!-8 2009 info-icon
SHEPARD: Okay. So I'll talk to you later. Tamam. Sizinle daha sonra konuşuruz. Anladım. Sizinle sonra konuşuruz. Anladım. Sizinle sonra konuşuruz. The Informant!-8 2009 info-icon
What was that, honey? ALEXANDER: You already told us this. Ne oldu, tatlım? Hep bunları tekrarlıyorsun. Ne dedin, tatlım? Bunları zaten anlatmıştın. Ne dedin, tatlım? Bunları zaten anlatmıştın. The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: January. Somewhere in Asia. Ocak'ta. Asya'da bir yerde. Ocak ayında, Asya'da. Ocak ayında, Asya'da. The Informant!-8 2009 info-icon
Now I adopted two kids of my own. I'm trying to do the right thing here. Komisyonları çek ile mi verdiler? The Informant!-8 2009 info-icon
SHEPARD: Would you... Mikrofon... Üstüne dinleme cihazı... Üstüne dinleme cihazı... The Informant!-8 2009 info-icon
PAISLEY: We'll be there with you all the way. It won't be easy. Her zaman senin yanında olacağız. Bu kolay olmayacak. Her zaman yanında olacağız. Bu kolay olmayacak. Her zaman yanında olacağız. Bu kolay olmayacak. The Informant!-8 2009 info-icon
When you hear this Bunu duyduğunda... Bu sesi duyduğunda,... Bu sesi duyduğunda,... The Informant!-8 2009 info-icon
You call me. ...arayacaksın, tamam mı? ...beni arayacaksın. ...beni arayacaksın. The Informant!-8 2009 info-icon
SHEPARD: He's watched closely at work... İşte yakından takip ediliyor... Çalışırken çok yakından takip ediliyor... Çalışırken çok yakından takip ediliyor... The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: O09... 009... The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: It's better to maintain a price of $2.50 in other countries... Diğer ülkelerde 2.50 doları korumak... Diğer ülkelerde 2.50 dolar iken... Diğer ülkelerde 2.50 dolar iken... The Informant!-8 2009 info-icon
SHEPARD: Well, this is great, Mark. This verifies everything you've been saying. Bu çok güzel, Mark. Bu, söylediğin her şeyi doğruluyor. Bu gerçekten harika, Mark. Tüm bunlar söylediklerini kanıtlıyor. Bu gerçekten harika, Mark. Tüm bunlar söylediklerini kanıtlıyor. The Informant!-8 2009 info-icon
I wanted 5O grand. 50.000 dolar istedim. 50 bin dolar. 50 bin dolar. The Informant!-8 2009 info-icon
AUTOMATED MALE VOICE: You have one message. Bir mesajınız var. The Informant!-8 2009 info-icon
DAVE: She's good. Great. İyi. Harika. Gayet iyi. Harika. Gayet iyi. Harika. The Informant!-8 2009 info-icon
SHEPARD [OVER PHONE]: FBI. Brian, it's Mark. FBI. Brian, ben Mark. The Informant!-8 2009 info-icon
even when I'm at a meeting. Hatta toplantıda olsam bile. ...pasif jimnastik yapıyorum. ...pasif jimnastik yapıyorum. The Informant!-8 2009 info-icon
MARTY: Mark, it's Marty calling again. Mark, yine ben Marty. The Informant!-8 2009 info-icon
You have Fu/lfederha/tefiinte all over your shirt. Bütün gömleğin mürekkep olmuş. Tüm gömleğin mürekkep olmuş. Tüm gömleğin mürekkep olmuş. The Informant!-8 2009 info-icon
SHEPARD: He said that Andreas called him into a marketing meeting. Andreas'ın onu bir satış toplantısına gönderdiğini söyledi. Andreas'ın onu pazarlama toplantısına çağırdığını söyledi. Andreas'ın onu pazarlama toplantısına çağırdığını söyledi. The Informant!-8 2009 info-icon
SHEPARD: Mark, this is the third time. Mark bu 3. defa oluyor. Mark, bak bu üç oldu. Mark, bak bu üç oldu. The Informant!-8 2009 info-icon
Mark, come on. Look, how...? Mark, hadi ama... Bak, nasıl... Mark, hadi ama. Bak, nasıl... Mark, hadi ama. Bak, nasıl... The Informant!-8 2009 info-icon
Team building off site meetings at some lake in Wisconsin. Wisconsin gölünde, yeni takım oluşturmak için gözden uzak toplantılar. Wisconsin gölünde ekip toplantıları falan. Wisconsin gölünde ekip toplantıları falan. The Informant!-8 2009 info-icon
0K8)' Tamam. Pekâlâ. Pekâlâ. The Informant!-8 2009 info-icon
SHEPARD: So before you answer any more questions... Sorularıma cevap vermeden önce... Bu yüzden, diğer sorulara cevap vermeden önce... Bu yüzden, diğer sorulara cevap vermeden önce... The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: I had to. Uydurmak zorundaydım. Zorundaydım. Zorundaydım. The Informant!-8 2009 info-icon
Uh Uh What about the price fixing? It isn't over, is it? Ya fiyat belirleme olayı? Bitmedi değil mi? Peki ya fiyat belirleme? Sona ermedi, değil mi? Peki ya fiyat belirleme? Sona ermedi, değil mi? The Informant!-8 2009 info-icon
WILSON: part of the world where it works... ...dünyanın bir kısmında işe yarıyor... Dünyanın bir kısmı çalışır... Dünyanın bir kısmı çalışır... The Informant!-8 2009 info-icon
We have public shareholders. Can you J? Hisse senedi sahiplerimiz var. Biraz geniş... Halktan hissedarlarımız var. Görüntüyü... Halktan hissedarlarımız var. Görüntüyü... The Informant!-8 2009 info-icon
ANDREAS: Now the question is: Şimdi sorun şu ki: Asıl soru şu: Asıl soru şu: The Informant!-8 2009 info-icon
IKEDA: We need We need some specific number. Bize kesin sayılar lazım. Kesin rakamları belirlememiz lazım. Kesin rakamları belirlememiz lazım. The Informant!-8 2009 info-icon
HERNDON: I'm going in. We gotta shut this down. Ben içeri giriyorum. Bunu kapatmamız lazım. İçeri giriyorum. Buna son veriyoruz. İçeri giriyorum. Buna son veriyoruz. The Informant!-8 2009 info-icon
SHEPARD: No, wait. Hold on. Hayır, bekle. Bekle. Hayır, bekle. Dur biraz. Hayır, bekle. Dur biraz. The Informant!-8 2009 info-icon
MED/X. ADM will be allocated its recent production, plus... ADM şu andaki üretimini arttırabilir, ayrıca... ADM mevcut ürünlerini tahsis edecektir, ayrıca... ADM mevcut ürünlerini tahsis edecektir, ayrıca... The Informant!-8 2009 info-icon
SHEPARD: They talk about Paris. Paris hakkında konuşuyorlar. The Informant!-8 2009 info-icon
ROBIN: I can't understand. SHEPARD: The meeting. Anlayamıyorum. Paris'teki buluşma. Anlayamadım. Paris'teki toplantı. Anlayamadım. Paris'teki toplantı. The Informant!-8 2009 info-icon
ANDREAS: We have a big board of directors. Geniş bir yönetim kurulumuz var. Yüksek yönetim kurulumuz var. Yüksek yönetim kurulumuz var. The Informant!-8 2009 info-icon
SHEPARD: They have a big board of directors. And shareholders. Geniş bir yönetim kurulu ve hisse senedi sahipleri. Yüksek yönetim kurulları var. Ve hissedarları. Yüksek yönetim kurulları var. Ve hissedarları. The Informant!-8 2009 info-icon
HERN DON: See what he's doing? Ne yaptığını görüyor musunuz? Ne yaptığını görüyor musun? Ne yaptığını görüyor musun? The Informant!-8 2009 info-icon
ROBIN: Yeah, I've looked and I just see a chart with a bunch of words. Evet baktım ve gördüğüm şey sadece bir tahta ve bir kaç kelime. Evet, bakıyorum ama bir grafikle kelimeler dışında başka bir şey görmüyorum. Evet, bakıyorum ama bir grafikle kelimeler dışında başka bir şey görmüyorum. The Informant!-8 2009 info-icon
MARK [OVER MONITOR]: Okay. So everybody just. ... Tamam. Herkes... Pekâlâ. Herkes geldiğine göre... The Informant!-8 2009 info-icon
When does that happen? ls the money going up his nose? Bu ne zaman oldu? Para burnunu kaldırmış olabilir mi? The Informant!-8 2009 info-icon
This is Special Agent Shepard. What is going on'? Bu da Özel Ajan Shepard. Ne oluyor burada be? The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: Look at that. Şuna bak. The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: What'd you say to your guy? Adamına ne dedin? The Informant!-8 2009 info-icon
WILSON: Nothing, I told him nothing. Slow down. Hiçbir şey, hiçbir şey söylemedim. Yavaşla. The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: Me neither. I said nothing. Ben de öyle. Hiçbir şey söylemedim. The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: Well, I bet they have the phones tapped. I always said that. It's the phones. Bahse girerim telefonları dinlemişlerdir. Hep demişimdir. Telefonlardandır. The Informant!-8 2009 info-icon
WILSON: I can't believe they would pull this shit on Dwayne Andreas. Bütün bu pisliğe Dwayne Andreas'ı dahil ettiklerine inanamıyorum. The Informant!-8 2009 info-icon
TEMPLES". Just interviewed an ADM employee, Kirk Schmidt. Az önce ADM çalışanı Kirk Schmidt'le görüştüm. The Informant!-8 2009 info-icon
He sees you sitting in the window and Bob. Brian. Pencere kenarında oturduğunu görüyor ve... Bob. Brian. The Informant!-8 2009 info-icon
Oh, Terry was so scared, and Mick and the lawyers, they were just Terry çok korktu, Mick ve avukatlar ise... The Informant!-8 2009 info-icon
MARK: I know about the lawyers, Brian! Avukat tutacağım, anladım artık Brian! The Informant!-8 2009 info-icon
Okay. Yeah. EPSTEIN: Okay? Tamam. Peki. Tamam mı? The Informant!-8 2009 info-icon
MAN 2: Do you believe you and your family can stay in Decatur? Sizin ve ailenizin Decatur'da kalabileceğine inanıyor musunuz? The Informant!-8 2009 info-icon
ls Brian Shepard gonna lose his job for that? His standard of living? İşini, yaşam standartlarını kaybedecek olan Brian Shepard mı? The Informant!-8 2009 info-icon
SHEPARD: We are not asking you. Bunu senden biz istemiyoruz. The Informant!-8 2009 info-icon
0K8)' Peki. The Informant!-8 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 165046
  • 165047
  • 165048
  • 165049
  • 165050
  • 165051
  • 165052
  • 165053
  • 165054
  • 165055
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim