Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 14501
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Not 'my fault. | Benim hatam değildi. Benim hatam değildi ama... | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I will not go to jail again. | Hapse geri dönmeyeceğim. Hapse geri dönemem. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I can not. | Yapamam. Yapamam. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
And 'safe. | Güvendesin. Ev güvenli mi? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Who is June? | Gelen kim June? Bu gelen kim, June? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Cabbage. E 'was Sgt. E 'was James. | Aman Tanrım. Oğlumuz. O James. Aman Tanrım. Bu bizim oğlumuz, Jay. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
One by one. | Vay, vay, vay. Bak sen şu işe. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Be careful, step well. | Adımlarına dikkat et, yerler buzlu. Adımına dikkat et. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Hello Mom. James. Oh, James. | Merhaba anne. James. Oh, James. Merhaba anne. Jay. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I brought a girl. Oh, James. | Bir misafir getirdim. Oh, James. Misafir getirdim. Jay. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Look, there's a man inside. | Beni dinle. Evde biri adam var. Beni dinle, evde bir adam var. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
He has a gun. | O silahlı. Silahlı. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
No, no. It 's the father fascinating. | Dur, dur, Yapma lütfen. Onun ne yapabileceği belli değil. Yapma, yapma. Baban elinde. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Please, come on you two. | Lütfen, sadece ikiniz içeri gelin. Lütfen içeri gelin, ikiniz de. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Dad, are you okay? | Baba iyi misin? Baba iyi misin? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I'm all right, son. | Ben iyiyim, evlat. İyiyim oğlum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Good morning. | Tünaydın. İyi günler. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You must be James. | Sen James olmalısın. Sen Jay olmalısın. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
This must be your wife. It 'a friend of mine. | Buda senin karın olmalı. O benim arkadaşım. Bu da karın olmalı. Bir arkadaşım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Oh, I believe I can speak for itself. | Oh, O kendisi de konuşabilir. Bence bayan kendi adına konuşabilir. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
What is your name? Lassa. | Adın ne? Lassa. Adın ne? Liza. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Lassa. It 'a good name. | Lassa. Güzel isim. Liza. Ne hoş bir isim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You two. | İkiniz de. İkiniz de. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
The food will be completed soon, is not it? Yes. | Yemekler yakında hazır olacak, değil mi June? Evet. Yemek birazdan hazır olur, değil mi June? Evet. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Superb. I know you all Finns. | Harika. Senin hepsini bitireceğini biliyorum. Harika. Biliyorum hepiniz açlıktan ölmek üzeresiniz. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Chad, this drink a little 'wine. | Chad, biraz şarap al. Chet, al biraz şarap iç. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Take it from me, will straighten my head. | Kafamı biraz yerine getirir belki. Yoksa hepsini ben içeceğim, başıma vuracak. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I need food, and I need to sleep. | Biraz yiyecek, ve bir parça uyku. Daha yemek yemem, uyumam lazım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
In addition to this. This is a day of gratitude. | Açık, bugün Şükran Günü. Ayrıca bugün Şükran Günü. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
What's going to look for me, Jake? | Beni sınıyor musun, Jake? Beni mi sınıyorsun, Jay? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
It would be a bad idea. | Sakın berbat bir fikre kapılma. Çünkü, bu çok kötü bir fikir olurdu. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
We hope he comes. | Şükran Günün kutlu olsun anne. Şükran Günü'n kutlu olsun anne. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Hello? Yes, it's Sheriff's Office. Who is this? | Merhaba? Evet, şeriflik bürosu. Kiminle görüşüyorum? Efendim. Evet, burası Şerif'in bürosu. Ben Hanna Becker. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Sure. | Tabi. Tabii. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Detective Fredmatt? | Dedektif Fredmatt? Detective Fredmatt. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I'm going to call the police. | Detroit Polis Departmanı. Detroit Polis Teşkilatı'ndan. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Say it again. | Tekrarlarmısınız. Bir daha söyleyin. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Oh, I know where she lives. | Evet, ailesinin nerede yaşadığını biliyorum. Evet, aileyi tanıyorum. Evlerini biliyorum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Leave the statement. | Ben yardımcı olayım. Ülkeden çıkacak gibi görünüyor. Beyin sarsıntısı mı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Understand. | Anlaşıldı. Anladım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I'm going to go there. | Oraya gideceğim. Oraya gidince size haber veririm. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Happy holidays to you too. | Mutlu tatiller, sizede. Size de iyi bayramlar. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Cabbage. | Yüce Tanrım. Hayret bir şey. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
June, what do you mean on this day of Thanksgiving? | June, Neden bu güne Şükran Günü diyorlar? June, Şükran Günü'nde ne yaparsınız? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Let us give thanks. | Teşekkür ettiğimizden. Şükür ederiz. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Now what is working? | Şimdi ne yapıyoruz? Nasıl oluyor o? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Well, say something to be thankful for. | Şey, sanırım sahip olduklarımız için şükranlarımızı sunuyoruz. Ayağa kalkıp, minnettar olduğumuz şeyleri söyleriz. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Thank you. | Aslında iyi fikir. Biz de öyle yaparız. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
If you start? | Sen başlayabilir misin? Sen başlar mısın? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Thank you for this food. | Bu yiyecekler için teşekkür ederim. Bu yemekten dolayı minnettarım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
By the grace of God | Bizi yaratan Tanrıya. Tanrı'ya şükürler olsun. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
And I'm sorry actions of my husband and me. | Ve bana verdiği için bu iki adamı, oğlum ve kocamı. Ayrıca bana iki harika adamı; kocamı ve oğlumu bahşettiği için de. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Good words. | Güzel söyledin. Güzel konuştun. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Chad? you're next. | Chad? Sıra senin. Chet, sıra sende. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Thank you for the month of June, lover of life. | Teşekkür ederim June için, hayatımın aşkına. June'a, hayatımın aşkına sahip olduğum için minnettarım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Wow, 'sweet, Chad. | Vay, ne kadar sevimli, Chad. Vay be, çok tatlısın Chet. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
And your son? | Ya oğlun? Peki oğlun? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
What's wrong with him? | Onun nesi var? Onun nesi var? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
We ask. | Bize söylesene. Kendisine soralım bakalım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Jay, where have you been? This is not your concern. | Jay, Sen neye minnettasın? Bu seni ilgilendirmez. Jay, sen ne için minnettarsın? Sana ne lan! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
No, you're missing the point of his Jay. I will not give it to you. | Şimdi, sen bir noktayı atlıyorsun Jay. Sana hiç bir şey söylemeyeceğim. Bak, anlamıyorsun Jay. Sana hiçbir şey söylemeyeceğim! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Jay, it's your turn. | Jay, senin sıran. Jay, sıra sende. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Please stop forcing people did not want to discuss anything with you. | Lütfen, artık bu insanları zorlamayı bırak. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You better watch your mouth, girl. | Sen çeneni kapatsan daha iyi olacak, kızım. Ağzından çıkanlara dikkat et, küçük kız. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Do not forget where you came from. | Bu insanları yalnız olduğunu unutma. Nereye ait olduğunu unutma. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Gratitude, Jay. You'd better say something. I know your real name. | Tebrikler, Jay. Sana şükran duyacağın bir şey söyleyeyim. Senin gerçek adını biliyorum. Ne için minnettar olduğunu söyle, Jay. Düzgün bir şeyler söylesen iyi edersin. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You think I'm scared of you? | Sen senden korktuğumu mu sanıyorsun? Senden korktuğumu mu sanıyorsun? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Ok, you're nothing without a weapon. | Hiç bir şey. Sen elindeki silah olmadan bir hiçsin. Şu haline bak. Silahın olmadan bir hiçsin. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
And if this is so last month to your father? | Babanın son anlarını görmek ister misin? Peki ya bu an, babanın hayattaki son anı olsaydı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Would you like to talk about? | Bu hoşuna gider miydi? Onu kurtarmak için ne yapardın? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Jay. Please, dear. | Jay. Lütfen. Tatlım. Jay, lütfen canım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Forgive me father. | Üzgünüm baba. Özür dilerim baba. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I ruined everything. | Herşeyi mahvettim. Her şeyin içine ettim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
But that's okay, I accept that title. | Bu doğru. Sen bana kendine yakışanı yap dedin. Şike... Koç, kazanmak istiyorsam tek yolunun bu olduğunu söyledi. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I looked down. | Daima böyle oldu. Pes ettim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I've done that. | Ama ben yapamadım. Onun bunu yapmasına izin verdim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Be your child is very difficult. | Sen hep haklıydın. Senin masana oturmayı hak etmiyorum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
This attitude, son. | Bu senin de masan, evlat. Bu senin de masan oğlum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
And I'm not the only one who messed up. | Ayrıca, herşeyi berbat eden bir tek sen değilsin. Ayrıca her şeyin içine eden de sadece sen değilsin. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Once again, Jim. | Bir kez daha, Jim. Biraz daha, June. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Give one. | Birini ver. Bize o harika turtalardan getir. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
What are you going to do? | Ne yapmaya çalışıyorsun? Ne yapacaksın? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
We'll have red wine. | Hepimiz kırmızı şarap alacak. Biraz kırmızı şarap içip... | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
And we have friends all night. | Ayrıca hepimiz bu akşam arkadaş olacağız. ...karının yaptığı turtalardan yiyeceğim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
About the police. | Polisler ne olacak. Polisi diyorum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I'm talking about. I felt good enough to sit here. | Kimin umurunda. Ben burada oturmaktan gayet memnunum. Bilmiyorum, Chet. Ben yerimden gayet memnunum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Hi, this is Hanna. | Merhaba, ben Hanna. Merhaba, ben Hanna. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Trays. | Hanna Becker. Hanna Becker. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
We know that you, officer. | Biz onu tanıyoruz. Bu polisi tanıyoruz. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
It 'a friend of the family. | Ailesi arkadaşımızdır. Aile dostumuzdur. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Just visit on Thanksgiving. | Yalnızca Şükran Günü ziyareti. Şükran Günü için mi geldi? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
The invitation. E 'slip your mind, June. | Onu davet etmiştim. Aklından çıkarma, June. Ben davet etmiştim. Planı bozmayalım, June. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
They have to go. | Onu içeri getir. Söyle içeri gelsin. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
No. Do it. | Hayır. Dediğimi yap. Olmaz. Dediğimi yap. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Come in, Hanna. | İçeri gel, Hanna. İçeri gel, Hanna. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Hey, guys, I'm sorry to disturb. I do not think they know it all ... | Selam millet, Rahatsız ettiğim için üzgünüm. Sanırım katilin bir kızkardeşi var ... Rahatsız ettiğim için özür dilerim. Masadaki herkesi tanımıyorsun sanır | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I am a murderess! | Ben o katilim! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
One that you are looking for. | Hepinizin aradığı katil. Aradığın katil benim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I'm sorry, Hanna. | Üzgünüm, Hanna. Özür dilerim, Hanna. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I do not know what to do. | Ne yapacağımı bilemedim. Ne yapacağımı bilemedim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |