Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158089
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Hello! Mr. Dar! | Alo! Dar bey! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Yes. Who? It's not Zafar's phone. | Evet. Kim? Bu Zafer'in telefonu değil. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Why would I give my phone to Zafar. Why would l? | Telefonumu niye Zafer'e vereyim? Niye? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Who is Zafar? | Zafer de kim? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Mr. Dar.. | Dar bey... | Tahaan-1 | 2008 | |
| C'mon, Birbal. Come. | Hadi, Birbal. Gel. | Tahaan-1 | 2008 | |
| C'mon, Birbal. | Gidelim, Birbal. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Uncle Suhan! | Suhan amca! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Uncle Suhan! Uncle Suhan! | Suhan amca! Suhan amca! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Oh, uncle, it's me, Zafar. | Amca, benim, Zafer. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Oh! Good that you told me. | Ya! İyi ki de söyledin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Otherwise I'd think emperor Shahjahan.. | Yoksa imparator Şah Cihan... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. has come with his Mumtaj Mahal. | ...Mümtaz Mahal'iyle birlikte gelmiş diye düşünecektim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Uncle, you left so early today? | Amca, bugün yola erken mi çıktın? | Tahaan-1 | 2008 | |
| I've not left early, you are late. | Ben erken çıkmadım, sen geç kaldın. | Tahaan-1 | 2008 | |
| I know the reason very well. | Sebebini çok iyi biliyorum. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Uncle, you had assured her aunt that you'll take her with you. | Amca, teyzesine onu yanıma alacağım diye söz vermiştin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Greetings! Greetings! | Selamun aleyküm! Aleyküm selam! | Tahaan-1 | 2008 | |
| But I'd not permitted you to give my mobile number to everybody. | Tamam, ama önüne gelene numaramı ver de demedim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Uncle, please don't get upset. Nowadays the incoming calls are free. | Amca, lütfen kızma. Artık gelen aramalar ücretsiz. | Tahaan-1 | 2008 | |
| And they have come out with a very good new plan. | Üstelik yeni düzenlemeye göre... | Tahaan-1 | 2008 | |
| I know incoming is free. But this phone is mine. | Gelen aramalar ücretsiz, biliyorum. Ama bu benim telefonum. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Not your father's. | Babanın değil. | Tahaan-1 | 2008 | |
| My father. Shut up! | Babam... Sus! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Tell her that we have names also.. | Ona söyle, burada eşeklerle... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. for the donkeys and mules here. | ...katırların bile bir adı var. | Tahaan-1 | 2008 | |
| What name her aunt has for her? | Peki, teyzesi ona ne diyor? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Nadira. | Nadira. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You shut up! What is your name? Nadira. Huh! | Sen sus! Adın ne senin? Nadira. Ha! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Nadira! | Nadira! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Where has he come from? | O nereden geldi? | Tahaan-1 | 2008 | |
| He fell from the sky but instead of falling on date tree. | O mu? Gökten düştü. | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. he fell on my shoulders. | Ama hurma ağacının üstüne düşeceği yerde benim kafama düştü. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Mister, now the boss has come. You may go home. | Cancağızım, işte patron geldi. Evine gidebilirsin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| C'mon. Let's go. | Haydi. Gidelim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey, why are you staring? Leave the donkey and get lost. | Hey, ne dik dik bakıyorsun? Eşeği bırak ve defol. | Tahaan-1 | 2008 | |
| C'mon. Come. C'mon. Come. | Hadi. Yürü. Yürü. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Come nicely! | Yürüsene! | Tahaan-1 | 2008 | |
| "There is disco dance in your heart. " | "Disko dans senin içinde." | Tahaan-1 | 2008 | |
| "Disco dance!" | "Disko dans!" | Tahaan-1 | 2008 | |
| This idiot is still following us. | Bu salak hala bizi izliyor. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey! Get lost. Go. | Hey! Defol hadi. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Oh! What's this? Why are you carrying the bag? | O da ne? Çantayı niye taşıyorsun ki? | Tahaan-1 | 2008 | |
| We have a donkey. Give me. | Burada eşeğimiz var. Ver bana. | Tahaan-1 | 2008 | |
| C'mon. | Devam edin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| It seems that donkey is missing that boy. | Eşek o çocuğu özlüyor sanki. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Find him out. | Bulun onu. | Tahaan-1 | 2008 | |
| There's no need. It will be like asking for trouble. | Gerek yok. Dertsiz başıma dert istemem. | Tahaan-1 | 2008 | |
| This donkey will deal with this donkey. | Eşekle bu "eşek" ilgilenir. | Tahaan-1 | 2008 | |
| C'mon. | Haydi! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Where has he gone? He was here just now. | Nereye gitti? Demin buradaydı. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Why you were struggling with the mountains? | Dağlara kafa tutmak niye? | Tahaan-1 | 2008 | |
| They look after us. | Onlar bizim ekmek kapımız. | Tahaan-1 | 2008 | |
| There is a method to climb and get down from it. | Dağlarda gezinmenin de bir usulü vardır. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Your Birbal didn't tell you this? | Birbal söylemedi mi sana? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Give me. C'mon, drink this. | Ver bana. Hadi, iç şunu. | Tahaan-1 | 2008 | |
| And you'll get well soon. | Yakında iyileşirsin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| What are you looking at? I've to handle all these troubles | Ne bakıyorsun öyle? Bin türlü dert benim başımda. | Tahaan-1 | 2008 | |
| How was it? c'mon, smile. | İyi geldi mi? Hadi, gülümse. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Thank you. Let's go. | Sağ olun. Gidelim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| What is mightier? Brains or brawn? | Hey! Hangisi daha güçlüdür? Beyin gücü mü, kas gücü mü? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Brawn. | Kas gücü. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Who all are there in your home? | Sizin evde kimler var? | Tahaan-1 | 2008 | |
| I'm all alone in this world. | Bu dünyada kimim kimsem yok. | Tahaan-1 | 2008 | |
| O' donkey, she didn't ask you. | Sana değil, eşektekine sordu. | Tahaan-1 | 2008 | |
| My aunt and my elder sister Jaya. | Teyzem ve ablam Zoya. | Tahaan-1 | 2008 | |
| How much time you needed for buying all these donkeys? | Bunca eşeği almak kaç yılını aldı? | Tahaan-1 | 2008 | |
| How much time we must have taken, Zafar? | Ne kadar zaman almıştır, Zafer? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Idiot! Around 4 years, dear. | Budala! 4 yıl kadar, canım. | Tahaan-1 | 2008 | |
| 4 years. 4 years? Yes. | 4 yıl. 4 yıl mı? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Do you know why this place is so empty? | Bu köyün neden böyle boş olduğunu biliyor musun? | Tahaan-1 | 2008 | |
| They all ran away. | Hepsi kaçmışlar. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Stop nonsense. These are the homes of Kashmiri Pandit. | Boş boş konuşma. Bunlar Keşmirli Panditlerin evleriydi. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Quiet and deserted. All had to leave. | Issız ve izbe. Hepsi gitmek zorunda kaldılar. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Laska? | Laska? | Tahaan-1 | 2008 | |
| You know, TV reporters we here. I saw. I was here. | Burada TV röportajı yapıldı. Ben gördüm. Buradaydım. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Laska. | Laska. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Once again you are hiding as always. | Her zamanki gibi, yine gizleniyorsun. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Zafar! Keep it here. | Zafer! Şuraya koy. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Who is this Laska? | Bu Laska da kim? | Tahaan-1 | 2008 | |
| You'll know it soon. He'll tell you soon. | Yakında öğrenirsin. O sana anlatır. | Tahaan-1 | 2008 | |
| An old friend. Who turned away from the world of fear. | Eski bir dost. Korkuların dünyasına yüz çevirmiş biri. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Who was deserted by his own. | Kendini yalnızlığa hapsetmiş. | Tahaan-1 | 2008 | |
| And so now he neither wants to talk to anybody.. | Ve artık ne kimseyi dinliyor... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. nor would he talk. | ...ne de kimseyle konuşuyor. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Laska uncle! Panditji! | Laska amca! Panditji! | Tahaan-1 | 2008 | |
| He lives with the memories. | Anılarında yaşıyor. | Tahaan-1 | 2008 | |
| With a hope that perhaps the past days will be back. | Geçmiş günler belki geri gelir diye umarak. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Doesn't anybody stay here? | Burada kalan kimse yok mu? | Tahaan-1 | 2008 | |
| But if he is fearful, why does he stay here alone? | Fakat korku içinde olan bir adam neden burada bir başına kalır? | Tahaan-1 | 2008 | |
| He thinks it is better to stay in his own home.. | Bir mülteci kampında kalmaktansa... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. in this quiet place than staying in refugee camps. | ...kendi evi olan bu viran yerde kalmayı yeğliyor. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Zafar, you'll understand it faster if you keep your mouth shut. | Zafer, ağzını kaparsan kafana daha çabuk girer. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Uncle, I was going to tell this same to Nadira. | Amca, ben de Nadira'ya aynı şeyi söylemek üzereydim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| But by the time you said it. | Ama ben söyleyene kadar, sen söyledin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Mr. Suhan, who all stay in your home? | Suhan bey, senin evinde kimler var? | Tahaan-1 | 2008 | |
| He has only a nephew. All others were killed. | Sadece bir torunu kaldı. Diğer hepsi öldürüldüler. | Tahaan-1 | 2008 | |
| C'mon. Hurry up. | Hadi. Acele et. | Tahaan-1 | 2008 | |
| C'mon. Go quickly. | Hadi. Çabuk olun. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Shabir! You've come? Am I late? | Shabir! Geldin mi? Geç kalmadım ya? | Tahaan-1 | 2008 |