• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 163432

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
No more mirrors, no more prying eyes. Artık ayna yok, gözetleyen yok Ayna yok, güzetleyen gözler yok. The Fly II-1 1989 info-icon
Go on, take a look. Hadi, bir bak Durma, bakın. The Fly II-1 1989 info-icon
(TYPES) .... The Fly II-1 1989 info-icon
(BETH BREATHES HEAVILY) (BETH ağır ağır soluyor) The Fly II-1 1989 info-icon
SETH: A fly... Bir sinek ... Bir sinek... The Fly II-1 1989 info-icon
... got into that... ...verici tohuma... telepoda... The Fly II-1 1989 info-icon
... transmitter pod with me that first time. ...benimle birlikte kondu ilk seferinde. telepoda girmiş ve ilk seferinde benimle birleşti. The Fly II-1 1989 info-icon
The computer got confused. Bilgisayar karıştı Bilgisayarın kafası karıştı. The Fly II-1 1989 info-icon
There weren't supposed to be two separate genetic patterns. 2 ayrı genetik örneğin olmaması gerekiyordu İki tane ayrı genetik model olmaması gerekiyordu. The Fly II-1 1989 info-icon
And then decided to... Bu yüzden ikimizi birlikte... Bu yüzden ikimizi... The Fly II-1 1989 info-icon
... splice us together. ...bağlayarak eklemeye karar verildi. birleştirmeye karar verdi. The Fly II-1 1989 info-icon
It mated us, me and the fly. Bu bizi eşledi, beni ve sineği İkimizi birleştirdi, beni ve sineği. The Fly II-1 1989 info-icon
BARTOK: Now you know. İşte şimdi biliyorsun. Ve artık biliyorsun. The Fly II-1 1989 info-icon
A rather rude awakening, but at least we can drop all pretense now. Oldukça kaba bir bilinçlenme ama en azından artık bütün numaralara son verebiliriz Biraz kaba bir uyanış oldu ama artık sahte davranışları bırakabiliriz. The Fly II-1 1989 info-icon
...you will soon become... ...Çok yakında... Yakında dünyanın... The Fly II-1 1989 info-icon
...the most unique living creature on the face of the earth. ...dünyada yaşayan en eşsiz varlık olacaksın sen. en eşsiz yaşayan canlısına dönüşeksin. The Fly II-1 1989 info-icon
No, I won't. Hayır olmayacağım. Hayır, dönüşmeyeceğim. The Fly II-1 1989 info-icon
There's nothing you or I, or anyone can do to stop it. Bunu ne sen ne ben ne de bir başkası durdurabilir Senin, benim ya da bir başkasının bunu durdurmak için yapabileceği birşey yok. The Fly II-1 1989 info-icon
I'll take my... İlaçlarımı, iğnelerimi... İlaçlarımı alıyorum... The Fly II-1 1989 info-icon
...medications, my injections. ...herşeyi alacağım. iğnelerimi oluyorum. The Fly II-1 1989 info-icon
They're merely water... Onlar sadece su... Onlara su diyebiliriz... The Fly II-1 1989 info-icon
...placebo. ...etkisiz ilaçlar. ...plasebo. The Fly II-1 1989 info-icon
We had to give you some sense of hope, otherwise... Bizim sana biraz umut hissi vermemiz gerekiyordu, çünkü aksi takdirde... Sana biraz umut vermemiz gerekiyordu. The Fly II-1 1989 info-icon
...want this to happen? ...bunun olmasını istiyor musun? bunun olmasını mı istiyorsun? The Fly II-1 1989 info-icon
Of course, I want it to happen. Evet tabiki istiyorum Tabiki, bunun olmasını istiyorum. The Fly II-1 1989 info-icon
You're the prototype... Sen yepyeni bir çağ için... Sen yeni bir çağa ait biyolojik araştırmaların The Fly II-1 1989 info-icon
...for a whole new age of biological exploration. ...biyolojik keşfin ilk örneğisin bir prototipisin. The Fly II-1 1989 info-icon
With you as the model... Seninle birlikte model olarak... Senin gibi bir model ve The Fly II-1 1989 info-icon
...and the telepods as the tool... ...ve telepot aletleri olarak... telepodlar sayesinde... The Fly II-1 1989 info-icon
...Bartok Industry... ...Bartok Endüstrisi... Bartok Endüstrisi The Fly II-1 1989 info-icon
...will control the form and function of all life on earth. ...dünyadaki tüm yaşamın formunu fonksiyonlarını kontrol edecek dünyanın tüm fonksiyonlarını kontrol edecek. The Fly II-1 1989 info-icon
Calmly, Martin. Heyecanlanma, Martin. Sakin ol Marty! The Fly II-1 1989 info-icon
Accept it. Kabul et. Kabullen. The Fly II-1 1989 info-icon
This was planned from the day you were born. Bu senin doğumundan itibaren planlandı Bu doğduğun günden planlanmıştı. The Fly II-1 1989 info-icon
We'll do everything we can to make it as painless as possible for you. Senin için en acısız nasıl olacaksa öyle olması için herşeyi yapacağız Herşeyi senin için olabilecek en acısız şekilde yapacağız. The Fly II-1 1989 info-icon
I loved you. Ben seni sevdim. Seni sevmiştim. The Fly II-1 1989 info-icon
Get Scorby. Scorby'i bul. Scorby'i çağır. The Fly II-1 1989 info-icon
MAN OVER INTERCOM: Scorby, report to the main station. We have a situation. Scorby, ana istasyona rapor et Bir durum var. Scroby, ana istasyona rapor ver. Bir sorun var. The Fly II-1 1989 info-icon
OFFICER: Come back! Geri gel! ! Geri gel! The Fly II-1 1989 info-icon
You guys, stay here. Siz çocuklar burada kalın İkiniz burda kalın. The Fly II-1 1989 info-icon
You want out? Dışarı mı çıkmak istiyorsun? Dışarı çıkmak mı istiyorsun? The Fly II-1 1989 info-icon
You have to go through me, Marty. Beni ezmen gerekecek, Marty. Cesedimi çiğnemen gerekiyor, Marty. The Fly II-1 1989 info-icon
I enjoyed that tape of you and your girlfriend. Senin ve sevgilinin kasedine baktım baya keyifliydi Sen ve kız arkadaşının olduğu görüntülerden çok hoşlandım. The Fly II-1 1989 info-icon
Girl goes like a jackhammer, doesn't she? Kız matkap gibi ama değil mi? Kız tam bir makine gibi değil mi? The Fly II-1 1989 info-icon
(LAUGHS) (gülüşmeler) The Fly II-1 1989 info-icon
I don't want excuses. Mazaret duymak istemiyorum. Özür kabul etmiyorum. The Fly II-1 1989 info-icon
I want him back. Is that understood? Onu geri istiyorum Anlaşıldı mı? Onu geri istiyorum. Anlaşıldı mı? The Fly II-1 1989 info-icon
Are you ready for me, Dr. Trimble? Buna hazır mısın, Dr. Trimble? Hazır mısınız, Dr. Trimble? The Fly II-1 1989 info-icon
Yes, Mr. Bartok. Let's get on with it. Evet Bay Bartok. Hadi yapalım şunu Evet, Bay Bartok. o halde devam edelim. The Fly II-1 1989 info-icon
I'd like to see these things work. Bunların çalıştığını görmek istiyorum Nasıl çalıştığını görmek istiyorum. The Fly II-1 1989 info-icon
What the hell is this? TRIMBLE: Just bypass the damn thing. Bu nedir böyle? Lanet şey pas geçti Bu da ne lanet olsun? Çaresine bak şu saçmalığın. The Fly II-1 1989 info-icon
Son of a bitch. Trimble, my patience is wearing thin. Orospu çocuğu Trimble, toleransım zayıflıyor Lanet olası. Trimble, sabrım azalıyor. The Fly II-1 1989 info-icon
Sir, it seems the head of this project has seen fit to install a password. Efendim, bu projenin sahibinin bir şifre yüklediği görülmüş Efendim, projenin girişine bir şifre koymuş. The Fly II-1 1989 info-icon
Martin has installed a password? TECHNICIAN: Yes, sir. Martin şifre mi yüklemiş? Evet efendim. Martin bir şifre mi koymuş? Evet efendim. The Fly II-1 1989 info-icon
We can't access the system without it. Şifre olmadan sisteme giriş yapamayız Şifre olmadan sisteme giremiyoruz. The Fly II-1 1989 info-icon
Well, feed it words at random. İyi, rasgele kelimeler deneyin Rasgele birşeyler sallayın. The Fly II-1 1989 info-icon
He's booby trapped it. Ahmakça bir tuzaktır Sisteme bir bubi tuzağı da yerleştirmiş. The Fly II-1 1989 info-icon
The first wrong guess we make would automatically erase the programming. İlk yanlış tahminde programlamayı otomatik olarak sileriz. Yapacağimiz ilk yanlış tahmin programı otomatik olarak silecek. The Fly II-1 1989 info-icon
"What is the magic word"? "Sihirli kelime nedir"? "Sihirli kelime" ne demek? The Fly II-1 1989 info-icon
"Abracadabra." That's the magic word. Everybody knows that. "Abra kadabra." Sihirli kelime bu. Herkes bilir bunu. "Abracadabra. " Sihirli kelime budur. Bunu herkes bilir. The Fly II-1 1989 info-icon
No, there is a real magic word... Hayır, gerçek bir sihirli kelime var... Hayır, gerçek bir sihirli kelime var The Fly II-1 1989 info-icon
...and only Martin knows what it is. ...ve bunu sadece Martin biliyor ...ve Martin onun ne olduğunu biliyor. The Fly II-1 1989 info-icon
This is the word that makes it all happen. Herşeyi yapan o kelime.. Herşeyin olmasına neden olan kelime bu. The Fly II-1 1989 info-icon
Damn! Kahretsin! Lanet! The Fly II-1 1989 info-icon
Clever. Akıllı. Zekice. The Fly II-1 1989 info-icon
Clever boy. Akıllı çocuk. Zeki çocuk. The Fly II-1 1989 info-icon
(DOG BARKS) (köpek havlaması) The Fly II-1 1989 info-icon
(CAR STOPS) (araba durur) The Fly II-1 1989 info-icon
(MARTIN THUDS) (Martin'in gürültüsü) The Fly II-1 1989 info-icon
Martin! Don't be frightened. Martin! Kokrma sakın. Martin! Korkma! The Fly II-1 1989 info-icon
I didn't know where else to go. Başka nereye giderim bilmiyordum Başka nereye gideceğimi bilemedim. The Fly II-1 1989 info-icon
You need your medication. We have to get you back. İlaçlarını alman lazım. Seni geri götürmeliyiz Tedaviye ihtiyacın var. Seni geri götürmeliyiz. The Fly II-1 1989 info-icon
There's no medication for what I have. Bana lazım olacak bir ilaç yok Bana olanların bir tedavisi yok. The Fly II-1 1989 info-icon
There never was. Hiç olmadı Hiç olmadı. The Fly II-1 1989 info-icon
They were all just... Hepsi sadece... Onlar sadece... The Fly II-1 1989 info-icon
...waiting for... ...bunun olmasını... bunun... The Fly II-1 1989 info-icon
For this... için... olmasını... The Fly II-1 1989 info-icon
...to happen. ...bekliyordu. bekliyorlardı. The Fly II-1 1989 info-icon
I had to see you, Beth. Seni görmeliydim, Beth. Seni görmem lazımdı, Beth. The Fly II-1 1989 info-icon
Then help me. O zaman yardım et bana. O zaman bana yardım et. The Fly II-1 1989 info-icon
All right, let's go. Pekala gidelim hadi Pekala, gidelim. The Fly II-1 1989 info-icon
Thomas, go upstairs. Chris, help out. Thomas, üst kata çık Chris, yardım et Thomas, yukarı kata. Chris, yardım et. The Fly II-1 1989 info-icon
(CAT MEOWS) (kedi sesi) The Fly II-1 1989 info-icon
Anything upstairs, Thomas? THOMAS: Only a cat. Üst katta bir şey var mı, Thomas? Sadece bir kedi. Yukarıda birşey var mı, Thomas? Sadece bir kedi. The Fly II-1 1989 info-icon
Go check the dock. Chris, go with him. Git rıhtımı kontrol et Chris, sen de onunla git. İskeleyi kontrol et. Chris, onunla git. The Fly II-1 1989 info-icon
The girl? Kız? The Fly II-1 1989 info-icon
SCORBY: She went with him. Onlar birlikte gitti Onunla beraber gitmiş. The Fly II-1 1989 info-icon
Well, get back here as soon as you can. İyi, buraya dönebildiğiniz kadar çabuk dönün Olabildiğince çabuk buraya dön. The Fly II-1 1989 info-icon
Yes. Don't worry, sir, we'll get him. It's just a matter of time. Tamam. Endişelenmeyin efendim, onu getireceğiz Bu sadece bir an meselesi Evet. Endişelenmeyin efendim, onu getireceğim. Sadece an meselesi. The Fly II-1 1989 info-icon
That, sadly, is a luxury we don't have. Bu ne yazıkki bizde olmayan bir lüks Bu, ne yazık ki, sahip olmadığımız bir lüks. The Fly II-1 1989 info-icon
STATHIS: Go away. Git buradan . The Fly II-1 1989 info-icon
We have to talk to you, sir. I said piss off! Konuşmamız gerek efendim Defolun dedim! The Fly II-1 1989 info-icon
Seth Brundle was my father. Seth Brundle benim babamdı The Fly II-1 1989 info-icon
Striking family resemblance. Benzerlik dikkat çekici The Fly II-1 1989 info-icon
Little big for 5 years old. 5 yaşına göre biraz büyük The Fly II-1 1989 info-icon
I have a chromosomal malfunction. Kromozomal bir bozukluğum var The Fly II-1 1989 info-icon
I'm growing at an accelerated rate. Hızlandırılmış oranda gelişiyorum The Fly II-1 1989 info-icon
No shit? That's fascinating. Öyle mi? Çok enteresan The Fly II-1 1989 info-icon
Listen, it's been great. Dinle, bu harika oldu The Fly II-1 1989 info-icon
Stop by again some time. Bazen yine gelsene The Fly II-1 1989 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 163427
  • 163428
  • 163429
  • 163430
  • 163431
  • 163432
  • 163433
  • 163434
  • 163435
  • 163436
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim