Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158090
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Shabir, he is uncle Suhan. He brought me here safely. | Shabir, bu Suhan amca. Beni sağ salim buraya getirdi. | Tahaan-1 | 2008 | |
| I'm zafar. Greetings! | Ben de zafer. Selamun aleyküm! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Greetings! | Ve aleyküm selam! | Tahaan-1 | 2008 | |
| May God bless you. | Allah sizden razı olsun. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Thank you, uncle. Bye. | Sağ ol, amca. Hoşça kal. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hurry up, Nadira. It's the time of our wedding. | Acele edelim, Nadira. Düğünümüze geç kalmayalım. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Mr. Zafar, it's the time of her wedding. | Zafer bey, kız düğününe gidiyor. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You heard her? It's her wedding time. | Duydun mu? Evleniyormuş. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey! | Hişt! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Keep the goods quickly. | Elini çabuk tut. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Today the goods won't reach on time.. | Bugün mallar geç kalacak. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Because of these lazy people. | Bu tembellerin yüzünden. | Tahaan-1 | 2008 | |
| What have I done? We're late because of this donkey. | Benim günahım ne? Şu eşeğin yüzünden geç kaldık. | Tahaan-1 | 2008 | |
| No! I was ahead of your mules. | Hayır! Senin katırlarından daha öndeydim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Oh! So you are challenging for race? | Ya! Demek yarış teklif ediyorsun? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Race? Race. | Yarış mı? Yarış. | Tahaan-1 | 2008 | |
| There is only one way to go sooner. | Erken gidebilmenin tek bir yolu var. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Look, both of you will run a race. | Siz ikiniz yarış yapacaksınız. | Tahaan-1 | 2008 | |
| What will we get? | Kazanan ne alacak? | Tahaan-1 | 2008 | |
| What you'll get? 1 0 15 rupees more. What else? | Ne mi? Fazladan 10 15 Rupi. Daha ne olsun? | Tahaan-1 | 2008 | |
| And I'll get my Birbal. | Ben Birbal'ımı alırım. | Tahaan-1 | 2008 | |
| No. you'll get Rs. 10. that's all. | Hayır. Sana 10 Rupi, o kadar. | Tahaan-1 | 2008 | |
| But I want my Birbal. | Ama ben Birbal'ımı istiyorum. | Tahaan-1 | 2008 | |
| All right. You'll get it. Let's go. | Tamam. Öyle olsun. Gidelim haydi. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Uncle! I'll win. So l want the mobile phone. | Amca! Kazanan ben olacağıma göre, cep telefonu istiyorum. | Tahaan-1 | 2008 | |
| It is cheaper than the donkey. | Hem eşekten daha ucuz. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Mobile? Small one or bigger which opens up? | Cep telefonu? Küçük mü olsun yoksa açılır kapaklısından mı? | Tahaan-1 | 2008 | |
| C'mon. Run the race. | Haydi. Yarışa başlayın. | Tahaan-1 | 2008 | |
| The race is not easy. But we'll have to win. | Kolay bir yarış değil. Ama kazanmak zorundayız. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Otherwise how I'll be able to take you back home? | Yoksa seni nasıl eve geri götürebilirim? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey, get lost. My mobile is guaranteed. | Hey, Yaylan bakalım. Benim telefon garanti. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Birbal! Oh! | Birbal! | Tahaan-1 | 2008 | |
| We'll reach uncle Suhan's house soon. | Birazdan Suhan amcanın evine varmış oluruz. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Then the race gets over. | Yarış orada bitecek. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You'll just look on. | Sen anca avucunu yalarsın. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Birbal, if you want to come home with me.. | Birbal, benimle eve dönmeyi istiyorsan... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. then you must come with me quickly. | ...beni hızla takip et. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey! I'm ahead. | Hey! Öndeyim. Önde! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Nadira! Nadira! | Nadira! Nadira! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Good! How is my child? | Güzel! Benim yavrum nasıl? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Had you gone to work today? Yes. | Bugün işe gittin mi? Evet. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You served tea to people? Yes. | İnsanlara çay götürdün mü? Evet. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Have you made any friends? | Yeni arkadaşlar edindin mi? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Oh! Now go out. Wait for a while. | O zaman sokağa çık ve biraz bekle. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You'll find your new friend soon. | Yakında yeni bir arkadaşın olacak. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Go and wait for him. | Git ve onu bekle. | Tahaan-1 | 2008 | |
| It is not a simple race. A mule is racing with donkey. | Sıradan bir yarış değil. Eşek katıra karşı yarışıyor. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Let me see. | Ben de göreyim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Baba, you had said there is a donkey and a mule. | Baba, hani eşek katıra karşı yarışıyordu. | Tahaan-1 | 2008 | |
| But only a boy can be seen. | Görünen sadece bir çocuk. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Yes, I had said it, but.. | Evet, öyle dedim, ama... | Tahaan-1 | 2008 | |
| Donkey! Huh! | Eşek! Ha! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Zafar! Idiot! | Zafer! Aptal herif! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey, c'mon. Baba! | Hey, hadi. Baba! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Don't worry. Don't worry. | Korkma! Korkma! | Tahaan-1 | 2008 | |
| He will be pleased with you only if you touch him with love. | Ona sevgiyle dokunursan o da seni sevecektir. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Now Zafar will get a kick from me. | Zafer benden bir tekme yer şimdi. | Tahaan-1 | 2008 | |
| But dear Yasin, this donkey is not a common donkey. | Bak Yasin, bu eşek öyle bildiğin eşeklerden değil. | Tahaan-1 | 2008 | |
| This has stood first in the race. | Yarışı birinci bitirdi. | Tahaan-1 | 2008 | |
| How could the idiot reach? | O şapşal bizi nasıl geçti? | Tahaan-1 | 2008 | |
| The donkey was lucky. Nothing else. | Eşeğin şansı yaver gitti. Hepsi bu. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You know who gets the credit for this victory? | Yarışın ödülü kime gidiyor dersin? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Tahaan. | Tahaan'a. | Tahaan-1 | 2008 | |
| From today this lovely friend is yours. | Bundan gayrı bu sevimli eşek senin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Mine? Yes. | Benim mi? Evet. | Tahaan-1 | 2008 | |
| This is wrong. | Olmaz öyle şey. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You had said that you'd give me the donkey when I win. | Kazanırsam eşeği bana vereceğini söylemiştin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Had I said that I'll give you the donkey? | Eşeği sana vereceğim demiş miydim? | Tahaan-1 | 2008 | |
| You are talking as if this was your donkey.. | Öyle konuşuyorsun ki, dersin bu eşek sana ait... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. and I forcibly took it. | ...ve onu elinden zorla almışım. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You won just a race and you want the donkey? Huh! | Altı üstü bir yarışı kazandın diye eşeği mi istiyorsun? Ha? | Tahaan-1 | 2008 | |
| If this useless Zafar had not got involved.. | Şu hayırsız Zafer yolda kızın tekiyle vakit kaybetmeseydi... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. have reached here before the mule? | ...senin eşeğin katırı geçebilir miydi? | Tahaan-1 | 2008 | |
| No. but you had said that if I win you'd give me my Birbal. | Hayır ama kazanırsam eşeğimi geri vereceğini söylemiştin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Oh stupid, I'd said it to encourage you. | Aptal sen de! Seni gaza getirmek için öyle söyledim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Or would you and this lazy Zafar have reached here on time? | Yoksa ne sen, ne de şu tembel Zafer buraya vaktinde varabilir miydiniz? | Tahaan-1 | 2008 | |
| But I reached here before time. | Ama en önce ben geldim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| So what do you think, had Zafar reached here on time.. | Sence Zafer önce gelseydi... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. would have I given him this mobile phone? | ...ona bu telefonu verecek miydim? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Somebody come and talk to him. Explain it to him. | Biri gelsin şuna söylesin. Ona izah etsin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You told lies. You are a liar. | Yalan söyledin. Yalancı. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Yes, I'm a liar, so? | Evet, yalancıyım. N'olmuş? | Tahaan-1 | 2008 | |
| You've taken his donkey from him? | Ondan eşeğini mi aldın? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Go and see if he goes home safely or not. | Git şunu evine dönene kadar kolla. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey! Where are you running, idiot! | Hey! Nereye koşuyorsun böyle, şapşal? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Huh! Hey! | Hey! | Tahaan-1 | 2008 | |
| I was almost dead running after you. | Peşinde koşarken neredeyse canımdan oldu. | Tahaan-1 | 2008 | |
| And then there's such ice fall! | Şöyle kocaman bir buz parçası düştü. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You didn't take your Rs. 10. the old man won't give later. | 10 Rupi'yi almadın. İhtiyar sonra vermez. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You should have taken it now. | Paranı hemen almalıydın. | Tahaan-1 | 2008 | |
| I don't want money. I want my Birbal. | Ben para istemiyorum. Birbal'ımı istiyorum. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Your brain has become like that of a donkey.. | Eşek peşinde koştura koştura... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. while running after the donkey. | ...beynin de eşekleşmiş. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You know how much a donkey costs? | Bir eşek kaç para biliyor musun? | Tahaan-1 | 2008 | |
| You'll have to make 1000 such rounds. | Böyle 1000 tur daha yapman gerekir. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Only then perhaps you'll be able to buy one. | Belki o zaman bir eşek satın alabilirsin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| 1000 rounds? | 1000 tur mu? | Tahaan-1 | 2008 | |
| You do this. take this | Sen bunu da yaparsın. Al şunu. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Look, we don't even have a donkey in our fate. | Bak, bizim kaderimiz bu. Bir eşeğe bile sahip olamayız. | Tahaan-1 | 2008 | |
| I want Birbal. | Ben Birbal'ı istiyorum. | Tahaan-1 | 2008 |