Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 167107
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Monday afternoon the soonest. | En çabuk pazartesi öğleden sonra olur. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Monday's all right. I'll bring it in tonight. | Tamam, Pazartesi olsun. Bu akşam getiriyorum. Pazartesi olur. Bu gece getiririm. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Since there's no guard on the weekends... | Birleşik Kaplamada korumalar... Birleşik kaplama tesisinde hafta sonları... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
at the Allied Plating plant... | hafta sonları çalışmadığına göre... ...güvenlik bulunmuyor. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
we could put the bodies in these nitric acid tanks. | cesetleri nitrik asit kazanlarına atabiliriz. Bedenleri nitrik asit tanklarında yok edebiliriz. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
We would like you to go ahead with this one. | İşe başlamanızı istiyoruz. Bu işi yapmanızı istiyoruz. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
We go. | BaşIıyoruz. Başlıyoruz. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I'm gonna check you for iron before you go past here. | Buradan geçmeniz için sizi aramam gerekiyor. Buradan geçebilmen için üstünü aramalıyım. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Come on, get out. What's the matter? | Hadi in aşağı. Sorun nedir? Hadi, çık dışarı. Sorun ne? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Come on. Get out of there. | Hadi. Dışarı çık. Hadi. Çabuk çık dışarı. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
What the hell is this? | Bu da nedir Neler oluyor be? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Chicken Lickin'. | Chicken Lickin'. Tavuk yemleme. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Chicken Lickin' is lickin' chicken. | Chicken Lickin' Chicken Lickin"dır. Tavuk yemleme yemleniyor. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Wise guy. | Akıllı çocuk. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Get the bodies in the truck! | Kamyondaki cesetleri hallet! Bedenleri kamyona taşı! | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Do you know my dog got a birthday card today? | Biliyor musun? Bugün köpeğime bir doğum günü kartı geldi. Köpeğimin bugün doğum günü kartı aldığını biliyor musun? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I didn't. Just my dog. | Ben değil. Köpeğim. Ben almadım. Sadece köpeğim aldı. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Archibald, those kids on the hill there | Archibald, tepedeki çocukların Archibald, o tepedeki çocuklar | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
how can you live here with all that noise? | yaptığı gürültüyle burada nasıI yaşıyorsun? O kadar gürültüyle nasıl yaşayabiliyorsun? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I called the police, but there's nothing they can do. | Polisi aradım, ama yapabilecekleri bir şey yokmuş. Polisi aradım ama onların da yapabileceği pek bir şey yok. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Daddy, it's getting worse here every weekend. | Baba, her geçen hafta sonu, burası daha da çekilmez hale geliyor. Babacığım her hafta sonu daha kötüye gidiyor. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
In forty eight hours... | 48 saat içinde... Kırk sekiz saat içinde... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
everything will be in solution. | hiç bir iz kalmayacak. ...her şey çözülmüş olacak. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
It was... | Bu çok... Orada | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Well, it could've been so simple... | Doğrusu, çok basit halledilebilecekti... Her şey çok basit olabilirdi... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
but that guy came out of nowhere. | o herif bir yerlerden çıkıverdi. ...ama o herif birdenbire ortaya çıktı. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Those things happen... | Bu tarz şeyler olur... Bu tip şeyler hep olur... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
but remember it the next time. | fakat bir dahaki sefere bunu hatırlamalısın. ...ama gelecek sefere dikkatli ol. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Could you spare a few minutes, Mr. Bishop? | Birkaç dakikanızı ayırabilirmisiniz,Bay Bishop? Bir kaç dakikanız var mı Bay Bishop? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Yes. When? | Evet. Ne zaman? Tabii. Ne zaman? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Now. I'm at home. | Şimdi. Evdeyim. Hemen. Evimdeyim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
All right. | Pekala. Pek âlâ. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I have to do something for a while. | Biraz işim var. Biraz işlerim var. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Mr. Bishop is here, sir. | Bay Bishop geldi, efendim. Bay Bishop geldi efendim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Show him through. | İçeri alın. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
This way, sir. | Bu taraftan, efendim. Bu taraftan efendim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
That was very untidy, Mr. Bishop. | Çok karmaşık bir iş oldu, Bay Bishop. Hiç yakışmadı Bay Bishop. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
We'd like to know how Harry McKenna's son figures. | Harry McKenna'nın oğlunun nasıI davrandığını bilmek isteriz. Harry McKenna'nın oğlunun hangi noktada olduğunu bilmek istiyoruz. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
He'll be working with me from now on. | Bundan sonra benimle birlikte çalışacak. Şu andan itibaren benimle çalışıyor. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You think this is wise? | Sence bu akıllıca mı? Sence bu durum akıllıca mı? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You telling me I need your permission? | Bana, sizin izninize ihtiyacım olduğunu mu söylüyorsunuz? İzninizi almak zorunda olduğumu mu ima ediyorsun? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Information is all I want, Mr. Bishop. | Tek istediğim şey bilgi, Bay Bishop. Tek istediğim bilgi, Bay Bishop. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
We like to know things. | Herşeyi bilmeyi severiz. Her şeyi bilmek istiyoruz. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
An organization survives only because its members... | Bir organizasyon ancak üyelerinin... Bir organizasyonun devam edebilmesinin tek şansı... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
are willing to sacrifice certain personal choices... | tüm grubun iyiliği için yapacağı doğru... ...üyelerinin kişisel tercihlerini herkesin iyiliği için... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
for the good of all. | kişisel seçimlerle ayakta kalabilir. ...bir kenara bırakmalarıdır. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
A very democratic principle, Mr. Bishop. | Çok demokratik bir prensip, Bay Bishop. Son derece demokratik bir prensip Bay Bishop. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
We survive because we have this rule. | Ayakta kalıyoruz, çünkü kurallarımız var. Hala ayaktayız çünkü yasaya uyuyoruz. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
What you or I want is unimportant. | Senin ya da benim isteklerimiz önemli değildir. Benim veya senin istediklerinin önemi yok. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Only the rule. | Sadece kurallar. Sadece yasa. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Someone trained by me could be of value to you. | Yetiştirdiğim biri, size güç katabilir. Tarafımdan yetiştirilen birisi sizin için değerli birisi olabilir. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Nobody lives forever. | Kimse sonsuza dek yaşayamaz. Hiç kimse sonsuza dek yaşamaz. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You take full responsibility then? | O halde tüm sorumluluğu alıyorsun, demek ki? Tüm sorumluluğu alıyor musun? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
This one has to be done fast. Very fast. | Bu sefer hızlı olmalı. Çok hızlı. Bu defaki hızlı olmalı. Çok hızlı. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I'll handle it the way I always do. | Her zaman yaptığım gibi halledeceğim. Her zamanki yöntemlerimle hallederim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
There may not be time enough for that. | Bunun için fazla zamanımız olmayabilir. Buna yetecek zamanın olmayabilir. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
The word is, he's getting ready to talk to some people. | Açıkçası, birilerine konuşmak için hazırlanıyor. Asıl mesele, birilerine ötmeye başlamak üzere. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
The problem is considerable. | Ciddi bir sorun. Sorun önemli. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I'm not some wild Cleveland shooter. | Ben vahşi bir katil değilim. Ben sıradan bir Cleveland tetikçisi değilim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I don't cowboy. | Kovboy da değilim Kovboy da değilim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
If he talks, things could get complicated...sloppy. | Konuşursa her şey daha karmakarışık hale gelebilir.. darmadağın. Eğer konuşursa, işler karışabilir rahatsız edici. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
That would disturb a lot of us. | Bu hepimizi rahatsız eder. Hepimizi çok rahatsız edebilir. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
It's not really open to discussion, Mr. Bishop. | Gerçekten tartışılacak bir şey değil, Bay Bishop. Konu tartışmaya açık değil Bay Bishop. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
This business of McKenna's son... | McKenna'nın oğlunun kotardığı iş... McKenna'nın oğlu meselesi... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
has upset a few of our associates. | bazı ortaklarımızı rahatsız etti. ...meslektaşlarımız arasında endişe yarattı. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I understand it... | Bunu anlıyorum... Anlıyorum... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
but these people see it only from the outside. | fakat bu insanlar sadece dışardan görüyorlar her şeyi. ...ancak bu insanlar olayı dışarıdan görüyorlar. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
A quick, clean job would go a long way... | Hızlı ve temiz bir iş her şeyin doğru dengesine... Hızlı ve temiz bir iş her şeyin... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
in putting everything back into proper balance. | oturmasına yardımcı olacaktır. ...yoluna girmesini sağlayacaktır. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Yes, I understand. | Evet, anladım. Evet, anlıyorum. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I knew you would. | Anlayacağını biliyorum. Anlayacağını biliyordum. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Your man's in Naples. | Adamın Napoli'de. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
We've given you a name in Rome... | İhtiyacın olan malzemeler için... Sana Roma'da her türlü teçhizatı... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
for any equipment you might need. | Roma'daki bir ismi vereceğiz. ...sağlayacak kişinin ismini de verdik. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Good. You're still up. | Güzel. Hala ayaktasın. İyi. Hâlâ ayaktasın. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I called you about 9:00. | Seni 9:00 gibi aramıştım. Seni 9:00 gibi çağırmıştım. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Yeah, well, Louise picked me up and we... | Evet, şey, Louise beni aldı ve biz... Aslında, Louise beni aldı ve biz | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
It's good for the nerves. She has this thing she does | Sinirler için çok iyi. Yaptığı şeyde çok Sinirlere iyi geliyor. Şu yaptığı şey, adı neydi | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Spare me the details. | Ayrıntıları anlatma. Detayları kendine sakla. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Look, if I'd known you wanted to work | Bak, eğer çalışmak istediğini bilseydim Çalışmak istediğini bilseydim | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You are a free agent, my friend. The only thing you have to do... | Sen hür bir adamsın, dostum. Tek yapman gereken... Serbestsin arkadaşım. Tek yapman gereken... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
is fulfill the requirements of the Association. | Örgütün gereklerini yerine getirmen. ...birliğin taleplerini yerine getirmek. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
And that means your occasional presence... | Ve bunun anlamı da, arandığında bulunmak... Ve bu da ara sıra ortaya çıkman... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
some intelligent responses, some skill at your work... | birazcık zekice cevaplar, işinde birazcık beceri... ...zekice tepkiler vermen, işinde başarılı olman... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
and nothing more. | başkaca da bir şey yok. ...anlamına geliyor. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You've got that, so what's buggin' you? | Bunu biliyorsun zaten, seni kızdıran ne peki? Sen de hepsi var, canını sıkan ne? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
We got one, huh? | Yeni bir tane, öyle mi? İş aldık öyle mi? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
They want him to be cowboyed. | Çabucak mıhlanmasını istiyorlar. Kementlenmesini istiyorlar. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
They want me to get him now... | Ne olursa olsun... Yapabileceğim her şekilde... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
any way I can. | işini şimdi bitirmemi istiyorlar. ...hemen halletmemi istiyorlar. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
That doesn't sound very cool. | Bu pek klas olmayacakmış gibi gözüküyor. Pek de havalı gelmedi. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
What are you gonna do about that? | Ne yapacaksın peki? Ne yapmayı düşünüyorsun? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I'm too far along to change my habits. | Alışkanlıkları mı değiştirmeye hiçte hazır değilim. Tarzımı değiştirmek için fazla yaşlıyım. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I'll do what I've always done... in Italy. | Her zaman yaptığımı yapacağım... İtalya'da. Her zamanki gibi yapacağım. İtalya'da. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Italy? Am I gonna go? | İtalya? Bende geliyor muyum? İtalya'da mı? Ben de gelecek miyim? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Steve McKenna. | Steve McKenna. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Mountain View Drive. | Dağ Yolunda oturuyor. Dağa manzarası gezisi. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Age twenty four. | 24 yaşında. Yaş 24. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Height five foot, eleven inches. | Uzunluk bir metre altmış beş santimetre. Boy, bir metre yetmiş beş santim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Weight 165. | Ağırlık 75 kg. Kilo, 80. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |