Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 167106
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
What the hell is going on? | Neler dönüyor? Neler oluyor? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You're pressing pretty hard. | Çok fazla ısrarcısın. Ayağını yanlış yere basıyorsun. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You'd better be damn sure you want to know. | Bilmek istediğin şeyleri öğrenmek istediğinden emin olmalısın. Ne bilmek istediğinden emin olsan iyi olur. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
This is not freshman philosophy time. | Bu akıI hocasının felsefe saati değil. İstediğin öğretmen öğrenci ilişkisinin ötesinde bir şey. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I'm sure. | Bunu istediğime eminim. Eminim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You ever hear the term "mechanic"... | Hiç "mekanik"... Hiç standart anlamının dışında... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
used outside of its normal meaning? | kelimesinin normal anlamı dışında kullanıIdığını duydun mu? ...mekanik kelimesini duydun mu? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
My father used it. It's a dealer. | Babam kullanırdı. Babam kullanırdı. İmalatçıydı. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
A guy who works game tables. | Kumar masalarında çalışan adamlara denir. Kumar masaları üretirdi. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Anything else? | Başka var mı? Başka bir yerde? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Sure. It's a shooter. | Tabi. Tetikçi. Tabii ki. Bir tetikçidir. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
A hit man. | Kiralık katil. Suikastçı. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
So there we are. | Yani,her şey ortada. İşte vardığımız nokta. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
And that's your action? | Ve bu da senin işin, öyle mi? Senin yaptığın bu mu? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Yeah, that figures. | Evet, bu her şeyi açıklıyor. Gayet anlaşılır. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I'm telling you this... | Bunları sana anlatıyorum çünkü... Sana bunu anlatıyorum... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
because there are times when I could use a backup. | yardımcı birisinin olması gereken zamanlar oluyor. ...çünkü desteğe ihtiyacım olan zamanlar oluyor. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Wouldn't have to spread myself so thin. | Kendimi korumasız bırakmamam gerekiyor. Her şeye kendim yetişemem. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
And you seem to have the aptitude. | Ve görünüşe bakıIırsa sende bu heves var. Senin de bu işe yeteneğin var gibi. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You do this for money? | Bunu para için mi yapıyorsun? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Money is paid, but that's not the motive. | Para ödenir, ama motivasyonu sağlamaz. Para hep ödenir ama önemli olan bu değil. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
It has to do with standing outside of it all on your own. | Bunun, tamamen işin dışında olmanla ilgisi var. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I'm gonna teach you all I can. | Sana bildiğim herşeyi öğretmeye çalışacağım. Bildiğim her şeyi sana öğreteceğim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
After that, you can choose how you want it to go. | Daha sonra, devamı için kendin karar verebilirsin. Sonra, nasıl devam edeceğine sen karar vereceksin. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You in? Do I have an alternative? | Var mısın? Başka seçeneğim var mı? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
There are alternatives to everything. | Her şeyin alternatifi vardır. Her zaman başka seçenekler vardır. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You've got a partner, Mr. Bishop. | Bir ortağınız oldu, Bay Bishop. Artık bir ortağınız var Bay Bishop. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Associate. | Anlaştık. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Point the gun as though it were an extension of your arm... | Tüfeği vücudunun bir parçası gibi düşün... Hayır. Silahı sanki kolunun uzantısıymış gibi doğrult... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
and keep both eyes open. | ve gözlerini de açık tut. ...ve her iki gözünde açık olsun. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
All right, you ready? Pull. | Tamam,hazır mısın? Fırlat. Tamam, hazır mısın? Fırlat. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
That's better. Much better. | Daha iyi. Çok daha iyi. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Pull. | Fırlat. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
300 Magnum, 180 grains. | 300 Magnum, 180 saçma. 300 Magnum, 180 saçmalı. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Muzzle velocity. | Namlu çıkış hızı. Yüksek hız. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Pull! | Fırlat. Fırlat! | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
3,070. | 3,070. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Drop at 200 yards. | 200 yarda ya fırlat. 180 metreye at. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Two minutes low. Pull! | İki dakika aşağı. Fırlat. İki dakika geriden. Fırlat! | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
300 yards. | 300 metre. 280 metre. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
5.3 inches. | 12 santim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
300 yards, 150 grains. | 300 yarda, 150 saçma. 280 metre, 150 saçma. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
4.8 inches. | 11 santim. 10 santim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Doubles. | İkili. Çiftli. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
There are killers, and there are killers. | Katiller ve katiller vardır. Katiller vardır, katiller vardır. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
To tell you the truth... | Gerçeği söylemek gerekirse... Doğruyu söylemek gerekirse... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
they all have a different book of rules. | hepsinin kendi kurallar kitabı vardır. ...hepsinin farklı bir kanunu vardır. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
To get away with it depends on the book of rules... | Bununla yaşamanın sırrı ceplerinde... Başarılı olmak, her zaman yanında olması gereken... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
you have in your pocket at the time. | her zaman kurallar kitabına sahip olmalarında yatar. ...kurallar kitabına bağlıdır. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Your own country, somebody else's country... | Senin ülken, başkalarının ülkesi... Kendi ülken, başkasının ülkesi... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
or your own personal book of rules. | veya kendi kurallar kitabın. ...ya da kendi kişisel kurallar kitabın. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
All this heroes. | Tüm bu kahramanlar. Bunların hepsi Kahramanlar. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Half of them were killers. | Nerdeyse yarısı katildi. Yarısı katildi. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Napol�on was one, you know? Pancho Villa, Genghis Khan. | Napoléon öyleydi, biliyorsun? Panço Villa, Cengiz Han. Napolyon da öyleydi biliyor musun? Pancho Villa, Cengiz Han. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
And then we have our own domestic brand... | Sonra, biz de kendi katillerimizi yetiştirdik... Kendi marka isimlerimize bakacak olursak... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Iike Billy the Kid, Jesse James, and John Dillinger. | Billy Kid, Jesse James, ve John Dillinger gibilerini. ...Billy the Kid, Jesse James, ve John Dillinger. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Yeah, they're about as famous... | Evet, en az iyilik meleği... Dürüst ve iyiliksever kahramanlarımız olarak... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
as our own honest to goodness heroes. | milli kahramanlarımız kadar meşhurlar. ...ün yapmış kişilerdir. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Don't tell me that's gonna make us heroes. | Bu işin bizi birer kahraman yapacağını söyleme. Bu işin bizi kahraman yapacağını söyleme. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I wouldn't tell you anything like that. | Sana böyle bir şey söylemeyeceğim. Sana öyle bir şey söylemiyorum. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
All I'm saying is that people who stand outside the law... | Tek söylediğim, kanun dışı gözükenlerin Tek söylemeye çalıştığım, kanun dışı işler yapanlar... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
oftentimes end up as heroes. | sonlarının kahramanlık mertebesi olduğu... ...genellikle kahraman olarak ölürler. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
What's with that ball of wax I see you squeezing? | Elinde oynayıp durduğun, balmumu topu ne işe yarıyor? Elinde sıkıp durduğun balmumu topun nesi var? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Sometimes you have to hold the mark. | Bazen hedefi tutturman gerekir. Standardını düşürmemelisin. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
It develops the strength. | DayanıklıIığı artırıyor. Gücümü arttırıyor. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
"In the ages between 45 and 64... | "45 ve 64 yaş arası... 45 ve 64 yılları arası... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
"of the total deaths by accident... | "kaza sonucu meydana gelen ölümlerin... ...oluşan kazaen ölümlerin... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
"10,431 were from falls." | "10,431 tanesi düşme sonucu meydana gelmiş." ...10,431 tanesi düşme sonucuydu. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You know, falls from high places are very clean. | Biliyorsun, yüksek yerlerden düşenler, fazla dikkat çekmez. Yüksekten düşme çok temiz bir iş. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
What's that? | Bu da ne? O da ne? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
That is your first involvement. | İIk işin. Ortak ilk işimiz. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Taking the Zoo Drive turnoff. | Zoo Drive virajındalar. Hayvanat bahçesi dönüşündeler. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Now they're going west. | Şimdi batıya yöneldiler. Batıya doğru gidiyorlar. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
There's one camera. | Bir tane kamera var. Bir kamera var. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Two cameras covering the main gate. | Ana girişte iki kamera var. Ana kapıyı gören iki kamera var. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You couldn't get within 100 yards... | Alarm sistemi harekete geçmeden... Alarm sistemini çalıştırmadan... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
without tripping that alarm system. | yüz metreden fazla yaklaşamazsın. ...100 metreden fazla yaklaşamazsın. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
The guards sleep in shifts. | Korumalar sırayla uyuyorlar. Güvenlik nöbetlerde uyuyor. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
One of them awake all the time. | Bir tanesi her zaman uyanık kalıyor. Bir tanesi devamlı uyanık. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
What about number one? | Bir numara ne yapıyor? Ya bir numara? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Midnight till 4:00 in the morning. | Geceyarısından sabah 4'e kadar. Gece yarısından sabahın dördüne kadar. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
We need more. | Bunlar yeterli değil. Daha fazlası lazım. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
We'll have to stay in closer until we find something. | Bir şeyler bulana kadar yakınlarında olalım. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I want you to rent two cars, a Ford and a Volkswagen. | 2 araba kiralamanı istiyorum, bir tane Ford ve bir tane Volkswagen. İki araba kiralamanı istiyorum, bir Ford ve bir Volkswagen. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
This looks like it might be something. | Sanki bir şeyler oluyor gibi. Bir şeyler oluyor gibi görünüyor. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Comes across the border at 1 a.m. | Sabah saat 1'de sınıra gelecek. Gece birde sınıra gel. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I can have it to you at 7 a.m. tomorrow. | Yarın sabah saat 7'de elinde olmasını sağlarım. Yarın sabah yedide elinde olur. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
In a Chicken Lickin' truck right to your place. | Bir Chicken Lickin' kamyonuyla, doğrudan senin yerinde. Senin oraya bir tavuk yemi kamyonu gönderirim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
OK. You check the goods when it comes, then wake me. | Tamam. Geldiğinde malı kontrol et, sonra da beni uyandır. Tamam. Geldiklerinde malları kontrol eder sonra da beni uyandırırsın. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I'll make the test. | Kontrol edeceğim. Testleri ben yaparım. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Better not be crap. | Berbat etmemeye çalış. Pislik çıkmazsa iyi olur. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You know where to find me. | Beni nerde bulacağını biliyorsun. Beni bulacağın yeri biliyorsun. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Well, they'll have to turn off the alarm system... | Teslimatı gerçekleştirmek için... Teslimatı yapabilmek için alarm sistemini... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
to make that delivery. | alarm sitemini kapatmak zorundalar. ...kapatmak zorundalar. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Where'd you learn how to do that? | Bunu yapmayı nerden öğrendin? Bunu yapmayı nereden öğrendin? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
One of the tools of the trade, my friend. | Ticaretin araçlarından biri,dostum. İşin inceliklerinden biri de bu, dostum. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Allied Plating. This is Frank. | Birleşik KaplamacıIık. Ben Frank. Birleşik kaplama. Ben Frank. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Listen, I've got a bumper that needs re chroming. | Dinle, kromajlanması gereken bir tamponum var. Kromaj isteyen bir tamponum var. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
If I brought it in tomorrow, can I pick it up by Saturday? | Yarın getirirsem, Cumartesi'ye alabilir miyim? Yarın getirirsem, cumartesi alabilir miyim? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
We don't work on Saturday down here. | Cumartesileri çalışmıyoruz. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |