• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 168601

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Daar is niemand. We kunnen hier niet blijven. Kimse yok orada. Burada kalamayız! Orada kimse yok. Burada duramayız! Kimse yok orada. Burada kalamayız! The Orphanage-9 2007 info-icon
Hij is hier, Carlos. O orada, Carlos! The Orphanage-9 2007 info-icon
Carlos is hier. Carlos burada. The Orphanage-9 2007 info-icon
Hij heeft met de politie gepraat en ze willen met jou praten. Polislerle konuştu. Onlar da sizle konuşmak istiyor. Polise ifade verdi. Sizinle de konuşmak istiyorlar. Polislerle konuştu. Onlar da sizle konuşmak istiyor. The Orphanage-9 2007 info-icon
Hij is niet in de grotten. Mağaralarda değilmiş. Mağaralarda bulamadılar. Mağaralarda değilmiş. The Orphanage-9 2007 info-icon
Maar ik heb iemand gezien, Carlos. Ama birini gördüm, Carlos. Bir, iki, üç, gel beni dürt. Ama birini gördüm, Carlos. The Orphanage-9 2007 info-icon
Je moet het je in alle verwarring verbeeld hebben, O kadar karmaşanın arasında belki de yanılsamaydı gördüğünüz. O heyecanla hayal görmüş olmalısınız. O hengâmede kafanızda kurgulamış olmalısınız. O kadar karmaşanın arasında belki de yanılsamaydı gördüğünüz. O kadar karmaşanın arasında belki de yanılsamaydı gördüğünüz. The Orphanage-9 2007 info-icon
Geloof me, hij was daar niet. Güvenin bana, orada değildi. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ik ben Pilar. Ben Pilar. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ik weet dat het moeilijk is maar je moet weten dat we alles doen wat we kunnen... Zor bir durum olduğunu biliyorum, ama oğlunuzu bulmak için elimizden geleni... Sizin için zor, farkındayım, ama oğlunuzu bulmak için elimizden geleni yapıyoruz. Zor bir durum olduğunu biliyorum, ama oğlunuzu bulmak için elimizden geleni... The Orphanage-9 2007 info-icon
om uw zoon te traceren. ...yaptığımızı da bilmenizi isterim. The Orphanage-9 2007 info-icon
Pilar is een psycholoog. Kendisi psikolog. Polisle ortak çalışıyor. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ze werken hard om Sim�n te vinden. Simón'u bulmak için hummalı şekilde çalışıyorlar. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ik heb een paar vragen. Size birkaç sorum olacaktı. Size birkaç sorum var. Size birkaç sorum olacaktı. Size birkaç sorum olacaktı. The Orphanage-9 2007 info-icon
Uw man heeft me over de adoptie verteld en dat uw zoon ziek is. Kocanız bana, evlatlık durumundan ve oğlunuzun hastalığından bahsetti. Kocanız bana oğlunuzun hastalığından ve onu evlat edindiğinizden bahsetti. Kocanız bana, evlatlık durumundan ve oğlunuzun hastalığından bahsetti. The Orphanage-9 2007 info-icon
Als Simon geadopteerd is, zijn er mogelijkheden die we moeten overwegen. Evlatlık söz konusu olduğundan... Evlat edinildiğine göre, bazı ihtimalleri göz önünde bulundurmalıyız. Evlatlık söz konusu olduğundan... The Orphanage-9 2007 info-icon
Welke mogelijkheden? Dat hij door een familielid is ontvoerd. Hangi ihtimaller? Bir akrabası onu kaçırmış olabilir. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ik hoorde dat u onlangs een vrouwenindringer op het terrein vond. Geçenlerde bahçenizde saklanan bir kadın görmüşsünüz. Arazinize geçenlerde bir kadın izinsiz girmiş diye duydum. Geçenlerde bahçenizde saklanan bir kadın görmüşsünüz. The Orphanage-9 2007 info-icon
Benigna Escobedo, een sociaal werker. Hij kwam een paar dagen geleden. Benigna Escobedo, sosyal hizmetli. Benigna Escobedo, sosyal görevli. Birkaç gün önce gelmişti. Benigna Escobedo, sosyal hizmetli. The Orphanage-9 2007 info-icon
We hebben geen sociaal werker met die naam kunnen vinden. Maalesef o isimde bir sosyal çalışan bulunmamakta. The Orphanage-9 2007 info-icon
Kunt u haar beschrijven? Rica etsem onu tarif edebilir misiniz? Onu tarif edebilir misiniz? Rica etsem onu tarif edebilir misiniz? The Orphanage-9 2007 info-icon
Ze was ongeveer zeventig, met wit haar, bleke ogen, zeer dikke glazen. 70'lerinde, beyaz saçlı... Yetmiş yaşlarında, beyaz saçlı. 70'lerinde, beyaz saçlı... The Orphanage-9 2007 info-icon
We zullen haar vinden. Onu kesinlikle bulacağız. Onu bulacağız. Emin olabilirsiniz. Onu kesinlikle bulacağız. The Orphanage-9 2007 info-icon
Daar kunt u zeker van zijn. Bundan emin olabilirsiniz. The Orphanage-9 2007 info-icon
Hoe kunnen ze mij, na dit met hun kinderen vertrouwen? Bunca şeyden sonra çocuklarını bana nasıl emanet edecekler? Bana kendi çocuklarını nasıl emanet edebilirler ki artık? Bunca şeyden sonra çocuklarını bana nasıl emanet edecekler? The Orphanage-9 2007 info-icon
Laten we iets doen. Şöyle bir şey yapalım. Şöyle yapalım. Ninemin Aziz Anthony kolyesini tak. Şöyle birşey yapalım. The Orphanage-9 2007 info-icon
Draag mijn overgrootmoeder haar Saint Anthony medaille. Sen büyük annemin Saint Anthony Madalyonunu tak. The Orphanage-9 2007 info-icon
Om ons geluk te brengen. Bize şans getirmesi için. İyi şans getirir. Bize şans getirmesi için. The Orphanage-9 2007 info-icon
U zult dat niet geloven. Ama sen buna inanmazsın. Evet, ama sen inanıyorsun. Sen bunlara inanmıyorsun. Kesinlikle. Ama sen inanıyorsun. Ama sen buna inanmazsın. Evet, ama sen inanıyorsun. The Orphanage-9 2007 info-icon
Pak aan. Al hadi. Şimdilik sende kalsın, Simón'u bulduğumuzda geri verirsin. Al hadi. The Orphanage-9 2007 info-icon
Geef het terug als we Sim�n hebben gevonden. Simón'u bulunca geri verirsin. The Orphanage-9 2007 info-icon
Sim�n S�nchez zijn ouders voelen zich meer en meer in de steek gelaten. Simón Sánchez'in ailesi git gide ümitlerini kesmeye başlıyorlar. Simón Sánchez'in ailesi gitgide umutlarını yitiriyor. Simón Sánchez'in ailesi git gide ümitlerini kesmeye başlıyorlar. The Orphanage-9 2007 info-icon
Het 7 jaar oude jongentje verdween... 7 yaşındaki çocuğun kaybolmasının üzerinden neredeyse 6 ay geçti. 7 yaşındaki çocuk evinden kaybolalı 6 ay geçti. 7 yaşında ki çocuğun kaybolmasının üzerinden neredeyse 6 ay geçti. The Orphanage-9 2007 info-icon
omdat Sim�n ziek is en medicijnen nodig heeft. ...Simón'un hasta ve günlük ilaç tedavisine ihtiyacı olması. The Orphanage-9 2007 info-icon
Mijn zoon is 6 maanden geleden verdwenen. Oğlum 6 aydır kayıp. Oğlum 6 ay önce kayboldu. Oğlum 6 aydır kayıp. The Orphanage-9 2007 info-icon
Zijn naam is Sim�n. Adı Simón. The Orphanage-9 2007 info-icon
Er zijn overal posters. U zult ze wel gezien hebben. Her yerde posterleri var. Belki görmüşsünüzdür. Her tarafa ilanlar astık. Mutlaka görmüşsünüzdür. Her yerde posterleri var. Belki görmüşsünüzdür. The Orphanage-9 2007 info-icon
We hebben alles geprobeerd, Her şeyi denedik... Her yolu denedik, Her şeyi denedik... Herşeyi denedik... The Orphanage-9 2007 info-icon
maar geen enkele aanwijzing, ...ama ne bir iz, ne de ipucu bulabildik. ...ama ne bir ipucuna... ...ama ne bir iz, ne de ipucu bulabildik. The Orphanage-9 2007 info-icon
zelfs geen spoor. ...ne de bir ize rastladık. The Orphanage-9 2007 info-icon
Mijn zoon had denkbeeldige vrienden. Oğlumun hayali arkadaşları vardı. The Orphanage-9 2007 info-icon
Wij besteedden er nooit veel aandacht maar... Onu hiç ciddiye almadık ama... Fazla üzerine düşmedik o vakitler, ama... Onu hiç ciddiye almadık ama... The Orphanage-9 2007 info-icon
Ik heb het gevoel dat zij in het huis zijn. ...sanırım onlar evimizde. Evin içinde olduklarını düşünüyorum. ...sanırım onlar evimizde. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ik heb mijn dochter gezien. Ben kızımı gördüm. Ben de kızımı gördüm. Ben kızımı gördüm. The Orphanage-9 2007 info-icon
Een jaar na haar dood. Ölümünden bir sene sonra. The Orphanage-9 2007 info-icon
Het was tijdens een nacht toen we sliepen. Geceydi ve uyuyorduk. Gece vaktiydi, uykudaydık. Geceydi ve uyuyorduk. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ik werd wakker en... Aniden uyandım ve... Kalktım ve neden bilmiyorum onun odasına doğru yöneldim. Aniden uyandım ve... The Orphanage-9 2007 info-icon
zonder te weten waarom, ging ik naar haar kamer. ...nedenini bilmeden odasına gittim. The Orphanage-9 2007 info-icon
En daar was ze. Ve oradaydı. Ve orada duruyordu. Ve oradaydı. The Orphanage-9 2007 info-icon
Glimlachend. Rustig. Gülümsüyor ve rahat görünüyordu. Sakince gülümsüyordu. Gülümsüyor ve rahat görünüyordu. The Orphanage-9 2007 info-icon
Het was haar manier om me te zeggen: Bu bana kendisini ifade ediş şekliydi: Benimle öyle durarak konuşuyordu. Bu bana kendisini ifade ediş şekliydi: The Orphanage-9 2007 info-icon
'Het gaat goed met me, ik ben veilig, "Ben iyiyim ve güvendeyim." "İyiyim, güvendeyim. "Ben iyiyim ve güvendeyim." The Orphanage-9 2007 info-icon
lijd niet voor me.' "Benim için ağlama." Benim için acı çekme." "Benim için ağlama." The Orphanage-9 2007 info-icon
Het is niet ongebruikelijk om te voelen, op ��n of andere manier, Yakınlarımızı kaybettikten sonra, bir şekilde, onların varlıklarını... Bunda garipsenecek bir durum yok. Yakınlarımızı kaybettikten sonra, bir şekilde, onların varlıklarını... The Orphanage-9 2007 info-icon
de aanwezigheid van een geliefde na haar dood. ...etrafta hissetmemiz çok alışılmadık bir durum değil. Sevdiğiniz bir kişinin ölümünden sonra varlığını hissedebilirsiniz. ...etrafta hissetmemiz çok alışılmadık bir durum değil. The Orphanage-9 2007 info-icon
Iedereen in deze groep kan u een gelijksoortig verhaal vertellen. Sana, bu grupta hepimiz benzer hikâyeler anlatabiliriz. Bu grupta bulunan herkes size benzer hikâyeler anlatabilir. Sana, bu grupta hepimiz benzer hikâyeler anlatabiliriz. The Orphanage-9 2007 info-icon
U begrijpt het niet. Beni anlamıyorsunuz. Anlamıyorsunuz. Beni anlamıyorsunuz. The Orphanage-9 2007 info-icon
Mijn zoon is niet dood. Benim oğlum ölmedi. The Orphanage-9 2007 info-icon
Zijn vrienden hebben hem meegenomen. Ik heb een van hen gezien. Onu arkadaşları aldı. Birini gördüm. Arkadaşları onu götürdüler. İçlerinden birini gördüm. Onu arkadaşları aldı. Birini gördüm. The Orphanage-9 2007 info-icon
Hij was thuis. Evdeydi. Bizim evimizdeydi. Evdeydi. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ik zal doen wat het nodig is om mijn zoon terug te krijgen. Oğlumu geri getirmek için her şeyi yapacağım. Oğlumu bulmak için elimden geleni ardıma koymayacağım. Oğlumu geri getirmek için herşeyi yapacağım. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ik ben niet gek. Ben deli değilim. Ben delirmedim. Ben deli değilim. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ik weet wat ik zeg. Ne dediğimin farkındayım. Ağzımdan çıkanı kulağım duyuyor. Ne dediğimin farkındayım. The Orphanage-9 2007 info-icon
Zij was het. Bu o. Bu o. Eve gelen kadın! Bu o. The Orphanage-9 2007 info-icon
De vrouw die in het huis kwam. Evimize gelen kadın. The Orphanage-9 2007 info-icon
We zij naar het huis van Benigna gegaan. We hebben een paar foto's gevonden... Benigna'nın evine gittik, bazı resimler bulduk... Benigna'nın evinde bazı fotoğraflar ile eski Süper 8 film makaraları bulduk. Benigna'nın evine gittik, bazı resimler bulduk... The Orphanage-9 2007 info-icon
en een paar oude Super 8 mm films. ...ve eski filmler. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ik zou die graag willen zien. Bunları görmeni istedim. Bir bakmanızı istiyorum. Bunları görmeni istedim. The Orphanage-9 2007 info-icon
Komen enkele gezichten u bekend voor? Tanıdık gelen bir yüz var mı? Bu kişilerden tanıdıklarınız var mı? Tanıdık gelen bir yüz var mı? The Orphanage-9 2007 info-icon
Antonia, het hoofd, de wezen. Antonia, müdür, kimsesiz çocuklar. Şuradaki Müdür Antonia, diğerleri de yetimler. Arkadaşlarım. Antonia, müdür, kimsesiz çocuklar. The Orphanage-9 2007 info-icon
Mijn vrienden. Arkadaşlarım. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ze wilde graag Mart�n worden genoemd. Bu Martín. Martín olarak çağrılmak hoşuna giderdi. Bu Martín. Martín, diye çağrılmayı severdi. Bu Martín. Martín olarak çağrılmak hoşuna giderdi. The Orphanage-9 2007 info-icon
V�ctor... Ik dacht dat zijn naam Guillermo was. Víctor... Bunun adı da Guillermo'ydu sanırım. Víctor. Buradakinin ismi de Guillermo'ydu galiba. Víctor... Bunun adı da Guillermo'ydu sanırım. The Orphanage-9 2007 info-icon
Dat is Alicia, ze is blind. Bu da Alicia, kördü. The Orphanage-9 2007 info-icon
De vrouw die je hebt gezien heeft in het weeshuis gewerkt. Gördüğün kadın... The Orphanage-9 2007 info-icon
Dat is onmogelijk. Ik zou het me hebben herinnerd. Bu imkânsız. Bunu hatırlardım. Mümkün değil. Öyle olsa hatırlardım. Orada fazla süre kalmamış. Bu imkânsız. Bunu hatırlardım. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ze is daar niet lang geweest. Uzun süre orada değildi. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ze had een zoon. Tom�s. Tomás adında bir oğlu varmış. Bir oğlu varmış. Tomás. Tomás adında bir oğlu varmış. The Orphanage-9 2007 info-icon
Het kind was misvormd en werd van de andere weggehouden. Çocuk deforme doğmuş. Çocuğun yüzünde deformasyon olduğundan diğerlerinden ayrı tutulurmuş. Çocuk deforme doğmuş. The Orphanage-9 2007 info-icon
Niemand wist het. Kimse bunu bilmiyormuş. The Orphanage-9 2007 info-icon
Het was een totale schok toen zij het lichaam vonden. Cesedi bulduklarında büyük bir şok yaşamışlar. Cesedi bulmalarıysa tam bir sürpriz olmuş. Cesedi bulduklarında büyük bir şok yaşamışlar. The Orphanage-9 2007 info-icon
Wat bedoelt u? Nasıl yani? The Orphanage-9 2007 info-icon
Het schijnt dat hij tijdens het spelen was verdwenen. Görünüşe göre oyun oynarken ortadan kaybolmuş. Oyun oynarken kaybolmuş, anlaşılan. Görünüşe göre oyun oynarken ortadan kaybolmuş. The Orphanage-9 2007 info-icon
LICHAAM VAN KIND OP STRAND GEVONDEN "Çocuğun Cesedi Sahilde Bulundu." The Orphanage-9 2007 info-icon
Kort na uw adoptie. Senin evlatlık verilmenden kısa bir süre sonra. The Orphanage-9 2007 info-icon
Een van de wezen had bekend... Çocuklardan biri ona bir oyun oynadıklarını itiraf etmiş. Yetimlerden biri ona oyun oynadıklarını itiraf etmiş. Çocuklardan biri ona bir oyun oynadıklarını itiraf etmiş. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ze gingen met Tom�s naar de grotten... Tomás ile mağaralara gitmişler... The Orphanage-9 2007 info-icon
en haalden zijn masker af om te zien of hij eruit kwam. ...ve dışarı çıkacak mı diye görmek için maskesini çıkarmışlar. ...dışarı çıkıp çıkmayacağını görmek için maskesini çıkartmışlar. ...ve dışarı çıkacak mı diye görmek için maskesini çıkarmışlar. The Orphanage-9 2007 info-icon
Maar hij kwam nooit te voorschijn. Hij verdronk. Ama o hiç çıkmamış. Ve boğulmuş. Ama ortaya hiç çıkmamış. Boğularak ölmüş. Ama o hiç çıkmamış. Ve boğulmuş. The Orphanage-9 2007 info-icon
Zij vonden zijn lichaam bij vloed. Cesedi denizin alçalması sonucu bulmuşlar. The Orphanage-9 2007 info-icon
De kinderen werden niet beschuldigd. Zij speelden slechts. Çocukların hiçbiri suçlu bulunmadı. Çünkü oyun oynuyorlardı. Çocuklar bir ceza almamışlar, ne de olsa oyun oynuyorlarmış. Çocukların hiçbiri suçlu bulunmadı. Çünkü oyun oynuyorlardı. The Orphanage-9 2007 info-icon
Die jongen was in mijn huis. Bu çocuk benim evimdeydi. The Orphanage-9 2007 info-icon
Wij hebben iedereen tijdens de openhuisdag gevraagd. Partideki herkese tek tek sorduk. Açılış partisindeki herkese tek tek sorduk. Partide ki herkese tek tek sorduk. The Orphanage-9 2007 info-icon
Niemand herinnert zich een kind met een zakmasker. Kimse çuval gibi bir maskesi olan birini hatırlamıyor. Aralarından hiç kimse çuval maskeli bir çocuk hatırlamıyor. Kimse çuval gibi bir maskesi olan birini hatırlamıyor. The Orphanage-9 2007 info-icon
Ik kan tijdens de nacht niet doorslapen. Geceleri doğru dürüst uyuyamıyorum. The Orphanage-9 2007 info-icon
De doktoren zeiden dat het niet genoeg was. Doktorlar bunun yetersiz olduğunu söylemişlerdi. The Orphanage-9 2007 info-icon
Samen waren we sterk. Birlikte, güçlüyüz. The Orphanage-9 2007 info-icon
Een wezen dat in ��n van zijn afbeeldingen verschijnt. Kişinin kendi imgesinde beliren bir varlık. The Orphanage-9 2007 info-icon
kun je gaan waar je maar wilt... ...istediğin yere gidebilirsin. The Orphanage-9 2007 info-icon
het raam is open. ...pencere açık. The Orphanage-9 2007 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 168596
  • 168597
  • 168598
  • 168599
  • 168600
  • 168601
  • 168602
  • 168603
  • 168604
  • 168605
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim