Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 156665
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I'm going back to Paris. Don't much want to. | Paris'e dönüyorum. Çok istemesem de. | Summer-5 | 1986 | |
| You Parisian? That's right. | Parisli misin? Öyle. | Summer-5 | 1986 | |
| I've had a few days' vacation in Biarritz. | Biarritz'de birkaç gün tatil yaptım. | Summer-5 | 1986 | |
| Going to St. Jean de Luz for a weekend, | Hafta sonu için St. Jean de Luz'a gidiyorum... | Summer-5 | 1986 | |
| just two days. | ...iki günlüğüne. | Summer-5 | 1986 | |
| Until Monday. | Pazartesiye kadar. | Summer-5 | 1986 | |
| Then what? Training. | Sonra? Staj yapıyorum. | Summer-5 | 1986 | |
| For what? | Hangi konuda? | Summer-5 | 1986 | |
| I'm a cabinetmaker. It's on the job training. | Marangozum. İş stajı. | Summer-5 | 1986 | |
| I'm a secretary. Not very exciting. | Ben de sekreterim. Fazla heyecan verici değil. | Summer-5 | 1986 | |
| stations get people down. | ...istasyonlar insanı hüzünlendirir. | Summer-5 | 1986 | |
| Is St. Jean de Luz far? Five minutes away. | St. Jean de Luz uzak mı? Beş dakika uzaklıkta. | Summer-5 | 1986 | |
| Very pretty... a little fishing port. | Çok güzeldir... küçük bir balıkçı limanı. | Summer-5 | 1986 | |
| What've you done here? Not much. | Burada neler yaptın? Fazla bir şey değil. | Summer-5 | 1986 | |
| I saw the North Beach. Know it? | Kuzey plajını gördüm. Biliyor musun? | Summer-5 | 1986 | |
| I didn't stay long. | Fazla uzun kalmadım. | Summer-5 | 1986 | |
| In fact, I've loused up my vacation. | Aslında, tatilimi berbat ettim. | Summer-5 | 1986 | |
| Why? Weather bad? | Neden? Hava mı kötüydü? | Summer-5 | 1986 | |
| What's so funny? It's not really funny... | Komik olan ne? Komik değil... | Summer-5 | 1986 | |
| I'm supposed to go to Paris, | ...Paris'e dönüyor olmalıyım... | Summer-5 | 1986 | |
| but...l... | ...ama... ben... | Summer-5 | 1986 | |
| I don't know St. Jean de Luz. It's awfully pretty. | St. Jean de Luz'u bilmiyorum. Çok güzeldir. | Summer-5 | 1986 | |
| Maybe I could take tonight's train. | Belki gece trenine yetişebilirim. | Summer-5 | 1986 | |
| Sure, a night train! | Elbette, gece treni. | Summer-5 | 1986 | |
| I mean... I just mean... | Yani... demek istiyorum ki... | Summer-5 | 1986 | |
| Take me with you? | Beni de götürür müsün? | Summer-5 | 1986 | |
| OK, sure! | Tamam, elbette! | Summer-5 | 1986 | |
| I'm wary of guys. | Erkekler konusunda temkinliyim. | Summer-5 | 1986 | |
| I'm crazy. I don't meet any...any more. | Deliyim. Artık kimseyle... tanışmıyorum. | Summer-5 | 1986 | |
| I meet guys who run after me to have a drink, | Bir içki içmek gibi aptalca şeyler için peşimde koşan... | Summer-5 | 1986 | |
| for silly things... | ...erkekler var... | Summer-5 | 1986 | |
| Maybe for sex, and all that. | ...ya da belki seks, hepsi bu. | Summer-5 | 1986 | |
| I turn them all down. | Hepsini geri çeviriyorum. | Summer-5 | 1986 | |
| You never run after guys? | Sen hiç erkeklerin peşinden koşmaz mısın? | Summer-5 | 1986 | |
| No, just you. I don't know why I was so blatant... | Hayır, bir tek senin. Nasıl böyle arsızlık yaptım bilmiyorum... | Summer-5 | 1986 | |
| I'm not sorry, but it's a risk. I don't know what'll happen. | ...pişman değilim ama riskliydi. Ne olacağını bilmiyorum. | Summer-5 | 1986 | |
| You've never loved a man? | Çünkü bütün erkeklerin sana aşık olduğunu söylüyorsun... Hiç aşık olmadın mı? | Summer-5 | 1986 | |
| Because you say all men are in love... | Çünkü bütün erkeklerin sana aşık olduğunu söylüyorsun... | Summer-5 | 1986 | |
| I never said they were. | Ben öyle bir şey demedim. | Summer-5 | 1986 | |
| They're certainly not in love with me. | Kesinlikle bana aşık değillerdi. | Summer-5 | 1986 | |
| They chase me a while, I know it's not love, | Bir süreliğine peşime düşüyorlar, bu aşk değil, biliyorum... | Summer-5 | 1986 | |
| because... I know what a guy wants from me, | ...çünkü bir erkeğin benden ne istediğini bilirim... | Summer-5 | 1986 | |
| and I know it's no big deal... | ...ve biliyorum ki çok önemli değil... | Summer-5 | 1986 | |
| I know when a man looks at me, | Bir erkek bana baktığı zaman bunu anlarım... | Summer-5 | 1986 | |
| and it's no big deal, it's something superficial | ...ve hiç önemli değil, onun benden beklentisi... | Summer-5 | 1986 | |
| that he wants from me. | ...çok yüzeysel bir şeydir. | Summer-5 | 1986 | |
| I think it's too futile. | Bence fazlasıyla boş. | Summer-5 | 1986 | |
| Not many men take a really good look at you. | Çok az erkek insana gerçekten iyi niyetle bakar. | Summer-5 | 1986 | |
| When one does, I want to... | Gerçekten böyle baksa, onunla çıkmak... | Summer-5 | 1986 | |
| go out to him, to give. | ...ona verici olmak isterim. | Summer-5 | 1986 | |
| Yes, I've been in love | Evet, hayatım boyunca... | Summer-5 | 1986 | |
| three times in my life. | ...üç kez aşık oldum. | Summer-5 | 1986 | |
| Are you in love at the moment? | Şu an birine aşık mısın? | Summer-5 | 1986 | |
| But I hope to be. | Ama olmayı ümit ediyorum. | Summer-5 | 1986 | |
| It could happen. | Bu mümkün. | Summer-5 | 1986 | |
| What's up? Nothing... | Ne var? Yok bir şey... | Summer-5 | 1986 | |
| I'm a fool! | Ben bir aptalım! | Summer-5 | 1986 | |
| I don't think so. I do. | Öyle düşünmüyorum. Öyleyim. | Summer-5 | 1986 | |
| I haven't met a guy in a long time. | Uzun zamandır bir erkekle olmadım. | Summer-5 | 1986 | |
| It's true that I chose... | Yalnız olmayı kendim seçtim... | Summer-5 | 1986 | |
| to be alone until I found someone with whom... | ...orası gerçek, ta ki birini bulana kadar... | Summer-5 | 1986 | |
| When you go with someone once, | Birisiyle, bir kereliğine çıktığında... | Summer-5 | 1986 | |
| just like that, | ...bu şekilde... | Summer-5 | 1986 | |
| you feel more alone afterward. | ...sonrasında daha fazla yalnızlık çekiyorsun. | Summer-5 | 1986 | |
| You go home at night, | O gece eve gidip... | Summer-5 | 1986 | |
| you've slept with a guy once | ...o adamla bir kereliğine yatıyorsun... | Summer-5 | 1986 | |
| and you know neither one of you cares, | ...ikinizin de umurunda olmadığını biliyorsun... | Summer-5 | 1986 | |
| then nobody's satisfied. | ...hiç kimse tatmin olmuyor. | Summer-5 | 1986 | |
| That's worse than coping with loneliness. | Bu, yalnızlıkla savaşmaktan daha da kötü. | Summer-5 | 1986 | |
| So it becomes an ethical rule of life. | Böylece yaşamın etik bir kuralı oluyor. | Summer-5 | 1986 | |
| You live alone for a long time, | Uzun süre yalnız yaşıyorsun... | Summer-5 | 1986 | |
| you don't see many guys. | ...erkeklerle olmuyorsun. | Summer-5 | 1986 | |
| It drives you nuts, but in a way... | Seni deliye çeviriyor... | Summer-5 | 1986 | |
| within yourself, | ...ama içinde... | Summer-5 | 1986 | |
| you stay pure... | ...temiz kalıyorsun... | Summer-5 | 1986 | |
| you preserve what little energy you have, | ...sahip olduğun küçük enerjiyi koruyorsun... | Summer-5 | 1986 | |
| you keep on dreaming, and waiting. | ...hayal etmeye ve beklemeye devam ediyorsun. | Summer-5 | 1986 | |
| It's better to wait than to... than to ruin... | Beklemek... umutlarını boşa harcamaktan... | Summer-5 | 1986 | |
| Than spoiling your hopes. | ...yok etmekten daha iyi. | Summer-5 | 1986 | |
| I talk a lot, but I don't expect anything. | Çok konuşuyorum ama bir beklentim yok. | Summer-5 | 1986 | |
| I'm fed up! | Yoruldum! | Summer-5 | 1986 | |
| GREEN RAY | YEŞİL IŞIN | Summer-5 | 1986 | |
| There is one thing...incredible! | Bir şey var... inanılmaz! | Summer-5 | 1986 | |
| What? You can't understand... | Ne? Anlayamazsın... | Summer-5 | 1986 | |
| You couldn't know. | ...bilemezsin. | Summer-5 | 1986 | |
| Will you come there with me? | Benimle oraya gelir misin? | Summer-5 | 1986 | |
| To watch the sun set? Will you? | Güneşin batışını seyretmeye? Gelir misin? | Summer-5 | 1986 | |
| Working Monday? | Pazartesi çalışıyor musun? | Summer-5 | 1986 | |
| I have vacation time left. | Henüz tatilim bitmedi. | Summer-5 | 1986 | |
| Will you spend a few days with me near Bayonne? | Benimle Bayonne yakınında birkaç gün geçirir misin? | Summer-5 | 1986 | |
| You're making fun of me. You're kidding. | Benimle eğleniyorsun. Şaka yapıyorsun. | Summer-5 | 1986 | |
| No, I'm not. You are! | Hayır, yapmıyorum. Yapıyorsun! | Summer-5 | 1986 | |
| Why would I kid you? | Seninle neden dalga geçeyim? | Summer-5 | 1986 | |
| Why do you want me to spend a few days with you? | Neden seninle birkaç gün geçirmemi istiyorsun? | Summer-5 | 1986 | |
| I'd like it. | Hoşuma gider. | Summer-5 | 1986 | |
| It's simple. | Bu kadar basit. | Summer-5 | 1986 | |
| Be nice... | Nazik ol. | Summer-5 | 1986 | |
| Say you will. No, wait! | Evet de! Hayır, bekle. | Summer-5 | 1986 | |
| I'd enjoy it. | Mutlu olurum. | Summer-5 | 1986 | |
| We'll wait a little. What? | Biraz bekleyeceğiz. Ne? | Summer-5 | 1986 |