Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 151036
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Were you in love with someone? | Birine aşık mıydın? | Solaris-2 | 1972 | |
| Did you ever think of me? | Beni hiç düşündün mü? | Solaris-2 | 1972 | |
| Sometimes, yes, not always. | Bazen, evet, her zaman değil. | Solaris-2 | 1972 | |
| Whenever l felt unhappy. | Mutsuz oldukça. | Solaris-2 | 1972 | |
| l think someone is playing a kind of game with us | Bence biri bizimle bir tür oyun oynuyor... | Solaris-2 | 1972 | |
| And the more they play, | ve onlar oynadıkça, | Solaris-2 | 1972 | |
| the worse it will be for you. | senin için kötüleşiyor. | Solaris-2 | 1972 | |
| l wish l knew how to help you. | Sana nasıl yardım ederim keşke bilseydim. | Solaris-2 | 1972 | |
| The girl, the other one, what happened to her? | Kız, şu öbürü, ne oldu ona? | Solaris-2 | 1972 | |
| We'd quarreled. Toward the end, we used to quarrel a lot. | Atıştık. Son zamanlarda, çok kavga eder olmuştuk. | Solaris-2 | 1972 | |
| l packed my things and left her. | Eşyalarımı toplayıp onu terk ettim. | Solaris-2 | 1972 | |
| She made me understand... She didn't say it in so many words... | Anlamamı sağladı... Öyle çok kelimeyle söylemedi... | Solaris-2 | 1972 | |
| When you've lived with a person long enough, words aren't necessary. | Birisiyle yeterince uzun yaşadığında, kelimeler gereksizleşir. | Solaris-2 | 1972 | |
| l didn't think it was so serious, | O kadar ciddi olduğunu düşünmedim, | Solaris-2 | 1972 | |
| but then l remembered that l'd left the laboratory preparations | ama sonra laboratuvar ilaçlarını, ona etkilerini açıklayarak... | Solaris-2 | 1972 | |
| in the fridge, having explained to her their effect. | buzdolabında bıraktığımı hatırladım. | Solaris-2 | 1972 | |
| l got scared and wanted to go to her, | Korktum ve ona gitmek istedim, ama o zaman da... | Solaris-2 | 1972 | |
| but then l thought she'd understand that l took her words seriously. | söylediklerini ciddiye aldığımı anlayacağını düşündüm. | Solaris-2 | 1972 | |
| On the third day l did go to her after all. | Üçüncü gün her şeye rağmen ona gittim. | Solaris-2 | 1972 | |
| She was already dead. There was an injection mark on her arm. | Ölmüştü. Kolunda bir enjektör izi vardı. | Solaris-2 | 1972 | |
| Why do you think she did that? | Sence bunu neden yaptı? | Solaris-2 | 1972 | |
| l believe she felt that l didn't love her anymore. | Onu artık sevmediğimi düşündüğünden. | Solaris-2 | 1972 | |
| But l love you. | Ama ben seni seviyorum. | Solaris-2 | 1972 | |
| Chris! l love you so much. | Chris! Seni çok seviyorum. | Solaris-2 | 1972 | |
| l don't know how to sleep. | Nasıl uyunur bilmiyorum. | Solaris-2 | 1972 | |
| lt seems like sleep, but it's not. lt's like a sleep within a sleep. | Uykuya benziyor, ama değil. Uyku içinde uyku gibi. | Solaris-2 | 1972 | |
| lt doesn't come from inside me. lt's from far away. | İçimden gelmiyor. Çok uzaktan... | Solaris-2 | 1972 | |
| lt's still a kind of sleep. | Yine de bir tür uyku. | Solaris-2 | 1972 | |
| l guess our hero is not going to show up. | Sanırım kahramanımız ortaya çıkmayacak. | Solaris-2 | 1972 | |
| Why? Perhaps he's having guests. | Neden? Belki konukları vardır. | Solaris-2 | 1972 | |
| Oh, everybody's here! | Ah, herkes burada! | Solaris-2 | 1972 | |
| You're one and a half hour late. | Bir buçuk saat geciktiniz. | Solaris-2 | 1972 | |
| What is that you're reading? | Bu okuduğunuz ne? | Solaris-2 | 1972 | |
| This is all rubbish! | Bunların hepsi saçma! | Solaris-2 | 1972 | |
| Where did l put it... | Nereye koydum... | Solaris-2 | 1972 | |
| Where the devil... Here! | Hay aksi şeytan... İşte! | Solaris-2 | 1972 | |
| They come at night, | Gece gelirler, | Solaris-2 | 1972 | |
| but a man needs his nights for sleeping. | oysa ki geceler insanların uykularını gidermesi için gerekli. | Solaris-2 | 1972 | |
| That's our problem. Man has lost the gift of sleep. | Bu bizim sorunumuz. İnsan uyku hediyesini kaybetti. | Solaris-2 | 1972 | |
| You'd better read it. l'm a bit overexcited. | Okumalısınız. Ben biraz fazla etkilendim. | Solaris-2 | 1972 | |
| ''Senor, l know only one thing. When l... | "Senor, ben tek şey bilirim. Ben... | Solaris-2 | 1972 | |
| When l sleep, l know no fear, | Ben uyuduğumda, Nedir bilmem korku, | Solaris-2 | 1972 | |
| no hope, no work, no blessing... | umut, iş, takdis... | Solaris-2 | 1972 | |
| Blessings on him who invented sleep, that balance and weight that | Uykuyu bu denge ve ağırlığı icat eden takdis olunsun ki | Solaris-2 | 1972 | |
| equals the shepherd with the king, and the simple with the wise. | o denge ve ağırlık çobanla kıralı, ve basit olanla akıl karını eşitler. | Solaris-2 | 1972 | |
| Sound sleep has but one defect it smacks too much of death. | Deliksiz uykunun bir kusuru var ama Çok fazla ölüm tadında. | Solaris-2 | 1972 | |
| Never before, Sancho, have you pronounced such a gracious speech.'' | Daha önce hiç, Sancho, ağzında hiç bu kadar ince laflar çıktı mı?' | Solaris-2 | 1972 | |
| That's great. Now perhaps you'll let me inject a few words of my own? | Harika. Şimdi ben kendi bir kaç kelimemi zerk edebilir miyim? | Solaris-2 | 1972 | |
| l propose a toast to Snout, | Snout'a kadeh kaldıralım, | Solaris-2 | 1972 | |
| to his courage, and his devotion to duty. | onun cesaretine, ve görevine olan bağlılığına. | Solaris-2 | 1972 | |
| Here's to science, and to Snout! | Bilime ve Snout'a! | Solaris-2 | 1972 | |
| To science? lt's a fraud! | Bilime mi? Bu hilekarlık! | Solaris-2 | 1972 | |
| No one will ever resolve this problem, neither genius, nor idiot! | Hiç kimse bu sorunu çözemeyecek, ne dehalar, ne de aptallar! | Solaris-2 | 1972 | |
| We have no ambition to conquer any cosmos. | Kozmosu fethetmeye hiç tutkumuz yok. | Solaris-2 | 1972 | |
| We just want to extend Earth up to the Cosmos's borders. | Sadece Yeryüzü'nü kozmosun sınırlarına genişletmek istedik... | Solaris-2 | 1972 | |
| We don't want any more worlds. | Başka bir dünya istediğimiz yok. Başka dünyalara ihtiyacımız yok. | Solaris-2 | 1972 | |
| Only a mirror to see our own in. | Yalnızca içinde kendimizi göreceğimiz bir ayna. | Solaris-2 | 1972 | |
| We try so hard to make contact, but we're doomed to failure. | Bağlantı kurmak için çok çalıştık, ama başarısızlığa mahkum olduk. | Solaris-2 | 1972 | |
| We look ridiculous pursuing a goal we fear | Korktuğumuz ve aslında gerek | Solaris-2 | 1972 | |
| and that we really don't need. | duymadığımız bir ereğin peşinden koşmakla komik görünüyoruz. | Solaris-2 | 1972 | |
| Man needs man! | İnsan insana lazım! | Solaris-2 | 1972 | |
| Let's drink to Guibariane. ln memory of a man. | Guibariane'e içelim. bir insanın anısına. | Solaris-2 | 1972 | |
| Though what he did, was out offear. | Yaptıklarına, korkusuzca. | Solaris-2 | 1972 | |
| No, Guibariane was not afraid. | Hayır, Guibariane korkmamıştı. | Solaris-2 | 1972 | |
| There are worse things than being afraid. | Korkmaktan daha kötü şeyler vardır. | Solaris-2 | 1972 | |
| He died because he saw no way out. | Çıkış olmadığını görünce öldü. | Solaris-2 | 1972 | |
| He thought that what was happening, was happening only to him. | Olanların sadece kendisine olduğunu düşündü. | Solaris-2 | 1972 | |
| All that heart breaking moaning is just second rate Dostoyevsky. | Bütün bu kalp kıran dırdırlar sadece ikinci sınıf Dostoyevski. | Solaris-2 | 1972 | |
| Who do you think you are to judge us? | Sen kendini ne sanıyorsun da bizi yargılıyorsun? | Solaris-2 | 1972 | |
| At least l know why l'm here. | En azından ben neden burada olduğumu biliyorum. | Solaris-2 | 1972 | |
| Nature created man so that he might gain knowledge. | Doğa insanı bilgilensin diye yarattı. | Solaris-2 | 1972 | |
| ln his march toward the truth, man is condemned to knowledge. | Gerçeğe doğru yürüyüşünde, insan bilgiyle mahkum edildi. | Solaris-2 | 1972 | |
| The rest is of no consequence. | Geri kalanın bir önemi yok. | Solaris-2 | 1972 | |
| lfyou will permit me to inquire, what exactly are you doing on Solaris? | Sormama izin verirseniz, Solaris'te gerçekte ne arıyorsunuz? | Solaris-2 | 1972 | |
| What a question! | Ne soru ama! | Solaris-2 | 1972 | |
| Except for your tryst with your ex, nothing here seems to interest you. | Eski karınızla birlikte olmaktan başka hiç bir şeyle ilgilenmiyorsunuz gibi. | Solaris-2 | 1972 | |
| Your time is spent lolling in bed day after day. | Zamanınızı yatakta uzanarak harcıyorsunuz. | Solaris-2 | 1972 | |
| ls that how you understand your duty? | Sizin görev anlayışınız bu mu? | Solaris-2 | 1972 | |
| You've lost contact with reality. lfyou ask me, you're plain lazy. | Gerçeklikle bağınızı kaybettiniz. Bana sorarsanız, düpedüz tembelsiniz. | Solaris-2 | 1972 | |
| Let's drink to Guibariane. No, to Man! | Guibariane'e içelim. Hayır, İnsan'a! | Solaris-2 | 1972 | |
| Are you suggesting he was not a man? | Onun insan olmadığını mı ima ediyorsunuz? | Solaris-2 | 1972 | |
| Stop it, Chris! We'd better not quarrel. | Kes şunu, Chris! Kavga etmeyelim. | Solaris-2 | 1972 | |
| After all, today is my birthday. | Her şeyden önce, bugün benim doğum günüm. | Solaris-2 | 1972 | |
| l think Chris is more logical than both ofyou. | Bence Chris ikinizden de mantıklı. | Solaris-2 | 1972 | |
| ln these inhuman conditions he alone acted human. | Bu acımasız koşullarda bir tek o insan gibi davrandı. | Solaris-2 | 1972 | |
| While you two pretend that it doesn't concern you, | Siz ikiniz bütün bunlar sizi hiç ilgilendirmiyor... | Solaris-2 | 1972 | |
| and that your visitors are just an exterior enemy. | Ziyaretçiler harici düşmanlarmış gibi davranıyorsunuz. | Solaris-2 | 1972 | |
| But your visitors are part ofyou, they are your conscience. | Hazırmısın Kelvin? Hazırım! Ama ziyaretçileriniz sizin bir parçanız. Onlar vicdanınız. | Solaris-2 | 1972 | |
| l believe Chris loves me, | Chris'in beni sevdiğine inanıyorum, | Solaris-2 | 1972 | |
| but perhaps he doesn't really, perhaps he just defends himself. | ama belki de gerçekte sevmiyor, belki sadece kendini savunuyor. | Solaris-2 | 1972 | |
| By me, who is alive, he wants... | Benimle, ki canlıyım, istiyor ki... | Solaris-2 | 1972 | |
| No, that's not the point. lt doesn't matter why a human loves. | Hayır, mesele bu değil. Konu bir insanın neden sevdiği değil. | Solaris-2 | 1972 | |
| No, it isn't Chris, | Hayır, Chris değil, | Solaris-2 | 1972 | |
| it's you... l hate you all! | Sizsiniz...Hepinizden nefret ediyorum! | Solaris-2 | 1972 | |
| Don't interrupt me. l'm a woman after all! | Sözümü kesmeyin. Ne de olsa bir kadınım! | Solaris-2 | 1972 | |
| Woman? You're not even a human being. | Kadın mı? Sen insan bile değilsin. | Solaris-2 | 1972 | |
| Try to understand that, ifyou're capable of understanding anything! | Anlamaya çalış, tabii bir şeyi anlama yeteneğin varsa! | Solaris-2 | 1972 | |
| Hari doesn't exist! She's dead! | Hari yaşamıyor! O öldü! | Solaris-2 | 1972 | |
| You're only a reproduction, | Sen yalnızca bir reprodüksiyonsun... | Solaris-2 | 1972 | |
| a mechanical repetition ofthe form! A copy from a matrix! | formun mekanik bir tekrarlanmasısın! Bir matristen alınmış kopyasın! | Solaris-2 | 1972 |