Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 146941

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
By feeling much glee	By feeling much glee	Sea of Fear-1	2006
Filigo, filigo filigo ree	Filigo, filigo filigo ree	Sea of Fear-1	2006
And a man can say little	And a man can say little	Sea of Fear-1	2006
When he is dead	When he is dead	Sea of Fear-1	2006
Filigo, filigo, filigo red	Filigo, filigo, filigo red	Sea of Fear-1	2006
As we walk hand in hand	As we walk hand in hand	Sea of Fear-1	2006
With old death on the beach	With old death on the beach	Sea of Fear-1	2006
Forever the Black Jack cries old Mr. Teach	Forever the Black Jack cries old Mr. Teach	Sea of Fear-1	2006
You're dead, you're dead!	Sen ölmüştün, sen ölmüştün!	Sea of Fear-1	2006
I saw you! You were hanging! And every...	Seni gördüm! Asılıydın! ve her...	Sea of Fear-1	2006
It's realism, baby. Did you like it? Did you like it?	Bu gerçekçilik bebeğim, hoşuna gitti mi, hoşuna gitti mi?	Sea of Fear-1	2006
But who I can't believe...	Ama inanamıyorum...	Sea of Fear-1	2006
I can't believe that this guy missed my pulse.	O adamın nabzımı hissedemediğine inanamıyorum.	Sea of Fear-1	2006
I mean, what are the chances of that?	Bunun olma şansı nedir ki?	Sea of Fear-1	2006
I thought he had me. It's just dumb luck.	Beni yakaladığını sanmıştım. Aptal şansı.	Sea of Fear-1	2006
You should always, always go for the neck.	Her zaman boyundan denemelisin.	Sea of Fear-1	2006
Thank you, by the way, for giving him my arm.	Ona kolumu verdiğin için teşekkür ederim.	Sea of Fear-1	2006
Did you work it out, huh?	Sonuca vardın mı?	Sea of Fear-1	2006
I mean, it's priceless.	Bu paha biçilemez.	Sea of Fear-1	2006
When you called the captain a psycho. I loved that!	Kaptana sapık dediğin zaman. Buna bayıldım!	Sea of Fear-1	2006
The sailor's knots, the hanging...	Gemici düğümü, asılma...	Sea of Fear-1	2006
It was the right idea, but the wrong guy.	Doğru fikir ama yanlış kişiydi.	Sea of Fear-1	2006
And then, when you went back to the cabin...	Sonra sen kamaraya döndüğünde...	Sea of Fear-1	2006
and I wasn't there anymore?	ben artık orada değildim?	Sea of Fear-1	2006
Come on! You're smarter than this.	Hadi!Sen bundan saha akıllısın.	Sea of Fear-1	2006
I have a knife!	Bıçağım var!	Sea of Fear-1	2006
Can we stop going in circles here?	Daire çizmeyi bırakabilir miyiz?	Sea of Fear-1	2006
OK. OK. I'm gonna sit right here...	Tamam, tamam. Ben buraya oturuyorum...	Sea of Fear-1	2006
and I'm gonna wait for you to come to me.	ve senin bana gelmeni bekleyeceğim.	Sea of Fear-1	2006
It won't happen.	Bu olmayacak.	Sea of Fear-1	2006
We're the only people on this boat.	Bu teknedeki tek insan biziz.	Sea of Fear-1	2006
What did you do with them?	Onlara ne yaptın?	Sea of Fear-1	2006
Well, first, there was Joel.	İlk Joel'di.	Sea of Fear-1	2006
Oh, my God. The campfire.	Oh, tanrım. kamp ateşi.	Sea of Fear-1	2006
See, now, you're getting smart.	Bak, şimdi akıllanıyorsun	Sea of Fear-1	2006
I buried this knife at the island, too.	Adaya bıçağı da ben gömdüm.	Sea of Fear-1	2006
That your psychological diagnosis?	Psikolojik teşhisin mi?	Sea of Fear-1	2006
My psychological diagnosis...	Psikolojik teşhisim...	Sea of Fear-1	2006
is Antisocial Personality Disorder.	antisosyal kişilik bozukluğu.	Sea of Fear-1	2006
Your motivation...	Motivasyonun...	Sea of Fear-1	2006
is that you lie and you cheat...	yalan söylemek ve aldatmak...	Sea of Fear-1	2006
and you steal...	ve çalmak...	Sea of Fear-1	2006
and you even murder...	hatta cinayet işlemek...	Sea of Fear-1	2006
without feeling any remorse.	hiç vizdan azabı duymadan.	Sea of Fear-1	2006
And now, don't get any bright ideas about us teaming up together.	şimdi, birlikte takım olmak gibi parlak fikirlerde bulunma.	Sea of Fear-1	2006
Because another factor of this disorder...	Çünkü bu kişilik bozukluğunun başka bir etkeni de...	Sea of Fear-1	2006
is that we work alone.	yanlız çalışmaktır.	Sea of Fear-1	2006
And now, I get to kill you...	Ve şimdi seni öldüreceğim..	Sea of Fear-1	2006
without feeling bad about it.	kendimi hiç kötü hissetmeden.	Sea of Fear-1	2006
You get to try.	Dene istersen.	Sea of Fear-1	2006
You remember how I didn't want to die?	Nasıl ölmek istemediğimi hatırlıyor musun?	Sea of Fear-1	2006
Suffocation?	Havasızlıktan boğularak mı?	Sea of Fear-1	2006
Right. And how about you?	Evet. Ya sen?	Sea of Fear-1	2006
Throat cut.	Boğazımın kesilmesi.	Sea of Fear-1	2006
I have a knife. Coincidence?	Bıçağım var. Tesadüf mü?	Sea of Fear-1	2006
Why didn't you just stab me in the back...	Fırsatın varken...	Sea of Fear-1	2006
when you had the chance, huh?	neden beni sırtımdan bıçaklamadın?	Sea of Fear-1	2006
You're the psychologist. You tell me.	Psikolog olan sensin. Sen söyle.	Sea of Fear-1	2006
Because you're twisted.	çünkü şaşırmışssın.	Sea of Fear-1	2006
Because you needed to tell somebody.	Çünkü birine söylemen gerek.	Sea of Fear-1	2006
You know, why don't you just keep thinking about it...	Bilirsin, neden düşünmeye devam etmiyorsun...	Sea of Fear-1	2006
While I run through the game, huh?	ben oyun boyunca kaçarken?	Sea of Fear-1	2006
Is that what you call this, a game?	Buna verdiğin isim bu mu, oyun?	Sea of Fear-1	2006
Well, what would you call it?	Sen ne derdin?	Sea of Fear-1	2006
OK. Murder.	Tamam, cinayet.	Sea of Fear-1	2006
You know, for Kate's murder...	Kate'in cinayeti...	Sea of Fear-1	2006
She just said murder, so...	Sadece cinayet dedi, o halde...	Sea of Fear-1	2006
I used this knife.	Bu bıçağı kullandım.	Sea of Fear-1	2006
And Lance...	Ve Lance...	Sea of Fear-1	2006
He's afraid of sharks.	Köpekbalıklarından korkuyordu.	Sea of Fear-1	2006
Oh, sick bastard.	Oh, hasta piç.	Sea of Fear-1	2006
What is it you used to say to Kate?	Sen Kate'ye ne derdin?	Sea of Fear-1	2006
No lectures.	Konferans yok.	Sea of Fear-1	2006
And how would you know that?	Bunu nerden biliyorsun?	Sea of Fear-1	2006
She used to tell me stuff.	Bana bazı şeyler anlatırdı.	Sea of Fear-1	2006
She was my girlfriend, remember?	Benim kız arkadaşımdı, unuttun mu?	Sea of Fear-1	2006
She never liked you!	Seni hiç sevmedi!	Sea of Fear-1	2006
Well, she sure did piss me off!	Beni kesinlikle öfkelendirdi!	Sea of Fear-1	2006
You have a proven tendency to want violence.	Sende kanıtlanmış vahşet isteme eğilimi var.	Sea of Fear-1	2006
Yeah, well, you still never told me...	Bana hala söylemedin...	Sea of Fear-1	2006
why you did this.	neden yaptın bunu.	Sea of Fear-1	2006
You know, Derek...	Derek...	Sea of Fear-1	2006
He was afraid of drowning.	Boğılmaktan korkuyordu.	Sea of Fear-1	2006
The captain, hooked.	Kaptan, kancadan.	Sea of Fear-1	2006
But that would never kill him.	Ama bu onu asla öldürmezdi.	Sea of Fear-1	2006
You know, I always thought...	Düşündüm ki...	Sea of Fear-1	2006
The captain should go down with the boat.	Kaptan gemiyle birlikte batmalıydı.	Sea of Fear-1	2006
Aw, to hell with it.	Cehenneme gitmeni.	Sea of Fear-1	2006
I'm not superstitious.	Batıl inançlı değilim.	Sea of Fear-1	2006
Why did you do this, Tom?	Bunu neden yaptın, Tom?	Sea of Fear-1	2006
That's enough talk.	Bu kadar konuşma yeter.	Sea of Fear-1	2006
It's time for some action.	Biraz hareket zamanı.	Sea of Fear-1	2006
Let's rock and roll.	Hadi hareketlenelim.	Sea of Fear-1	2006
Are you gonna try and drown us?	Bizi boğmaya mı çalışacaksın?	Sea of Fear-1	2006
No! I'm gonna sink the boat!	Hayır, tekneyi batıracağım!	Sea of Fear-1	2006
You want to die? Follow me!	Ölmek mi istiyorsun? Beni takip et!	Sea of Fear-1	2006
Ashley? Where are you?	Ashley? Nerdesin?	Sea of Fear-1	2006
I'm gonna find ya.	Seni bulucam.	Sea of Fear-1	2006
Ashley, haven't we already done this before?	Ashley, Bunu zaten daha önceden yapmadık mı?	Sea of Fear-1	2006
Are you gonna be hanging when I open this door?	Kapıyı açtığımda, asılı mı olacaksın?	Sea of Fear-1	2006