Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 150037
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Where the hell have you been? | Hangi cehennemdeydin? Eğer Nerede kaldın? | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Enjoying death. | Ölü olmanın tadını çıkarıyordum. Ölüm sahip. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
007, reporting for duty. | 007, rapor veriyorum. 007, görev için raporlama. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Yoy didn't get the postcard? | Yolladığım kartpostalı almadın mı? Eğer kartpostal almadın mı? | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
You should try it sometimes. | Bunu sen de denemelisin. Bazen denemelisin. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Get away from it all, it really lends perspective. | Tümüyle uzaklaşmak, gerçekten yeni bakış açıları kazandırıyor. Ondan tüm alın, gerçekten perspektif kazandırmıştır. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Run out of drink. Where you were today? | Olduğun yerde içki kalmamış mıydı? Içki üzerinden çalıştırın. Eğer layık mıydı? | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
What was it you said? | Ne demiştin o an? Ne diyorduk? | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
"Take the bloody shot". | Lanet olası atışı yap! Kanlı adım daha atacağım. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
I made a judgement call. | Bir muhakeme yaptım. Ben bir karar verdim. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
You should've trusted me to finish the job. | İşi bitirmem için bana güvenmeliydin. Bana işi bitirmek için güvenilir olmalıdır. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
It was the possibility of losing you... | Ya seni kaybedecektik... Bu kaybetme olasılığı oldu... | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
or the certainty of losing all those other agents. | ya da o ajanların hepsini. Veya bütün diğer ajanlar kaybetme kesin. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
I made the only decision I could and you know it. | Biliyorsun, Verebileceğim tek kararı verdim ben. I could sadece karar ve sen bunu biliyorsun. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
I think you lost your nerve. | Bence soğukkanlılığını kaybettin. Ben size sinir kaybetti düşünüyorum. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
What do you expect, a bloody apology? | Ne bekliyorsun? lanet olası bir özür mü? Eğer kanlı bir özür, ne bekliyorsunuz? | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
You know the rules of the game. You've been playing it long enough. | Sen de uzun zamandır bu oyunu oynuyor ve kurallarını biliyorsun. Oyunun kurallarını biliyorum. Sen yeterince uzun oynarken edilmiştir. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
We both have. Maybe too long. | İkimiz de oynuyoruz. Belki de haddinden uzun bir zamandandır. İkimiz de var. Belki çok uzun. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Speak for yourself. | Kendi adına konuş. Kendiniz için konuşun. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Ronson didn't make it, did he? | Ronson kurtulmadı, değil mi? Ronson o, o did yapmak değil mi? | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
So, this is it. | İşte bu! Peki, bu o. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
We are both played out. | İkimiz de sona geldik. Biz dışarı oynanır hem de. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Well, if you believed that, why did you come back? | Öyle düşünüyorsan neden geri döndün? Peki, neden geri döndün inanıyordu olur? | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Good question. | Güzel soru. İyi soru. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Because we are under attack... | Çünkü her yandan saldırıya uğruyoruz. Çünkü saldırı altında... | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
and you know we need you. | ve sana ihtiyacımız olduğunu biliyorsun Ve size ihtiyacım olduğunu biliyorsun. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Well, I'm here. | İyi, burdayım işte. Eh, ben buradayım. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
You'll have to be debriefed and declared fit for active service. | Önce rapor vermen ve aktif görev için uygun olduğunu göstermen gerekiyor. Siz sorgulanacaksın zorunda kalacak... | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
You're gonna earn your return to duty when you've passed the tests. | Testleri geçtiğinde göreve geri dönebilirsin. Sen testleri geçti görev yaparken dönmek olacak. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
So take them seriously. | Yani biraz ciddiye almalısın. Yüzden onları ciddiye. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
The shower might be in order. | Duş almakla başyabilirsin. Duş bir emir olabilir. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
I'll go home and change. | Evime gidip üzerimi değiştireceğim. Eve ve değişim gidiyorum. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Oh, we've sold your flat. | Ha, evini sattık. Oh, biz senin düz sattı. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Put your things into storage. | Eşyalarını depoya kaldırdık. Depolama Eşyalarınızı koyun. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Standard procedure... | Standart prosedür, Standart prosedür... | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
on the death of an unmarried employee with no next of kin. | Teslim edecek akrabası olmayan bir ajanın ölümünde bu uygulanır. Akrabası yok sonraki bir bekar çalışanın ölümü. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
You should've called. | Önce aramalıydın. Araman gerekirdi. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
I'll find a hotel. | Bir otel bulurum. Ben bir otel bulacaksınız. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Well, you're bloody well not sleeping here. | Burda uyumayacak olman iyi. Peki, sen burada yatmıyor kanlı. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
locked out the safety protocols and turned on the gas. | güvenlik protokolünü aşıp gazı açmış. Güvenlik protokolleri kilitli ve gaz döndü. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
All of witch should've been impossible. | İmkansız olan herşeyi yapmış. O imkansız olması gerekir. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
On top of that they hacked into her files. | Hepsinden öte, M'in dosyalarına sızmış. Ben onlar bizim dosyaları içine kesmek var söylendi. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
They knew her appointments. | Onun randevularını biliyorlardı. Onu randevu biliyordu. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
They knew she'd be out of the building. | O saatte dışarıda olacağını biliyorlardı. Onlar o binanın bile olamazdı biliyordu. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
They weren't targeting her. | Onu hedeflemediler. Onu hedef değildi. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
They wanted her to see it. | Bunu görmemizi istediler. Bizi görmek istedim. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Where are we, Tanner? New digs. | Neredeyiz Tanner? Yeni binamız. Neredeyiz lieutenent vardır? Yeni kazılar. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
The old building was declared strategically vulnerable. | Eski binanın stratejik olarak savunmasız olduğu bildirildi. Eski bina stratejik savunmasız ilan edildi. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
That's putting it mildly ! | Bu, biraz kibarca koyuyor işte. Diyelim bu hayret koyarak. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
He was able to breach the most secure computer system in Britain. | Britanya'daki çoğu güvenlikli bilgisayar sisteminin kırılma olanağı vardı. Onların amacı İngiltere'de güvenlik bilgisayar sistemi ihlal etmektir. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
So we are on war footing now. | O yüzden şu an bir savaş karargahındayız. Peki şimdi onlarla savaşıyoruz. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
This is part of Churchill's bunker. | Fareler için değilse oldukça etkileyici. Burası Churchill'in sığınağının bir bölümü. Burası Churchill'in sığınağının bir bölümü. Bu Churchill'in Bunker parçasıdır. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
They're still discovering tunnels dating back to the 18th century. | Tünellerin tarihi 18. yüzyıla kadar uzanıyor. Bu tüneller arasında Bazı 18. yüzyıl uzanan edilir. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Quite fascinating, if it wasn't for the rats. | Oldukça etkileyici tabii sıçanlara göre olmasaydı. Oldukça büyüleyici, bu fareler için değildi. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
When do I see M? Tomorrow you'll see M... | M'i ne zaman göreceğim. Yarın, M'i göreceksin. Ben M gördüğünüzde? Yarın M. göreceksiniz .. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
and Mallory too if you're lucky. | Mallory'yi de, tabii şansın olursa. Ve Mallory Siz de şanslı iseniz. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
He's the chairman of Intelligence and Security Committee. | Yeni İstihbarat ve Güvenlik Komitesi başkanı. O İstihbarat Güvenlik Komitesi başkanıdır. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
A charming man. I think you and he are really gonna hit it on. | Hoş bir adam. Birbirinize kanınız kaynayacaktır. Büyüleyici bir adam. Seni ve onu gerçekten almak onu vurdu düşünüyorum. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Welcome to the new MI6. | Yeni MI6'ya hoş geldin. Yeni MI6 hoşgeldiniz. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
We've attempted to trace the computer message, but... | Bilgisayar mesajını izlemeyi denedik ancak... Biz bilgisayara mesajı izlemek için çalıştı, ama var ettik... | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
it was sent by an asymmetrical security algorithm... | sinyali binlerce farklı sunucu... Bir asimetrik güvenlik algoritması tarafından gönderildi... | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
through over a thousand different servers. | farklı sunucularda binlerce yoluyla. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
And now that they've accessed M's code, | Ve şimdi onlar M kodunun erişilebilir ettik, | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
it's only a matter of time before they're able to decrypt the list. | yalnızca şifresini çözmek için önce isyancıların zaman meselesi listesi aşağıdadır. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Q branch have been analyzing the picture, but so far nothing. | Q'nun şubesi fotoğrafları analiz ediyor ancak henüz hiçbir şey yok. Q şubesinden şey, resimler analiz ama şimdiye kadar olmuştur. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
General feeling is it's probably someone from her past | M'le geçmişte münasebeti olan biri ile ilgili olduğunu düşünüyoruz. Genel duygu onu geçmişten muhtemelen şeydir | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Perhaps when she was running things in Hong Kong. | Belki Hong Kong'ta çalışırken tanıdığı biri. Belki Hong Kong şeyler koşuyordu zaman. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
She has no idea what it all means. And you believe that? | Bütün bunlar hakkında onun da fikri yok. Ve sen buna inanıyorsun? Bu her ne anlama geldiğini hiçbir fikrim mi? Ve sen inanıyor musun? | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
The truth is we don't have a clue of what's on the list... | Gerçek şu ki, listeyi kimin aldığı ya da... Gerçeği biz listesinde ne bir ipucu yok olduğunu... | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
or what they plan to do with it. | onunla ne yapmaya çalıştıkları konusunda ipucumuz yok. Ya da ne onlar yapmak çalışıyoruz. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
We can always do this later. | İstersen daha sonra da konuşabiliriz. Biz her zaman daha sonra yapabilirsiniz. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
You know what? Let's. | Bu iyi olur. Biliyor musun? Edelim. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
I'd like to start with some simple word sensations. | Bazı basit kelimelerle 'hissi ile başlamak istiyorum. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Just tell me the first word that pops into your head. | Sadece ilk aklına gelen kelimeyi söyle. Bana ilk kelime söylemeniz başınızı içine yumruk. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
For example I might day, and you might say... | Örneğin, ben "gün" dediğimde, sen... O gün, ve diyebilirsiniz belki Örneğin... | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
wasted. | Zaman kaybı. Boşa. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Gun. | Silah. Gun. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Shot. | Atış. Shot. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Agent. Provocative. | Ajan. Kışkırtıcı. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Woman. Provocatrix. | Kadın Tahrik edici. Kadın. Provocatrix. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Heart. Target. | Kalp Hedef. Kalp. Hedef. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Bird. Sky. | Kuş. Gökyüzü Kuş. Sky. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
M. Bitch. | M. Sürtük. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Sunlight. Swim. | Güneş ışığı Yüzmek. Sunlight. Swim. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Moonlight. Dance. | Ayışığı. Dans. Moonlight. Dans. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Murder. Employment. | Cinayet. İş. Cinayet. İstihdam. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Country. England. | Ülke. İngiltere. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Skyfall. | Skyfall. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
This is going well. | İyi gidiyordu. Bu iyi gidiyor. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Get these analyzed. | Bu analiz alın. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
For "her" eyes only ! | Sonucu bana özel bildirilsin. Bana, geldiğinde. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
She's ready for you. | Seni bekliyor. O sizin için hazırdır. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
I'm sorry. Have we met before? | Özür dilerim Daha önce karşılaşmıydık? Üzgünüm. Daha önce tanıştınız mı? | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
I am the one who sould say "sorry". | Özür dilemesi gereken benim. Ben "özür dilerim" demek Semester birini duyuyorum. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
There's only four ribs. | Sadece 4 kaburga kemiği, Sadece dört kaburga oldu. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Some of the less vital organs. | ve bazı daha önemsiz organlar. Yine hayati organları var. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Nothing major. | Önemli birşeyim yok. Ana şey. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
No enough excitment in Istambul? | İstanbul'da yeterli heyecen yok muydu? Istambul Hayır yeterince excitment? | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
I've been reassigned. | Ben tayin edildi. | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |
Temporary suspension from field work. | Sahadaki işlerden geçici olarak el çektirildim. Alan işten Geçici askıya . | Skyfall-1 | 2012 | ![]() |