Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 181959
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
only destroys. | Sadece yok ediyor. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
lt's just the opposite, Hermione, just the contrary. | Bu konuda sana katılmıyorum Hermione. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
The minute you begin to compare, one man becomes far better than another. | Karşılaştırmaya başladığın anda biri diğerinden daha iyi gelir. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
All the inequality in the world that you can imagine is there by nature. | Dünyada ne kadar eşitlik olsa da bu senin tabiatında var. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
l want every man to have his fair share of the world's goods... | Herkesin dünyadan eşit pay almasını isterim. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
so l can be rid of his importunity, so that l can say to him: | Bunun gerekliliğinden kurtulup şöyle derdim: | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
''Now you've got what you want, your fair share of the world's gear. | "İşte istediğini aldın, dünyadan eşit payını aldın. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
''Now, you mind yourself, and don't obstruct me.'' | Git kendi işine bak ve beni rahatsız etme." | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
lt sounds like megalomania, Rupert. | Bu bir megalomanlık örneği oldu Rupert. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
l must go and dress for lunch. | Yemek için giyinmeliyim. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Don't be late, Rupert. | Sen de geç kalma Rupert. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
So this is Hermione's country cottage. | Demek Hermione'nin köy evi burası. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Well, there's one reason Rupert's attracted to her. | Rupert'a çekici gelmesinin bir nedeni de bu. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Do you think so? l don't think that. | Öyle mi dersin? Hiç sanmıyorum. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Lovers have sold their souls for far less, my dear. | Âşıklar ruhlarını çok daha azı için satar canım. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
At least here, you will have an opportunity to observe nature. | En azından burada doğayı gözlemleme fırsatı bulacaksınız. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Gudrun Brangwen. | Gudrun Brangwen. Gerald Crich. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Tibby and Laura Lupton. | Tibby ve Laura Lupton. Ursula Brangwen. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Rupert Birkin. | Rupert Birkin. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
What peculiar names we all have. Do you think we've been singled out... | Ne kadar tuhaf isimlerimiz var. Sizce de bunun için... | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
chosen for some extraordinary moment in life... | ...hayatımızın en önemli ânını beklememiz gerekmez miydi? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
or are we all cursed with the mark of Cain? | Ya da hepimiz ismimizin anlamını yaşamalıydık. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
l'm afraid Ursula was a martyred saint. | Ne yazık ki Ursula şehit bir azizmiş. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
lt's been rather difficult to live up to. | Bu şekilde yaşamak çok zor olabilirdi. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
And who is Gudrun? | Peki Gudrun kim? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
ln a Norse myth... | İskandinav mitolojisinde Gudrun, kocasını öldüren bir günahkârmış. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Will you live up to that? | Bunu yaşamak ister miydin? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Which would you prefer me to live up to, the sinner or the murderer? | Hangisini yaşamamı isterdiniz, günahkârı mı katili mi? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
l see the perpetual struggle has begun. | Gördüğüm kadarıyla ebedi bir mücadele başlamış. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
We all struggle so, don't we? | Hepimiz mücadele içindeyiz, değil mi? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
The proper way to eat a fig in society... | Toplum içinde incir yemenin en münasip yoluna gelirsek, onu dörde ayırırız. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
holding it by the stump... | Kökünün olduğu yerden tutarız ve açarız. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
so that it is a glittering, rosy, moist... | Karşımıza iç gıcıklayıcı, hoş kokulu, nemli, tatlı,.. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
honeyed, heavy petaled, four petaled flower. | ...ağır kıvamlı, dört yapraklı bir çiçek çıkar. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Then you throw away the skin... | Sonra kabuğunu atarız. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
after you have taken off the blossom with your lips. | Ama önce içindeki özü dudaklarımızla emeriz. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
But the vulgar way... | Ama halk arasında; ortadan yarar, ağzınızı dayar... | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
and take out the flesh in one bite. | ...ve bir tek ısırıkta içindeki özü yersiniz. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
The fig is a very secretive fruit. | İncir sırlarla dolu bir meyvedir. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
The ltalians vulgarly say it stands for the female part, the fig fruit. | İtalyanlar kabaca şöyle der: "İncirin meyvesi kadınlık organına benzer." | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
The fissure, the yoni... | Yarık gibidir, ihtiva eder. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
the wonderful moist conductivity towards the center... | Tam merkeze indikçe harika bir nemle karşılaşılır. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
involved, inturned.... | İçine alır, doyurur. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
One small way of access only, and this close curtained from the light. | Sadece bir ulaşma şekli vardır, o da ışığı önleyen bu ince örtüdür. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Sap that smells strange on your fingers, so that even goats won't taste it. | Dışı parmaklarda tuhaf bir koku bırakır, keçiler bile bunu yemek istemez. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
And when the fig has kept her secret long enough... | İncir sırrını yeterince sakladıktan sonra... | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
so it explodes, and you see, through the fissure, the scarlet. | ...birdenbire patlar ve yarığın içindeki kırmızıyı görürsünüz. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
And the fig is finished, the year is over. | İncir tükendiğinde yıl da sona erer. İncir bu şekilde ölür. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
showing her crimson through the purple slit. | Mor kabuğunun içinden yumuşak özünü göstererek. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Like a wound... | Tıpkı yara gibi. Sıradan bir günde sırrını gözler önüne serer. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Like a prostitute, the bursten fig makes a show of her secret. | Tıpkı bir fahişe gibi, incir bütün sırlarını onu isteyenlere sunar. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
That's how women die, too. | Bir kadın da aynen böyle ölür. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Would you like to come for a walk? | Yürüyüşe çıkmak ister misiniz? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Would you like to come for a walk? The dahlias are so pretty. | İster misiniz? Yıldız çiçekleri çok güzeldir. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Shall we, Gudrun? | Gidelim mi Gudrun? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Will you come for a walk, Rupert? | Sen geliyor musun Rupert? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
No, Hermione. Are you sure? | Hayır Hermione. Emin misin? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Quite sure. And why not? | Evet, eminim. Peki neden gelmiyorsun? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Because l don't like trooping off in a gang. But the dahlias are so pretty. | Çünkü grup hâlinde dolaşmaktan hoşlanmam. Ama yıldız çiçeklerini görmelisin. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
l've seen them. | Onları görmüştüm. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Then we'll leave a little boy behind, if he's sulky. | Madem keyfi yok, biz de küçük çocuğu burada yalnız bırakırız. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Goodbye, little boy! Goodbye! | Hoşça kal küçük çocuk. Güle güle. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
May we ask if they grow figs at Breadalby? lmpudent hag. | Breadalby'de incir yetişiyor mu diye sorsak mı? Suratsız cadı. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Have you ever really loved anybody? | Sen hiç birine gerçekten âşık oldun mu? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Yes and no. | Hem evet hem hayır. Son kararın ne? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Finally, no. | Son kararım hayır. Ben de olmadım. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Do you want to? | İster misin? Bilmiyorum. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
l do. | Ben biliyorum. Aslında nihaî aşkı istiyorum. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Just one woman? | Tek bir kadınla mı? Evet, bir kadınla. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
l don't believe a woman... | Bir tek kadının, tek başına bütün hayatımı... | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
will ever make my life. You don't? | ...dolduracağına inanmıyorum. Öyle mi? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Then what do you live for? | Peki niçin yaşıyorsun? Galiba işim için yaşıyorum. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
And other than that, l live... | Ve bunun dışında yaşıyorum, çünkü hayattayım. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
l find... | Bence, kişiye bir tane basit saf hareket gerekli. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
l would call love a single pure activity. | Basit ve saf harekete sevgi adını verebilirdim. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
But l don't really love anybody, not now. | Ama birini gerçekten sevmedim, yani şu âna kadar. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
You mean that... | Yani sence eğer bir kadın olmazsa,.. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
then there's nothing? | ...bir şey olmaz mı? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
More or less that... | Şöyle anlatabilirim: Tanrı'nın yokluğunu anlamak gibi. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Rupert, what is it you really want? | Rupert, gerçekten ne istiyorsun? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
l want... | İstediğim şu: | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
to sit with my beloved in a field... | Sevgilimle büyük bir tarlada oturmak... | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
with daisies growing all around us. | ...ve dört yanımızda papatyaların büyümesi. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
We have devised an entertainment for you... | Sizin için küçük bir gösteri hazırladık. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
in the style of the Russian ballet. | Rus balesinden küçük bir gösteri. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Who are those Brangwen girls? | Bu Brangwen kızları da kim? | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Teachers in the grammar school. Gudrun pretends she's an artist as well. | İlkokulda öğretmenlik yapıyorlar. Gudrun sanatçı olduğunu iddia ediyor. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
What's their father? Handicrafts instructor in the same school. | Peki ya babaları? Aynı okulda el işi dersi öğretmeni. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Really? | Sahiden mi? Sınıflar arasındaki duvarlar yıkılıyor. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
That their father teaches handcraft in school doesn't matter to me. | Babalarının okulda el işi öğretmeni olmasının hiçbir önemi yok. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
l shall be Orpah... | Ben Oprah olacağım. Hayat dolu, duygusal bir dulum. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
l am only just a widow... | Daha yeni dul kaldım. Normal hayatıma dönmeden önce... | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
before returning to my former life. | ...kocamın ölümü için yavaşça dans ediyorum. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
And Gudrun will be the beautiful Ruth. | Ve Gudrun, güzel Ruth olacak. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Her husband, too, has just now died. | O da kocasını daha yeni kaybetti. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
She weeps with me, and laments. | Benimle birlikte ağlıyor, yas tutuyor. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
And Ursula... | Ve Ursula benim kayın validem olacak, Naomi. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Our husbands were her sons. | Bizim kocalarımız onun oğullarıydı. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
Her own husband died years ago. | Onun kocası yıllar önce ölmüştü. Yani onun bütün erkekleri öldü. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |
She stands alone, demanding nothing. | Artık yalnız başına ve hiçbir talebi kalmadı. | Women in Love-1 | 1969 | ![]() |