• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158195

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
If I could have stayed... Eğer kalabilseydim... Taken-2 2002 info-icon
I could have spoken again with my father. Babamla yeniden konuşabilirdim. Taken-2 2002 info-icon
I wish... Babamı görmeyi diliyorum. Taken-2 2002 info-icon
What in God's name happened here? Burada ne oldu Allah aşkına? Taken-2 2002 info-icon
They're both dead. İkisi de ölmüş. Taken-2 2002 info-icon
Mind stepping out of the car, sir? Arabadan çıkar mısınız efendim? Haber var mı? Taken-2 2002 info-icon
What did I do, officer? Ne yaptım memur bey? Taken-2 2002 info-icon
Would you mind stepping out of the car, sir? Arabadan çıkabilir misiniz lütfen efendim. Taken-2 2002 info-icon
Thank you, officer, I'll take it from here. Sağolun memur bey. Bundan sonrasını biz hallederiz. Taken-2 2002 info-icon
Captain Crawford, Army Intelligence. Yüzbaşı Crawford. Ordu istihbarat. Taken-2 2002 info-icon
This is a routine debriefing. Bu sıradan bir sorgulama. Sıradan mı? Taken-2 2002 info-icon
I apologize for the unconventional approach. Size böyle uygunsuzca yaklaştığımız için özür dilerim Taken-2 2002 info-icon
I'll be honest with you. Size karşı dürüst olacağım. Birileri proje ile ilgili bilgi sızdırıyor. Taken-2 2002 info-icon
We don't suspect you, Sizden şüphelenmiyoruz ama kaynağı bulabilmemiz için bazı bilgilerin üzerinden geçmemiz lazım. Taken-2 2002 info-icon
Does this have to do with what happened to Dr Goldin? Bunun Dr. Goldin'e olanlarla ilgisi var mı? Taken-2 2002 info-icon
In part, yes. Kısmen evet. Taken-2 2002 info-icon
I don't see how Dr Goldin's death Dr. Goldin'in ölümünün bilgi sızdırmayla ilgisini anlayamıyorum. Taken-2 2002 info-icon
Why don't you tell me what you think happened? Neden olanları siz anlatmıyorsunuz? Taken-2 2002 info-icon
Well, Dr Goldin was in the room with, uh... Dr. Goldin, şey...canlı kurtulanla birlikte odadaydı. Taken-2 2002 info-icon
Apparently, they can... Onlar...Aslında bu inanılmaz ama... İlkin hücresel düzeyde tanık olduk. Almayacaksınız! Taken-2 2002 info-icon
They can become whatever they want. Ne isterlerse onun şeklini alabiliyorlar. Taken-2 2002 info-icon
I don't follow you at all. Anlayamıyorum. Taken-2 2002 info-icon
They can appear as people. İnsan gibi görünebiliyorlar. Taken-2 2002 info-icon
Dr Goldin, for example, thought he was 1 3, Mesela Dr. Goldin 13 yaşındaki Bar Mitzvah töreninde olduğunu sandı. Babasını gördü. Taken-2 2002 info-icon
Apparently, that's what killed him. Ve bu hem onu, hem de ziyaretçiyi öldürdü. Taken-2 2002 info-icon
You've been a lot of help, Teşekkürler doktor. Çok yardımcı oldunuz. Sanırım bu konuşmanın gizli kalmasının ne kadar önemli olduğunu söylememe gerek yok. Taken-2 2002 info-icon
that you say nothing about this to anyone. Kanıt getireceğim. Sana ve beni dinleyecek herkese deli olmadığımı göstereceğim. Taken-2 2002 info-icon
They can appear as people, you say? İnsan gibi görünebiliyorlar demiştiniz değil mi? Evet. İnanılmaz. Taken-2 2002 info-icon
It's not safe to spend too much time with one of them. Onlarla çok fazla vakit geçirmek güvenli değil. Taken-2 2002 info-icon
How do you feel? Ne hissediyorsun? Uçuyorum sanki. Taken-2 2002 info-icon
Headaches? Başağrısı ya da öyle birşey var mı? Birşey yok. Taken-2 2002 info-icon
BECKY: Mama, John's been doin' magic tricks Anne, John sihirbazlık yapıyordu. Tom'dan çok daha iyi. Taken-2 2002 info-icon
You're not hungry? Acıkmadın mı? Taken-2 2002 info-icon
No, l He's never hungry. Hayır, ben Hiç acıkmıyor. Taken-2 2002 info-icon
Tom, that's enough. Tom bu kadar yeter. Hayır. Önemli değil. Taken-2 2002 info-icon
How are you feeling? Your headache? Nasılsın? Başağrın ne alemde? Taken-2 2002 info-icon
I'm fine. I hadn't even thought about it. Thank you. İyiyim. Başağrım aklıma bile gelmedi. Teşekkür ederim. Taken-2 2002 info-icon
TOM: So where did you come from, anyway? Sen nereden geldin ki? Taken-2 2002 info-icon
Tom... I don't mind. Tom... Sorun değil. Taken-2 2002 info-icon
I come from Des Moines. Des Moines'dan geldim. Taken-2 2002 info-icon
That's like 1,000 miles away from here. Orası çok uzak ama. Taken-2 2002 info-icon
It's where my magic kit came from. Benim sihirbazlık setim oradan gelmişti. Taken-2 2002 info-icon
Tom, Becky, sit up and watch your manners. Tom, Becky düzgün oturun ve saygılı olun. Taken-2 2002 info-icon
I come from there originally. Orada doğdum. Taken-2 2002 info-icon
I've just been working anyplace I could since then. Ama o zamandan beri değişik yerlerde çalışıyorum. Taken-2 2002 info-icon
Farm work, mainly. Genelde çiftçilik. Taken-2 2002 info-icon
What happened to you that got you so messed up? Sana ne oldu da bu hale geldin? Taken-2 2002 info-icon
Machine accident. İş kazası. Taken-2 2002 info-icon
Why are you being so mean to John? John'a neden tavır koyuyorsun? Taken-2 2002 info-icon
He's our friend. He's not my friend. O bizim arkadaşımız. Benim arkadaşım değil. Taken-2 2002 info-icon
You certainly seem to be recovering nicely. Çok hızlı iyileşiyorsun. Taken-2 2002 info-icon
Like I told you, I just needed a little rest. Sana demiştim. Tek ihtiyacım olan dinlenmek. Taken-2 2002 info-icon
SALLY: So now that you're feeling better, Şimdi daha iyi olduğuna göre sanırım gideceksin? Taken-2 2002 info-icon
JOHN: I guess so. Sanırım. Taken-2 2002 info-icon
I just need a few more days. Birkaç gün daha lazım. Taken-2 2002 info-icon
Everyone knows not to stare into the sun. Herkes güneşe bakılmaması gerektiğini bilir. Anneniz bunu size çocukken söyler. Taken-2 2002 info-icon
"Don't look at the sun. or you'll go blind. " "Güneşe bakma, kör olursun." Taken-2 2002 info-icon
But sometimes you want to understand something so badly Ama bazen birşeyi o kadar merak edersin ki Kör olmak pahasına bir kere bakma riskine girersin. Taken-2 2002 info-icon
Thanks, Captain. Sağolun yüzbaşı. Taken-2 2002 info-icon
You got married, huh? Evlendin mi? Taken-2 2002 info-icon
Same girl? Aynı kızla mı? Hani şu bankada çalışan? Taken-2 2002 info-icon
Yeah, same one. Evet aynı kız. Taken-2 2002 info-icon
What the hell are you doing here, Captain? Burada ne işiniz var yüzbaşı? Taken-2 2002 info-icon
Not that I'm not glad to see you. Sizi gördüğüme sevinmediğimden değil. Taken-2 2002 info-icon
Do you know about the other men? Diğer adamlardan haberin var mı? Taken-2 2002 info-icon
What about them? Ne olmuş onlara? Burada neler oluyor? Taken-2 2002 info-icon
Same thing? Aynı sebepten mi? Taken-2 2002 info-icon
Yeah, more or less. Evet. Aşağı yukarı. Taken-2 2002 info-icon
How come you're the walking one and only? Nasıl oldu da sen sapasağlam kalabildin? Taken-2 2002 info-icon
Do you believe in God, Captain? Tanrı'ya inanır mısın yüzbaşı? Taken-2 2002 info-icon
Yes. Yes, I do. Evet. Evet inanıyorum. Taken-2 2002 info-icon
Not in any way that helps. Bana yardımcı olacak kadar inanmıyorum. Taken-2 2002 info-icon
Look, I'm sorry, Captain. Üzgünüm yüzbaşı. Taken-2 2002 info-icon
I don't mean to sound bitter. Karamsar konuşmak istemedim. Taken-2 2002 info-icon
I should be thanking you. Sana teşekkür etmeliyim. Taken-2 2002 info-icon
After all, you saved my life. Hayatımı kurtardın. Taken-2 2002 info-icon
The thing is, Johnson, um... Aslında Johnson... Taken-2 2002 info-icon
Except for these dreams... I've been having... Gördüğüm rüyaların dışında... Taken-2 2002 info-icon
I don't remember a thing about what happened. ...olanları hiç hatırlamıyorum. Taken-2 2002 info-icon
Aw, well, hell, Captain, that's a damn shame, Yüzbaşı bu çok kötü bir durum Siz önemli bir savaş kahramanısınız. Taken-2 2002 info-icon
Whatever they did to us, Bize her ne yaptılarsa, uzun süre devam ettirdiler. Taken-2 2002 info-icon
Whenever I'd stop screaming, Ben çığlık atmayı kestiğimde başka birinin haykırdığını duyuyordum. Taken-2 2002 info-icon
It seemed like we were there for days. Orada günlerce kaldık sanki Taken-2 2002 info-icon
You were on the cot next to mine. Sen benim yanımdaki yataktaydın. Peki daha ne kadar bekleyeceğiz? Taken-2 2002 info-icon
I don't know, maybe it was sloppy, Biraz saçma olacak ama, belki bizim karşı koyamayacak kadar kötü durumda olduğumuzu düşünüyorlardı. Taken-2 2002 info-icon
but they put that machine gun down Makineli tüfeği senin yatağın başucuna bıraktılar. Taken-2 2002 info-icon
And they left the clip in the gun, Üstelik şarjörü üzerindeydi. Sanki, makineli tüfeğin nasıl çalıştığını anlamamışlardı. Taken-2 2002 info-icon
Well, you sure as hell showed them, Captain. Ama sen onlara gösterdin yüzbaşı. Taken-2 2002 info-icon
Only one thing. Birşey var. Taken-2 2002 info-icon
You and I both know it wasn't Germans you killed that day. İkimizde biliyoruz ki, o gün öldürdüklerin Alman değildi. Taken-2 2002 info-icon
It wasn't Germans at all. Kesinlikle Alman değildi. Taken-2 2002 info-icon
How are you coming with the canvass Beşinci uzaylının aranması nasıl gidiyor? Taken-2 2002 info-icon
We haven't had much luck, sir. Pek fazla şansımız olmadı efendim. Taken-2 2002 info-icon
You might be interested to know there was another live one, Belki bir tanesinin daha canlı olduğunu bilmek istersin. En azından buraya getirildiğinde canlıydı. Taken-2 2002 info-icon
Our scientists have learned that they have certain abilities. Bilimadamlarımız bazı yetenekleri olduğunu anladı. Taken-2 2002 info-icon
What kind of abilities? Ne tür yetenekler? Taken-2 2002 info-icon
In good time. Zamanı geldiğinde. Taken-2 2002 info-icon
Colonel Campbell... he's a small and petty man. Albay Campbell...Önemsiz ve dargörüşlü bir adam. Ondan hoşlanmıyorum aptalın teki. Taken-2 2002 info-icon
In an attempt to control Kontrolü ele geçirmek için, yüzyılın, belki de insanlık tarihinin en önemli olayını... Taken-2 2002 info-icon
He froze you out, Seni de tıpkı o gün kaza bölgesinde bize yaptığı gibi dışladı. Taken-2 2002 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 158190
  • 158191
  • 158192
  • 158193
  • 158194
  • 158195
  • 158196
  • 158197
  • 158198
  • 158199
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim