Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 151485

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
Ginger! Hi, girl!	Ginger! Selam kızım!	Soul Surfer-1	2011
I know. It's still me.	Biliyorum. Ben gene eski benim.	Soul Surfer-1	2011
Who's up for sandwiches?	Kim sandviç istiyor?	Soul Surfer-1	2011
Sounds so good, I'm starving.	İyi olur, midem kazındı.	Soul Surfer-1	2011
CHERI: Noah? Yeah, sure.	Noah? Evet, olur.	Soul Surfer-1	2011
Okay, where's my Spam?	Konservelerim nerede?	Soul Surfer-1	2011
CHERI: I got it. I got it, sweetie.	Ben alırım. Ben alırım canım.	Soul Surfer-1	2011
Sorry, Mom. It's okay.	Pardon anne. Olsun.	Soul Surfer-1	2011
Here, let me grab that.	Ver ben açayım. Ekmek ister misin, hayatım?	Soul Surfer-1	2011
I need to go unpack.	Gidip yerleşeyim. Emin misin?	Soul Surfer-1	2011
TOM: I have some good news to share.	Size iyi haberlerim var.	Soul Surfer-1	2011
What news?	Neymiş?	Soul Surfer-1	2011
Holt got a call from that show, Inside Edition,	Holt, Inside Edition adlı programdan...	Soul Surfer-1	2011
and they want to give Bethany a prosthetic arm.	...telefon almış ve Bethany'ye protez vermek istiyorlarmış.	Soul Surfer-1	2011
Wait, wait, wait. She's been home for five minutes.	Dur bakalım. Kız eve gireli daha beş dakika oldu.	Soul Surfer-1	2011
They're gonna pay for the entire thing.	Her masrafı karşılayacaklar. TV programıyla ne zaman konuştun?	Soul Surfer-1	2011
And it's custom made.	Sipariş üzerine bir iş.	Soul Surfer-1	2011
Will it look normal?	Doğal mı gözükecek?	Soul Surfer-1	2011
I would think so.	Öyle farz ediyorum. Şahane.	Soul Surfer-1	2011
Can they make one I can surf with?	Sörf yapmam için tasarlayabilirler mi?	Soul Surfer-1	2011
What does she have to do?	Ne yapması gerekiyor?	Soul Surfer-1	2011
All she has to do is give a brief interview, wearing the arm.	Kamera önünde konuşup kolu takmak.	Soul Surfer-1	2011
Check out my sister the celebrity.	Meşhur kız kardeşime bakın.	Soul Surfer-1	2011
You don't have to do this.	Bunu yapmak zorunda değilsin. Hayır. İstiyorum.	Soul Surfer-1	2011
Yeah, yeah, I'll do it.	Tamam, tamam. Yaparım.	Soul Surfer-1	2011
So, it's settled.	Bunu da hallettik.	Soul Surfer-1	2011
Hey, wait. Let's give thanks.	Beklesene. Şükredelim.	Soul Surfer-1	2011
BETHANY: That arm could not come soon enough.	O kol yeterli zamanda gelemezdi.	Soul Surfer-1	2011
Because trying to make do with only one,	Tek kolla yapmaya çalışmak...	Soul Surfer-1	2011
even harder than it sounds.	...göründüğünden bile daha zor.	Soul Surfer-1	2011
I mean, fixing your hair is not exactly rocket science.	Yani, saç taramak çaresiz hastalığa çare bulmak gibi değil.	Soul Surfer-1	2011
Unless you've only got one arm.	Kolunuzun teki yoksa tabii.	Soul Surfer-1	2011
Then it might as well be a mission to Mars.	Bu da Mars'a ayak basabilmek gibi bir durum.	Soul Surfer-1	2011
Every day of my life, for as far back as I could remember,	Hayatımın her günü, hatırladıklarım kadarıyla,...	Soul Surfer-1	2011
I was in the water.	...hep denizde geçti.	Soul Surfer-1	2011
And now, I couldn't even put my bathing suit on.	Şimdiyse mayomu bile giyemiyorum.	Soul Surfer-1	2011
Almost everything seemed to be a challenge.	En kolay işler bile zorlamaya başladı.	Soul Surfer-1	2011
But what scared me most, was that I might not be able to surf again.	Ama beni en çok korkutan, bir daha sörf yapamayabileceğimdi.	Soul Surfer-1	2011
(WHISPERING) It's so sad.	Vah yazık.	Soul Surfer-1	2011
Mommy, what happened to that girl's arm?	Anne, şu kızın koluna ne olmuş?	Soul Surfer-1	2011
CHERI: Should I go?	Gideyim mi?	Soul Surfer-1	2011
Or do you want to do this together? It's up to you.	Yoksa beraber mi yapalım? Sana kalmış.	Soul Surfer-1	2011
Oh, it's looking great.	Çok iyi görünüyor.	Soul Surfer-1	2011
It's healing nicely. You all right?	Çabuk iyileşiyor. İyi misin?	Soul Surfer-1	2011
It's going to look better once the stitches are out.	Dikişler alındığında daha güzel görünecek.	Soul Surfer-1	2011
Hey! I just got back from Mexico.	Selam! Meksika'dan yeni döndüm.	Soul Surfer-1	2011
I'm so glad you're okay.	İyi olduğuna çok sevindim.	Soul Surfer-1	2011
I was just about to come see you.	Ben de tam seni görmeye gelecektim.	Soul Surfer-1	2011
I was thinking about you, and praying for you every minute.	Hep seni düşündüm ve senin için dua ettim.	Soul Surfer-1	2011
I'm good. Yeah. Everyone's been doing really good.	İyiyim. Evet. Herkes çok iyi durumda.	Soul Surfer-1	2011
You don't have to do that, Bethany.	Bana öyle görünmene gerek yok, Bethany.	Soul Surfer-1	2011
Not with me.	Benimle olmaz.	Soul Surfer-1	2011
They're trying to help. I know.	Yardım etmeye çalışıyorlar. Biliyorum.	Soul Surfer-1	2011
You know how you said it's hard to see things clearly sometimes	Bazı şeyleri çok yakınındayken net bir şekilde görebilmenin...	Soul Surfer-1	2011
when you're too close? Mmm hmm.	... ne kadar zor olduğunu söylemiştin ya?	Soul Surfer-1	2011
Well, I've been trying to get some perspective.	Farklı bakış açılarından bakmaya çalışıyorum.	Soul Surfer-1	2011
I've been really trying.	Çok uğraşıyorum.	Soul Surfer-1	2011
Sarah, how can this be God's plan for me?	Sarah, ne biçim bir alın yazım var?	Soul Surfer-1	2011
I don't know why terrible things happen to us sometimes.	Bazen başımıza gelen felaketlere anlam veremiyorum.	Soul Surfer-1	2011
But I have to believe that something good is going to come out of this.	Ama inanıyorum ki her şeyin sonu hayırlara vesiledir.	Soul Surfer-1	2011
Okay.	Tamam. Ne olacağını bilmiyorum.	Soul Surfer-1	2011
I really wish I did.	Keşke bilebilsem.	Soul Surfer-1	2011
Excuse us.	Müsaade edin.	Soul Surfer-1	2011
That's a perfect fit, bro.	Tam uyuyor kardeşim.	Soul Surfer-1	2011
TIMMY: Come on, Dad.	Hadi baba.	Soul Surfer-1	2011
Hey, Alana, can you take a little half step forward?	Hey, Alana, yarım adım ileri gelir misin?	Soul Surfer-1	2011
Put your hand a little higher on the board.	Elini tahtanın daha üstüne koy.	Soul Surfer-1	2011
That is gorgeous. Perfect.	Harikulâde. Mükemmel.	Soul Surfer-1	2011
You're natural born for this. Gorgeous.	Sen bunun için doğmuşsun. harikulâde.	Soul Surfer-1	2011
Absolutely gorgeous.	Kesinlikle harikulâde.	Soul Surfer-1	2011
So? How did I look?	Eee? Nasıl görünüyordum? Harika.	Soul Surfer-1	2011
Not too cheesy, right?	Kaşar peyniri gibi durmadım, değil mi?	Soul Surfer-1	2011
Somewhere between cheddar and jalapeno jack.	Çedar ile jalapeno arasında kaldın.	Soul Surfer-1	2011
That guy's ripping it up out there, yeah?	Şu çocuk dalgalarla dans ediyor. Evet.	Soul Surfer-1	2011
Hey, Alana, we're ready for you over here!	Hey, Alana, biz hazırız!	Soul Surfer-1	2011
You know, you should be doing this with me.	Var ya, sen de bizimle yapmalısın.	Soul Surfer-1	2011
No.	Yok. Yapmalısın.	Soul Surfer-1	2011
Go on, they're waiting for you.	Gitsene, seni bekliyorlar. Beni kafana takma.	Soul Surfer-1	2011
She's right, you should listen to her.	Arkadaşın haklı, ona kulak vermelisin.	Soul Surfer-1	2011
Yeah, and you should stop listening	Tabii, sen de başkalarına kulak kesilmeyi bırakmalısın, tele kulak.	Soul Surfer-1	2011
Just got your back.	Sana sahip çıkıyorum.	Soul Surfer-1	2011
Loser.	Sefil. Numaracı.	Soul Surfer-1	2011
You should be out there with her, though.	Gene de yanında olmalısın.	Soul Surfer-1	2011
Yeah, I should be with her.	Doğru, yanında olmalıyım.	Soul Surfer-1	2011
Just not there.	Oradayken değil.	Soul Surfer-1	2011
TIMMY: What's taking so long?	Niye bu kadar uzadı?	Soul Surfer-1	2011
NOAH: So what's for breakfast?	Kahvaltı nereden çıktı?	Soul Surfer-1	2011
Wouldn't you like to know?	Bilmek istemez miydin?	Soul Surfer-1	2011
Yeah, we would. We're hungry! Yes!	Evet, isteriz. Acıktık. Evet!	Soul Surfer-1	2011
Okay. What's the occasion?	Pekala. Bunu neye borçluyuz?	Soul Surfer-1	2011
Does there have to be an occasion for me to make my family	Ailem için taze sıkılmış portakal suyu hazırlayıp...	Soul Surfer-1	2011
fresh squeezed orange juice and homemade banana bread?	...ev yapımı muz ekmeği hazırlamam için özel bir sebep mi olması gerekiyor?	Soul Surfer-1	2011
You do realize that tomorrow is Thanksgiving, not today, right?	Şükran gününün yarın olduğunun farkındasındır, bugün değil, doğru mu?	Soul Surfer-1	2011
Yeah. That's why it's the perfect time.	Doğru. En uygun an da bu ya.	Soul Surfer-1	2011
Perfect time for what?	Ne için uygun vakit?	Soul Surfer-1	2011
To get back in the water.	Suya dönmek için.	Soul Surfer-1	2011
I'm more afraid of not surfing.	Sörf yapamamaktan korkuyorum.	Soul Surfer-1	2011
All right, get out there and have some fun! (WHOOPS)	Hadi bakalım, gidin de biraz eğlenin!	Soul Surfer-1	2011
Come on, let's go already!	Hadi, gidelim artık.	Soul Surfer-1	2011
If she is, I am.	O hazırsa ben de hazırım.	Soul Surfer-1	2011