Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 150729
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I accept... | Kızı onun aldığını... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| that he got the girl. | ...kabul ettim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| And, like I told you before, I'm... I'm moving on. | Daha önce de söylediğim gibi hayatıma devam ediyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I think that's a good idea. | Sanırım en iyisi bu. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| And if Jimmy needs anything, um, I'm here. | Eğer Jimmy'nin bir şeye ihtiyacı olursa ben buradayım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I just can't help but wonder that if he had never met me, | Düşünmeden edemiyorum eğer benimle tanışmamış olsaydı... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| maybe this wouldn't have happened to him. | ...belki bu onun başına gelmeyecekti. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| It was nice of Oliver to let you use his private jet. | Oliver'ın özel jetini bize vermesi çok hoş. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Well, LuthorCorp and Queen Industries | Luthorcorp ve Queen Endüstri... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| are one big happy conglomerate now. | ...artık büyük ve mutlu ortaklar. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| We share all of our toys. | Oyuncaklarımızı paylaşıyoruz. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Welcome aboard, Ms. Mercer. | Hoş geldiniz Bayan Mercer. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| We may have to reroute and land in santa barbara. | Yeni rotamızı Santa Barbara olarak belirledik. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Tower's informed me there's a storm coming into L.A. | Kule benim L.A. üzerinde fırtına olduğuna dair uyardı. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Thank you, Captain Nichols. | Teşekkürler Kaptan Nichols. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| From what I understand, you've been, uh, racking up | Anladığım kadarıyla son zamanlarda... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| a lot of frequent flyer miles lately. | ...oldukça fazla dış ülkelere gidiyorsun. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Yeah, well, there are a lot of foreign titans to charm | Evet uluslararası işlere girince etkilemen gereken... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| when you're starting a global endeavor. | ...çok fazla yabancı iş adamı oluyor. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Plus, I had to make a pit stop in Geneva | Ayrıca Geneva'ya uğrayıp... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| to see a plastic surgeon. | ...estetik ameliyat oldum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Oh, it wasn't a Nip/Tuck. | Bu güzellik için değildi. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Lex Luthor lojacked me with some bio tech hardware, | Lex Luthor bana biyolojik bir çip yerleştirmişti. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| and I had to have it sliced out. | Ondan kurtuldum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Lana told me what Lex put you through. | Lana Lex'in sana neler yaptığını anlattı. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| What about what Lex put you through? | Peki ya Lex'in sana yaptıkları? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| He pretended to be your friend for how many years? | Kaç sene boyunca arkadaşın gibi davrandı? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'd like to think that there was a time | O zamanları Lex ile gerçekten... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| when Lex and I had a real friendship. | ...dost olduğum zamanlar olarak düşünmek istiyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| That wasn't a friendship. | Arkadaşlık değildi. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Clark, you were his obsession. | Clark, sen onun takıntısıydın. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Lex wanted so much to be like you. | Lex senin gibi olmayı çok istemişti. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| But he knew... he knew in his heart he never could. | Ama kalbinin derinliklerinde olamayacağını biliyordu. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Did Lex talk to you about me? | Lex benim hakkımda konuşmuş muydu? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| He kept a journal. | Bir günlük tutuyordu. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| What'd it say? | Ne yazmış? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'm sworn to secrecy. | Gizlilik yemini ettim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I am. | Ben susadım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'm sure that Oliver keeps a bottle of the good stuff | Eminim Oliver iyi bir şişe içki... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| around here somewhere. | ...ayırmıştır. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Jimmy, what are you doing here? | Jimmy, burada ne yapıyorsun? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Look, I know what you did. | Ne yaptığını biliyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You stashed the body here till you could get rid of it. | Cesedi ondan kurtulana kadar buraya sakladın. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| What body? | Ne cesedi? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| The guy, the... the drunk driver... he's dead! | Sarhoş şöför, o öldü! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| And maybe that isn't such a bad thing. | Belki bu kötü bir şey değildir. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| He ran a red light last night. | Dün gece kırmızı ışıkta geçti. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| He killed a young mother and her little girl | Bale gösterisinden dönen... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| on the way back from a ballet recital. | ...anne ve kızı öldürdü. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| So you murdered him? | Yani onu sen mi öldürdün? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| It's right there, Davis. | ...tam buradaydı, Davis. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You don't know what you're seeing anymore. | Artık ne gördüğünü bilmiyorsun. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| It's those damn drugs. | Kahrolası ilaçlar yüzünden. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Jimmy! It's after me again! | Jimmy! Yeniden peşimde! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Come with me. I'll save you. | Benimle gel. Seni kurtarırım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| No, get back in your room! It'll hurt you! | Hayır odana geri dön! Sana zarar verebilir! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Jimmy, go back to your room... Please! | Jimmy, odana dön. Lütfen. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Let go of me! It's attacking! | Bırakın beni! Saldırıyor! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Chloe, no! No! No! Chloe! | Chloe hayır! Hayır! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Mr. Olsen, what did you take? | Bay Olsen, ne içtiniz? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Hey! Get away from me! | Benden uzak dur! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| We need a shot of haldol ativan. | Haldol Ativan yapmalıyız. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| That thing's killing Chloe! | O şey Chloe'yi öldürecek! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I need to save her! | Onu kurtarmalıyım! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Don't worry. We'll take care of him. | Merak etme. Onunla ilgileneceğiz. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I don't think Oliver queen would appreciate us | Oliver Queen'in 1990 Cristal'ini bitirdiğimiz için... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| finishing off his private reserve of 1990 Cristal. | ...teşekkür edeceğini sanmıyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| It's a long flight. | Uzun bir uçuş. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'm sure he wouldn't mind us drinking a few more glasses. | Bir kaç kadeh daha içmemize kızacağını sanmıyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| About Lex's journal... | Lex'in günlüğü ile ilgili. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| he's gone now, so you can tell me... | O gittiğine göre artık bana anlatabilirsin. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| enough about Lex's journal, okay? | Lex'in günlüğü hakkında konuşmak yeter tamam mı? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| We've had two bottles of champagne. | İki şişe şampanya içtik. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You seem to have this inhuman ability | Görünüşe göre alkolden etkilenmemek gibi... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| to withstand the effects of alcohol. | ...insan üstü bir kabiliyetin var. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I have a strong metabolism. | Güçlü bir metabolizmam vardır. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I can hold my liquor like no other. | Kimsenin içemeyeceği kadar likör içerim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| It's in the Mercer genes. | Mercer genlerimden kaynaklanıyor. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Daddy dearest used to be able to finish off a fifth | Büyükbabam yemek vakti gelmeden... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| before the lunch whistle blew at the mill. | ...beşinci kadehi bitirirmiş. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| That sounds tough. | Sağlam birine benziyor. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Let's just say it wasn't the Norman Rockwell childhood | Senin Kent çiftliğinde yaşadığın gibi... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| that you had at the Kent farm. | ...bir çocukluk yaşamamış diyelim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Nobody's childhood is perfect. | Kimsenin çocukluğu mükemmel değildir. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Yeah, but I bet you were read fairy tales at bedtime... | Evet ama bahse girerim sen yatmadan önce benim babamın anlattıkları gibi... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| not like what my dad did. | ...masallar dinlememişsindir. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You don't... you don't need to hear that. | Bunu duymana gerek yok. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I had these blue sheets | Mavi çarşafım vardı. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| that I used to pull up over my head... | Kafamın üstüne kadar çekerdim ve... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| and it made me feel like I was underneath the ocean. | ...bu benim okyanusun altındaymışım gibi hissettirirdi. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| And I would hide in there | Orada saklanır ve... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| and, uh, pretend to be the little mermaid, | ...bir denizkızıymış gibi davranırdım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| waiting, dreaming of my prince to come rescue me. | Hayallerimdeki prensin beni kurtarmaya gelmesini beklerdim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| The bastard shattered my eardrum. | O aşağılık herif kulak zarımı patlattı. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| And he broke my arm... | Ve kolumu 3 defa... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Three times. | ...kırdı. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I bet you didn't expect the in flight entertainment | Sanırım uçuş eğlencelerinin içinde... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| to include my true Hollywood story, huh? | ...benim hayat hikayemin olmasını beklemiyordun. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'm just glad it has a happy ending. | Mutlu bittiğine sevindim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Look at you now. | Şimdiki haline bir bak. | Smallville Turbulence-1 | 2009 |