Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21265
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
The orientation of the river | Burda geriye dönen nehir | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
allows a long series of bathing ghats to face the rising sun, | doğan güneşe karşı yapılabilecek sayısız banyo törenine imkan hazırlıyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
illuminating the thousands of pilgrims that visit Varanasi | Buda binlerce hacının Varanasi'yi ziyaret ederek, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
to pray in the hallowed waters. | kutsal sularda dua etmesine yol açıyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
The animist origins of the religion | Dinin hayvanlara dayalı menşei | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
ensured animals a powerful role in Hindu belief. | Hindu inanışında onlara çok önemli bir rol yüklüyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Ganesh, the elephant god, | Fil tanrı Ganesh, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
and Hanuman, the monkey warrior, | ve maymun savaşçı Hanuman, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
are the most celebrated deities that take animal form. | hayvan şekline bürünen tanrılar arasında en saygı görenleri. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
But Hindus also associate many other creatures with their gods. | Ama Hinduların tanrıları ile özdeşleştirdikleri başka hayvanlarda var. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
So many animals have been incorporated into the religion in one way or another | Bir çok hayvan o yada bu şekilde dinle ilişkilendirilmiş | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
that exactly which creatures should be revered, and by whom, | ve bu yüzden hangi canlının kim tarafından kutsal sayıldığını bilmek | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
is open to interpretation. | her zaman mümkün değil. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
One man's deity may be another man's demon. | Bir insanın tanrısı bir başkasının şeytanı olabiliyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Considering 20,000 Indians die each year as a result of snakebite, | Her yıl 20.000 Hintlinin yılan sokmasından öldüğünü bilmek, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
it's no surprise that the people of the Ganges fear snakes. | Ganj insanlarının yılanlardan çekindiği yargısına varmak için yeterli olabilir mi? | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
But not everywhere. | Her yerde değil. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
In a few places within the flood plain, | Dinsel yansımaları olan kobralar, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
the religious significance of cobras is central to village life. | sel sularının geldiği bazı bölgelerde köylülerin yaşamının bir parçası. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Though deadly, unusually high numbers of cobras | Ölümcül olmalarına rağmen, hem sokaklarda hemde evlerde | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
can be found slithering freely through the streets and houses. | serbesçe dolaşan birçok kobraya rastlayabiliyorsunuz. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Believing they've been blessed with the power | Zehrin etkisinin üstesinden gelecek | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
to overcome the effects of the venom, | güçlerle kutsandıklarına inan köylüler, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
the villagers pay the snakes little attention. | yılanlardan korkmuyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Bites do inevitably, and regularly, occur in these villages, | Kaçınılmaz olarak bu köylerde sık sık yılan sokması vakalarına rastlanıyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
but the victims always refuse medical help. | Ama kurbanlar nerdeyse her seferinde tıbbi müdahaleyi reddediyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Instead, they rely on faith healing. | Bunun yerine inançlarıyla iyileşmeyi tercih ediyorlar. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
It's claimed that no one in the village has ever died from a cobra's bite. | Köylerde hiç kimsenin kobra sokmasından ölmediği. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Even children appear to make a miraculous recovery. | Ve çocukların bile mucizevi iyileşmeler gösterdiği iddia ediliyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Though the real truth behind this alleged immunity | Ama bu bağışıklığın ardındaki gerçek gizlenemeyecek kadar | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
remains shrouded in mystery, | açık bir şekilde ortada olmaya devam ediyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
it's a powerful testament to the reverence animals can command | ve bu durum hayvanların Hindulara nasıl hükmedebildiğinin | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
amongst Hindu devotees. | göstergesi olarak karşımızda duruyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Hinduism rapidly spread along the Ganges. | Hinduizm Ganj boyunca hızla yayılmış. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
And it has proved to be a valuable ally for the wildlife of the plains. | Ve kısa zamanda ovalardaki vahşi hayatın müttefiki olduğu anlaşılmış. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
As well as honouring animal deities, | Hayvan tanrıları onurlandırmanın yanı sıra inanç, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
the faith also teaches a more general respect for nature. | genel anlamda tabiata karşı sevgi ve saygıyı aşılıyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
In flood plain towns, such as here in Bateshwar, | Selin ulaştığı Bateshwar gibi kasabalarda | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
it's remarkable how much tolerance the local people afford | yöre halkının birçok doğal komşusuna gösterdiği tolerans gerçekten | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
their many natural neighbours. | anlaşılamaz boyutlara ulaşıyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Rhesus macaques are far from the most holy of animals. | Al yanaklı Hint Maymunları en kutsal hayvanlardan biri olmanın çok uzağında. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
In fact, their mischievous nature can be a persistent nuisance. | Hatta yaramaz karakterleri yüzünden gerçek bir baş belası olarak nitelenebilirler. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
The urban troops get up to all sorts of monkey business, | Yinede kasaba sakinleri maymunların hiçbir davranışlarına ses çıkarmıyor, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
but it's their smash and grab approach to finding food that's the most trying. | gerçi onların buraya gelmelerindeki asıl sebep de yiyecek bulmak. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Once again, the light fingered macaques get away with another free lunch. | Eli uzun makaklar birkez daha bedava yemeğin tadını çıkarıyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Yet, for the local people, | Ama yöre halkı için, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
these animal encounters are just another part of daily life. | hayvanlarla yaşadıkları bu deneyimler gündelik yaşamın bir parçası. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Over millennia, the Hindu reverence for nature | Hindu inançları bin yılı aşkın bir süredir | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
offered the river and her wild inhabitants considerable sanctuary. | nehre ve çevresindeki vahşi hayata belirgin bir garanti sunmuş. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
But around a thousand years ago, things began to change. | Gerçi tarihin bir döneminde çok ciddi değişimlerde yaşanmış. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Waves of Muslim invaders arrived from the west | Batıdan gelen müslümanlar | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
and their influence spread right across the plains. | ovalardaki yaşamın farklılaşmasına sebep olmuş. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
As well as introducing Islam to India, | Hindistan'ı İslamla tanıştırmanın yanı sıra, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
they brought new ideas about technology, culture and art. | teknoloji kültür ve sanat konularında yenilikleri de beraberlerinde getirmişler. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
The Mughals were the last and most influential of these invaders. | Moğollar buraya gelenlerin en son ve en etkili olanlarından. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
And their legacy lives on | Ve onların mirası Ganj ovalarının | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
in the most spectacular architecture of the Ganges plain. | en göz alıcı mimari eserleri olarak yaşamaya devam ediyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
The intricate detailing within their buildings | Yapılarda kullandıkları detaylı süslemeler | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
displays the Mughals' fascination with the natural world. | Moğolların vahşi doğaya olan hayranlıklarını sergiliyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
But their attitude to nature was very different from the Hindus. | Ama onların doğaya bakış açıları hindularınkinden çok daha farklı. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Their scientific heritage compelled them to understand and master it. | Bilimsel mirasları onları da doğayı anlamaya ve onun üzerinde uzmanlaşmaya itiyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Around their palaces and tombs, they created formal paradise gardens, | Saray ve mezarlarının çevresine, cennet bahçeleri kuruyorlar, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
which they stocked with game captured from the plains. | ovalarda yakaladıkları hayvanları buralarda besliyorlar. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Coming from the barren deserts of Central Asia, | Orta Asya'nın çorak çöllerinden gelen Moğollar, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
the Mughals were enchanted by the rich wildlife of the Ganges. | Ganj'ın çeversindeki zengin doğa hayatı ile büyüleniyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
They were keen observers of animal behaviour, | Hayvan davranışlarını dikkatle inceliyor | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
and are considered to have been India's first great naturalists. | ve Hindistan'ın ilk ciddi doğa bilimcilerine dönüşüyorlar. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
But they were even more passionate about another outdoor pursuit. | Ama başka bir macera onların ilgisini çok daha fazla çekiyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
The Mughals were obsessive hunters. | Moğollar ava çok düşkündüler. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
And the more formidable the quarry, | Ve av ne kadar nadir olursa, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
the greater the respect a hunter commanded. | avcı o kadar büyük bir saygı kazanıyordu. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Mughal nobility competed to bag the largest number of big cats, | Moğol asilleri çok ciddi sayıda büyük kediyi avlamaya başladı | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
and many notched up prodigious totals. | ve çoğunun sayıları kayda değer ölçülerde azaldı. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
But the impact their hunting had on the wildlife of the Ganges | Ama onların vahşi doğaya verdikleri zarar bir sonraki istilacı dalgasının | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
would pale in comparison to that of the next wave of invaders. | yaptıkları yanında önemsiz kalmaya mahkum. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
The British came to India in search of commercial opportunity | İngilizler Hindistan'a ticari fırsat arayışıyla geldi | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
and they were quick to realise the potential of the plains. | ve kısa zamanda ovaların potansiyelinin farkına vardı. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Agriculture grew to be big business, and wild animals were seen as vermin. | Tarım çok ciddi bir yatırım halini aldı ve vahşi hayvanlar birer haşerat olarak görülmeye başlandı. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Large carnivores became public enemy number one, | Büyük etoburlar bir numaralı halk düşmanı ilan edildi | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
and bounties were put on their heads. | ve kafalarına ödüller kondu. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Today, only 350 lions still survive in India. | Bugün Hindistan'da sadece 350 aslan kaldı. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
But they've been wiped out entirely from the plains. | Ve bunlarda ovalardan sonsuza dek srürüldü. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
The Indian Cheetah fared even worse. | Hint Çitası daha büyük zarar gördü. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
And by the middle of the 20th century, it was declared extinct. | Ve 20. yüzyılın ortalarına doğru soyunun tükendiği açıklandı. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Although hunting dealt a serious blow to the wildlife of the Ganges, | Avcılık Ganj'ın vahşi doğasına ciddi sekte vursada | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
the habitat destruction under British rule took a far heavier toll. | İngiliz hakimiyeti altında başlayan habitat katliamı çok daha ciddi sonuçlar doğurdu. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Elephants were put to work, | Filler yakalandıkları ormanlardan | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
plundering the very forest from which they'd been captured. | kesilen ağaçları taşımak için ırgatlığa zorlandı. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
But while the wilderness was disappearing, | Ama vahşi doğası yok olamaya başlarken, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
India was hurtling towards the industrial age. | Hindistan'da endüstri çağına doğru ilerliyordu. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Timber was in huge demand, | Kereste ihtiyacı artmaya başladı, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
especially for the expanding railway network. | hızla genişlemekte olan demiryolu ağı için vazgeçilmezdi. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
During the 1870s, one million sleepers were required every year, | 1870'lerde Kuzey Hindistan geneline yayılmaya başlayan hatlar için, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
for the new lines springing up across northern India. | her yıl bir milyon yataklı vagon ihtiyacı baş göstermeye başladı. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
By the time the British left halfway through the 20th century, | 20. yüzyılın ortalarında İngilizler bu topraklardan ayrılana kadar, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
almost all the forests of the plains had disappeared | ovalardaki ormanların nerdeyse tamamı yok edilmişti. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
and the elephants living within them were left homeless. | Bunların içinde yaşayan filler de evsiz kaldı. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
Today, as machinery is increasingly used for heavy labour, | Günümüzde ağır işlerde makinelerin kullanılmaya başalnmasıyla, | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
even working elephants are being made redundant. | ırgat fillerin sayısında bile ciddi bir düşüş gözleniyor. | Ganges-1 | 2008 | ![]() |
But there's still one place along the Ganges | Ama Ganj'ın bir bölgesinde bu güçlü hayvanların hala | Ganges-1 | 2008 | ![]() |