Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 150728
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| couldn't take you away from me... | ...seni benden alamıyorsa... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| ...then we're gonna be together forever. | ...sonsuza kadar birlikte olacağız demektir. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Jimmy, help me! | Jimmy, yardım et! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'm in a lot of pain here! | Çok ağrım var! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Can I get some more pain medicine, please? | Biraz ağrı kesici alabilir miyim lütfen? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Got to help me. | Bana yardım etmelisin. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Oh. How much have you had to drink, man? | Sen ne kadar içtin dostum? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Nifty knapsack, Kent. Are you on your way to P.E.? | Hoş sırt çantası, Kent. Kampa mı gidiyorsun? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I just got back from the gym. | Spor salonundan yeni geldim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| If you want to graduate | Eğer bu yerden bir ofise... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| from the bullpen to the corner office, | ...çıkmak istiyorsan hiçbir şey kaçırmaman gerek. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Yeah. Well, thanks for the tip. | Evet. Tavsiyeniz için teşekkürler. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I think we can find something | Sanırım burada... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| a little less "High School Musical" | ..."High School Musical" den biraz... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| and a little more Louis Vuitton | ...biraz da Louis Vuitton'dan... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| to carry around whatever it is | ...şeyler saklıyorsundur. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Well, it really is just my gym stuff, | Sadece spor eşyalarım ve... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| and I don't think I want my boss going through my underwear. | ...patronumun içi çamaşırlarımı görmesini istemem. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| It's okay. I'll take you shopping when we get back. | Tamam. Döndüğümüzde seni alış verişe çıkarırım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Come back? Where are we going? | Döndüğümüz de mi? Nereye gidiyoruz? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'm announcing the new Mercer Media Group | Yeni Mercer Medya Grubu'nun... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| at a press conference, | ...basın toplantısını yapacağım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| and I need a friendly reporter to lob softballs. | Ve yanımda dost canlısı bir muhabir olmasını istedim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| And you want me to go with you? | Benim sizinle gelmemi mi istiyorsunuz? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Every cub reporter gets his big break. | Tüm muhabirlerin böyle büyük bir olayı olmalı. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| This just happens to be yours. | Bu senin olabilir. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Don't underestimate your talents, Kent. | Kabiliyetlerini küçümseme, Kent. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| There's no telling where they'll take you. | Bunun senin nereye götüreceğini bilemeyiz. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| The sky is the limit. | Gökyüzüne kadar gidebilir. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Do you have more important things to do? | Daha önemli bir işin mi var? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| No. Of course not. | Hayır. Elbette yok. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Because the only reporters I want working for the Planet | Çünkü Planet'de işini ciddiye alan muhabirlerle... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| are those who take their jobs seriously. | ...çalışmak isterim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Jimmy, hey. | Jimmy. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I came right after the police called. | Polis aradıktan hemen sonra geldim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Considering a man was murdered in this hospital last night, | Dün gece hastanede öldürülen adama göre... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'm doing pretty good. | ...oldukça iyiyim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'm sorry I can't say the same thing for Davis Bloome. | Üzgünüm aynı şeyi Davis Bloome için söyleyemem. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| What happened to Davis? Was he hurt? | Davis'e ne oldu? Yaralı mı? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Hurt? | Yaralı mı? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| No, Chloe, he was the killer. | Hayır Chloe, katil oydu. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I saw him murder someone right in front of me. | Onu birini öldürürken gördüm. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Well, thanks to you, I got cuffed, | Senin sayende dün gece... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| thrown into a squad car last night, | ...devriye arabasında 6 saat kelepçeli kaldım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| getting grilled by a homicide detective | Dünyanın en kötü ağız kokusuna sahip cinayet dedektiflerinin... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| with the world's worst coffee breath. | ...işkencesine uğradım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| They let you out on bail? | Seni kefaletle mi bıraktılar? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Jimmy, they let me go. | Jimmy, gitmeme izin verdiler. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Since when does Metropolis P.D. | Ne zamandan beri Metropolis Polisi... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| let people get away with murder? | ...katilleri salı veriyor? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Look, I saw you... | Seni gördüm! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Jimmy, calm down. | Jimmy, sakin ol. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Yeah, you did see me. You did. | Evet beni gördün. Gördün. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| But I didn't murder anyone. | Ama ben kimseyi öldürmedim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I was up here looking for a patient | Acil servise getirdiğim... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| that I brought into the E.R... | ...hastaya bakmaya gelmiştim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Some drunk driver, fatal accident. | Sarhoş bir sürücü ölüme neden olan bir kaza yaptı. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| We called the cops. | Polisleri aradık. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| He ran. | O da kaçtı. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| We had the entire night staff | Bütün gece nöbetindekiler... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| scattered around the hospital, looking. | ...hastanede onu arıyorduk. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| And we didn't find him, but... I found you, | Onu bulamadık ama seni buldum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| wandering around the hall, completely out of it. | Kendinden geçmiş bir halde dolaşıyordun. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I know what I saw, Chloe. | Ne gördüğümü biliyorum, Chloe. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Okay, normally your eyes could be trusted, | Tamam normalde gördüklerine güvenirim ama... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| but not last night. | ...dün gece öyle değildin. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Your PCA pump, it was faulty. | İlaç veren makinen bozulmuş. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| It gave you a double dose every time you hit the trigger. | Her bastığında sana iki katı ilaç vermiş. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Now, if I had that much morphine in my system, | Eğer bende o kadar morfin alsaydım... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'd see some things, too. | ...ben de olmayan şeyler görürdüm. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Davis, I was with Jimmy yesterday | Davis, dün Jimmy ile birlikteydim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| when he tried to give himself an extra dose, | Kendine fazladan bir doz vermek istediğinde... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| and the machine wouldn't allow it. | ...makine buna izin vermemişti. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Well, somehow it malfunctioned. | Bir şekilde bozulmuş olmalı. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Did you do anything to it? | Sen bir şey yaptın mı? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Jimmy, hey, no one is gonna blame you if you did. | Jimmy, yaptığından dolayı kimse seni suçlamayacak. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You were in a lot of pain. | Çok acı çekiyordun. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Nice try, pal, but there is nothing wrong with that pump! | İyi denemeydi dostum, o alette hiçbir bozukluk yok! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Well okay, | Tamam... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| ask the doctors, or ask one of the nurses. | ...doktorlara veya bir hemşireye sor. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| They'll say the same thing. | Onlarda aynı şeyleri gördü. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Look, I'm... okay. I'm, uh... | Ben tamam. Ben... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'll get out of your way. | ...yolundan çekiliyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Jimmy, I'm glad to see you're feeling better. | Jimmy, daha iyi olmana sevindim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Davis, hey, I feel terrible. | Davis, kendimi korkunç hissediyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I know the tricks that pain killers can play | Ağrı kesiciler insanın aklına çeşitli... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| on a person's head. | ...oyunlar oynayabilir. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| He's on some pretty heavy stuff. | Oldukça zor bir olay geçirdi. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Still, you don't deserve to be cast as the madman | Yine de Jimmy'nin bu hayalindeki kötü adam... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| in Jimmy's psycho thriller. | ...olmak zorunda değildin. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Uh, the truth is, | Gerçek şu ki... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'm not surprised he thinks of me that way. | ...beni bu şekilde düşünmesine şaşırmadım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I did kiss his bride. | Ben gelini öpmüştüm. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Yeah, but he doesn't know that. | Evet ama o bunu bilmiyor. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Oh, well, I... I just assumed... | Şey ben sandım ki... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I didn't, um, I didn't tell him. | Ben ona söylemedim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I didn't want to make a big deal out of it. | Bunu büyütmek istemiyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| No need to. Yeah, that was way off base. | Gerek yok. Şu an bunu düşünmemeliyiz. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Well, if I said anything or did anything | Eğer söylediğim veya yaptığım bir şey... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| to give him reason to hate me, I I hope we can get past it. | ...onun benden nefret etmesine neden olduysa umarım bunu atlatabiliriz. | Smallville Turbulence-1 | 2009 |