Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 164915
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
No way! What's your favorite? | Haydi canım! En sevdiğin çizgi film hangisi? Hadi canım! En sevdiğin hangisi? Hadi canım! En sevdiğin hangisi? hadi ya! peki favorin nedir? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Cinderella. | Cinderella. Külkedisi. Külkedisi. Sinderella | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Really? | Gerçekten mi? Gerçekten mi? Evet. Gerçekten mi? Evet. gerçekten mi? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah. | Evet. Evet! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What is that? | Bu ne? Bu nedir? Bu nedir? nedir? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
He, he used to be some son' of devil, I think. | O, o eskiden bir çeşit şeytandı, sanırım. Eskiden bir çeşit iblis falandı sanırım. Bilmiyorum. Eskiden bir çeşit iblis falandı sanırım. Bilmiyorum. O, bir çeşit şeytandı galiba.. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I was trying to look tough, lguess. | Sert görünmeye çalışıyordum, Sanırım. Sert biri gibi görünmeye çalışıyordum galiba. Sert biri gibi görünmeye çalışıyordum galiba. güçlü bakmaya çalışıyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
How come? | Nasıl yani? nasıl olur? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Does it bother you? | Bu canını mı sıkıyor? Seni rahatsız mı etti? Seni rahatsız mı etti? seni rahatsız ediyor mu? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Not at all. | Hiç de değil. Sorun değil. Sorun değil. hayır sakıncası yok | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You're, uh, you're a, you're a prettier version of | Sen, sen, sen şeyin tatlı versiyonu gibisin... Sen şey, şeyden daha güzelsin... Sen şey, şeyden daha güzelsin... sen, sen hoş bi... | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What? | Kimin? Neyden? Neyden? ne? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Nah. No, what were you going to say? | Haydi ama. Hayır, ne söyleyecektin? Boşver. Hayır, ne söyleyecektin? Boşver. Hayır, ne söyleyecektin? boşver. hayır, ne söyleyecektin? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Um, uh | Um, uh... hımmmm... | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You were going to say something. What? | Bir şey söyleyecektin. Neydi o? birşey söyleyecektin. Ne? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No. Nothing. | Yok. Hiç bir şey. Hayır. Önemli değil. Hayır. Önemli değil. hayır.hiçbirşey. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
So, you got any family, or ? | Peki, herhangi bir ailen var mı? Ailen falan var mı peki? Ailen falan var mı peki? hiç ailen varmı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, my sister and brother are around somewhere, I guess. | Evet, kız kardeşim ve abim burada yaşıyor, sanırım. Evet, kız kardeşimle erkek kardeşim buralarda bir yerde oturuyorlar galiba. Evet, kız kardeşimle erkek kardeşim buralarda bir yerde oturuyorlar galiba. evet, kız kardeşim ve erkek kardeşim tahmin ediyorum biyerdeler.. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What, you don't talk to them? | Onlarla konuşmuyor musun? ne? Konuşmuyor musun onlarla? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Not really. TheyTelousy conversationalists. | Pek değil. Onlar pek de hoşsohbet insanlar değildirler. Pek değil. Hoşsohbet insanlar değiller. Pek değil. Hoşsohbet insanlar değiller. hayır gerçekten. onlar berbat sohbet eden kişiler. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Well, I guess it runs in the family. | Sanırım bu sizin ailede var. Ailelerde böyle şeyler olabiliyor sanırım. Ailelerde böyle şeyler olabiliyor sanırım. şey, tahmin ediyorum aile içi olağan durumlar. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Most people I talk to don't have nothing to say. | Konuştuğum pek çok insanın anlatmaya değer bir şeyi yok. Konuştuğum çoğu insanın söyleyecek bir şeyi yok aslında. Konuştuğum çoğu insanın söyleyecek bir şeyi yok aslında. konuştuğum çoğu insanlar söyleyecek hiçbirşeye sahip değiller | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No, I I didn't mean anything. I just | Hayır, ben... Seni kastetmedim. Ben sadece... Hayır, ben öyle bir şey demek istemedim. Sadece... Hayır, ben öyle bir şey demek istemedim. Sadece... hayır öyle birşey demek istemedim.. ben sadece... | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I get nervous around new people. | Yeni tanıştığım insanların yanındayken gergin oluyorum. Yeni tanıştığım insanların yanında heyecanlanıyorum. Yeni tanıştığım insanların yanında heyecanlanıyorum. yeni insanlar beni kızdırırlar. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No? Okay. | Hayır? Tamam. Öyle mi? Peki. Öyle mi? Peki. hayır? peki. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You're a prettier version of Natalie Wood. | Sen Natalie Wood'un daha sevimli bir versiyonusun. Sen Natalie Wood'tan daha güzelsin. Sen Natalie Wood'tan daha güzelsin. Natalie Wood'un hoş versiyonusun | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Idon%look anything like her. | Ben ona hiç benzemiyorum. Ona hiç benzemiyorum ki. Ona hiç benzemiyorum ki. hiç birşeye onun gibi bakmıyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
To me, you do. | Bence benziyorsun. bana, bakıyorsun. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I thought it was bad luck to cheer with water. | Bence suyla kadeh tokuşturmak kötü şans getirir. Suyla kadeh kaldırmak uğursuzluk getirir diye biliyordum. Suyla kadeh kaldırmak uğursuzluk getirir diye biliyordum. suyla keyf yapmanın kötü şans olduğunu düşünüyordum. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I don't believe in bad luck. | Kötü şansa inanmam. Ben uğursuzluğa inanmam. Ben uğursuzluğa inanmam. şansa inanmıyorum. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Oh, you're funny. | Komiksin. Çok komiksin. Çok komiksin. komiksin. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I hope so. | Umarım, öyleyimdir. Umarım öyleyimdir. Umarım öyleyimdir. öyle umuyorum. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'm sorry. My aunt is always late. | Üzgünüm. Teyzem her zaman geç kalır. Kusura bakma. Teyzem hep böyle geç kalır. Kusura bakma. Teyzem hep böyle geç kalır. üzgünüm teyzem herzaman geç kalır. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You don't have to wait. | Beklemek zorunda değilsin. Sen bekleme istersen. Olsun. Sen bekleme istersen. Olsun. beklemek zorunda değilsin | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I don't mind. | Önemli değil. sorun değil | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I had a really good time. | Gerçekten iyi zaman geçirdim. Çok iyi vakit geçirdim. İyi ki ısrar etmişsin. Çok iyi vakit geçirdim. İyi ki ısrar etmişsin. gerçekten kötü zaman geçirdim. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'm glad you insisted. | Israr ettiğin için mutluyum. ısrar ettiğin için hoşnutum. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You mind if I call you again? | Seni daha sonra tekrar arayabilir miyim? Seni tekrar arayabilir miyim? Ara lütfen. Harika olur. Seni tekrar arayabilir miyim? Ara lütfen. Harika olur. tekrar aramamda sakınca var mı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Please do. That would be great. | Lütfen ara. Bu harika olur. hayır tabiki.arayabilirsin | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
[car horn honks] Um, here she is. | Teyzem geldi. İşte geldi. İşte geldi. hmmm işte burada! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Goodnight. | İyi geceler. iyi geceler! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
It's Earl, right? | Adın Earl'dü, değil mi? Adın Earl değil mi? Adın Earl değil mi? Earl değil mi? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(man with mustache) What do you do? | ne iş yapıyorsun? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I do business. I'm a businessman. | İş yapıyorum. Ben bir iş adamıyım. Ticaretle uğraşıyorum. İş adamıyım. Ticaretle uğraşıyorum. İş adamıyım. ticaret yapıyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Ask Terry. He knows. | Terry'ye sor. O biliyor. Terry'e sor. O da bilir. Terry'e sor. O da bilir. Terry'e sor o biliyor. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah. He delivers, uh, fucking diapers. | Evet. O lanet bezleri getirir. Evet, bebek bezi teslimatı yapıyor. Evet, bebek bezi teslimatı yapıyor. evet! o dağıtıcı.. lanet olası çocuk bezleri. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What do you do? | Sen ne iş yapıyorsun? ne iş yapıyorsun? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Me and Ritchie, we make porno movies. | Ben ve Ritchie, porno filmleri yapıyoruz. Ritchie ile birlikte porno film yapıyoruz. Ritchie ile birlikte porno film yapıyoruz. ben ve Ritchie porno film yapıyoruz. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, we dub 'em. | Evet, onlara dublaj yapıyoruz. Evet dublaj işi. Evet dublaj işi. evet dublaj yapıyoruz. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
So, Terry, which one of these guys dates that girl Deborah? | Peki, Terry, bu üç adamdan hangisi Deborah ile çıkıyor? Terry, bu çocuklardan hangisi şu Deborah ile çıkıyordu? Terry, bu çocuklardan hangisi şu Deborah ile çıkıyordu? böylece Terry bunlardan hangisi Deborahla çıkıyor? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
That'll be Ritchie. | Ritchie. O Ritchie olacak. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Earl) Yeah? Yeah, how do you know Deborah? | Öyle mi? Evet, sen Deborah'ı nerden tanıyorsun? Öyle mi? Evet, sen Deborah'ı nereden tanıyorsun? Öyle mi? Evet, sen Deborah'ı nereden tanıyorsun? Evet? Deborah'ı nasıl tanırsın? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
My friend Danny went out with her. | Arkadaşım Danny onunla çıkmıştı. Arkadaşım Danny bir ara onunla çıkmıştı. Arkadaşım Danny bir ara onunla çıkmıştı. arkadaşım Danny onunla dışarı çıktı | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Girl waited three weeks | Kız evlenmeden önce seks yapmayacağını söylemek için... Kız, evlenmeden önce kimseyle beraber olmayacağını söylemek için üç hafta beklemiş. Kız, evlenmeden önce kimseyle beraber olmayacağını söylemek için üç hafta beklemiş. kız 3 hafta bekledi. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
to tell him she doesn't have sex 'til she's married. | söyle ona evleninceye kadar Sex yapmadı. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Hey, Earl, have some fucking respect, okay? | Hey, Earl, biraz saygılı ol, tamam mı? Earl, biraz saygı göstersene lan! Earl, biraz saygı göstersene lan! Hey Earl biraz saygı göster tamam mı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
It's his future wife you're talking about. | Onun müstakbel karısı hakkında konuşuyorsun. Adamın evleneceği kızdan bahsediyoruz burada. Adamın evleneceği kızdan bahsediyoruz burada. hakkında konuştuğun kişi onun gelecekti karısı. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I guess, if he's desperate enough. | Sanırım, yeteri kadar çaresiz ise. O kızla evlenecek kadar çaresizse tabii. O kızla evlenecek kadar çaresizse tabii. Eğer yeterince gözü dönmemişse | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Ooh. | Ooh. Ooh! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, I'm pretty desperate. | Evet, oldukça çaresizim. Evet, çok çaresizim. Evet, çok çaresizim. evet, yeterince umutsuzum. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
But, where there's a will | Ama, niyetin olduğu yerde... ama arzu nerede... | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Oh! Nice shot, Ritchie. | Oh! Güzel vuruş, Ritchie. Güzel atış Ritchie. Güzel atış Ritchie. ohh! hoş atış Ritchie | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
There's a way, my friend. | Bir yolu var arkadaşım. ...bir yolunu bulursun dostum. ...bir yolunu bulursun dostum. bir yol var dostum. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Dino) Good shot, Ritchie. Jesus. | İyi vuruş, Ritchie. Tanrım. İyi atıştı Ritchie. Tanrım. İyi atıştı Ritchie. Tanrım. iyi atış Ritchie | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Nice. Whoa. | Güzel. Çok iyi. Çok iyi. güzel. oha! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Where there's a will, there's a way. | Niyetin olduğu yerde, her zaman bir yol vardır. nerede istek varsa orada bi yol vardır. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Terry) Unbelievable, man. Good job. | İnanılmazsın, dostum. Harikaydın. İnanılmazdı dostum. İyi iş çıkardın. İnanılmazdı dostum. İyi iş çıkardın. inanılmaz adamım iyi iş! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Hey, what the fuck you think you're doing? | Hey, sen ne halt ettiğini zannediyorsun? Ne yaptığını sanıyorsun lan sen? Ne yaptığını sanıyorsun lan sen? hey, ne bok yaptığını sanıyorsun? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No, what is this, man? Come on. What? | Hayır, Bu ne, dostum? Haydi ama. Ne? Bu ne böyle? Hadi ama. Ne? Bu ne böyle? Hadi ama. Ne? hayir! bu ne adamaım hadi ne? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
This asshole turns you down, so I take the bait? | Bu herif oyunu tersine çevirdi, ben de yemi yuttum mu? Bu pislik sizi yendi, ben de bunu yedim öyle mi? Bu pislik sizi yendi, ben de bunu yedim öyle mi? bu oruspu çocuğu seni kıvıracak böylece yemi alacağım. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Easy, Earl, you just pay what you owe. | Sakin ol, Earl, Sadece borcunu öde. Sakin ol Earl, borcun neyse öde işte. Sakin ol Earl, borcun neyse öde işte. kolay Earl sadece ne borçluysan öde. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No, I'm not paying you anything. | Hayır, Hiç bir şey ödemeyeceğim. Hayır, size hiçbir şey ödemiyorum ben. Parayı masaya koy. Hayır, size hiçbir şey ödemiyorum ben. Parayı masaya koy. hayır! sana hiç birşey ödemiyorum. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Put the money on the table. | Parayı masanın üzerine koy. parayı masaya koy. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Put that money on the table. | O parayı masanın üzerine koy. Masaya koy şu parayı. Masaya koy şu parayı. parayı masaya koy. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Trust me. | Güven bana. Bana güven. Bana güven. bana güven. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Take your money. All right, go. | Paranı al. Tamam, şimdi git. Al paranı. Tamam git hadi. Al paranı. Tamam git hadi. paranı al ve git. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Go to your porn lab, jerk off with your friends. | Senin porno laboratuvarına git, arkadaşlarınla birlikte 31 çek. Porno laboratuvarına git ve arkadaşlarınla beraber otuzbirini çek. Porno laboratuvarına git ve arkadaşlarınla beraber otuzbirini çek. porno laboratuvarına git ve arkadaşlarınla otuzbir çek. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'm going to fuck a real woman tonight. | Ben bu gece gerçek bir kadın sikeceğim. Ben gidip gerçek bir kadın sikeceğim bu gece. Ben gidip gerçek bir kadın sikeceğim bu gece. bu gece gerçek bir kadın sikeceğim. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Wow. | Wow. WOW! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
And good luck getting your dick in her. | Ve sikini o kız arkadaşına sokmakta iyi şanslar. Ayrıca o kızı sikmek için de iyi şanslar sana. Ayrıca o kızı sikmek için de iyi şanslar sana. kadını becerirken bol şans diliyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Take a walk. It's not worth it, Rich. | Boş ver. Buna değmez, Rich. Çık dolaş biraz. Buna değmez, Rich. Çık dolaş biraz. Buna değmez, Rich. yürüyüşe çık. onun için değmez Ritch. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Terry) Yeah, Ritchie, don't sweat that. | Evet, Ritchie, bunun için terlemeye değmez. Evet Ritchie, takma kafana. Evet Ritchie, takma kafana. evet! Ritchie, onu terletme. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Not worth it. | Buna değmez. Değmez! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Dino) come on, stack 'em up. | Haydi, topları diz. Hadi, diz şunları. Hadi, diz şunları. haydi! yığ onları. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(woman over speakers) Dr. Hunter, to Delivery, please. | Dr. Hunter, Doğumhane'ye, lütfen. Doktor Hunter, doğumhaneye lütfen. Doktor Hunter, doğumhaneye lütfen. Dr. Hunter dağıtıma lütfen. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Dr. Hunter, to Delivery, please. | Dr. Hunter, Doğumhane'ye, lütfen. Dr. Hunter dağıtıma lütfen. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Mr.KukHnsH? Yeah. | Bay. Kuklinski? Efendim. Mr. Kuklinski? Evet. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Your wife and daughter are in recovery. They're doing fine. | Karınız ve kızınız düzeliyor. Durumları iyi. senin kızın ve karın iyileşiyorlar.. onlar iyiler. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Oh, thanks. Thanks. Uh, can I see them? | Teşekkürler. Teşekkürler. Onları görebilir miyim? Sağ olun, teşekkürler. Onları görebilir miyim acaba? Sağ olun, teşekkürler. Onları görebilir miyim acaba? teşekkürler..onları görebilir miyim? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Come with me. All right. | Benimle gelin. Peki. Benimle gelin. Peki. Benimle gelin. Peki. benimle gel pekala! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
They're in here. | Buradalar. Bu odadalar. Bu odadalar. Buradalar. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Oh,wow. They're asleep now. | Şu an uyuyorlar. Uyuyorlar. oh waw! şuan uyukluyorlar.. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Congratulations, you're a father. | Tebrikler, baba oldunuz. Tebrik ederim, baba oldunuz. Tebrik ederim, baba oldunuz. tebrikler sen bir babasın. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah. (Dino over phone) Ritchie. | Evet. Ritchie. Evet. Ritchie. Evet. Ritchie. evet. Ritchie | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What the fuck's the matter with you? You still there? | Senin derdin ne? Hala orda mısın? Derdin ne lan senin? Hâlâ orada mısın? Derdin ne lan senin? Hâlâ orada mısın? senin sorunun ne? hala orada mısın? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
We're still seven boxes short. | Hala 7 kutu gerideyiz. Hâlâ yedi kutu eksiğimiz var. Hâlâ yedi kutu eksiğimiz var. biz hala 7 kısa kutuyuz. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
They called me twice already. | Beni şimdiye kadar 2 kere aradılar. Adamlar şimdiden iki kere aradılar bile. Adamlar şimdiden iki kere aradılar bile. beni onlar zaten iki kez aradılar. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
They're probably on the way over there as we speak. | Biz konuşurken muhtemelen oraya geliyorlar. Şu anda da muhtemelen yoldadırlar. Şu anda da muhtemelen yoldadırlar. büyük ihtimalle bizim konuştuğumuz gibi yolda olmalılar. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Don't we got any shoes to give, it's the wrong date? | Bu işte bizim suçumuz yok, verdikleri tarih yanlıştı. hiç giyecek ayakkabımız yok. yanlış zaman? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Roy Demeo is with them. This fucking guy is crazy. | Roy Demeo onlarla birlikte. O herif tam bir manyak. Roy Demeo onlarla birlikte. bu lanet olası adam çılgın. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |