Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158423
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Tango and Cash! Cash and Tango! | Tango ve Cash! Cash ve Tango! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| These two cops are driving me crazy. | Bu iki polis beni çildirtiyor. Bu iki polis beni çıldırtıyor. Bu iki polis beni çıldırtıyor. Bu iki polis beni çıldırtıyor. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| We must do something about this. | Onlar hakkinda bir ºeyler yapmaliyiz. Onlar hakkında bir şeyler yapmalıyız. Onlar hakkında bir şeyler yapmalıyız. Onlar hakkında bir şeyler yapmalıyız. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I agree. I would like to handle this myself, Mr. Perret. | Tamamen. Bu iºle ben ilgilenmek isterim, bay Perret. Tamamen. Bu işle ben ilgilenmek isterim, bay Perret. Tamamen. Bu işle ben ilgilenmek isterim, bay Perret. Tamamen. Bu işle ben ilgilenmek isterim, bay Perret. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| No, we will handle it. | Hayir, biz halledecegiz. Hayır, biz halledeceğiz. Hayır, biz halledeceğiz. Hayır, biz halledeceğiz. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| No. | Hayir. Hayır. Hayır. Hayır. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Not that way. | O biçimde degil. O biçimde değil. O biçimde değil. O biçimde değil. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I have something else in mind. | Düºündügüm baºka bir ºey var. Düşündüğüm başka bir şey var. Düşündüğüm başka bir şey var. Düşündüğüm başka bir şey var. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Hey, Cash! | Hey, Cash! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Armani with a badge! | Tango uyuºturucuya darbe vurdu. Armani polis rozetiyle! Tango uyuşturucuya darbe vurdu. Armani polis rozetiyle! Tango uyuşturucuya darbe vurdu. Armani polis rozetiyle! Tango uyuşturucuya darbe vurdu. Armani polis rozetiyle! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Police business! | Bir polis iºi! Bir polis işi! Bir polis işi! Bir polis işi! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| This is my car! | Benim arabam! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| What are you doing to my car?! | Arabama ne yapiyorsun? Arabama ne yapıyorsun? Arabama ne yapıyorsun? Arabama ne yapıyorsun? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Son of a bitch! | Piç oglu piç! Piç oğlu piç! Piç oğlu piç! Piç oğlu piç! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| What's wrong? Got a headache? | Iyi degil misin? Baºin mi agriyor? İyi değil misin? Başın mı ağrıyor? İyi değil misin? Başın mı ağrıyor? İyi değil misin? Başın mı ağrıyor? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You crazy! | Delisin! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| What did you do with my car?! | Arabama ne yaptin? Arabama ne yaptın? Arabama ne yaptın? Arabama ne yaptın? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I believe in perestroika ! | Perestroika taraftariyim! Perestroika taraftarıyım! Perestroika taraftarıyım! Perestroika taraftarıyım! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Welcome to America! | Amerika'ya hoº geldin! Amerika'ya hoş geldin! Amerika'ya hoş geldin! Amerika'ya hoş geldin! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Tango, I saw your picture in the paper. | Tango, fotografini gazetede gördüm. Tango, fotoğrafını gazetede gördüm. Tango, fotoğrafını gazetede gördüm. Tango, fotoğrafını gazetede gördüm. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Ray, look at this. | Ray, ºuna bak. Ray, şuna bak. Ray, şuna bak. Ray, şuna bak. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Blind luck! | Ne ºans! Ne şans! Ne şans! Ne şans! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Catherine's in your office. That's great! | Catherine büronda. Harika! Catherine büronda. Harika! Catherine büronda. Harika! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You just don't take off. . . | Böyle gidemezsin... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .on the spur of the moment. It's | ...ani bir kararla. Yani... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Illogical? | Anlamsiz mi? Anlamsız mı? Anlamsız mı? Anlamsız mı? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Very! It's not that big a deal. | Çok! Önemli bir ºey degil. Çok! Önemli bir şey değil. Çok! Önemli bir şey değil. Çok! Önemli bir şey değil. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I'll be gone a month or two. | Bir, iki ayligina gidecegim. Bir, iki aylığına gideceğim. Bir, iki aylığına gideceğim. Bir, iki aylığına gideceğim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| It takes that long to build a house, not take a vacation. | Bu zamanda ev yapilir, tatil degil. Bu zamanda ev yapılır, tatil değil. Bu zamanda ev yapılır, tatil değil. Bu zamanda ev yapılır, tatil değil. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| A dance tour is not a vacation! I just want to get away. | Bir dans turnesi tatil degil! Yalnizca gitmek istiyorum. Bir dans turnesi tatil değil! Yalnızca gitmek istiyorum. Bir dans turnesi tatil değil! Yalnızca gitmek istiyorum. Bir dans turnesi tatil değil! Yalnızca gitmek istiyorum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You have all you need in this town. | Bu kentte sana gereken her ºey var. Bu kentte sana gereken her şey var. Bu kentte sana gereken her şey var. Bu kentte sana gereken her şey var. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Grime, crime and slime. | Pislik, cinayet ve kokuºma. Pislik, cinayet ve kokuşma. Pislik, cinayet ve kokuşma. Pislik, cinayet ve kokuşma. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| No, thanks. I 'd rather go. | Hayir, sag ol. Gitmeyi tercih ederim. Hayır, sağ ol. Gitmeyi tercih ederim. Hayır, sağ ol. Gitmeyi tercih ederim. Hayır, sağ ol. Gitmeyi tercih ederim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Okay, but give me the phone numbers so I can reach you. | Tamam, ama sana ulaºabilecegim bir telefon numarasi ver. Tamam, ama sana ulaşabileceğim bir telefon numarası ver. Tamam, ama sana ulaşabileceğim bir telefon numarası ver. Tamam, ama sana ulaşabileceğim bir telefon numarası ver. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Why don't I call you? | Ya ben seni arasam? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Why don't you call me? | Ya sen beni mi arasan? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Catherine, if you feel stressed, don't run away. | Catherine, kendini stresli hissediyorsan, gitme. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Stay and we'll deal with this together. | Kal ve birlikte çaresine bakalim. Kal ve birlikte çaresine bakalım. Kal ve birlikte çaresine bakalım. Kal ve birlikte çaresine bakalım. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Don't make me feel guilty. | Kendimi suçlu hissettirme. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I just need some time alone, okay? | Bir süre yalniz kalmaliyim, tamam mi? Bir süre yalnız kalmalıyım, tamam mı? Bir süre yalnız kalmalıyım, tamam mı? Bir süre yalnız kalmalıyım, tamam mı? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I promise, Lieutenant, to be a good girl. | Söz veriyorum, Tegmenim, uslu bir kiz olacagim. Söz veriyorum, Teğmenim, uslu bir kız olacağım. Söz veriyorum, Teğmenim, uslu bir kız olacağım. Söz veriyorum, Teğmenim, uslu bir kız olacağım. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| There it is! | Tamam iºte! Tamam işte! Tamam işte! Tamam işte! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| The key word. | Anahtar kelime. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| "Good. " | "Uslu." ''Uslu.'' "Uslu." ''Uslu.'' | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You're telling me you'll be good because you know. . . | Bana uslu bir kiz olacagim diyorsun çünkü saniyorsun ki... Bana uslu bir kız olacağım diyorsun çünkü sanıyorsun ki... Bana uslu bir kız olacağım diyorsun çünkü sanıyorsun ki... Bana uslu bir kız olacağım diyorsun çünkü sanıyorsun ki... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .automatically, I think you'll be bad. | ...hemen, kötü olacagini düºünüyorum. ...hemen, kötü olacağını düşünüyorum. ...hemen, kötü olacağını düşünüyorum. ...hemen, kötü olacağını düşünüyorum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| What's a margin call? | Bir garanti marji nedir? Bir garanti marjı nedir? Bir garanti marjı nedir? Bir garanti marjı nedir? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Your stockbroker's on line 3. | Borsadaki adamin 3. hatta. Borsadaki adamın 3. hatta. Borsadaki adamın 3. Hatta. Borsadaki adamın 3. hatta. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Hold on. | Kal. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I have a plane to catch. | Uçagim kalkacak. Uçağım kalkacak. Uçağım kalkacak. Uçağım kalkacak. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Catherine, don't go. | Catherine, gitme. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Think positive. | Pozitif düºün. Pozitif düşün. Pozitif düşün. Pozitif düşün. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Harvey, it's me. | Harvey, benim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| It's good you wore a vest. Hardly needed it with these. | Iyi ki çelik yelek giydin. Bununla lüzum yok gibiydi. İyi ki çelik yelek giydin. Bununla lüzum yok gibiydi. İyi ki çelik yelek giydin. Bununla lüzum yok gibiydi. İyi ki çelik yelek giydin. Bununla lüzum yok gibiydi. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Half load soft lead slugs. | Bu küçük kurºunlarla. Bu küçük kurşunlarla. Bu küçük kurşunlarla. Bu küçük kurşunlarla. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| This guy was really sloppy. | Herif çok beceriksizdi. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Look at this. | ªuna bak. Şuna bak. Şuna bak. Şuna bak. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| This shirt cost $9. Get me a new vest, okay? | Bu gömlek 9$'a patladi. Yeni bir yelek bul, iyi mi? Bu gömlek 9$'a patladı. Yeni bir yelek bul, iyi mi? Bu gömlek 9$'a patladı. Yeni bir yelek bul, iyi mi? Bu gömlek 9$'a patladı. Yeni bir yelek bul, iyi mi? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Whoa, pizza! | Vay canina, piza! Vay canına, piza! Vay canına, piza! Vay canına, piza! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Who was fucking with my gun? | Tabancamla kim oynadi? Tabancamla kim oynadı? Tabancamla kim oynadı? Tabancamla kim oynadı? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| The sight's shifted. | Gez yer degiºtirmiº. Gez yer değiştirmiş. Gez yer değiştirmiş. Gez yer değiştirmiş. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Maybe you dropped it. I didn't drop it. | Belki de düºürdün. Düºürmedim. Belki de düşürdün. Düşürmedim. Belki de düşürdün. Düşürmedim. Belki de düşürdün. Düşürmedim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Captain! | Yüzbaºi! Yüzbaşı! Yüzbaşı! Yüzbaşı! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Get anything out of him? | Ondan bir ºey ögrendin mi? Ondan bir şey öğrendin mi? Ondan bir şey öğrendin mi? Ondan bir şey öğrendin mi? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| No, he doesn't speak English. Our interpreter says he wants a lawyer. | Hayir, lngilizce konuºmuyor. Tercümana göre avukat istiyor. Hayır, İngilizce konuşmuyor. Tercümana göre avukat istiyor. Hayır, İngilizce konuşmuyor. Tercümana göre avukat istiyor. Hayır, İngilizce konuşmuyor. Tercümana göre avukat istiyor. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Let me question him. | Birakin onu sorgulayayim. Bırakın onu sorgulayayım. Bırakın onu sorgulayayım. Bırakın onu sorgulayayım. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| The guy who just tried to blow you away? Forget it! | Seni öldürmeyi deneyen adami mi? Olamaz! Seni öldürmeyi deneyen adamı mı? Olamaz! Seni öldürmeyi deneyen adamı mı? Olamaz! Seni öldürmeyi deneyen adamı mı? Olamaz! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Stay away from him, Gabe. | Ondan uzak dur, Gabe. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| So, you don't know any English? | Üstelik, lngilizce bilmiyor musun? Üstelik, İngilizce bilmiyor musun? Üstelik, İngilizce bilmiyor musun? Üstelik, İngilizce bilmiyorsun ha? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I don't know Chinese, so we'll have to give you a crash course. | Çince bilmiyorum, öyleyse sana hizlandirilmiº ders verecegim. Çince bilmiyorum, öyleyse sana hızlandırılmış ders vereceğim. Çince bilmiyorum, öyleyse sana hızlandırılmış ders vereceğim. Çince bilmiyorum, öyleyse sana hızlandırılmış ders vereceğim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| But I got a feeling you'll be a quick learner. | Ama sanirim çabucak ögreneceksin. Ama sanırım çabucak öğreneceksin. Ama sanırım çabucak öğreneceksin. Ama sanırım çabucak öğreneceksin. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| This is lesson number one. | Bu bir numarali ders. Bu bir numaralı ders. Bu bir numaralı ders. Bu bir numaralı ders. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| The next lessons get harder. | Ikinci ders daha zor olacak. İkinci ders daha zor olacak. İkinci ders daha zor olacak. İkinci ders daha zor olacak. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Who hired you? | Seni kim tuttu? Ölmemi kim istiyor? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I think he's one of Quan's men. | Sanirim Quan'in adami. Sanırım Quan'ın adamı. Sanırım Quan'ın adamı. Bilmiyorum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I don't know his name. I swear! | Bu ismi tanimiyorum. Yemin ederim! Bu ismi tanımıyorum. Yemin ederim! Bu ismi tanımıyorum. Yemin ederim! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Look at that, Flattop. | ªuna bak, Firça saçli. Şuna bak, Fırça saçlı. Şuna bak, Fırça saçlı. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You're speaking like a native already. | ªimdilik iyi konuºuyorsun. Şimdilik iyi konuşuyorsun. Şimdilik iyi konuşuyorsun. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| What is this? English 1 01 . | Bu nedir? Ingilizce dersi. Bu nedir? İngilizce dersi. Bu nedir? İngilizce dersi. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Your scumbag lawyer won't be here for a while. | Senin adi avukatin hemen burada olamayacak. Senin adi avukatın hemen burada olamayacak. Senin adi avukatın hemen burada olamayacak. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Is there anything you want to share? | Bana diyecegin bir ºey var mi? Bana diyeceğin bir şey var mı? Bana diyeceğin bir şey var mı? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| A deal. Tonight. | Bir iº. Bu gece. Bir iş. Bu gece. Bir iş. Bu gece. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| 4942. . . | 4942... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .Front Street. 9:00. | ...Front Street. Saat 21 :00'de. ...Front Street. Saat 21:00'de. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| My compliments. | Tebrikler. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Pretty good for your first lesson. Don't forget to wash your hands. | Ilk ders için yeteri kadar iyi. Ellerini yikamayi unutma. İlk ders için yeteri kadar iyi. Ellerini yıkamayı unutma. İlk ders için yeteri kadar iyi. Ellerini yıkamayı unutma. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| There's a big bust going down, 4942 Front Street. | Büyük bir iº, 4942 Front Street'te gerçekleºecek. Büyük bir iş, 4942 Front Street'te gerçekleşecek. Büyük bir iş, 4942 Front Street'te gerçekleşecek. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Is that reliable? Yes. A phone tap. | Bilgi emin mi? Evet. Bir telefon kaydi. Bilgi emin mi? Evet. Bir telefon kaydı. Bilgi emin mi? Evet. Bir telefon kaydı. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Fantastic. What is this? | Harika. Nedir? Harika. Nedir? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Downtown clown versus Beverly Hills wop. | Sokak palyaçosu, Beverly Hills ltalyan'ina karºi. Sokak palyaçosu, Beverly Hills İtalyan'ına karşı. Sokak palyaçosu, Beverly Hills İtalyan'ına karşı. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| All the news that's fit to print. I don't get you. | Satiºlari artiran haberler. Anlamiyorum. Satışları artıran haberler. Anlamıyorum. Satışları artıran haberler. Anlamıyorum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You make a shitload of money. Why do you do this? | Yiginla para kazaniyorsun. Neden bu iºi birakmiyorsun? Yığınla para kazanıyorsun. Neden bu işi bırakmıyorsun? Yığınla para kazanıyorsun. Neden bu işi bırakmıyorsun? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Action. | Aksiyon. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Good old American action. | Amerikalilarin aksiyonu. Amerikalıların aksiyonu. Amerikalıların aksiyonu. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| If you want to stare death in the eye, get married. | Ölümle göz göze gelmek istiyorsan, evlen onunla. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Is that a proposal? | Bu bir teklif mi? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Gabriel Cash. | Gabriel Cash. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| How many millions? How many? | Kaç milyon? Kaç? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| How many this time? | Bu kez kaç? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Oh, God! | Oh, Tanrim! Oh, Tanrım! Oh, Tanrım! | Tango & Cash-1 | 1989 |