Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 151488
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I have something even better actually. | Aslında daha iyi bir şeyim var. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Bethany, what are you doing? | Bethany, ne yapıyorsun? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| GIRL: Oh, my God! This is so cool! | Tanrım, bu çok süper! | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Awesome, thanks! | Mükemmel, teşekkürler. Güle güle kullanın. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Dad, just stop. Okay? | Baba, uzatma. Tamam mı? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| CHERI: That's not what I'm saying. | Ben onu kast etmiyorum. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| You can't give up on her. | Ondan umudunu yitiremezsin. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| And you can't keep pushing at her. | Sen de o kadar üzerine gidemezsin. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| What are you supposed to do, just let her quit? | Ne yapacaksın yani, vaz mı geçsin? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| If she wants to, yes. | Öyle istiyorsa, evet. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| That's the most ridiculous thing I've ever heard. | Şimdiye dek duyduğum en mantıksız söz bu. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Then you're not hearing what I'm saying. | Demek ki dediklerimi dinlemiyorsun. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| What? What is it that I'm not hearing? | Ne? Neymiş dinlemediğim? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| You can't always fix everything by sheer will. | Kırılan vazoyu eski haline getiremezsin. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Sometimes there is no... (INCREASES VOLUME) | Bazen her istediğin kolayca oluvermi... | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| ANNOUNCER: ...Hamilton has to be considered the favorite | Hamilton şampiyonluğunu kutlarken bizler de.. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| as we head to the Hawaiian Island Regionals. | ...Hawaii Adası Bölgesell Yarışlar'a yol alacağız. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| She's a surfer. | O bir sörfçü. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| She's a competitor. | O bir yarışçı. Bir yarışmacıdan daha fazlası. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Cheri, if she walks away from this... | Cheri, eğer sörfü bırakırsa,... | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| If she quits, she may never get back in the water again. | ...vaz geçerse, denize tekrardan geri dönemeyebilir. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| And she will never be the same. | Ve asla eskisi gibi olmaz. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| She will never be the same. | Zaten asla eskisi gibi olamayacak. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| And if she thinks the only life out there for her is surfing | Onun için hayatta var olan tek şeyin sörf olduğunu düşünürse... | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| and she can't make that happen | ...ve hayâllerine ulaşamazsa... | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| then she's going to be lost. | ...bu sefer tamamen kaybolur. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Really, really lost. | Gerçekten, gerçekten kaybolur. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Go ahead, tell me how everything's going to be okay. | Durma, her şey şöyle yoluna girecek de. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Yeah, that's me. Mister jump right in and fix it. | Ben buyum. Sayın her şeyi bilen. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| If I could just keep my mouth shut for once. | Bir kerecik olsun dilimi tutsam o başka. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| I'm done, aren't I? | Benim işim bitti artık, değil mi? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| I can't even paddle out to the lineup past the big waves. | Büyük dalgalarda denge sağlamak için kulaç bile atamam. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| What happened to "I can do all things"? | "Yapamayacağım hiçbir şey yok" nerede kaldı? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Why did this happen? | Neden böyle oldu? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Why did I have to lose everything? | Niye her şeyimi kaybetmek zorundaydım? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| You didn't lose everything, Bethany. | Her şeyini kaybetmedin, Bethany. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Not even close. | Senin kuruntun. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| That shark didn't kill you. You're still here. | O köpekbalığı seni öldürmedi. Hâlâ buradasın. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| You're still alive. | Hâlâ capcanlısın. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| With a family that loves you. | Seni çok seven bir ailenle. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Then how am I supposed to know? | O zaman yolumu nasıl bulacağım? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| When the time is right, you'll know. | Vakti geldiğince göreceksin. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Until then, you pray | O zamana kadar dua et,... | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| and you listen. | ...düşün. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Listen for what? | Neyi düşüneyim? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| For what comes next. | Gelecekte ne yapabileceğini. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| SARAH: Okay, Lymar, I hope you remembered | Lymar, inşallah bu sefer diş macununu unutmamışsındır. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Did you remember your socks? | Çoraplarını aldın mı? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Because you are not borrowing mine again. | Çünkü bu kez benimkileri alamazsın. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Could you pass these out? | Şunları dağıtabilir misin? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Mind if I tag along? | Sizinle gelmemin mahsuru var mı? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| I'm sure we can scrounge up something for you to do. | Bagaja falan koyarız artık seni. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| All right, guys, let's go! | Pekala arkadaşlar, gidelim! | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Sarah! Hey, thank you for coming. | Sarah! Geldiğiniz için teşekkürler. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| This is Bethany. | Tanıştırayım, Bethany. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Bethany, yeah, I've heard a lot about you. I'm happy you're here. | Beyhany, kulaklarını çınlatmışlardı. Burada olmana çok sevindim. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Grab some bags and pass them out. | Paketleri alıp uzatın. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| All right, everybody make a line. | Pekala, herkes sıraya dizilsin. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Just grab it and pass it down. Come on. | Sadece al ve uzat. Hadi. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Keep it going! Come on guys. | Uzatın! Hadi arkadaşlar. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Keep going. Make a line. | Uzatın. Sıra oluşturun. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| She wants to thank you all for what you've been doing. | Hepinize yaptıklarınız için teşekkür etmek istiyor. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| They're very grateful. | Çok minnettarlar. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| We're so happy we can help, we know they've been through so much. | Elimizden bir şey geliyorsa ne mutlu, acılı günler geçirdiklerini biliyoruz. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| ROSEMARY: She says it was just a normal day like any other. | Her zamanki gibi sıradan bir gün günmüş. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| But that they saw the water roll back | Suyun geri çekildiğini görmüşler... | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| and they went to get the fish and the lobsters. | ...ve balık tutmaya ve ıstakoz yakalamaya gitmişler. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| But then they saw the wave and it was too late. | Derken dalgayı görmüşler ve artık çok geçmiş. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| And the water just kept coming, there weren't many survivors. | Su gelmeye devam etmiş, sağ kalan pek çıkmamış. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| WOMAN: (CRYING) I lost my family. | Ailemi kaybettim. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Another family, they all died... | Bütün aileler, hepsi öldü... | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| I'm so sad. | İçim yanıyor. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| It's all right, don't be sorry for compassion, Bethany. | Dert etme, merhamet duygun için mahcup olma, Bethany. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| It can move us to do amazing things. | Harika şeyler yapmamıza vesile olabilir. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| And it can help you get a new perspective. | Yepyeni bir bakış açısı bulmana sebep olur. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Why don't you take a minute, | Git biraz gezin,... | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| then when you're feeling better, come back and join us. | ...kendine gelince de yanımıza gelirsin. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| 'Cause there's a lot to do. Okay? | Çünkü yapacak çok iş var. Tamam mı? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| BETHANY: Here you go. | Al bakalım. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| How come no one's in the water? | Niye denizde kimseler yok? Ne kadar sörf varsa getirdik. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Still petrified. | Hâlâ olayın şokundalar. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Is it safe? Yeah. | Bir şey olur mu? Olmaz. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Something's missing, yeah? | Eksik bir şey var, değil mi? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| They said he wandered up a few days after the tsunami. | Tsunami'den birkaç gün sonra çıkageldiğini söylediler. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| What's his name? | Adı neymiş? Bilmiyorlar. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| He hasn't said a word, he won't even smile. | Ağzı bıçak açmıyor, hiç gülümsemedi. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Hey, do you want to go in the water? | Suya girmek ister misin? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Do you want to go out to the ocean and go swimming? | Okyanusa girip yüzmek istemez misin? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Hey, can I borrow your board? | Tahtanı emaneten alabilir miyim? Tabii. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| BETHANY: Thank you. | Teşekkür ederim. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| BETHANY: They say the Lord works in mysterious ways. | Allah'ın işine akıl sır ermez derler. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| I say that's an understatement. | Bana kalırsa yetersiz bir ifade. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Who would have thought that teaching a kid to surf | Bir çocuğa sörf öğretmenin bana dünyada sörften daha önemli... | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| would teach me that surfing isn't | ...şeylerin de olduğunu öğretebileceğini kim akıl edebilirdi ki? | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| And that something else is. | Daha başka bir husus. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Bigger than any tidal wave. | Medcezirden daha yüce. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| More powerful than any fear. | Korkudan daha güçlü. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Hey, I'm home! | Ben geldim! | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| Hey, there she is. | Kimler gelmiş. | Soul Surfer-1 | 2011 | |
| How was your trip? | Yolculuk nasıldı? Harika. | Soul Surfer-1 | 2011 |