Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 14318
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Listen carefully. I can't allow it to happen to another child, | Şimdi beni dinle. Başak çocukların başına böyle şeyler gelmesine izin veremem. | De Behandeling-1 | 2014 |  |
| so if you know something or are hiding something, now is the time to say. | Şimdi bildiğin ve sakladığın bir şeyler varsa söylemenin tam zamanı. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Tell me. Tell me then. | Söyle. Söyle hadi. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Sorry, I got caught in the bag of blood. It's OK. I just... | Üzgünüm, kan torbasını tutmuştum. Sorun yok. Ben... | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Leave, now! No, he's going to say something. | Gidin buradan, hemen! Hayır, bir şey söylüyor. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| No. Say it. | Hayır. Söylesene. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Out. He's going to say something. | Gidin. Bir şey söylüyor. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Sir! Get out! | Bayım! Çıkın dışarı! | De Behandeling-1 | 2014 | |
| He needs blood. He was going to say something. | Kana ihtiyacı var. Bir şey söylüyordu. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I've got what you want to know. I want the videos and something else. | Bilmek isteyeceğin şeyler biliyorum. Bütün videoları ve diğer şeyleri istiyorum. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| It's too late. We've found the biter without you. | Çok geç. Biz ısıranı sen olmadan da bulduk. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I know something about the other boy you referred to. | İlgilendiğin öbür çocuk hakkında bir şeyler biliyorum. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| He came on the scene later. | Videoda sonradan sahneye giren. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Hey! Come on then, tell me. What do you know? Eh? What do you know? | Hadi o zaman, anlat. Ne biliyorsun? Ne biliyorsun? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Who are you working for? What do you know? | Kimin için çalışıyorsun? Ne biliyorsun? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| You're working for someone. Who is so interested in Plettinckx's toy boy? | Sen biri için çalışıyorsun. Plettinckx'in oynadığı çocukla kim ilgileniyor? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| That's none of your business. Someone really, really wants to know. | Seni ilgilendirmez. Birisi gerçekten ilgileniyor, hem de çok. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| And if someone really, really wants to know... there is money to be made. | Ve biri gerçekten çok ilgileniyorsa, demek ki bu çok para eder. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| In your dreams. In your dreams! 5,000 euros. | Sadece rüyanda! 5.000 euro. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| And I'll tell you everything. | Ve sana her şeyi anlatacağım. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| D'you know what I'll do? | Ne yapacağım biliyor musun? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I'll gift wrap those videos and give them to Vice. That's what I'll do. | Bütün videoları gerekli yerlere vereceğim. İşte bunu yapacağım. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| 5,000 euros and the videos disappear. | 5.000 euro ve bütün videolar yok edilecek. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Fuck off. You don't know what you're missing. | Siktir git. Neler kaçırdığını bilmiyorsun. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I can show you, you stupid dickhead. | Sana gösterebilirim, geri zekalı. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| 3,000. | 3.000. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Bloody hell. | Bu da ne? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I want to go home. Later. | Eve gitmek istiyorum. Sonra. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I want to go home. I want to go home. Later. The visitors are coming. | Eve gitmek istiyorum. Eve gitmek istiyorum. Sonra. Misafirler geliyor. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I want to go. Calm down, calm down. Later. | Gitmek istiyorum. Sakin ol, sakin ol. Sonra. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Let's play a game first. A game. | Önce biraz oyun oynayalım. Haydi. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Houdini, yes. Houdini. Yes. | Houdini, evet. Houdini. Evet. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Houdini. Put your hands like this. | Houdini. Ellerini şuraya geçir. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Here we go... Houdini. | İşte böyle... Houdini. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Houdini. Houdini. Houdini. | Houdini. Houdini. Houdini. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| And if you're good, someone will come specially to see you. | Eğer uslu olursan, seni görmeye özel biri gelecek. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Specially to see you. Right, now try to get out of that. | Özel biri gelecek, tamam mı? Şimdi bunları çıkarmaya çalış. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| You've helped us arrest someone who had the Vice Squad tearing their hair out. | Teşkilatın saçını başını yolduran birini yakalamamıza yardım ettin. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Almost all computers seized from paedophiles | Pedofillerin hemen hemen hepsinden toplanan bilgisayarlarda... | De Behandeling-1 | 2014 | |
| had the same commercial for Larry Films on them. | ...Larry Film'in aynı reklam filmi bulunuyor. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| The only clue is the tattoo on the slut with the boys. | Tek ipucu pasaklı kadının yanındaki adamdaki dövme. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| We never found her. Or those films. But you have, apparently. | Ne onu, ne de videoları bulamadık. Ama sen buldun sanırım. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I found that heart in Plettinckx's letters. | O kalp şeklini Plettinckx'in mektuplarında buldum. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I thought it may have something to do with Bjorn. | Belki Bjorn ile bir şeyler yapmışlardır diye düşündüm. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| You checked her brother's number plate. Was that in the letter too? | Kadının kardeşinin plakasını soruşturmuşsun. Onuda mı mektupta buldun? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| It's a dead end. The guy is... he is literally dead. | Herif ölmüş. Kesinlikle ölmüş. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| If you're working on something, Nick, don't exclude me. | Nick, ne üstünde çalışıyorsan, benden habersiz bir şey yapma. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I mean it. OK. | Ben ciddiyim. Tamam. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| You didn't call me. | Beni aramadın. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| We had DNA quicker, the teeth impression was no longer necessary. | DNA sonuçlarıyla baya yol aldık, diş izlerine ihtiyacımız yok artık. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| You can still invoice us. | Kalıb işini bize faturalandırabilirsin. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Don't I have to look at anything? The impression of another set of teeth? | Başka bir şeye bakmam gerekmiyor mu? Diğer diş izlerine falan. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Not for now. The DNA was very clear... Alex Simons. | Gerek yok artık. DNA sonuçları çok açık, Alex Simons'muş. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Simons? Really? So who bit the boy? | Simons'mu? Gerçekten mi? O zaman çocuğu kim ısırmış? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| What do you mean? It certainly wasn't Simons. | Ne demek istiyorsun? O ısırıklar kesinlikle ona ait değil. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I managed to save some of the impression he spat out. | Tükürdüğü ölçünün bir kısmını kurtardım. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| It definitely doesn't match that bite. | Ve o ısırık kesinlikle Alex Simons'un işi değil. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Alex Simons didn't bite him. The guy is still out there. | Alex Simons onu ısırmamış. Herif hala dışarıda. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Danni... | Danni... | De Behandeling-1 | 2014 | |
| So this was his lair. | Saklandığı yer burasıymış. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I saw the rubbish but was looking for a kid. No one mentioned food leftovers. | Bu çöpleri görmüştüm ama biz bir çocuk arıyorduk. Kimse bana yiyecek artıklarından bahsetmedi. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Christ. What have we done to Alex Simons? | Tanrım. Alex Simons'a ne yaptık biz? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| It could be true. That the guy climbs walls and stares in at kids. | Doğru olabilir. Bu herif duvarları tırmanıp çocukları seyrediyormuş. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Are we back to the troll? Someone told me about it in detail. | Gene trole mi döndük. Birisi bana detayları anlatmıştı. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Check who was Robin's swimming teacher. OK. | Robin'in yüzme öğretmeni kimmiş bir araştıralım. Tamam. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Nick, someone called Chris Gommaer works at the swimming pool. | Nick, Chris Gommaer diye biri yüzme havuzunda çalışıyor. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| The court has forbidden him to contact his young son. | Mahkeme genç çocuklara yaklaşmasını yasaklamış. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| He lives in Morckhoven Avenue. Like in that old case. | Morckhoven bulvarında yaşıyor. Eski davadaki gibi. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Mr Gommaer? | Bay Gommaer? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| It's alright, madam. I've come to see him. | Sorun yok bayan. Onunla konuşmaya geldim. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Come on. Get out of the water. | Sudan çık. Hadi. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| That's him, eh? That's your son. That's Kenny, isn't it? | Bu senin oğlun Kenny'mi? O mu? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| If your wife asks for you to be kept away from your son | Eğer karın oğluna yaklaşmanı istemediyse... | De Behandeling-1 | 2014 | |
| and the court agrees, there must be a reason. Eh? | ...ve mahkemede bunu kabul ettiyse, bunun bir sebebi olmalı, değil mi? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I'm not a paedophile. | Ben pedofili değilim. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Kenny is the person I love most in all the world. | Kenny bu dünyada en çok sevdiğim insan. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| What would you call someone who rapes children then? | Çocuk tecavüzcülerine ne denir o zaman | De Behandeling-1 | 2014 | |
| He made me. What? | Bana bunu o yaptırdı. Ne? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| He made me. | Bana bunu o yaptırdı. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Who? The troll. | Kim? Troll. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Where is he? | Şimdi nerede o? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Is he inside you? | Senin içinde mi? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| We were ready to leave. | Gitmek için hazırdık. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| All packed. | Her şey paketlenmişti. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Then he came in. | Sonra o geldi. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Via the roof. | Çatıdan. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Do you know him? He's back. | Onu tanıyor musun? Geri döndü. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| That was him. In Robin Simons' house. That was him. | Oydu. Robin Simons'un evindeki de oydu. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Alex... what happened at your house? | Alex...Evinizde ne oldu? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| We think we know but we want you to tell us. | Her şeyi bildiğimizi düşünüyoruz ama bir de senin ağzından duymak istiyoruz. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| We've found another victim. He's told us everything. | Başka bir kurban daha bulduk. Bize her şeyi anlattı. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| Were photos taken in your house too? | Sizin evde de resim çekildi mi? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I can understand it isn't easy. | Anlayabiliyorum, hiç kolay değil. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| I hope it happens to you one day. I really do. | Umarım bir gün senin başına da aynısı gelir. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| That you have to make the same choice. | Sen de aynı seçimi yapmak zorunda kalırsın. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| What choice, Alex? | Ne seçimi, Alex? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| What choice? | Ne seçimi? | De Behandeling-1 | 2014 | |
| He held a knife here. | Bıçağı dayamıştı. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| On... On Robin's stomach. He was going to fillet him like a fish. | Robin'in karnına. Onu dilim dilim doğrayacaktı. | De Behandeling-1 | 2014 | |
| It would have been better if he'd killed us all. | Hepimizi öldürseydi çok daha iyi olurdu. | De Behandeling-1 | 2014 | |
