Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 157214
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Did you happen to stop by a bar called McOwen's last night? | Dün gece McOwen's denen bara uğradın mı? Dün gece McOwen'ın barına uğradınız mı peki? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Everybody from the factory goes there. | Fabrikadaki herkes oraya gider. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I stop in maybe three times a week. | Haftada 3 kere falan uğrarım. Haftada üç kez giderim. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
That's it. [Exhales sharply] | Hepsi bu. Bu işte. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
So this is all about you. What? What is? | Hepsi seninle ilgili. Ne? Ne ilgili? Her şey seninle ilgiliymiş. Ne benimle ilgiliymiş? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
The murders... your co workers, your college janitor. | Cinayetler. Senin üniversitendeki hademe, iş arkadaşların. Cinayetler, iş arkadaşların, üniversite temizlikçisi. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
What, you... you think I could do something like that?! | Ne yani böyle bir şey yapacağımı mı düşünüyorsun? Onlara bir şey yaptığımı mı düşünüyorsunuz? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
No, no, no, no, no. | Hayır, hayır. Hayır, hayır, hayır. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
But... but I think you're at the center. | Bence sen merkezsin. Ama bence merkezde sen varsın. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Me? How? | Ben mi? Nasıl? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
What are you wearing of Rose's? A ring? A bracelet? | Rose'un olan ne takıyorsun? Yüzük, bilezik? Rose'un bir eşyasını giyiyor musun? Yüzük, bilezik? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Her baby teeth in a locket? What? You're scaring me. | Çekmecende süt dişi mi var? Ne? Beni korkutuyorsun. Madalyonun içine konulmuş çocukluk dişi? Korkmaya başladım. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Just think, please. | Düşün lütfen. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
What... what do you have of Rose that you carry with you? I... I'm... | Rose'un olan neyi yanında taşıyorsun? Ben... Rose'un olup da senin yanında taşıdığın ne var? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Well, the only thing I have of hers is a part of me. | Onun olan tek şey benim bir parçam. Elimde sadece onun bir parçası var. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
When I was 16, she gave me one of her kidneys. | 16 yaşındayken bana böbreklerinden birini vermişti. 16 yaşımdayken bana böbreklerinden birisini verdi. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Her kidney? Yeah. | Böbreğini mi? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Will you please tell me what this is about? | Lütfen bu olanların ne olduğunu bana söyler misin? Ne olduğunu anlatacak mısın bana? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
But I'm gonna need you to come with me. | Ama önce benimle gelmelisin. Ama ilk önce benimle gelmen lazım. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
So, that the girl with the haunted kidney? | Lanetli böbreği olan kız bu mu? Hayaletli böbreği olan kız mı? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. [Exhales sharply] | Evet. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Well, just when you think you seen it all. | Tam da her şeyi gördük derken. Bir de bu çıktı şimdi başımıza. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Can't exactly burn the thing. | O şeyi yakamayız. Böbreği yakacak halimiz yok. İhtiyacı var ne de olsa. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I mean, she kind of needs it. | Yani ona ihtiyacı var. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Well, she can't just walk around with it, Dean. | Onunla dolaşamaz Dean. Onunla da gezinemez, Dean. Ruh ona bağlı. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
The spirit's attached. | Ruh ona bağlanmış. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It's gonna use her to get close to anyone it wants revenge on. | Kimden intikam almak istiyorsan onu kullanacaktır. İntikam istediği herkese yaklaşmak için onu kullanacak. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It's not gonna stop killing. | Öldürmekten vazgeçmeyecek. Cinayetler son bulmayacak. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Okay, so what are you suggesting, that we cut it out of her? | Tamam ne öneriyorsun ondan kesip alalım mı? Ne diyorsun, kesip çıkaralım mı? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
And then what? | Sonra ne olacak? Sonra ne yapacağız? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Leave her in a tub of ice with a phone taped to her hand? | Buz dolu bir küvette elinde telefon ile mi bırakalım? Buz dolusu bir küvete atıp eline telefon mu bantlayacağız? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Maybe we should call Dr. Robert. | Belki Dr. Robert'ı aramalıyız. Dr. Robert'ı da arayabiliriz. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Might have some leads on some | Belki lanetli olmayan... Elinde hayaletsiz, kara borsa malı böbrek bulunabilir. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
non haunted, black market replacement kidneys. | ...karaborsa bir böbrek ile değiştirebilir. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
He works out of a butcher shop. | Bir kasabın üstünde çalışıyor. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It's pretty clean. You'd be surprised. | Oldukça temiz. Görsen şaşarsın. Çok temiz aslında. Görsen inanmazsın. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
No. I think we have to go hoodoo. | Hayır. Sanırım Haoodoo denemeliyiz. Hayır. Büyü yapmalıyız bence. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Hoodoo? Yeah. | Hoodoo mu? Evet, Hoodoo. Büyü mü? Evet, büyü. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
That's more of a band aid, not really a cure. | Bu sadece ilk yardım yapar tedavi etmez. O yara bandı gibidir, tedavi etmez. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It buys us a minute. | Zaman kazandırır. Bize zaman kazandırır. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
All right, Louisiana it is. | Tamam o zaman Louisiana'ya gidiyoruz. Tamam, Louisiana'ya gidiyoruz. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Voodoo?! | Voodoo mu? Vüyü mü? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
[Laughing] What the hell are you talking about? | Siz neden bahsediyorsunuz? Ne konuşuyorsunuz siz? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Actually, it's "hoodoo." | Aslında ona "Hoodoo" deniyor. "Büyü" aslında. Biraz fark var. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It's a little different. | Biraz farklı. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Hold on, Isabel. You're not Feds. | Sakin ol, Isabel. Siz federal değilsiniz. Dur biraz, Isabel. Siz federal değilsiniz. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Just let us explain. [Engine turns over] | Açıklamamıza izin ver. Açıklayalım. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
[Engine revs] DEAN: No. | Hayır. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
No way. | Olamaz. Yok artık. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
That's impossible. | Bu imkansız. İmkansız bu. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
No, no, no, no, no, no. | Hayır, hayır. Hayır, hayır, hayır. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
She possesses sex dolls! This... this is not a sex doll! | O seks kuklalarının içine giriyordu! Bu bir seks kuklası değil! Seks oyuncaklarını ele geçiriyor! Seks oyuncağı değil ki bu. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Hey, you leave my baby alone! | Bebeğimi rahat bırak! Bebeğimi rahat bırak! Bu işle bir ilgisi yok! | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
[Tires squeal] Go, go, go, go, go! | Gidin, gidin! Koş, koş, koş. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Okay, here, here, here. Get in. | Tamam buraya. Gir içeriye. Tamam, gel. Gir çabuk. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I'm so sorry, baby. | Üzgünüm bebeğim. Çok üzgünüm, bebeğim. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. Yeah, I'm good. You guys? | Evet ben iyiyim. Siz? İyiyim, iyiyim. Siz? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. | Evet. İyiyiz. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, I'm... | Evet ben... Evet, ben de | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I didn't mean for this. | Böyle olsun istememiştim. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
How's it look? | Nasıl görünüyor? Nasıl gidiyor? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Well, considering she got carjacked by poltergeist, | Öfkeli bir hayaletin girdiğini düşünürsek daha kötü olabilirdi. Afacan peri tarafından ele geçirildiği için... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
could be worse. | ...daha da kötü olabilir. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I mean, what exactly did we do back there, Sam? | Biz orada tam olarak ne yaptık Sam? Ne yaptık biz orada, Sam? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, I'm not putting it in the win column, either. | Evet ben de buna bir zafer diyemiyorum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
We saved a few dicks, | Bir kaç serseriyi kurtarıp masum bir kızın ölmesini sağladık. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I got a heartbroken kid | Benimde de kalbi kırık bir çocuk ve kızgın bir kadın var. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I see what you mean about facing your past. | Geçmişle yüzleşmek derken ne dediğini anladım. Geçmişinle yüzleşmek hakkında dediklerini şimdi anlıyorum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It's, uh... [chuckles] | Harikaymış gerçekten. Sağol. Dean. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It's awesome. Thanks. Dean. | Bu harikaydı, teşekkürler. Dean. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I mean, all we do is make a mess. That's not true. | Tek yaptığımız işleri berbat etmek. Bu doğru değil. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
We do save lives, now and again. | Bir çok hayatlar kurtardık. Hayatlar kurtarıyoruz. Tekrar ve tekrar. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, I guess. | Evet sanırım. Evet, öyle galiba. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I'm just tired of all the bad luck, you know? | Bu kötü şanstan bıktım anlıyor musun? Tüm şu kötü şanstan bıktım artık. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Well, you know, number one, | Birincisi kötü şans işimizin tanımında var. Yani, ilk olarak... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
And two, it's not all bad. | İkincisi o kadar da kötü değil. İkincisi, her şey kötü değil. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Really. Look at me. | Gerçekten. Bana bak. Bana baksana. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I mean, at least Satan's left the building. | En azından şeytan artık burada değil. En azından Şeytan içimden çıktı. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It's the little things. | Küçük şeyler. Çerez bunlar ya. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
And I have a soul because of you. | Ve senin sayende ruhum yerinde. Senin sayende bir ruhum var. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I never thanked you for that, did I? | Sana bunun için teşekkür etmedim değil mi? Bunun için hiç teşekkür etmedim, değil mi? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Ah, it's all good, man. | Sorun değil dostum. Önemli değil oğlum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You'd have done the same for me. | Sen de benim için aynısını yapardın. Sen de bana aynısını yapardın. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Look, we keep our heads down, keep swinging. | Kendi yolumuzda gidip çabalayacağız. Etliye sütlüye bulaşmadan yolumuza devam edeceğiz. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
We'll lose some. Hopefully, we'll win more. | Bir şeyler kaybedeceğiz. Umarım daha fazlasını kazanacağız. Biraz kaybedeceğiz. Üstüne daha fazla kazanacağız. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I don't know. | Bilmiyorum. Bilmiyorum. Her neyse, bir yararı olacaksa eğer... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Anyway, for what it's worth, | Her neyse, önemli olan seni koruyacağımı bil. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I got your back. | ...yanındayım. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, I know. | Evet biliyorum. Evet, biliyorum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You finally had a family. | Sonunda bir ailen olmuştu. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-2 | 2011 | ![]() |
And it's as close to happiness | Bu bir avcının ulaşabileceği en büyük mutluluk. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-2 | 2011 | ![]() |
I said stay back! | Sana olduğun yerde kal dedim! | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-2 | 2011 | ![]() |
Ben won't even talk about it. | Ben bununla ilgili konuşmak bile istemiyor. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-2 | 2011 | ![]() |
Sammy, talk to me! | Sammy, konuş benimle! | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-2 | 2011 | ![]() |
Come on. Come on, got to get you out of here. | Hadi, hadi gel seni burada çıkarayım. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-2 | 2011 | ![]() |
Who's there?! | Orada kim var? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-2 | 2011 | ![]() |
Like I got hit by a... planet. | Gezegen çarpmış gibi. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-2 | 2011 | ![]() |
Why, what'd it feel like to you? | Neden, sana nasıl geldi? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-2 | 2011 | ![]() |
Look I mean, it wasn't fun, | Bu eğlenceli değildi ama ben iyiyim. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-2 | 2011 | ![]() |
Dude, we're working. Put it back. | Dostum çalışıyoruz. Onu yerine koy. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-2 | 2011 | ![]() |