Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 151034
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Where did she come from? Leave me alone! | Nereden geldi? Beni yalnız bırakın! | Solaris-1 | 1972 | |
| You're afraid... | Korkuyorsunuz... | Solaris-1 | 1972 | |
| Don't worry, l'm not going to think you're insane. | Endişelenme, sizin delirdiğinizi düşünmem. | Solaris-1 | 1972 | |
| Me, insane? Oh God, you know so little... | Ben, deli mi? Ah Tanrım, o kadar az şey biliyorsun ki... | Solaris-1 | 1972 | |
| Madness would be a blessing! | Çılgınlık bir takdis olurdu! | Solaris-1 | 1972 | |
| Snout, listen... | Snout, dinle... | Solaris-1 | 1972 | |
| lt's all so absurd. | Hepsi o kadar saçma ki. | Solaris-1 | 1972 | |
| They don't understand anything. | Hiçbir şey anlamıyorlar. | Solaris-1 | 1972 | |
| They're sure that l've gone mad. | Çıldırdığıma eminler. | Solaris-1 | 1972 | |
| Though it's something like insanity, l've got to do this. | Çılgınca bir şey olsa da, bunu yapmalıyım. | Solaris-1 | 1972 | |
| l'm afraid that Snout and Sartorius will try to force their way in. | Snout'la Sartorius'un kendi yollarına çekmeye çalışmalarından korkuyorum. | Solaris-1 | 1972 | |
| They don't understand what they're doing. l'm frightened, Chris... | Ne yaptıklarını bilmiyorlar. Korkuyorum, Chris... | Solaris-1 | 1972 | |
| No one will ever understand... | Kimse hiç anlamayacak... | Solaris-1 | 1972 | |
| Guibariane, open the door! Don't be a fool! | Guibariane, kapıyı aç! Aptallık etme! | Solaris-1 | 1972 | |
| That's us, Snout and Sartorius! | Biziz, Snout ve Sartorius! | Solaris-1 | 1972 | |
| We want to help you! | Yardım etmek istiyoruz! | Solaris-1 | 1972 | |
| They say they want to help me. | Yardım etmek istediklerini söylüyorlar. | Solaris-1 | 1972 | |
| All right, quit knocking. | Pekala, kapıya vurmayı bırakın. | Solaris-1 | 1972 | |
| l'm my own judge. | Ben kendimin yargıcıyım. | Solaris-1 | 1972 | |
| Try to understand, Chris, l'm not mad. | Anlamaya çalış, Chris, ben çılgın değilim. | Solaris-1 | 1972 | |
| lt has to do with my conscience. | Bu benim vicdanımla alakalı. | Solaris-1 | 1972 | |
| l really hoped you'd get here in time. | Gerçekten zamanında burada olacağını umuyordum. | Solaris-1 | 1972 | |
| lt's so good! | Çok iyi! | Solaris-1 | 1972 | |
| But you can't possibly... How did you find out where l was? | Ama belki yapamazsın...Nerede olduğumu nasıl öğrendin? | Solaris-1 | 1972 | |
| What do you mean ''find out''? | 'Öğrenmek'le neyi kastediyorsun? | Solaris-1 | 1972 | |
| Don't, Chris, that tickles. | Yapma, Chris, gıdıklanıyorum. | Solaris-1 | 1972 | |
| No... they're not there. | Yok...orada değiller. | Solaris-1 | 1972 | |
| Chris, this is me... | Chris, benim... | Solaris-1 | 1972 | |
| l have a feeling | Sanki bir şeyi... | Solaris-1 | 1972 | |
| as if l've forgotten something. | unutmuş gibiyim. | Solaris-1 | 1972 | |
| What's the matter with me?.. | Ne oldu bana?. | Solaris-1 | 1972 | |
| Why do you have to ask, Hari, as ifyou didn't know. | Sormak zorunda mısın, Hari, sanki bilmiyorsun gibi. | Solaris-1 | 1972 | |
| l've got to go out. l won't be long, wait here. | Çıkmalıyım. Uzun sürmez, bekle burada. | Solaris-1 | 1972 | |
| Can't l come with you? No. l'll be back soon. | Seninle gelemez miyim? Hayır. Hemen dönerim. | Solaris-1 | 1972 | |
| l don't know... l can't... | Bilmiyorum... Yapamam... | Solaris-1 | 1972 | |
| You can't what? | Ne yapamazsın? | Solaris-1 | 1972 | |
| l feel like l've got to be with you... all the time, to see you... | Sanki seninle olmak zorundayım... her an, seni görmeliyim... | Solaris-1 | 1972 | |
| Why are you being so childish? l've work to do, Hari. | Bu kadar çocukça davranma. İşlerim var, Hari. | Solaris-1 | 1972 | |
| You're right, l'm acting childish. | Haklısın, çocukça davranıyorum. | Solaris-1 | 1972 | |
| As for you, you're as nervous as Snout. | Sana gelince, Sen de Snout kadar sinirlisin. | Solaris-1 | 1972 | |
| As who? As Doctor Snout. | Kimin kadar? Doktor Snout kadar. | Solaris-1 | 1972 | |
| How do you know... | Nereden tanıyorsun... | Solaris-1 | 1972 | |
| l've got to go. lfyou want, you can come with me. | Gitmeliyim. İstersen, benimle gelebilirsin. | Solaris-1 | 1972 | |
| But you won't be able to get into a suit with your dress on. | Ama üzerindeki giysiyle olmaz. | Solaris-1 | 1972 | |
| Help me, l can't do it by myself. | Yardım et, tek başıma beceremem. | Solaris-1 | 1972 | |
| Why do you keep staring at me? | Neden bana dik dik bakıp duruyorsun? Neden bana öyle bakıyorsun? | Solaris-1 | 1972 | |
| You might at least knock. | En azından kapıya vurabilirdin. En azından kapıyı tıklatabilirdin. | Solaris-2 | 1972 | |
| l thought l heard you talking to someone. | Biriyle konuştuğunu duydum sandım. | Solaris-2 | 1972 | |
| All the more reason. | Hepsi bahane. | Solaris-2 | 1972 | |
| So you've had visitors? You handle that very cleanly. | Demek ziyaretçilerin vardı? Çok iyi idare ediyorsun. | Solaris-2 | 1972 | |
| Well, you won't die from it. | Pekala, seni öldürmez. | Solaris-2 | 1972 | |
| l hope you used moderation in the beginning. | Başlangıçta yatıştırıcı aldın umarım. | Solaris-2 | 1972 | |
| Narcotics, poisons, barbiturates, eh? | Uyuşturucular, zehirler, yatıştırıcılar, ha? | Solaris-2 | 1972 | |
| lfyou came here to clown, you might as well leave. | Eğer şebeklik yapmaya geldiysen, artık geri dönebilirsin. | Solaris-2 | 1972 | |
| You're not going to tell me you haven't tried the rope or hammer? | Bana halatı ya da çekici denemediğini söylemeyeceksin herhalde! | Solaris-2 | 1972 | |
| l don't suppose you threw an inkwell as Luther did? | Senin Luther gibi hokkayı fırlattığını sanmıyorum. | Solaris-2 | 1972 | |
| You just locked her in, pressed the button and that's it! | Onu buraya kilitledin, düğmeye bastın ve tamamdır! | Solaris-2 | 1972 | |
| Next time, you mustn't panic. | Bir sonraki sefere, paniklememelisin. | Solaris-2 | 1972 | |
| Try to launch it from the corridor. | Koridordan atmaya çalış. | Solaris-2 | 1972 | |
| Do you know what it was? No. | Bu neydi biliyor musun? Hayır. | Solaris-2 | 1972 | |
| But we've been able to establish a theory at least. | Ama en azından bir kuram oluşturabilirdik. | Solaris-2 | 1972 | |
| Who was it? She died ten years ago. | O kimdi? On yıl önce öldü. | Solaris-2 | 1972 | |
| You've just seen the materialization ofthe person you think you knew. | Gördüğün sadece tanıdığını sandığın birinin maddileşmesiydi. | Solaris-2 | 1972 | |
| What was her name? Hari. | Karının adı neydi? Hari. | Solaris-2 | 1972 | |
| This began after we experimented with X rays. | Bu biz X ışınlarıyla deney yaptıktan sonra başladı. | Solaris-2 | 1972 | |
| We wanted to test the ocean, | Okyanusu test etmek istedik, | Solaris-2 | 1972 | |
| so we initiated a concentrated surface sweep using high intensity rays. | bunun için yüksek yoğunlukta ışınlarla yoğunlaştırılmış yüzey alanı oluşturduk. | Solaris-2 | 1972 | |
| Yes, but this is... | Evet, ama bu... | Solaris-2 | 1972 | |
| You're fortunate. This woman is only part ofyour past. | Sen talihlisin. Bu kadın senin geçmişinin parçası. | Solaris-2 | 1972 | |
| lmagine ifyou had seen something else, | Başka bir şey gördüğünü düşün, | Solaris-2 | 1972 | |
| something unknown in your experience, out ofthe recesses ofyour soul. | deneyimlerinin dışında kalan, ruhunun gizli yerlerinde bile olmayan. | Solaris-2 | 1972 | |
| l don't see what you mean... | Ne demek istiyorsun anlamıyorum... | Solaris-2 | 1972 | |
| Apparently the ocean somehow probed our brain centers, | Anlaşılan okyanus, hafızanın çekip yalıttığı... | Solaris-2 | 1972 | |
| from which it extracted isolated bits of memory. | kırıntılarından beyin merkezlerimizi yokladı. | Solaris-2 | 1972 | |
| You think she'll come back? She will and she won't. | Sence geri gelir mi? Gelir ya da gelmez. | Solaris-2 | 1972 | |
| Hari the second... There may be many of her. | Hari ikinci kez... O'ndan bir sürü olabilir. | Solaris-2 | 1972 | |
| Why didn't you warn me? You wouldn't have believed me. | Neden beni uyarmadın? Bana inanmayacaktın. | Solaris-2 | 1972 | |
| l got scared and acted not very... | Korktum ve pek şey davranmadım... | Solaris-2 | 1972 | |
| Don't berate yourself. | Kendinle uğraşma. | Solaris-2 | 1972 | |
| The point is to liquidate the station. | Mesele istasyonu tasfiye etmek. | Solaris-2 | 1972 | |
| This is my mission. | Bu benim görevim. | Solaris-2 | 1972 | |
| lf l make out the report, will you sign it? | Eğer raporu yazıp bitirirsem, imzalar mısın? | Solaris-2 | 1972 | |
| What if she were the contact we've been waiting for, for so long? | Peki ya o bugüne kadar beklediğimiz bağlantı ise? | Solaris-2 | 1972 | |
| The night is a blessed time here. | Burada gece kutsal bir zamandır. | Solaris-2 | 1972 | |
| Somehow it reminds me ofthe earth. | Nasıl oluyor bilmiyorum, bana yeryüzünü hatırlatıyor. | Solaris-2 | 1972 | |
| You can also tie strips of paper to the air vents. | Kağıt şeritleri de hava boşluklarına bağlayabilirsin... | Solaris-2 | 1972 | |
| At night you'll think you're hearing leaves rustle in the dark. | Gece olunca, karanlıkta yaprakların hışırtısını duyduğunu sanacaksın. | Solaris-2 | 1972 | |
| Guibariane's invention. Like all strokes of genius, it's so simple. | Guibariane'nin icadı. Dehanın tüm eylemleri gibi, çok basit. | Solaris-2 | 1972 | |
| Sartorius said we were sentimental fools, | Sartorius bizim duygusal ahmaklar olduğumuzu söyledi, | Solaris-2 | 1972 | |
| but he has something like that hidden in his closet. | ama onun dolabında sakladığı bunun gibi bir şey var. | Solaris-2 | 1972 | |
| Try and get some rest. We'll meet in the library later. | Biraz dinlenmeye çalışın. Sonra kütüphanede görüşürüz. | Solaris-2 | 1972 | |
| l've prepared a list of books for you. | Size kitapların bir listesini çıkardım. | Solaris-2 | 1972 | |
| Snout, is that you? | Snout, sen misin? | Solaris-2 | 1972 | |
| Chris, where are you? | Chris, neredesin? | Solaris-2 | 1972 | |
| lt's so dark... | Çok karanlık... | Solaris-2 | 1972 | |
| Come here, don't be afraid! | Buraya gel, korkma! | Solaris-2 | 1972 | |
| The door opens the other way! | Kapı öbür yola açılıyor! | Solaris-2 | 1972 | |
| Don't be afraid. l'll be right back. | Korkma. Hemen dönerim. | Solaris-2 | 1972 | |
| When l saw that you weren't there, l was afraid... | Seni orada görmeyince, korktum... | Solaris-2 | 1972 | |
| Hi, Chris! | Selam, Chris! | Solaris-2 | 1972 |