Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 173035
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I knew there was nothing for me to hide. | Saklamaya gerek yok diye düşündüm. ...saklamaya gerek yok diye düşündüm. | The Trouble with Harry-1 | 1955 |  |
| You know all about Harry? | Harry'i biliyorsunuz, öyle mi? Harry'yi biliyorsunuz, öyle mi? | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Well, I'm afraid I do, Mrs Rogers, and... | Korkarım öyle Bayan Rogers. Korkarım öyle, Bayan Rogers. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| and after all, nobody could possibly gossip about a lady and a maniac. | Hem bir sapık ile bir hanımefendi konusunda kimse şüpheye kapılmaz. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| You'd be surprised. | Şaşırabilirsiniz. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| You don't quite understand what murder involves, Miss Gravely. | Ama cinayetin ne demek olduğunu pek bilmiyorsunuz. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| It'd be hours and hours of questioning and photographs, | Saatler süren sorgulamalar,fotoğraflar Saatler süren sorgulamalar, fotoğraflar... | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| and the whole of your private life spread indecently in the newspapers. | ve bütün özel hayatınız uygunsuz bir şekilde gazetelere yansır. ...ve bütün özel hayatınız uygunsuz bir şekilde gazetelere yansır. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| What makes you think my private life is indecent? | Özel hayatımın uygunsuz olduğunu nerden çıkardınız? | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| I didn't mean that. I meant that the way they pry is indecent. | Kastettiğim bu değil. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| They'll hound you to death. | Gazeteler,fotoğrafçılar... Gazeteler, fotoğrafçılar... | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| There'll be newspapermen, photographers, detectives. | dedektifler bir an bile peşinizi bırakmaz. ...dedektifler bir an bile peşinizi bırakmaz. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| She certainly has. | Kesinlikle öyle. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| It was Captain Wiles here who persuaded me to call | Bayan Rogers'a gelip, ne yapmayı.. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| and tell Mrs Rogers what I proposed to do. | ..düşündüğümü anlatmaya beni Kaptan Wiles ikna etti. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| After all, she is most closely connected with the business. | Ne de olsa bu işle en yakın bağı olan o. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| What do you think about it, Mrs Rogers? | Ne dersiniz Bayan Rogers? | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| I can't see why you're all making such a fuss about Harry. | Harry için neden bu kadar telaş ettiğinizi anlamıyorum. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| If he was buried, I don't see why you had to dig him up. | Gömüldüyse neden kazıp çıkardınız anlamıyorum. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| But since you have, I guess you'd better do what you think best. | Ama artık çıkardığınıza göre, sizce doğru olanı yapın. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| I don't care what you do with him, as long as you don't revive him. | Harry ile ne yaptığınız umurumda değil. Tekrar canlandırmayın yeter. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| I have a free hand, then. | Yani, istediğimi yapabilirim. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Free as a bird. As far as I'm concerned, it's ancient history. | Kuşlar kadar özgür! Benim için tarihe karıştı. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Wait a minute, Jennifer. | Dur bir dakika, Jennifer. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| I think we've forgotten something. | Bir şeyi unuttuk. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Do you realise if this comes out, that all the details of your marriage | Olay açığa çıkarsa evlilik hayatın... | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| will be public property? | ...kamuya mal olur? | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| I hadn't thought of that either. Where'd you put Harry this time? | Bu hiç aklıma gelmemişti. Harry'i bu sefer nereye koydun? | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Over by the big oak tree. | Meşe ağacının altına. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| I'll get my shovel. I'm causing you a lot of hard work. | Ben küreği alayım. Size çok zahmet çıkarıyorum. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| I'm sorry. Not at all, Not at all. | Üzgünüm. Hayır, hiç sorun değil. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Well, let's all go up there. | Hadi, hep birlikte oraya gidelim. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| You know, I've never been to a home made funeral before. (Chuckles) | Daha önce hiç ev işi cenazeye gitmemiştim. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Hm. I have. | Hm. Ben gittim. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| This is my third. | Üçüncü gidişim. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| All in one day. (Sighing) | Bir gün içinde. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Sam) Well, let's get it over with. | Yapalım, bitsin. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Captain) I think we ought to cement it over. | Üzerine beton dökmeliyiz. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Miss Gravely) Next spring I'll set out some blueberry bushes. | Gelecek bahar yaban mersini dikerim. Gelecek bahar yabanmersini dikerim. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Captain) Couldn't you make it something else? Lilac, maybe. | Başka bir şey dikseniz. Leylak filan. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Sam) I think nature'll will take good care of it. | Bence doğa ona iyi bakar. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Captain) How about a service? (Sam) I Can't think of what to say. | Küçük bir tören yapsak. Aklıma söyleyecek bir şey gelmiyor. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Besides, my arms ache. (Jennifer) It's late for a prayer. | Üstelik kollarım ağrıyor. Dua etmek için çok geç. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Besides, wherever he was going, he's there now. | Ayrıca her nereye gittiyse, oraya vardı. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Bye, Harry. I forgive you. | Hoşçakal, Harry. Seni affettim. Hoşça kal, Harry. Seni affettim. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Captain) Trumpets welcoming Harry. (Jennifer) You didn't know Harry. | Borazanlar Harry'i uğurluyorlar. Harry'i tanımazdın. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Sam) I want to paint you, Jennifer. You're beautiful in the moonlight. | Böyle bir resmini yapmak isterim, Jennifer. Ay ışığında, dinlerken. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Captain) Sounds as if it's coming down from near the village. | Yan köyden geliyor galiba. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Miss Gravely) I know what it is. The call of the phantom stagecoach | Ben ne olduğunu biliyorum. Bu hayalet posta arabasının sesi. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| that used to pass by here each night 200 years ago. | 200 yıl önce her gece buradan geçermiş. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Chuckling) Phantom ghost? The turnpike ran across the hills. | Hayalet araba mı? Eskiden şuradan yol geçerdi. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Sam) Oh, to be a highwayman on a night like this. | Böyle bir gecede soyguncu olmak... | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Jennifer) Listen. Somebody's running. | Dinleyin. Koşan bir var. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Miss Gravely) Horses? (Sam) A horse that can shout. | Atlardır. At ise bağırmayı öğrenmiş. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| What's she saying? We'll know soon. She's coming here. | Ne diyor? Biradan öğreniriz.Buraya geliyor. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Sam Marlowe! It's Wiggy. Old Wiggy. | Sam Marlowe! Wiggy'miş. ihtiyar Wiggy. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Mr Marlowe! | Bay Marlowe! | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Wiggy, what on earth do you want? I... He wants... | Wiggy, ne oldu? Ben... O... | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Wait a minute, Catch your breath. He's a millionaire! | Dur biraz nefes al. O bir milyoner! | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Who? He wants to buy your pictures. | Kim? Tablolarınızı satın almak istiyor. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Which pictures? All of 'em and more besides. | Hangi tabloları? Bütün tabloları. Dahası,... | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| He says you're a genius. | ..sizin dahi olduğunuzu söylüyor. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| He's right, but it's hard to believe he wants to buy all my pictures. | Haklı. Ama yine de bütün tablolarımı alacağına inanamıyorum. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Miss Gravely) I'd be too curious to refuse to at least to talk to him. | Ben olsam merak ederdim. En azından konuşun onunla. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Wiggy) Don't turn down a good chance, Mr Marlowe. | Böyle bir şansı geri tepmeyin. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| All right, I'll talk to him. | Tamam. Onunla konuşacağım. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Captain) We dug sassafras root. (Wiggy) Sassafras tea is healthy. | Biz de sassafras kökü arıyorduk. Sassafras çayı çok sağlıklıdır. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Mr Wiggs always swore it cured his arthritis just before he died. | Bay Wiggs ölmeden önce hep kireçlenmelerini iyileştirdiğini söylerdi. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Captain) How much does the millionaire want to pay? | Milyoner ne kadar verecekmiş? | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| I said seven dollars for the one that looks like blobs in a thunderstorm. | Boyaların kasırgaya tutulmuş gibi durduğu resim için 7 dolar istedim. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Sam) And? He said they are priceless. | Ve? Onların paha biçilmez olduğunu söyledi. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Captain) Priceless? Sounds like something I painted in kindergarten. | Paha biçilmez mi? Anaokulunda yaptığım resimlere benziyor. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Sam) That picture is symbolic to the beginning of the world. | Kaptan o resim dünyanın başlangıcını sembolize ediyor. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Captain) That's where I first heard of the world, in kindergarten. | Dünyayı ilk kez ana okulunda duymuştum. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Yes, and my friend here, art critic for the modern museum, he | Bu dostum Modern Sanatlar MÜzesinin eleştirmenidir.O diyor ki... Bu dostum Modern Sanatlar Müzesi'nin eleştirmenidir. O diyor ki... | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Don't think I'm rude, but it doesn't matter to me what an art critic says. | Kabalık etmek istemem ama bir eleştirmenin ne dediği umurumda değil. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Is that so? I know my paintings are good. | Öyle mi? Tablolarımın iyi olduğunu biliyorum. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| He doesn't want them, you do. So all that matters is what you think. | Onları o değil,siz istiyorsunuz. Önemli olan sizin ne düşündüğünüz. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Well, I think they are works of genius, and I want to buy them all. | Bence bunlar dahiyane, hepsini almak istiyorum. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Too bad. Why? | Çok yazık. Neden? | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Just decided I can't sell them. Besides, you couldn't afford them. | Onları satamayacağıma karar verdim. Ayrıca sizin paranız yetmez. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Uh... Money. | Uh... Para. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Sammy. Don't be a fool. Make him pay through the nose. | Sammy, aptallık etme. Bırak ödesin. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Go ahead, Mr Marlowe, be reasonable. | Hadi Bay Marlowe, mantıklı olun. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Be unreasonable, if you want. What do you say? | İsterseniz, mantıksız olun. Sen ne dersin? | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| It's your genius, Sam. It's up to you. | Bu senin dehan, Sam. Sana kalmış. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| All right then. What do you like most in the whole world? | Tamam. Dünyada en çok sevdiğin şey nedir? | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| I don't know. Strawberries, I guess. | Bilmiyorum. Sanırım çilek. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Strawberries. Write that down. | Çilek. Bunu yaz. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Two boxes of fresh strawberries, each month, in season and out of season, | Bugünden itibaren mevsimi olsun olmasın... | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| from now on. | her ayın birinde 2 kutu taze çilek. ...her ayın birinde 2 kutu taze çilek. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Millionaire) Well, it's simple. What else? | Bu basit. Başka? | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| What would Arnie like? | Arnie ne ister? | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| A chemical set. | Kimya seti. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Sam) What kind? Whatever smells the worst. | Ne tür? En kötü kokanından. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Got that? Right. | Anladın mı? Tamam. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| One smelly chemical set. | Kötü kokan bir kimya seti. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Wiggy, Wiggy, what would you like? | Wiggy, sen ne istersin? | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| Cash register, chromium plated, one that rings a bell. | Krom para kasası. Zilli olanlardan. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
| (Sam) Got room for one? I'll find room. | Buna yerin var mı? Yeri bulurum. | The Trouble with Harry-1 | 1955 | |
