Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158093
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| For me, life is a story. | Bana göre, hayat bir hikâyedir. | Tahaan-1 | 2008 | |
| A short story of a long journey | Uzun bir yolculuğun kısa bir hikâyesi. | Tahaan-1 | 2008 | |
| And it's necessary to have a purpose in every story. | Ve amaçsız bir hikâye olmaz. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Jafar, what's your purpose? | Zafer, senin amacın ne? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Forget it. Shall we go? | Unut gitsin! Yola koyulsak mı? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Come on! Come on! | Çabuk! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey, look there! I saw Lasra! | Hey, şuraya bakın! Lasra'yı gördüm! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Why would Lasra come in front of an idiot like him? | Lasra, senin gibi bir salağın karşısına niye çıksın ki? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Uncle, are you feeding an apple? | Amca, ona elma mı veriyorsun? | Tahaan-1 | 2008 | |
| You never gave me! | Bana hiç vermezsin! | Tahaan-1 | 2008 | |
| This time I got very good apples. Pandit! | Bu sefer ki elmalar çok iyi. Pandit! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Birbal! | Birbal! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Look! Look, what your donkey has done to the steps! | Bak! Eşeğin merdivenleri ne hale soktu! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey, idiot, eat this! | Hey, salak, ye bunu! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey, donkey! Hey, donkey! | Ah, eşeğim! Ah, eşeğim! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Oh, so you are here! | Oo, demek buradasın! | Tahaan-1 | 2008 | |
| That you will fool me by running away? | Kaçarak beni aptal yerine koyabileceğini mi? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Jafar Khan knows everything! | Zafer Khan her şeyi bilir! | Tahaan-1 | 2008 | |
| He knows everything! | Her şeyi bilir! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Jafar Khan will catch you from wherever you go, ok? | Zafer Khan, hangi deliğe girsen yine seni bulur, yakalar. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Do you want to eat an apple? | Elma yemek ister misin? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Eat! Eat! Eat! | Ye! Ye! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Come! Where had you gone? | Gel! Nereye kayboldun sen? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Yes, we will see. | Evet, yakında anlarız. | Tahaan-1 | 2008 | |
| War has benefited only the governments. | Savaş yalnızca hükümetlerin işine yarıyor. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Whether it is of this place or that of across the border! | Sınırın ha bu tarafı, ha öteki tarafı olsun, hep aynı. | Tahaan-1 | 2008 | |
| It means that your husband will sit with you, walk with you.. | Bunun anlamı; kocan seninle oturacak, seninle yürüyecek... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. dance with you! | ...seninle dans edecek demek! | Tahaan-1 | 2008 | |
| All of us know how a father carrying his dead son's coffin feels! | Hepimiz bir babanın ölmüş oğlunun tabutunu taşıması nasıl olur biliriz. | Tahaan-1 | 2008 | |
| These mountains, these forests.. | Bu dağlar, bu ormanlar... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. these rivers are witness to it. | ...bu nehirler buna şahittir. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Our children are our future! | Çocuklarımız bizim geleceğimiz! | Tahaan-1 | 2008 | |
| I wish their life improves! | Onlar kaliteli bir hayat sürsün istiyorum! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Yaseen is my only heir. | Yasin benim tek varisim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| All that I have will belong to him.. | Tüm malım mülkün ona kalacak. | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. everything else is nonsense! | Gerisi boş! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hadn't I told you I will not give it to you? | Onu sana vermem dememiş miydim sana? | Tahaan-1 | 2008 | |
| It's inside. | İçinde. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Now what do I do with this? | Peki, bunu ne yapacağım? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Keep it with you. I will meet you later. | Yanında taşı. Sonra yanına geleceğim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Till then, take care of this and yourself. | O zamana kadar, ona ve kendine dikkat et. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Watch over it. Keep it hidden. | Ona göz kulak ol. Saklı tut. | Tahaan-1 | 2008 | |
| But will I get back Birbal? | İyi ama Birbal'i geri alacak mıyım? | Tahaan-1 | 2008 | |
| I have promised you! | Sözüm söz! | Tahaan-1 | 2008 | |
| You will get it. | Onu geri alacaksın. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Dar sir! Yes? | Dar Bey! Evet? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hurry up. Why? Are you missing the deadline for your marriage? | Acele et. Niye ki? Tabakhaneye bok mu yetiştireceksin? | Tahaan-1 | 2008 | |
| What is your name? Suhan Dar. | Adın ne? Suhan Dar. | Tahaan-1 | 2008 | |
| What all are you taking this time? | Bu sefer ne taşıyorsunuz? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Sir, the same apples, bag of rice, spices.. | Aynı elmalar, aynı pirinç çuvalları, aynı baharat... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. and a lover's letter for his beloved. | ...ve oğlandan sevgilisine bir aşk mektubu. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Carry on. Let him pass. Open it. Open it. | Devam edin. Bırakın geçsin. Yolu aç. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey, boy, what's your name? | Hey, çocuk! Adın ne senin? | Tahaan-1 | 2008 | |
| What is your name? ldris. | Senin adın ne? İdris. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Tahaan! Tahaan! | Tahaan! Tahaan! | Tahaan-1 | 2008 | |
| I know uncle ldris. | Tanıyorum, bu Idris. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Greetings. Greetings. | Selamun aleyküm. Ve aleyküm selam. | Tahaan-1 | 2008 | |
| This is my uncle, Salim. | Bu benim amcam, Salim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Are you going up to Darpna? | Darpna'ya doğru mu gidiyorsunuz? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Yes. And you? We too. So shall we travel together? | Evet, ya siz? Biz de. Birlikte gitsek olur mu? | Tahaan-1 | 2008 | |
| OK, let us go. Come. | Tamam. Hadi gidelim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You are very quiet! Is everything all right? | Sesin soluğun çıkmıyor! Bir derdin yok ya? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Uncle's relative died. | Amcanın akrabası vefat etti. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Oh! What happened? He was old. | Oh! Ona ne oldu? Çok yaşlıydı. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Oh! Well it was a good thing. | Oh! İyiymiş o zaman. | Tahaan-1 | 2008 | |
| No, I mean nowadays, more people die at young age, isn't it? | Yani, bugünlerde çoğu insan genç yaşta ölüyor, değil mi? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Stop. We will be going this way so good bye. | Durun. Biz bu taraftan gidiyoruz. Hadi eyvallah! | Tahaan-1 | 2008 | |
| And I feel sorry for your loss. Let us go. | Kaybınız için üzgünüm. Biz gidelim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Let us go! | Gidelim dedim! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Counting at half rate, here are your wages for two days. | Yarı paradan hesapla işte sana iki günlük yevmiyen. | Tahaan-1 | 2008 | |
| This is not your job, now go home. | Bu senin yapacağın iş değil. Bas git evine. | Tahaan-1 | 2008 | |
| What time shall I come tomorrow? | Yarın saat kaçta geleyim? | Tahaan-1 | 2008 | |
| There is no need to come tomorrow. | Gelmenin lüzumu yok. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You should be in school during daytime. | Gündüz vakitlerinde okulda olmalısın. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Get going! | Yürü git! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Come with me. | Gel benimle! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Grandpa sleeps here. | Dedem burada uyur. | Tahaan-1 | 2008 | |
| There's no one in this room. | Bu odada kimse yok. | Tahaan-1 | 2008 | |
| It is always vacant. | Hep boştur. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Don't know why father doesn't like it. | babam bu odayı niye sevmez bilmiyorum. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Tahaan, look at this! I have made all this! | Tahaan, şuna bak! Bütün hepsini ben yaptım! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Look at this! This is grandpa's mule, Shera. | Şuna bak! Bu dedemin katırı, Shera. | Tahaan-1 | 2008 | |
| And this is grandpa. | Ve bu da dedem. | Tahaan-1 | 2008 | |
| This is father, and mother. | Bu babam... ve bu annem. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Tell me who is this? | Söyle, bu kim? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Birbal. This is me, and who is this? | Birbal. Bu benim. Peki bu kim? | Tahaan-1 | 2008 | |
| This is you. Tahaan. | Bu sensin. Tahaan. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Why don't you buy another donkey for yourself? | Neden kendine başka bir eşek almıyorsun? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Another one! Why? | Başka bir eşek mi! Neden ki? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Does Birbal belong to you? | Birbal senin eşeğin mi? | Tahaan-1 | 2008 | |
| My father had given it to me. | Onu bana babam vermişti. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Where are your mother and farther? | Annenle baban neredeler? | Tahaan-1 | 2008 | |
| My parents are dead. | İkisi de öldü. | Tahaan-1 | 2008 | |
| That is why all the rooms are empty. | Bu yüzden bütün odalar boş. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Grandpa, get me another donkey. | Dede, bana başka bir eşek bul. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Why? What's wrong with this one? | Neden? Bunun nesi var? | Tahaan-1 | 2008 | |
| It is bigger than me! | Boyu benden büyük! | Tahaan-1 | 2008 | |
| But you are also growing up! | İyi ama sen de büyüyorsun! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Tell me frankly why you don't want Birbal. | Birbal'i neden istemediğini bana açık açık söyle. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Because, because Birbal belongs to Tahaan. | Çünkü... Çünkü Birbal Tahaan'a ait. | Tahaan-1 | 2008 |