• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 156566

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
I didn't get released. Sözleşmem yoktu ki. Sugar-2 2008 info-icon
I left a few weeks before the season ended. Sezon bitimine birkaç hafta kala, bıraktım. Sugar-2 2008 info-icon
You left? Bıraktın mı? Sugar-2 2008 info-icon
When was that? Ne zaman peki? Sugar-2 2008 info-icon
About two weeks ago. İki hafta önce. Sugar-2 2008 info-icon
Who are you staying with? Kiminle kalıyorsun? Sugar-2 2008 info-icon
Oh, you know, with a friend. Bilirsin işte, bir arkadaşta. Sugar-2 2008 info-icon
But if you know somebody who needs a roommate... Oda arkadaşı arıyormuş, ben de... Sugar-2 2008 info-icon
Why'd you leave? Niye bıraktın ki? Sugar-2 2008 info-icon
Do you have any family here? Ailen burada mı? Sugar-2 2008 info-icon
But I'm okay. İyiyim işte. Sugar-2 2008 info-icon
I have some money saved, a couple friends. Biraz birikmiş param var, Birkaç da arkadaş. Sugar-2 2008 info-icon
I'll go home to visit soon. Yakında, evimi ziyarete gideceğim. Sugar-2 2008 info-icon
Pay for one night, $75. Hey, amigo. You owe money. Hey, amigo! Borcunu öde! Sugar-2 2008 info-icon
A whole week? I know, I have tomorrow. Bir haftalık! Biliyorum, yarın vereceğim. Sugar-2 2008 info-icon
No problem. Yes, problem. Problem yok. Var problem! Sugar-2 2008 info-icon
You don't have it by tomorrow, you have a big problem. Yarın ödemezsen, işte o zaman büyük problemin var demektir. Sugar-2 2008 info-icon
Frank... it's Miguel. Frank. Ben Miguel. Sugar-2 2008 info-icon
My God, Miguel. What the hell happened? Tanrım, Miguel! Ne halt oldu? Sugar-2 2008 info-icon
Sorry for calling late. Geç haber verdiğim için, üzgünüm. Sugar-2 2008 info-icon
I'm in New York. Ben, New York'tayım. Sugar-2 2008 info-icon
I heard. You're making me look bad. Duydum zaten. Bana kafayı yedirdin resmen. Sugar-2 2008 info-icon
What the hell are you doing there? Ne halt ediyorsun orada? Sugar-2 2008 info-icon
I got a job, but... I don't know if I'm going to stay. Bir iş buldum ama, nasıl burada kalırım bilemiyorum. Sugar-2 2008 info-icon
The season's over. Your visa's expired. Sezon bitti. Vizen sona eriyor. Sugar-2 2008 info-icon
I know, but... Farkındayım, fakat... Sugar-2 2008 info-icon
I thought maybe I could... ...eğer yapabilirsem... Sugar-2 2008 info-icon
I can talk to Alvarez. Alvarez'le konuşabilirim. Sugar-2 2008 info-icon
But I don't know what to tell you. Ama, ne der bilemiyorum. Sugar-2 2008 info-icon
They're not happy about this. Bundan pek memnun olmayacaktır. Sugar-2 2008 info-icon
Hey, look who's here. Hey, bakın kimleri görüyorum! Sugar-2 2008 info-icon
Well, down to work. Pekala, işimize dönelim o zaman. Sugar-2 2008 info-icon
I've got nowhere to go. Gidecek yerim kalmadı. Sugar-2 2008 info-icon
So, Miguel... Evet, Miguel... Sugar-2 2008 info-icon
I did some research, and now I've got a favorite player. ...biraz araştırma sonucu, favori oyuncumu buldum. Sugar-2 2008 info-icon
Who is it, then? Kimmiş peki? Sugar-2 2008 info-icon
Vic Power. You know him? Vic Power. Onu biliyor musun? Sugar-2 2008 info-icon
You ought to. Bence bilmen lazım. Sugar-2 2008 info-icon
One of the best first basemen ever. En iyi defans oyuncularından birisidir. Sugar-2 2008 info-icon
He was Puerto Rican. But that's not why he's my favorite. Porto Rikolu. Ama, bu yüzden favorim değil. Sugar-2 2008 info-icon
When he first arrived in the States, around '51, '52... Amerika'ya ilk geldiği zamanlar, 1951 1952 civarında... Sugar-2 2008 info-icon
he was playing in the minors. Little Rock, Arkansas. ...alt ligde oynuyordu. Little Rock, Arkansas'ta. Sugar-2 2008 info-icon
And he stopped into this diner for lunch. Yemek yerken, birden onu dışarı çıkarmışlar. Sugar-2 2008 info-icon
Now, Vic knew very little English. Fazla İngilizce bilmediğinden... Sugar-2 2008 info-icon
Didn't even notice the sign hanging in the window that said... ...camda asılı duran o yazıyı görmemiş. Sugar-2 2008 info-icon
"Whites only." "Siyahlar giremez!" Sugar-2 2008 info-icon
And Vic was black. I mean black like you. Ve, Vic siyahmış. Yani, senin gibi. Sugar-2 2008 info-icon
So what happens? Peki ne mi olmuş? Sugar-2 2008 info-icon
He comes in and sits down at the counter. O da, tekrar içeri girmiş ve oturmuş. Sugar-2 2008 info-icon
And this little waitress comes up to him and says... Ve bir garson gelip, ona demiş ki... Sugar-2 2008 info-icon
I'm sorry, we don't serve colored people. "Özür dilerim ama, renkli insanlara, servis yapmıyoruz." Sugar-2 2008 info-icon
So Vic leans close to the waitress and he says... Vic de, garsona eğilip şöyle demiş... Sugar-2 2008 info-icon
That's okay. I don't eat colored people. "Tamam, öyle olsun. Ben de zaten, renkli insanları yemiyorum." Sugar-2 2008 info-icon
She says, "We don't serve blacks." Garson da, "Siyahlara servis yapmıyoruz.", demiş. Sugar-2 2008 info-icon
And he says, "That's okay, I don't eat black people." O da sonunda tekrar, "Anladım, ben de zaten siyah insan yemiyorum ki.", demiş. Sugar-2 2008 info-icon
He's my favorite! İşte benim favori oyuncum! Sugar-2 2008 info-icon
Fuck you, man. Siktir git, adamım! Sugar-2 2008 info-icon
Hey, you, too, bro. Hey! Asıl sen siktir git, kardeşim! Sugar-2 2008 info-icon
I called the Higgins to give you my new number. Higgins'i arayıp, senin için yeni numaramı vermiştim. Sugar-2 2008 info-icon
But they said you split. Ama, senin ayrıldığını söylediler. Sugar-2 2008 info-icon
I couldn't believe it, man. I had no idea. İnanamıyorum, adamım. Nasıl olur? Sugar-2 2008 info-icon
Things got ugly after you left. Sen gittikten sonra, işler çok değişti. Sugar-2 2008 info-icon
We all go through slumps. You know how it is. Çökmeye başladık. Nasıl olduğunu biliyorsun işte. Sugar-2 2008 info-icon
Yeah, but it wasn't just a slump. Evet, ama sadece çökmek değil sanırım. Sugar-2 2008 info-icon
What was it, then? Ne peki? Sugar-2 2008 info-icon
I don't know, but I wasn't gonna wait for them to throw me out. Bilmiyorum ama, bekleseydim elbet beni de göndereceklerdi o takımdan. Sugar-2 2008 info-icon
I'm just saying... Whatever, man. Yani... Neyse, adamım. Sugar-2 2008 info-icon
You wouldn't be saying that stuff if you made it. Bu kadar şey, senin yüzünden olmadı ya! Sugar-2 2008 info-icon
Sugar! Rafi needs you in the kitchen. Şeker! Rafi'nin mutfakta yardıma ihtiyacı var. Sugar-2 2008 info-icon
They call you Sugar? Sana, "Şeker" mi diyorlar? Sugar-2 2008 info-icon
What can I say? The name sticks. Neden kızayım ki? Bu lakap, artık üstüme yapıştı. Sugar-2 2008 info-icon
They got all kinds in this league... O ligde her türlü adam var. Sugar-2 2008 info-icon
Fat cats in their 40s, kids like you and me... Kırk yaşında, şişko ve kel adamlar. Senin benim gibi bebeler... Sugar-2 2008 info-icon
Dominicans, Puerto Ricans, even some white boys. Dominikliler, Porto Rikolular, hatta beyazlar bile. Sugar-2 2008 info-icon
I got this 50 year old catcher on my team. Hatta, bizim takımda, elli yaşında bir tutucu vardı. Sugar-2 2008 info-icon
Used to play for the Dodgers. Yani, ben Dodgers'da oynarken. Sugar-2 2008 info-icon
Can't run for shit, but he's out there every week. Kıçını bile kıpırdatamıyordu ama, her maçta kadrodaydı. Sugar-2 2008 info-icon
Belly out to here. Asıl oyuncu burada işte! Sugar-2 2008 info-icon
But he can still go deep. Ama, devamını getiremedi. Sugar-2 2008 info-icon
You ever hear from that kid Brad? Şu Brad denen çocuktan haberin var mı? Sugar-2 2008 info-icon
I got the photo you sent, but you have to send me more. Gönderdiğin fotoğrafı aldım. Ama daha fazla yollasan, olmaz mı? Sugar-2 2008 info-icon
Okay, Mom, but... Tamam anneciğim, ama... Sugar-2 2008 info-icon
it would be easier if you got an e mail account. ...eğer bir e mail alırsan, işimiz daha kolay olur. Sugar-2 2008 info-icon
An e mail account? I can barely use the TV! E mail mi? Televizyonu bile zar zor kullanabiliyorum! Sugar-2 2008 info-icon
I'm making you a new table. Sana, yeni bir masa yapıyorum. Sugar-2 2008 info-icon
It's going to be real nice. Gerçekten çok güzel olacak. Sugar-2 2008 info-icon
I'm sure I'll love it. Thank you. Eminim, çok beğenirim. Sağ ol. Sugar-2 2008 info-icon
How's Erica? Erica nasıl? Sugar-2 2008 info-icon
She's good. She got a job at the factory. Gayet iyi. Bir fabrikada çalışmaya başladı. Sugar-2 2008 info-icon
But just part time, so she can keep up with school. Ama sadece part time, çünkü okuluna da devam etmesi lazım. Sugar-2 2008 info-icon
And Luis? Peki Luis? Sugar-2 2008 info-icon
He's pitching now. You should see him. O da atmaya başladı. Görmen lazım! Sugar-2 2008 info-icon
He's got his brother's arm. Abisi gibi kolları var. Sugar-2 2008 info-icon
Sure, but can he throw a knuckle curve? Tabii. Peki, falsolu atmayı öğrenebilecek mi, sence? Sugar-2 2008 info-icon
I miss you, Mom. I'm working hard. Seni özledim, anne. Çok fazla çalışıyorum. Sugar-2 2008 info-icon
Give everyone a hug for me. Herkesi benim için kucakla. Sugar-2 2008 info-icon
I love you, Sugar. Seni seviyorum, Şeker! Sugar-2 2008 info-icon
I love you, too. Ben de seni, anne. Sugar-2 2008 info-icon
Caballo! Caballo! Sugar-2 2008 info-icon
This is Miguel, from San Pedro. Bu Miguel. San Pedro'dan. Sugar-2 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 156561
  • 156562
  • 156563
  • 156564
  • 156565
  • 156566
  • 156567
  • 156568
  • 156569
  • 156570
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim