Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 146020
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Who is he? l don't know him! | Bu adam da kim? Ben Hacı diye birini tanımıyorum. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l do know Mirchi because he lives in the neighbourhood. | Mirçi'yi tanıyorum. Çünkü benim komşularımdan biri. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
You can ask him what he's doing here. | Ama burda ne işi olduğunu bildiğimi söyleyemem. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
What evidence is this? l don't know Mirchi or Haji. | Durmayın bunu ona sorun. Ben ne Mirçi'yi nede Hacı'yı tanıyorum. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
But you do know Shafi. Right? | Yüzbaşı Şafi için ne diyecek siniz? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
A captain in your spy agency lSl, where you're a Major. | İstihbarat biriminiz görev yapmıyor mu? Binbaşılık yaptığınız birimde | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
We've caught him red handed smuggling arms. | onu suçüstü yakaladığımızı söylesem ne dersiniz? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Now your terrorist acts will be exposed to the world. | Terörist taktiklerinizi biliyoruz. Onlarla mücadele etmeye hazırız. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l'm a diplomat representing my county... | Benim bir diplomat olduğumu, unutmamalısınız. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Touch me and you'll see the repercussions in lslamabad. | Bana dokunacak olursanız. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
We don't have enough evidence against Gulfam Hasan. | Gulfam Hasan aleyhinde yeterince delilimiz yok. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
He'll get away scot free. | Onu serbest bırakırlar. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Let's kill them and claim that we did it in self defence. | Hepsini öldürelim efendim. Çatışmada öldüler, diyebiliriz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
No! | Hayır Selim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l won't let them die so easily. | Ölüm gibi kolay bir sonla kurtulamazlar. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
The force is here! | Destek geldi. Efendim destek geldi. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Salim! Give me your gun! | Selim elindeki silahı bana ver. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
You don't seem to understand l've diplomatic immunity. | Sizi uyarıyorum. Benim diplomatik dokunulmazlığım var. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
To hell with your diplomatic immunity! | Diplomatik dokunulmazlığının canı cehenneme. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
That can be of use if you live through this! | Ancak sağ kalırsan bir işine yarıyabilir. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l'll give you iust one last chance to live... | Ben sana, son bir şans daha veriyorum. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...this Gulfam Hasan whom we loved and trusted... | Ve sen Gulfam Hasan, hepimiz seni çok sevdik. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...has cheated me and betrayed my county! | Ama sen bize ihanet ettin. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l won't let him walk away alive! | Şu andan itibaren kimse burdan sağ çıkamıyacak. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
lf you want to live... kill Gulfam Hasan! | Yaşamak istiyorsan, Gulfam Hasan'ı öldür. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l'll then free you and Shafi. | Sonra sen ve Şafi gidebilirsiniz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
But why don't you kill him? | İyi ama, onu neden sen öldürmüyorsun? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
The law here forbids it! | Çünkü bizim kanunlarımız, onu öldürmeme izin vermiyor. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
What's the guarantee you'll free me after l kill him? | Peki Gulfam'ı öldürürsem gidebileceğimi, nasıl bilebilirim? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
What nonsense is this? | Neler saçmalıyorsun Big. Neler saçmalıyorsun Bag. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
You'll have to trust me. You've no option. | Bana güvenmek zorundasın Big. Başka bir seçeneğin yok zaten. Bana güvenmek zorundasın Bag. Başka bir seçeneğin yok zaten. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Sir! The force will be here in five minutes. | Efendim. Beş dakika sonra burda olacak destek. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Hurry up, Baig. | Acele et Big. Acele et Bag. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Once the force arrives l'll not be able to help you. | Beş dakikadan fazla bekliyemem. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Take this gun and kill Gulfam. | Şu silahı al ve Gulfam'ın işini bitir. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Baig! Baig! | Big. Big. Big. Bag. Bag. Bag. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Are you out of your mind? You want to kill me? | Sen aklını mı kaçırdın? O söyledi diye beni öldürecek misin? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Don't you know who l'm? | Benim kim olduğumu bilmiyor musun? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l know, but a singer can't be saved at the cost of soldiers. | Kim olduğunu biliyorum Gulfam Bey. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Mirchi! Tell your men to kill him! | Mirçi Bu adamı öldür. Mirçi Bu adamı öldür dedim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Mirchi! Don't interfere! lt's between them. | Mirçi. Sen araya girme. Bu ikisinin meselesi. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l'll make you a state witness. Stand by us. That's the best. | Senin tanık olduğunu söylerim. Bu işten kurtulmanın tek yolu bu. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Ajay! l saved your life ice from this man. | Acey beni çok iyi dinle. Ben tam iki defa senin hayatını kurtardım. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
This man who you want to make a state witness... | İşte bu. Bu seni ortadan kaldırmak istiyordu. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...wanted to kill you! ls this how you pay me back? | Sense onu kurtarmaya çalışıyorsun. Benim için birşeyler yapmalısın. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Ajay! Ajay! | Acey. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l've committed a grave sin with these hands. | Beni günaha soktun. Bana günah işlettin. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Today you lay hands on a gun and realise that it's a sin! | Silah elindeyken mi günah aklına geldi. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
What about the guns you gave others to kill innocents? | Oysa bu ülkeye yüzlerce silah sokarken, bunu hiç düşünmüyordun. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Gulfam Hasan, my county gave you love and respect... | Gulfam Hasan, bu ülke sana saygısını ve sevgisini verdi. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...gave you adulation... | Şöhret kazandırdı. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...and what did you give in return? | Peki sen karşılığında ne yaptın. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Terrorism and bloodshed! | Onun evlatlarını öldürttün. Canın cehenneme. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l didn't make you a killer! You were always one... | Seni katil yapan ben değilim Gulfam Hasan. Sen zaten acımasız bir katildin. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...l just ripped off the mask. | Ben sadece yüzündeki maskeyi çıkarıp yere fırlattım. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
The world knows that l'm a true artiste. | Ben meşhur bir şarkıcıyım. Beni bütün dünya tanıyor. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Maybe but from now on you'll be known... | Eskiden tanıyordu. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
You're a criminal and you'll be punished for your crime. | Sen bir suçlusun, ve suçunun cezasını çekeceksin. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
This land on which you stand today... | Üzerine ayak bastığın topraklar, | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...and order me... | Bundan uzun zaman önce. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...was ruled by my ancestors. | Benim atalarıma aitti. Bunu biliyor musun? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l grew up in this palace... | Ben bu sarayın içinde büyüdüm. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
To render families homeless is a crime. | Aileleri kendi topraklarından sürmek, işte asıl günah budur. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
To snatch everything from someone is a crime. | Birinin evine el koymak, işte günah budur. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
To orphan children is a crime. | Çocukları öksüz bırakmak, işte günah budur. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
What they did to us fifty years ago was a crime! | Elli yıl önce bize yapılanlar, günah değil miydi? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Yes! lt was a crime. | Evet. Evet onlar günahtı. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
lt was because of the partition. | Ama herşey bizden çok uzun zaman önce yaşandı. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
You weren't the only one singled out to suffer. | Bu acıları yaşayan birtek insan sen değilsin. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Millions were killed, orphaned and rendered homeless. | Milyonlarca insan öldü. Bir o kadar da öksüz kaldı. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
lt happened on both sides of the divide. | Her iki taraf ta kayıplar verdi. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Sadly some people want to push us back to the same situation. | Ama aradan yıllar geçmesine rağmen, bazı insanlar hala kan dökmenin peşinde koşuyor. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
They want to use religion to divide us again but... | İşte bence asıl günah bu. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...we won't let them succeed, no matter what their religion. | Bizi yeniden bölmeye çalışıyorlar. Ama biz başarmalarına izin vermiyeceğiz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Gulfam Hasan, we didn't celebrate the partition. | Gulfam Hasan, şu gerçeği bilmeni istiyorum. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
We remember it with sadness and grief. | Sınırın çizilmesi bizide pek memnun etmedi. Bizde çok acı çektik. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
We want to forget the past and rise above that trauma but... | Ama herşeyi unutup, yaşamaya devam ettik. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...you and your kin rip open old scars to make new wounds. | Senin gibiler yaramıza tuz basmak için çabaladı. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Every time our weapons rain death... | Bu ülkede, ne zaman bir çatışma yaşansa, | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...and the wounds suffered by our community. | Bizim içimizde açtığınız, o kapanmayan yarayı hatırlayın. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Stop talking nonsense! | Sözlerin saçmalıktan başka bir şey değil. Gulfam Hasan | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
What do you mean by your community? | Hangi toplum adına konuşuyorsun sen? Senin milletin ne? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
lf you mean Muslims then lndia has more Muslims than Pakistan. | Eğer müslümanlıktan bahsediyorsan, | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Guns do not discriminate. | Senin kurşun gönderdiğin o caniler, kurbanları arasında seçim yapmıyor. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Even Muslims die by your bullets. | O kurşunlar müslümanları da öldürüyor. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Your deeds bring dishonour to the Muslims in lndia. | Bu yaptığından utanmalısın. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
By spreading death, you aren't helping your community. | Kaçtığın bu ölüm kendi ülkene hiçbir yarar sağlamıyor Gulfam. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
All this talk of community and religion is a fraud. | Sadece iki yüzlülük yapıyorsun. O kadar. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Men like you belong nowhere. You and this Mirchi Seth! | Sen ve senin gibi adamlar, artık buraya aitsiniz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
He bites the hand that feeds him! | Sizi besleyen eli ısırmaya kalkıyorsunuz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
The rogue was willing to sell his county. | Sizin gibiler üç beş rupi için ülkesini satmaktan çekinmiyor. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
People like you are enemies of humanity. | Senin gibiler ancak, insanlığın düşmanı olabilir. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Gulfam Hasan. | Gulfam Hasan. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l regret... | Seninle tanıştığım güne, | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...having befriended you. | arkadaşlığını kabul ettiğim güne lanet olsun. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Salim, arrest him. | Selim. Tutukla onu. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Gulfam Hasan, the renowned Pakistani singer, is dead. | Gulfam Hasan Pakistanlı ünlü şarkıcı artık hayatta değil. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
He committed suicide at Bahid in Rajasthan. | Kendisi Racestan'da bulunan malikanesinde intihar etti. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
His fans all over the world are shocked. | Dünyanın dört bir yanında bulunan hayranları bu haberle büyük bir şok yaşadı. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
He'd expressed a desire to be buried in Bahid... | Şarkıları dünyanın dilindeydi. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |