Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 165048

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
How do you get that back?	Bunu nasıl geri alacaksınız?	The Informant!-3	2009
How does that get to be fair?	Bu nasıl adil olabilir?	The Informant!-3	2009
Well, he just kept buying things.	Sürekli bir şeyler alıyordu.	The Informant!-3	2009
We had eight cars.	8 arabamız vardı.	The Informant!-3	2009
Three of them we never even used.	3 tanesi hiç kullanılmadı bile.	The Informant!-3	2009
And how else has he changed?	Peki başka nasıl değişti?	The Informant!-3	2009
Well, I was always the one with the temper.	Tetenek olan hep bendim.	The Informant!-3	2009
Mm hm. And Corky was the happy one.	Corky hep mutluydu.	The Informant!-3	2009
There's one in Hong Kong. Mm hm.	Hong Kong'ta bir tane var.	The Informant!-3	2009
Then there are the accounts in Switzerland and Grand Cayman.	İsviçre'de ve Grand Cayman'da da hesaplarım var.	The Informant!-3	2009
Right, right.	Tamam. Pekala.	The Informant!-3	2009
Other things. There's a lawyer in New York who's got a million dollars of mine.	Ve diğer şeyler. New York'ta 1 milyon dolarımı verdiğim bir avukat var.	The Informant!-3	2009
Have you told your attorney about these?	Avukatlarına bunları anlattın mı?	The Informant!-3	2009
No, I don't need to tell...	Hayır, söylememe gerek yok.	The Informant!-3	2009
The assets were obtained legally. I don't even know if I can trust him.	Mal varlığımı yasal olarak elde ettim. Onlara güvenebilir miyim bilmiyorum.	The Informant!-3	2009
Has anyone in your family ever been diagnosed with bipolar disorder?	Hiç ailenizden birine bipoler bozukluğu teşhisi konuldu mu?	The Informant!-3	2009
You know, manic depressive?	Manik depresif teşhisi?	The Informant!-3	2009
I have an aunt that they used to say that about.	Böyle bir hastalığı olan bir teyzem vardı.	The Informant!-3	2009
In terms of my parents, I can't be sure.	Ailem deyince, emin olamıyorum.	The Informant!-3	2009
My parents died in an automobile accident when I was 6.	6 yaşındayken ailem bir araba kazasında öldü.	The Informant!-3	2009
I was adopted by a wealthy man in Ohio. He owned amusement parks.	Ohio'daki zengin bir adam beni evlat edindi. Lunaparkları vardı.	The Informant!-3	2009
I caught a big break there, big break.	Orada büyük bir fırsat yakalamıştım. Büyük fırsat.	The Informant!-3	2009
So my client's here to cooperate fully.	Müvekkilim burada tam olarak işbirliği yapmaya hazır.	The Informant!-3	2009
Agent D'Angelo, if you have any questions.	Ajan D'Angelo, sorunuz var mı?	The Informant!-3	2009
This is your chance to put everything on the table.	Bu her şeyi masaya yatırmanız için bir şans.	The Informant!-3	2009
This is your chance to redeem yourself.	Bu günahlarınızdan arınmanız için bir şans.	The Informant!-3	2009
But if you're not going to be completely honest, just stop talking now.	Tamamen dürüst olmayacaksanız, konuşmaya hiç başlamayın.	The Informant!-3	2009
I just want to tell you I feel...	Size sadece kendimi kötü hissettiğimi söylemek...	The Informant!-3	2009
...bad. I'm so sorry.	...istiyorum. Üzgünüm.	The Informant!-3	2009
The last time we spoke, I was under a great deal of stress.	Son konuşmamızda üzerimde büyük bir baskı vardı.	The Informant!-3	2009
And I said some things that weren't true.	Ve doğru olmayan şeyler söyledim.	The Informant!-3	2009
I want to clear that up.	Bunları ortadan kaldırmak istiyorum.	The Informant!-3	2009
The first kickback was in 1992.	İlk komisyon 1992'deydi.	The Informant!-3	2009
Mick knew all about it.	Mick biliyordu.	The Informant!-3	2009
He told me there were gonna be opportunities to take kickbacks...	Bana, ADM'in Asya ve Avrupa'da...	The Informant!-3	2009
...on some of the contracts coming out of Asia and Europe...	...yaptığı kontratlarda, komisyon almak...	The Informant!-3	2009
...that were ADM contracts.	...için fırsatların doğacağını söyledi.	The Informant!-3	2009
Was there anyone else involved?	İşin içinde başka kimse var mıydı?	The Informant!-3	2009
So, Mr. Richter, we have...	Pekala, Bay Richter, burada...	The Informant!-3	2009
...money leaving your account here and here...	...burada ve burada hesabınızdan çıkan...	The Informant!-3	2009
...and here.	...paralar var.	The Informant!-3	2009
And it's going into Whitacre's account...	Bu Whitacre'ın hesabına...	The Informant!-3	2009
...his wife Ginger's account...	...eşi Ginger'ın hesabına...	The Informant!-3	2009
...and this is going to Whitacre's parents' account.	...ve bu da Whitacre'ın ailesinin hesabına gidiyor.	The Informant!-3	2009
He had me set up a company, Nordkron Chemie...	Bana Nordkron Chemie adı altında bir şirket kurdurdu.	The Informant!-3	2009
...and just, like, issue these fake invoices to ADM.	Sahte faturaları ADM'e kesmek için.	The Informant!-3	2009
And there was a bank account in Hamburg...	Hamburg'da bir banka hesabı vardı...	The Informant!-3	2009
...and so I would get a check for like two hundred grand...	...ve 200.000 dolar gibi bir çek aldığımda...	The Informant!-3	2009
...and most of it would go back to Mark.	...büyük kısmı Mark'a geri dönüyordu.	The Informant!-3	2009
Ahem. Okay, look.	Tamam. Bakın.	The Informant!-3	2009
We know you're looking out for your friend Mark...	Arkadaşınız Mark'ı koruduğunuzu biliyoruz...	The Informant!-3	2009
...but your story doesn't seem true.	...ama hikayeniz doğru gibi durmuyor.	The Informant!-3	2009
You're right, it's not true.	Haklısınız, doğru değil.	The Informant!-3	2009
All the money went to Mark.	Bütün para Mark'a gitti.	The Informant!-3	2009
Mark told me about this Nigerian thing he got in the mail.	Mark bana ona maille gelen Nijerya olayından bahsetti.	The Informant!-3	2009
You know about these schemes with the Nigerian letters?	Şu Nijerya mektuplarındaki sahtekarlığı biliyor musunuz?	The Informant!-3	2009
You get a letter from some official in Nigeria asking for a few grand to help.	Nijerya'daki bir memurdan, milyonları idare etmek için...	The Informant!-3	2009
They promise a percentage of the money. Exactly.	Size paradan %'de vaat ediyorlar. Kesinlikle.	The Informant!-3	2009
You ever wonder who was dumb enough to fall for something like that?	Hiç bu tuzağa düşecek kadar salak olan biri var mı diye merak ettiniz mi?	The Informant!-3	2009
This is really embarrassing.	Bu gerçekten çok utanç verici.	The Informant!-3	2009
So how much money would you say you made from your illegal activities?	Yani toplamda yasal olmayan işlerden ne kadar kazandınız?	The Informant!-3	2009
Seven point seven million dollars.	7.7 milyon dolar.	The Informant!-3	2009
But like I said, Mick knew all about that, you know?	Ama dediğim gibi, Mick bütün bunları biliyordu.	The Informant!-3	2009
He endorsed that kind of behavior.	Bu tip davranışları desteklerdi.	The Informant!-3	2009
So not five, but seven point seven?	Yani 5 değil, 7.7 milyon dolar?	The Informant!-3	2009
Seven point seven.	7.7 milyon dolar.	The Informant!-3	2009
Jim, we all understand special consideration, but we've got your guy.	Jim, ince ayrıntıları düşünmeni anlıyoruz ama adamı yakaladık.	The Informant!-3	2009
And these are cases we know we can convict.	Ve bu davalar hüküm giydirebileceğimiz davalar.	The Informant!-3	2009
Forty five counts of wire fraud...	45 defa, para aklama...	The Informant!-3	2009
...and money laundering and tax evasi�n.	...aktarma ve vergi kaçakçılığı.	The Informant!-3	2009
So explain to us, where is the wiggle room?	Bize açıklar mısın? Kıpırdayacak yer kaldı mı?	The Informant!-3	2009
I'm not stupid. Mark committed a crime. He stole nine million dollars.	Aptal değilim. Mark suç işledi. 9 milyon dolar çaldı.	The Informant!-3	2009
That's pretty indefensible.	Bunun savunacak bir tarafı yok.	The Informant!-3	2009
But these guys at ADM, they stole hundreds of millions of dollars...	Ama ADM'deki adamlar, dünyadaki bir çok masum...	The Informant!-3	2009
...from innocent people all around the worid.	...insandan yüzlerce milyon dolar çaldı...	The Informant!-3	2009
Mark showed that white guys in suits getting together...	Mark bize beyaz takım elbise giymiş adamların, güpegündüz...	The Informant!-3	2009
...that's not a meeting, it's a crime scene.	...başka şirketten bir adam, bilmiyorum. ...bir araya toplandıklarını gösteri. Bu iş değil bu bir suç mahalli. ...bir lizin pazarlamacısının yaptığı toplantıyla ilgili bir hikâye. ...bir lizin pazarlamacısının yaptığı toplantıyla ilgili bir hikâye.	The Informant!-3	2009
And not only did he tell you about it, he got the evidence to prove it. Ha.	Ve bunu söylemekle kalmadı, bunu ispatlayacak kanıtları da topladı.	The Informant!-3	2009
When agents go undercover for the FBI, they get trained for the stresses.	FBI ajanları, gizli göreve gitmeden önce...	The Informant!-3	2009
We hear this all the time. How easy it is for a trained agent to crack.	Bunu sizden hep duyuyoruz. Bir ajan için bu hayatın ne kadar kolay olduğunu.	The Informant!-3	2009
I mean, here's Mark, a civilian, with no training.	Mark'tan bahsediyoruz. Eğitimi almamış bir sivil.	The Informant!-3	2009
But you guys just shove him in there.	Ama siz onu oraya gömdünüz.	The Informant!-3	2009
You tell him to go for it without any training to make sure he doesn't crack.	Baskı altında kalma durumunun eğitimini almadan onu bu işe gönderdiniz.	The Informant!-3	2009
They put me in a car. They drove me around for 20 minutes.	Bir arabaya koydular. 20 dakika falan dolandırdılar.	The Informant!-3	2009
They wouldn't let me out. Oh, my gosh.	Çıkmama izin vermediler. Aman Tanrım!	The Informant!-3	2009
It's all cramped.	Tamamına kramp girdi.	The Informant!-3	2009
Who did this? Who took you?	Bunu kim yaptı? Seni kim aldı?	The Informant!-3	2009
It's obvious. Look at my jacket. These people mean business.	Bana daha yeni 100.000 dolar zam önerdiler, tamam mı? Gün gibi ortada. Ceketime bak. Bu adamlar işi kastettiler. Az önce bana 100 bin dolar zam teklif ettiler, tamam mı? Az önce bana 100 bin dolar zam teklif ettiler, tamam mı?	The Informant!-3	2009
I was abducted.	Kaçırıldım.	The Informant!-3	2009
I was thrown into the back of a light brown Dodge Dynasty...	2 yarma tarafından, açık kahverengi bir Dodge'un...	The Informant!-3	2009
...and driven around in a 20 minute joyride.	...ve 20 dakikalık bir gezintiye çıkarıldım.	The Informant!-3	2009
And basically, I was told...	Basitçe, bana...	The Informant!-3	2009
...you know, forget everything that isn't on tape...	...kasettekileri unutmamı ve mahkeme salonuna...	The Informant!-3	2009
...and you can forget about bringing it up in a courtroom or for the media.	...ya da basına getirmememi söylemeye çalıştılar.	The Informant!-3	2009
Did the men identify themselves?	Adamlar kim olduklarını söylediler mi?	The Informant!-3	2009
I think we know who sent them.	Sanırım onları kimin gönderdiğini biliyoruz.	The Informant!-3	2009
And they sawed the locks off the door, like Mafia thugs.	Ve kapı kilitlerini testereyle kesmişler, mafya gibi.	The Informant!-3	2009
Yeah, on each side, so I was trapped.	2 taraftakileri de. Yani kapana kısılmıştım.	The Informant!-3	2009
You were trapped. You couldn't roll down the window.	Tuzağa düştünüz. Camı da mı indiremediniz?	The Informant!-3	2009
Where was the FBI in all of this?	Bunlar olurken FBI neredeydi?	The Informant!-3	2009