Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 164917
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I'm not going to use Rosenthal. It's too Jewish. | Rosenthal'a karşı kullanmayacağım. Çok Yahudi İşi olur. Rosenthal'ı kullanacak değilim. Tam Yahudi ismi. Rosenthal'ı kullanacak değilim. Tam Yahudi ismi. Rosenthal kullanmayacağim oldukça yahudi. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You don't respect yourself to use your own name? | Kendi adını kullanacak kadar kendine saygın yok mu? Kendi adını kullanacak kadar kendine saygı duymuyor musun? Kendi adını kullanacak kadar kendine saygı duymuyor musun? kendi adını kullanmaya saygın yok mu? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
That only makes you look weak. | Bu seni yalnızca zayıf gösterir. Bu seni daha da zayıf gösterir. Bu seni daha da zayıf gösterir. sadece seni zayıf gösteriyor. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Listen to me. You and I, we have a history together. | Beni dinle. Sen ve ben, bizim biz geçmişimiz var. Beni dinle. Seninle bir mazimiz var. Beni dinle. Seninle bir mazimiz var. beni dinle.. sen ve ben bi hikayeye sahibiz. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
That means something to me. | Bu benim için bir anlam ifade ediyor. Bu benim için çok önemli. Benim için de öyle. Bu benim için çok önemli. Benim için de öyle. bu bana bişeyler ifade ediyor. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
It means something to me, too. | Bu benim için de bir anlam ifade ediyor. banada bişeyler ifade ediyor. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah? | Evet? Öyle mi? Öyle mi? evet? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
It won't happen again. | Tekrar olmayacak. birdaha olmayacak. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
All right, let's go see what this guy's made of. Come on. | Tamam, gidip görelim bakalım bizim adam gerçekten delikanlı mıymış. Haydi. Tamam, hadi gidip bakalım bizim herif ne yapmış. Hadi. Tamam, hadi gidip bakalım bizim herif ne yapmış. Hadi. pekala hadi bu herif ne yapmış gidip görelim. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Let's take this guy for a ride. | Bu herifi bir gezintiye çıkaralım. Şu herifle bir yolculuğa çıkalım. Şu herifle bir yolculuğa çıkalım. hadi bu herifi binmeye götürelim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Roy) Kulinski? Kolinsky? Josh, pull over here. | Kulinski? Kolinsky? Josh, buraya çek. Kulinski? Kolinsky? Josh, dur şurada. Kulinski? Kolinsky? Josh, dur şurada. Kulinski? Kolinsky? Josh, buraya doğru çekin. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
So Kulinksi? Kolinsky? | Ee... Kulinksi? Kolinsky? Kulinksi mi Kolinsky mi? Kulinksi mi Kolinsky mi? böylece Kulinski? Kolinsky? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
How, how do you say it? Who? | Nasıl söylüyorsun? Kim? Nasıl söyleniyor? Kuklinski. Nasıl söyleniyor? Kuklinski. nasıl,nasıl söylüyorsun onu? kim? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Kuklinski. | Kuklinski. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Kuk/inski? With a with a K? Or is, what is that? | Kuklinski? K ile mi yazılıyor? Ya da, bu ne? Kuklinski a ile.. K ile? yada tam olarak nedir? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
A C or a K? A llK II | C mi K mi? "K." A c yoksa K? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
"Ski." That's a "ski", "skis" are Polish, right? You're a Polack? | "Ski." bu bir "ski", "ski"'ler Polonyalıdır, değil mi? Polonyalı mısın? Ski..Skis polonyalıdır doğru mu? sen Polack mısın? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah. Yeah? | Evet. Evet? Evet. Öyle mi? Evet. Öyle mi? evet, evet mi? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Get away from the car. Get away. | Araçtan uzaklaş. Git. Çekil arabanın yanından. Çekil. Çekil arabanın yanından. Çekil. arabadan defol! defol! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Can you spare some change? | Biraz bozuk para verebilir misiniz? Fazla paranız var mı? Fazla paranız var mı? biraz bozukluk verebilir misin? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Get away. Take a walk! | Çek git. Yürü git! Çekil. Yürü git şuradan! Çekil. Yürü git şuradan! defol! yürü git buradan | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Would it kill you to give me a dime? | Bana 10 sent verseniz ölür müsünüz? On sent versen ölür müsün be? Lan şerefsiz! On sent versen ölür müsün be? Lan şerefsiz! bana 10 sent vermek seni öldürecek mi? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Hey! Scumbag! | Hey! Pislik! hey! bok torbası! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Scicoli, here's a quarter. You should go give it to him. | Scicoli, bu çeyrekliği ona ver. Scicoli al şu 25 sent'i. Git de adama ver. Scicoli al şu 25 sent'i. Git de adama ver. burada çeyreklik var git ve ona ver | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Go give it to him. What? | Git ve ona ver. Ne? Git adama ver. Ne? Git adama ver. Ne? git ve ver ona. ne? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Guy's not going to last an hour in this weather. | Adam bu havada 1 saat bile dayanamaz. Herif bu havada bir saat bile dayanamaz. Herif bu havada bir saat bile dayanamaz. beyler son bir saat içinde bu havada gitmiyoruz. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
He's a fucking' reefer addict. Have some heart. It's the holidays. | Herif lanet bir esrarkeş. Biraz iyi yürekli ol. Tatil zamanındayız. Herif esrarkeş. Biraz merhamet göster. Bayramdayız. Adam keşin teki. İnsan ol biraz, kutsal gündeyiz. Adam keşin teki. İnsan ol biraz, kutsal gündeyiz. o lanet olası esrarlı sigara bağımlısı. biraz sende sahip ol tatildeyiz. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Come on, Roy, why do I got to freeze for a fucking skivatz? | Haydi ama, Roy, bu lanet herif yüzünden neden ben üşüyeyim? Yapma ama Roy, bu soğukta keşin birinin peşinden mi gideyim? Yapma ama Roy, bu soğukta keşin birinin peşinden mi gideyim? haydi Roy, neden böyle boktan bişey için donmak zorundayım? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Here, give me the quarter. I'll give him the quarter. | Al, çeyrekliği adama ver. Çeyrekliği adama vereceğim. Tamam, peki ver. Gideyim parasını vereyim adamın. Tamam, peki ver. Gideyim parasını vereyim adamın. işte çeyrekliği ver bana. çeyrekliği ona vereceğim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'll give him the fucking quarter. Fucking give him a holiday quarter? | Herife siktiğimin çeyrekliğini vereceğim. Sikeyim ver adama tatil çeyrekliğini? Gideyim de vereyim amına koyayım. Kutsal gün parasını vereyim. Gideyim de vereyim amına koyayım. Kutsal gün parasını vereyim. lanet olası çeyreği ona vereceğim. tatil çeyreğini ona ver. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
The fucking skivatz. | Siktiğimin herifi. lanet olası skivatz | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Kuklinski. Kuklinski. | Kuklinski. Kuklinski. Kuklinski | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
There you go! | Al bakalım! İşte böyle! İşte böyle! işte | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Okay, I gave him the quarter. | Tamam, adama çeyrekliği verdim. Tamam, verdim adama parasını. Tamam, verdim adama parasını. tamam çeyrekliği ona verdim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Don't you feel better about yourself? | kendini daha iyi hissetmiyor musun? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah. You did something nice for somebody. | Evet. Bugün birisi için güzel bir şey yaptın. Evet. Birine bir iyilik yapmış oldun. Evet. Birine bir iyilik yapmış oldun. evet birisi için iyi şeyler yaptın | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
That's the fucking spirit. | İşte lanet ruh bu. Çok güzel oldu amına koyayım. Çok güzel oldu amına koyayım. işte bu soktuğum yürek | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Look at that. | Şuna bak. şuna bak | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Fucking guy's cold as ice. | Herif buz gibi soğukkanlı. Adamın kılı bile kıpırdamıyor. Adamın kılı bile kıpırdamıyor. piç kurusu buz kadar soğuk | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Come on, you got to feel something for somebody. | Haydi ama, birisi için bir şeyler hissediyor olmalısın. Hadi ama birileri için bir şeyler hissediyorsundur mutlaka. Hadi ama birileri için bir şeyler hissediyorsundur mutlaka. haydi, birisi için bişeyler hissettin. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Got a girlfriend? | Kız arkadaşın var mı? Kız arkadaşın var mı? Evliyim ben. Kız arkadaşın var mı? Evliyim ben. sevgilin var mı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Then why do you act like you don't give a shit? | Öyleyse neden hiç bir şey umursamıyormuş gibi davranıyorsun? O zaman niye umursamıyormuş gibi davranıyorsun? O zaman niye umursamıyormuş gibi davranıyorsun? ozaman neden sikinde değilmiş gibi davranıyorsun? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'm closing the porn lab. | Porno laboratuvarını kapatıyorum. porno evini kapatıyorum. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Sorry, but you're out of a job. | Üzgünüm, işsiz kaldın. Üzgünüm, senin de işin bitmiş oluyor. Üzgünüm, senin de işin bitmiş oluyor. üzgünüm ama işin dışındasın. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
If you could follow orders, you got everything to gain. | Eğer emirleri uygulayabilirsen her şeyi kazanabilirsin. Ama eğer emirlerimi yerine getirebilirsen, istediğin her şeyi elde edebilirsin. Ama eğer emirlerimi yerine getirebilirsen, istediğin her şeyi elde edebilirsin. eğer emirleri takip etseydin, hepsi kazancın olabilirdi. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Go put the bum out of his misery. | Git dilencinin sefaletine son ver. Git ve şu herifin işini bitir. Git ve şu herifin işini bitir. kıçını onun mutsuzluğundan kurtar | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
If you don't have it in you, now's the time to say it. | Eğer bu içinde yoksa, şimdi söylemenin tam sırası. Eğer yapamayacaksan şimdiden söyle. Eğer yapamayacaksan şimdiden söyle. eğer ona şimdi sahip değilsen şimdi onun tam zamanı. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
God almighty. You got big hands. | Tanrı yücedir. Büyük ellerin var. Tanrım. Ellerin ne kadar büyük. Tanrım. Ellerin ne kadar büyük. Tanrı herşeye gücü yeter. büyük ellere sahipsin. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Are you a lumberjack or something? | Oduncu filan mısın? Oduncu falan mısın yoksa? Hayır, Polonyalıyım. Oduncu falan mısın yoksa? Hayır, Polonyalıyım. oduncu musun? yada ona benzer bişey? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No, I'm Polish. [laughing] | Hayır, ben Polonyalıyım. hayır, Polonyalıyım. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Mind if I sit down? | Oturabilir miyim? oturmamda sakınca varmı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
It's your ass. Put it where you want it. | Göt senin götün. İstediğin yere koyabilirsin. Kıç senin kıçın, istediğin yere koyarsın. Kıç senin kıçın, istediğin yere koyarsın. senin kıçın nereye istersen oraya koymakta özgürsün | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Scicoli) What the fuck is this? What's he doing now? | Bu da ne? Şimdi ne yapıyor? Bu ne lan böyle? Ne yapıyor şimdi? Bu ne lan böyle? Ne yapıyor şimdi? bu lanet olası nedir? şimdi ne yapıyor? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Roy) Shut the fuck up Just give him a second. | Çeneni kapat. Adama biraz zaman ver. Kapa lan çeneni. Adama biraz zaman ver. Kapa lan çeneni. Adama biraz zaman ver. kapa çeneni. ona biraz zaman ver. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Actually, I will have a drag. What are you smoking? Camel | Aslında, uyuşturucu alacağım. Ne tüttürüyorsun? Camel... Aslında bir dal alsam olur. Ne içiyorsun? Camel. Aslında bir dal alsam olur. Ne içiyorsun? Camel. aslında biraz duman çekecektim. ne içiyorsun? Camel... | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Come on. | Haydi ama. Gidelim. Gidelim. haydi! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Roy) You all right? Yeah. | İyi misin? Evet. İyi misin? Evet. İyi misin? Evet. iyi misin? evet. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Not that big of a deal, is it? | Çok da büyük bir olay değil, değil mi? O kadar büyük bir mesele değilmiş, değil mi? O kadar büyük bir mesele değilmiş, değil mi? bu büyük bi antlaşma değildi değil mi? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I know nobody forced you to do anything | Biliyorum, kimse seni bir şeye zorlamadı. Biliyorum, kimse seni bir şey yapmaya zorlamadı... Biliyorum, kimse seni bir şey yapmaya zorlamadı... biliyorum ki kimse seni bunu yapman için zorlamadı. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
but, I'm going to need a guarantee of your loyalty. | ama bana sadık kalacağına dair garantiye ihtiyacım var. ...ama sadakatini garanti altına almam lazım. ...ama sadakatini garanti altına almam lazım. ama, senin sadıklığının garantisine ihtiyacım olacak | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Give me the gun. | Silahı bana ver. Silahı ver. Silahı ver. silahı bana ver. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Roy, off) What you're going to be doing is | Yapacağın şey Yapacağın iş belli, benim arkamı kollayacaksın. Yapacağın iş belli, benim arkamı kollayacaksın. bunu yapmak için ne yapıyorsun? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
you'll be watching my back. | arkamı kollamak olacak. sırtımı izleyeceksin. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You'll be collecting debts, sending messages, | Borçlar toplayacak, mesajlar yollayacaksın. alacakları topluyor olacaksın. mesajları göndereceksin | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
whatever the messages are. | Mesaj ne olursa olsun. Mesajlar ne olursa artık. Mesajlar ne olursa artık. her ne mesaj olursa. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
But if I need you, Scicoli or Josh here is going to get in contact with you. | Ama sana ihtiyacım olduğunda, Scicoli veya Josh seninle temasa geçecek. eğer sana ihtiyacım olursa Scicoli veya Josh seninle iletişime geçecek. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
And payphones only. | Ve yalnızca ankesörlü telefonları kullanacağız. Sadece ankesörlü telefonlardan. Sadece ankesörlü telefonlardan. ve sadece ödeme telefonu. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Now, you're going to deal with whatever we can, for whatever reason. | Şimdi, her ne yapabileceksek onunla ilgileneceksin, sebep ne olursa olsun. Bizim yaptığımız her çeşit işle uğraşman gerekecek. Bizim yaptığımız her çeşit işle uğraşman gerekecek. şimdi, bizimle her konuda anlaşacaksın. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You're only going to work for me, nobody else. | Yalnızca benim için çalışacaksın. Başkası için değil. Ve sadece benim için çalışacaksın, başkası için değil. Ve sadece benim için çalışacaksın, başkası için değil. sadece benim için çalışacaksın.. başka hiçkimse.. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Roy) You understand? | anladın mı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Sure. | Elbette. Kesinlikle. Kesinlikle. evet | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Puh please. I got some money upstairs. | Puh... Lütfen. Üst katta biraz param var. Lütfen, yukarıda biraz param var istersen. Lütfen, yukarıda biraz param var istersen. üst katta biraz para buldum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I beg of you, please? Please? | Yalvarırım, lütfen? Lütfen? Yalvarırım, lütfen. Lütfen? Yalvarırım, lütfen. Lütfen? lütfen sana yalvarıyorum lütfen? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Anything you want. Anything, just | Ne istersen ne veririm. Her şey, sadece... Ne istersen. Ne istersen, yeter ki... Ne istersen. Ne istersen, yeter ki... istediğin birşey. sadece istediğin. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(KukHnskU I give thanks for my beautiful wife, Deborah. | Güzel karım Deborah için şükrediyorum. Güzel karım Deborah için Tanrı'ya şükrediyorum. Güzel karım Deborah için Tanrı'ya şükrediyorum. güzel karım Deborah'a teşekkür edeceğim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
She means the world to me. | O benim için her şey demek. O benim için çok önemli. Ve bizim bebeğimizi taşıyor. O benim için çok önemli. Ve bizim bebeğimizi taşıyor. karım benim dünyamdır. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
And she's carrying our baby. | Ve o bebeğimize hamile. ve bizim bebeğimizi taşıyor. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Hey, honey. Hi. | Hey, tatlım. Selam. Merhaba canım. Selam. Merhaba canım. Selam. Hey tatlım merhaba! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Oh, sorry. It's okay. | Oh, üzgünüm. Sorun değil. Pardon. Önemli değil. Pardon. Önemli değil. oh, üzgünüm sorun değil | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Hi, Dad. Take this. | Selam, baba. Bunu al. Merhaba baba. Al bunu. Merhaba baba. Al bunu. merhaba, Dad bunu al, | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Thank you. Is that everything? | Teşekkür ederim. Her şey bu mu? Sağ ol. Hepsi bu kadar mı? Sağ ol. Hepsi bu kadar mı? teşekkür ederim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah. Perfect. | Evet. Mükemmel. Evet. Harika. Evet. Harika. evet kusursuz. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah. You got it? | Evet. Yardım edeyim mi? evet elde ettin mı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, I got it. | Hayır, ben taşıyorum. evet elde ettim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
How was school? It was good. | Okul nasıldı? İyiydi. Okul nasıl geçti? Güzel geçti. Okul nasıl geçti? Güzel geçti. okul nasıldı? iyiydi | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Kuklinski) That's good wine, isn't it? | Bu iyi bir şarap değil mi? Şarap güzel değil mi? Çok pahalı, tabii güzel olacak. Şarap güzel değil mi? Çok pahalı, tabii güzel olacak. güzel şarap değil mi? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Dino) For that price, if better be. | Bu fiyata, iyi olmalı. bu ücret için daha iyi olabilirdi. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
So how'd you guys meet? You two? | Peki siz nasıl tanıştınız? Siz ikiniz? Siz ikiniz nasıl tanıştınız peki? Siz ikiniz nasıl tanıştınız peki? siz nasıl tanıştınız? siz ikiniz? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Oh, we met on a boat. Really? | Bir teknede tanıştık. Gerçekten mi? Teknede tanıştık. Gerçekten mi? Teknede tanıştık. Gerçekten mi? oh, biz teknede tanıştık gerçekten mi? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah. Like, big yacht, one of those big fancy boats? | Evet. Büyük yatlar gibi olan süslü bir tekneydi. Evet. Şu süslü, büyük yatlardan biriydi. Evet. Şu süslü, büyük yatlardan biriydi. evet büyük yat şu büyük teknelerden birinde? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
The one you can ea! and drink anything you want on? | Yiyip içip üzerinde her şeyi yapabileceğin türden. İçeride istediğini yiyip içebildiğin teknelerden. İçeride istediğini yiyip içebildiğin teknelerden. herşeyi yiyip içeceğin teknelerden biri mi? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
So I'm in the bath and I hear this voice | Banyodaydım ve diğer kabinden Tuvaletteydim ve yan taraftan gelen bir ses duydum. Tuvaletteydim ve yan taraftan gelen bir ses duydum. böylece küvetteydim ve bu sesi duydum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
from this other stall, right? | şu sesi duydum, anlıyor musun? bu diğer güverteden doğru mu? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
A little mousy voice. Oh. | Küçük ürkek bir ses. İnce, ürkek bir ses. İnce, ürkek bir ses. birazcık sessiz sesle. oh | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
And it goes, "Excuse me?" | Şöyle dedi, "Pardon?" "Bakar mısınız?" şeklinde. "Bakar mısınız?" şeklinde. ve öyle devam ediyor. afedersin? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
"Excuse me? ls there somebody in the other stall?" I was locked in. | "Pardon? Diğer kabinde kimse var mı?" "Burada kilitli kaldım." "Pardon? Diğer kabinde kimse var mı?" Kilitli kalmıştım. "Bakar mısınız? O tarafta kimse var mı acaba?" Kilitli kalmıştım. "Bakar mısınız? O tarafta kimse var mı acaba?" Kilitli kalmıştım. afedersin diğer güvertede kimse var mıydı? kilitlemiştim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, right. If you ask me, she followed somebody in there. | Evet, tabi. Bana sorarsan birisini oraya kadar takip etmiştir. Evet, doğru. Bence birinin peşinden gelmişti. Evet, doğru. Bence birinin peşinden gelmişti. evet doğru. eğer bana sorarsan orada birisini takip ediyordu. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
There was a huge line for the girls room. | Kızlar tuvaleti için çok uzun bir sıra vardı. Kızlar tuvaletinde kuyruk vardı. Kadınlar tuvaletinde çok sıra vardı. Kadınlar tuvaletinde çok sıra vardı. kızların odası için kocaman bir yol vardı. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
How'd you meet Ritchie? | Siz nasıl tanıştınız Ritchie? Sen Ritchie ile nasıl tanıştın? Sen Ritchie ile nasıl tanıştın? Ritchie nasıl tanıştınız? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Uh, it, it doesn't compare to the bathroom story. | Sizin banyo hikayenizle karşılaştırılacak gibi değil. Sizin tuvalet hikayesinin yanından bile geçemez. Sizin tuvalet hikayesinin yanından bile geçemez. hmm, yatakodası hikayesiyle karşılaştırılmamalı | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |