Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 181955
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
No. Where then? | Hayır. Nereye öyleyse? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
To Tokyo. Japan? | Tokyo'ya. Japonya mı? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
What for? My mother was there job. | Neden? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Mom's got a job there. | Annem orada iş buldu. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
We'll be living on the 72nd floor. 72nd? | 72.katta yaşayacağız. 72 mi? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
That's high. | Yüksekmiş. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Hi? Rebecca? | Alo? Rebecca? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
On the beach, I came out to look to the storm. | Sahildeyim, fırtınaya bakmaya geldim. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
When are you going tomorrow? I'm leaving at six, on the ferry. | Yarın ne zaman gideceksin? Saat altıda vapura bineceğim. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I'll see you off, I've got a good idea. | Seni yolcu etmeye gelirim, güzel bir fikrim var. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Rebecca? Yes, I'm here. | Rebecca? Buradayım... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Tommy, hello? Tommy? | Tommy? Alo, Tommy? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
It's time, Rebecca. | Vakit geldi Rebecca. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Excuse me. What can I do for you? | Pardon. Sizin için ne yapabilirim? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I've come to see Tommy. Oh, he hasn't lived here for a long time. | Tommy'i görmeye gelmiştim. Uzun süredir burada yaşamıyor. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
You look very familiar. Have I met you somewhere before? | Yüzün çok tanıdık geliyor. Seninle daha önce karşılaşmış mıydık? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Rebecca ... The little girl, that went to Japan? | Rebecca... Japonya'ya giden şu küçük kız. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
For a while, Tommy nagged us about going to Tokyo. | Tommy uzun bir süre Japonya'ya gidelim diye başımızın etini yedi. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
But then he forgot about it, luckily. | Sonra unuttu çok şükür. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Where does he live now? | Şimdi nerede yaşıyor? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Do you know the little harbor down by the embankment? | Toprak setin oradaki küçük limanı biliyor musun? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
You'll find him there. | Onu orada bulabilirsin. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Who are you? What are you doing? | Kimsin sen? Ne yapıyorsun burada? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I am looking for Thomas. I'm Thomas. | Thomas'a bakmıştım. Benim. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Hi, Tom. | Selam, Tommy. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Fine. 72 th floor. | İyiydi. 72.kat. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
So, let us like normal people. I Rous, this volume. And as you name? | Şu işi normal insanlar gibi yapalım. Ben Rose, o Tommy. Senin adın nedir? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Are you going back? No, I finished my degree. | Geri dönecek misin? Hayır, eğitimimi tamamladım. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
What did you study? Maths. | Ne okudun? Matematik. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
And now? What do you do now? | Peki şimdi? Şimdi ne yapacaksın? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I design software for sonar devices. | Sonar cihazları için yazılım tasarlıyorum. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Sonar devices that detects tiny cracks in underground storage tanks. | Yeraltındaki depolarda oluşan ufak çatlakları tespit eden aletler. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
So Bingo let you come in just like that? | Demek Bingo içeri girmene öylece izin verdi? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I've never seen him do that, he hates strangers usually. | Böyle yaptığını hiç görmedim, genelde yabancılardan nefret eder. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Once he bit a girl's thigh, though it were monthly. | Özellikle de kadınlardan. Bir keresinde bir kızın kalçasını ısırdı... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Maybe he liked your scent. Maybe. | Belki de kokunu sevmiştir. Belki de. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Maybe you two just start sniffing each other? | Belki de siz ikiniz birbirinizi koklamaya başlamalısınız. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
How many years is it? | Kaç yıl oldu? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Twelve. Twelve. | 12. 12 demek. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Does Rose know that you're here? | Rose burada olduğunu biliyor mu? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
She is your girlfriend, isn't she? | Kız arkadaşındı, değil mi? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I met her yesterday for the first time in my life. | Onu hayatımda ilk kez dün gördüm. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
How long is is since your grandfather passed away? | Büyükbaban öleli ne kadar oldu? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Long time ago. | Uzun zaman. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
It's odd. | Çok acayip. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Seemed bigger in my mind. | Aklımda ev daha büyüktü diye kalmış. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Do you remember that night, when you said you'd see me off because you had an idea... | Bir fikrin olduğunu ve beni yolcu etmeye geleceğini söylediğin... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
...and you didn't turn up? | ...ama gelmediğin o geceyi hatırlıyor musun? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
What was your idea, do you remember? | Fikrin neydi, hatırlıyor musun hala? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I wanted to give him to you that morning. | O sabah, sana bunu vermek istemiştim. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Tokyo would have been a great adventure for him. | Tokyo'yu görmek onun için büyük bir macera olurdu. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I fed him, for about a year actually, after you left. | Aslında sen gittikten sonra bir yıl kadar onu besledim. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
He managed to eat and shit at the same time. | Aynı anda hem yemeyi hem sıçmayı becerebiliyordu. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Which is impressive. | Bayağı etkileyiciydi. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
He looked too good. | Çok sağlıklı gözüküyordu. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
And one day, he didn't appear anymore. | Ve bir gün, öyle gözükmemeye başladı. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I overslept. | Uyuyakalmıştım. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
But now I'm awake. | Ama şimdi uyanığım. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I know. | Öyle, değil mi? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
What are you doing this weekend? Same as you. | Bu haftasonu ne yapıyorsun? Sen ne yapıyorsan. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I can't do it. | Olmaz. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I have to go away. I'll come with you. | Gitmem gerek. Seninle gelirim. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I have to go alone. It'll only be two days. | Yalnız gitmem gerek. Sadece iki gün sürecek. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Where were yo go, I go. | Sen nereye, ben oraya. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
This is somewhere you can't go. | Burası gelemeyeceğin bir yer. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Then you shouldn't go either. | Öyleyse sen de gitmemelisin. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
They simply drained the marsh... | Bataklığı kurutup... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
...and caught it thousands of tons of reinforced concrete over there. | ...binlerce ton ağırlığında demirli betonu yığdılar oraya. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
They built in six months, which is a record. | İnşaatı altı ay gibi rekor bir sürede bitirdiler. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
On paper, it's a wellness center. They've called it Sparkling Park. | Kağıt üzerinde, bir sağlık merkezi. Adını da "Işıltılı Park" koymuşlar. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Profit will mainly come from cyber prostitution, you know... | Gelirleri büyük oranda sanal fahişelikten gelecek... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
...cyber bitches, the plastic surgery, cloning of domestic animals. | ...kamera karşısında soyunma, estetik ameliyatlar, hayvan kopyalama falan. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
They opened last week. | Geçen hafta açıldılar. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
This will be their first weekend, or rather our weekend... | Bu onların ilk hafta sonu olacak, ya da bizim ilk hafta sonumuz... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
...because our group will be there too. | ...çünkü grubumuz da orada olacak. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Group? | Grubunuz mu? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Pollungroup. A militant environmental activist group. | Pollungroup. Çevreci bir aktivist grup. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
It will be a planned action, with 23 participants. | Planlı bir eylem olacak, 23 katılımcısı var. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
We go inside, we cause mass hysteria Rebecca... | İçeriye girip, toplumsal histeri yaratacağız Rebecca... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
...I'm telling you, mass hysteria, thus diverting the security guards. | ...bu şekilde güvenlik görevlilerinin dikkatini başka yere çekeceğiz. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Now, meanwhile outside, the other guys were blocked the enterance and... | O sırada dışarıdakiler girişe ve otopark kapısına... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
...exit to the carpark with a quick setting cement pool. | ...çabuk kuruyan çimento dökmüş olacaklar. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
You know quick cement? No? Fine, don't worry about it. | Çabuk kuruyan çimentoyu biliyor musun? Bilmiyor musun? Önemli değil, boşver. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Anyway, then the media will turn up... How do you do that, mass hysteria? | Neyse, sonra basın çıkagelecek... Nasıl yaratacaksınız o toplumsal histeriyi? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
You see those rucksacks? We're going to release the cockroaches from those in the shops. | Çantaları görüyor musun? Karafatmaları onların içinden dükkanlara salacağız. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Around the pools and the restaurants, just depending on the where the largest crowd are, really. | Havuzlara ve restoranlara, en fazla kalabalık neredeyse oraya aslında. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
"Sparkling Park" | "Işıltılı Park". | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I've got six ruckssacks. | Altı tane sırt çantam var. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Where are you going? Away. What's all of this you're carrying? | Nereye gidiyorsun? Uzağa. Bu taşıdıkların da ne? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Backpacks. | Sırt çantaları. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Do you want to come in for a coffee? No, no, not now. | Gelip bir kahve içsene? Hayır, şimdi olmaz. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Well, do I even get a kiss? | Bir öpücük de alamayacak mıyım peki? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
What? I love your plan. Did you think it up all by yourself? | Ne var? Planına bayıldım. Her şeyi kendin mi düşündün? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
A ha, yeah, of course. | Evet, elbette. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I am but a simple cockroach breeder Rebecca. | Ben sadece sıradan bir karafatma yetiştiricisiyim Rebecca. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I hope that makes me good enough for you. | Umarım senin için yeterince iyiyimdir. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I've always dreamt of meeting a cockroach breeder. | Hep bir karafatma yetiştiricisiyle tanışmayı hayal etmişimdir. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I need to pee. | Çişimi yapmam lazım. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
How badly? Badly. | Durum kötü mü? Bayağı kötü. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
"I will wait for you, for as long as it takes. " | "Ne kadar sürerse sürsün seni bekleyeceğim." | Womb-1 | 2010 | ![]() |