• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 163429

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
You know, I got this disease... Biliyorsun ben bu hastalığı... Biliyorsun, çok ender rastlanan... The Fly II-1 1989 info-icon
...so rare, there's only been two people who've ever had it. ...çok nadir gördüm yani karşılaştığım sadece 2 insan vardı bir hastalığım var. Sadece iki kişide olduğunu duydum. The Fly II-1 1989 info-icon
My father. Babam. Babamda The Fly II-1 1989 info-icon
And now me. Ve şimdi ben. ve bende. The Fly II-1 1989 info-icon
They even named it after him. Hatta hastalığa babamdan sonra isim koydular Babamdan sonra bu hastalığa bir isim vermişler. The Fly II-1 1989 info-icon
It's called Brundle's Accelerated Growth Syndrome. Adı Brundle Hızlı Büyüme Sendromu oldu. Hızlı gelişme gösteren Brundle Sendromu demişler. The Fly II-1 1989 info-icon
The doctors say it means I'm growing up a lot faster than I'm supposed to. Doktorların dediğine göre yaşıma göre çok hızlı gelişiyormuşum Doktoruma göre bunun anlamı, olması gerektiğinden daha hızlı büyüyorum. The Fly II-1 1989 info-icon
Which isn't so bad, I guess. Sanırım bu pek kötü bir şey değil ki bu sanırım kötü birşey değil. The Fly II-1 1989 info-icon
But I think it also means that I'm gonna die a lot sooner. Ama aynı zamanda bu çok daha erken öleceğim anlamına da geliyor Ama sanırım bunun bir diğer anlamı da çok daha erken ölecek olmam. The Fly II-1 1989 info-icon
Which isn't so great. Bu hiç de güzel değil. ki bu da iyi değil. The Fly II-1 1989 info-icon
SHEPARD OVER INTERCOM: Today is your lucky day, Martin. Bugün senin şanslı günün Martin. Bugün şanslı günün, Martin. The Fly II-1 1989 info-icon
Lamb chops and French fries. Your favorite, isn't it? Kuzu pirzola ve Fransız kızartma Çok seversin sen değil mi? Biftek ve patates kızarmatı var, en sevdiğin yemekler, değil mi? The Fly II-1 1989 info-icon
(COMPUTER WHIRS) (Bilgisayar sesi) The Fly II-1 1989 info-icon
(ELEVATOR RUMBLES) (Asansör sesi) The Fly II-1 1989 info-icon
Initiate sequence, please. Sıra başlasın lütfen İşlem başlasın lütfen. The Fly II-1 1989 info-icon
It worked! He's moving around. Çalıştı! Hareket ediyor İşe yaradı! Kımıldıyor. The Fly II-1 1989 info-icon
(SCREAMING) (Bağrışmalar) The Fly II-1 1989 info-icon
How the hell did he get in here? Oraya nasıl girmişki bu? Buraya nasıl girdi lanet olsun? The Fly II-1 1989 info-icon
(SINGING "HAPPY BIRTHDAY") (İyiki doğdun şarkısı) The Fly II-1 1989 info-icon
Happy birthday. Thank you, everybody. İyiki doğdun. Herkese teşekkürler. İyiki doğdun! Herkese teşekkürler. The Fly II-1 1989 info-icon
Blow out the candles. Don't forget to make a wish. Mumları üfle Dilek tutmayı sakın unutma Mumlara üfle. Bir dilek tutmayı unutma. The Fly II-1 1989 info-icon
Martin, the whole team wants you to know... Martin, bütün takım bilmeni isterizki... Martin, tüm takımın senden bilmeni istediği şey, The Fly II-1 1989 info-icon
...how happy we are to share your fifth birthday. ...50. yaşgününde birlikte olmaktan çok mutluyuz beşinci yıldönümümü seninle paylaşmaktan çok mutluyuz. The Fly II-1 1989 info-icon
What's your wish? Ne dilek tuttun? Ne diledin? The Fly II-1 1989 info-icon
You know what I want? Ben ne istedim biliyor musun? Ne istediğimi bilmek mi istiyorsun? The Fly II-1 1989 info-icon
Your privacy. Mahremiyetini. Sana kalmış. The Fly II-1 1989 info-icon
And I think it's about time you got it. Ve bence artık bunun zamanıdır Sanırım doğru zaman. The Fly II-1 1989 info-icon
Say the magic word... Sihirli kelimeyi söyle... sihirli kelimeleri söyle... The Fly II-1 1989 info-icon
...and make the mirror disappear. ...ve aynayı görünmez yap ...ve aynayı hayal kırıklığına uğrat. The Fly II-1 1989 info-icon
I don't think I should go too far... Nonsense, it's a beautiful day. Çok uzaklara gidebileceğimi sanmıyorum... Bırak şimdi, bugün güzel bir gün Beni nereye götürüyorsun? Çok uzağa gitmemem gerektiğini sanıyordum. Sakin, bugün güzel bir gün. The Fly II-1 1989 info-icon
Fresh air will do you good. You should get out more often. Taze hava iyi gelecektir sana Daha sık dışarı çıkmalısın Temiz hava sana iyi gelir. Daha sık dışarı çıkmalısın. The Fly II-1 1989 info-icon
You mean, this is mine? Yani bu benim mi diyorsun? Burası benim mi olacak? The Fly II-1 1989 info-icon
This is my place? Burası benim yerim mi? Benim evim mi? The Fly II-1 1989 info-icon
Your place. Evet senin yerin. Senin evin. The Fly II-1 1989 info-icon
Your private place. Senin özel yerin. Sana ait özel bir ev. The Fly II-1 1989 info-icon
No more mirrors, no more prying eyes. Aynalar yok, gözetleyen yok artık Ayna yok, gözetleyen gözler yok. The Fly II-1 1989 info-icon
(TOILET FLUSHES) (Kanalizasyon) The Fly II-1 1989 info-icon
MARTIN: Wow. MARTIN: Waow. Vay canına. The Fly II-1 1989 info-icon
Whee! Heyt be! Yaşasın! The Fly II-1 1989 info-icon
So do you like it? Yani sevdin mi? Beğendin mi? The Fly II-1 1989 info-icon
Yes. Evet. Bayıldım. The Fly II-1 1989 info-icon
I know it hasn't been easy growing up in such a clinical environment. Biliyorum klinik ortamında büyüyüp yetişmek kolay olmadı Klinik ortamlarda büyümenin ne kadar zor olduğunu biliyorum. The Fly II-1 1989 info-icon
Due to your unique affliction, it's been unavoidable. Senin benzersiz rahatsızlığından dolayı buna mecburduk Eşsiz hastalığın sebebiyle. Bu kaçınılmazdı. The Fly II-1 1989 info-icon
You've been very good to me. Bana karşı hep iyi oldun sen Bana karşı çok iyisiniz. The Fly II-1 1989 info-icon
I don't know how to thank you. Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. The Fly II-1 1989 info-icon
Perhaps I can think of something. Belki ben bir şeyler düşünebilirim Belki birşeyler düşünebilirim. The Fly II-1 1989 info-icon
I'd like you to consider taking a position here at Bartok Industries. Bartok Endüstrisinde bir pozisyonda çalışmayı düşünmeni istiyorum Bartok Endüstrisinde bir görev almanı istiyorum. The Fly II-1 1989 info-icon
Position? Something challenging. Pozisyon derken? Değişik bir şey. Görev? İyi bir fırsat bu. The Fly II-1 1989 info-icon
To keep you from being bored. seni sıkıcılıktan kurtarmak için. seni sıkılmaktan kurtarabilir. The Fly II-1 1989 info-icon
A match for your intellect, your creative mind. Zihnin için bir maç yaratıcı zihnin için Zekiliğin ve yaratıcı aklını göz önünde bulundurunca. The Fly II-1 1989 info-icon
I'm talking about a job. Bir işten bahsediyorum Gerçek bir işten bahsediyorum. The Fly II-1 1989 info-icon
BARTOK: Five years and millions of dollars later... 5 yıl ve milyon dolarlardan sonra... 5 yıl ve milyonlarca dolar sonrasında... The Fly II-1 1989 info-icon
...and what we have is... ...elimizdeki şey... sahip olduğumuz... The Fly II-1 1989 info-icon
What we have is the world's most expensive... Elimizdeki şey dünyanın en pahalı... dünyanın en pahalı... The Fly II-1 1989 info-icon
...juicer. ...meyvesi. meyve sıkacağı. The Fly II-1 1989 info-icon
The greatest invention in the history of mankind... İnsanlık tarihindeki en muhteşem buluş... İnsanlı tarihinin en büyük buluşu... The Fly II-1 1989 info-icon
...and we can't get the damn thing to work. ...ve bunu çalışma adına kullanamıyoruz. ve lanet olsun ki biz bunu çalıştıramıyoruz. The Fly II-1 1989 info-icon
We're like chimpanzees trying to figure out how to operate a car. Bizler bir arabanın çalışmasını anlamaya çalışan şempanzeler gibiyiz Bir arabayı tamir etmeye çalışan şempazeler gibiyiz. The Fly II-1 1989 info-icon
Your father was a brilliant man. Baban harika bir adamdı Baban bir dahiydi. The Fly II-1 1989 info-icon
Brilliant, but erratic. Harika ama dengesiz. Dahi ancak dengesiz. The Fly II-1 1989 info-icon
When he died, some of his secrets died with him. Öldüğünde, bazı sırları da onunla birlikte öldü Öldüğü zaman, bazı sırları da beraberinde götürdü. The Fly II-1 1989 info-icon
You could finish your father's work. Babanın çalışmasını bitirebilirsin Sen babanın işini tamamlayabilirsin. The Fly II-1 1989 info-icon
You're as brilliant as he was, perhaps even more so. Sen de onun kadar dahiysin, ve bundan sonra da böyle olacaktır. Sen de onun kadar zekisin, hatta belki de daha fazlası. The Fly II-1 1989 info-icon
I don't like these things. Bu tip şeyleri sevmiyorum. Böyle bir şeyi istediğimi sanmıyorum. The Fly II-1 1989 info-icon
It's because of the dog, isn't it? Bu köpek yüzünden değil mi? Köpek yüzünden, değil mi? The Fly II-1 1989 info-icon
How long will you hold that against me? Daha ne kadar karşı geleceksin bana? Bunu daha ne kadar bana karşı kullanacaksın? The Fly II-1 1989 info-icon
It was a tragic mistake, but that's in the past now. Trajik bir hataydı o, ama artık geçmişte kaldı Trajedik bir hataydı sadece ve artık geçmişte kaldı. The Fly II-1 1989 info-icon
You must concentrate on the future. Geleceğe odaklanmalısın Geleceğe konsantre olmalısın. The Fly II-1 1989 info-icon
The future is right here in this very room. Gelecek bu odada işte tam burada Gelecek tam bu burada, bu odada. The Fly II-1 1989 info-icon
Imagine a new era of surgery without incision. Kesimsiz cerrahide yeni bir çığır bu düşünsene. Kesme biçme olmadan yapılacak ameliyatları düşün. The Fly II-1 1989 info-icon
Cutting people would be primitive, a thing of the past. İnsanları kesmek yarmak geçmişte kalan ilkel bir yöntem olacak İnsanları kesmek bir ilkellik olabilir, geçmişe ait birşey. The Fly II-1 1989 info-icon
All the things that would become obsolete overnight. Hepsi bir gece içinde devrini kapatacak Bütün bunlar bir gecede demode olabilir. The Fly II-1 1989 info-icon
That's what these machines represent. İşte bu makinaların sunduğu şey bu. Bu makineler bize bunu sunabilir. The Fly II-1 1989 info-icon
A new age. Yeni bir çağ . Yeni bir çağ. The Fly II-1 1989 info-icon
If you want personnel... Personel istiyorsan... Eğer yardımcı biri istersen... The Fly II-1 1989 info-icon
...Dr. Trimble and his people are at your disposal. ...Dr. Trimble ve adamları senin emrinde olacak. Dr. Trimble ve adamları sana yardımcı olacaklar The Fly II-1 1989 info-icon
If you want to work alone, fine. It's your choice. Eğer yalnız çalışmak istiyorsan da olur Senin seçimin. Yalnız çalışmak istersem, olabilir. Senin seçimin. The Fly II-1 1989 info-icon
Martin... Martin... Martin. . . The Fly II-1 1989 info-icon
...we did everything we could for your dog. ...köpeğin için yapabileceğimiz herşeyi yaptık Köpeğin için elimizden geleni yaptık. The Fly II-1 1989 info-icon
Take comfort in knowing he didn't suffer long. Bir de şöyle düşün acı çekerek ölmedi o. Çok uzun süre acı çekmediğini bilmeni istiyorum. The Fly II-1 1989 info-icon
And one more thing. Ve bir şey daha. Bir şey daha var. The Fly II-1 1989 info-icon
Your father kept a record of his progress. Baban onun gelişimi için bir kayıt tutmuştu. Baban çalışmalarıyla ilgili bir kaset bıraktı. The Fly II-1 1989 info-icon
Before you decide... Karar vermeden önce... Kararını vermeden önce... The Fly II-1 1989 info-icon
...listen to your father. ...babanı bir dinle. babanı dinleyebilrsin. The Fly II-1 1989 info-icon
RONNIE OVER TV: We've just seen the first teleportation of a human being. İlk kez bir insanın ışınlanmasını gördük İnsanoğlunun ilk defa ışınlandığını gördük. The Fly II-1 1989 info-icon
Dr. Seth Brundle, how did it feel going through? Dr. Seth Brundle, Nasıl hissettiriyor bu? Dr. Seth Brundle, bu deneyiminiz sonrası kendinizi nasıl hissediyorsunuz? The Fly II-1 1989 info-icon
SETH OVER TV: It felt like a stutter. Kekeleme gibi bir şey Kekeleme gibi hissettirdi. The Fly II-1 1989 info-icon
RONNIE: A what? Ne gibi? The Fly II-1 1989 info-icon
SETH: A stutter, you know, a hiccup. Kekeler gibi hani hıçkırık gibi. Kekeleme, bilirsin, hıçkırık gibi. The Fly II-1 1989 info-icon
A slight dislocation of my physical life. Fiziksel yaşamımın çok önemsiz bir çıkıntısı Psikolojik hayatımda ufak bir hareketlilik. The Fly II-1 1989 info-icon
Not unpleasant, just a little interruption of rhythm. Rahatsız edici değil sadece küçük bir ritim bozukluğu Hoş olmayan, sadece ufak bir ritmin yarıda kesilmesi gibi. The Fly II-1 1989 info-icon
At first I thought it didn't work. I thought I was in the same telepod. Önce çalışmadı diye düşündüm Aynı boyuttayım zannetim Başlangıçta işe yaramadığın sanmıştım. Sanki aynı telepoddaymışım gibi. The Fly II-1 1989 info-icon
RONNIE: And now, how do you feel? Peki şimdi nasıl hissediyorsunuz? Peki şuan, nasıl hissediyorsun? The Fly II-1 1989 info-icon
SETH: I should feel exactly the same as before... Tamamen eskisiyle aynı hissetmem hissetmem gerek... İşin aslı hiç farklı hissetmemem gerekiyor, The Fly II-1 1989 info-icon
... but I don 't. I feel very... ...ama bilmiyorum. Ben çok... ama hissediyorum. Kendimi çok... The Fly II-1 1989 info-icon
... energized, very coordinated. ...enerjik, güçlenmiş hissediyorum enerjik, çok düzenli hissediyorum. The Fly II-1 1989 info-icon
I feel as though I work better physically, you know? Fiziksel olarak daha iyi çalışıyorum gibi geliyor biliyor musun? Fiziksel olarak kendimi daha iyi hissediyorum. The Fly II-1 1989 info-icon
Everything seems to just work better than it ever did before. Herşey eskisinden çok daha iyi çalışıyor gibi görünüyor. Herşey daha önce olduğundan çok daha iyi görünüyor. The Fly II-1 1989 info-icon
RONNIE: Why should that be? Peki bu neden olsun? Neden böyle oldu? The Fly II-1 1989 info-icon
I don 't know. It's possible that... Bilmiyorum. Şöyle olabilir... Bilmiyorum. Belki de... The Fly II-1 1989 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 163424
  • 163425
  • 163426
  • 163427
  • 163428
  • 163429
  • 163430
  • 163431
  • 163432
  • 163433
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim