• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15905

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
No,that's not where he's got the guns stored. Orası silahları depoladığı yer değil. Orası silahları depoladığı yer değil. Ama silahları depoladığı ev orası değildi. Dollhouse-1 2009 info-icon
Still,doesn't mean he can't get to them. There could be tunnels, underground access. Bu, silahlara ulaşamayacağı anlamına gelmez. Tüneller, yeraltı geçitleri olabilir. Bu, silahlara ulaşamayacağı anlamına gelmez. Tüneller, yeraltı geçitleri olabilir. Yine de silahlara ulaşamayacağına emin olamayız. Tüneller olabilir. Dollhouse-1 2009 info-icon
If there are tunnels,why he didn't use them to move his people? Tüneller varsa, neden müritlerini oradan geçirmedi. Tüneller varsa, neden müritlerini oradan geçirmedi. Maden tünelleri vardı da neden insanları götürürken kullanmadı? Dollhouse-1 2009 info-icon
Why herd them out in broad daylight? Neden onları günışığında dışarı sürdü. Neden onları günışığında dışarı sürdü. Neden onları güpegündüz oraya götürdü? Dollhouse-1 2009 info-icon
Will you give us a moment,Carlos? Yeah. Bize bir dakika verir misin Carlos? Tabi. Bize bir dakika verir misin Carlos? Tabi. İzin verir misin, Carlos? Dollhouse-1 2009 info-icon
Okay. You wanted to go in there and get your girl? Tamam. Oraya gitmek ve kızını almak istiyor musun? Tamam. Oraya gitmek ve kızını almak istiyor musun? İçeri girip kızını almak mı istiyorsun? Buna izin verebilirim. Dollhouse-1 2009 info-icon
I'm open to letting you do that. Sana bunu yapmana izin verebilirim. Sana bunu yapmana izin verebilirim. Dollhouse-1 2009 info-icon
Under a couple of conditions. Bir kaç şart altında. Bir kaç şart altında. Birkaç şartım var ama. Dollhouse-1 2009 info-icon
How about these conditions? Bu şartlara ne dersin? Bu şartlara ne dersin? Şu şartlara ne diyeceksin? Dollhouse-1 2009 info-icon
You stay the hell out of my way and maybe I don't tell anyone it was you. Yolumdan çekilirsin ve belki ben de kimseye senin ne yaptığını söylemem. Yolumdan çekilirsin ve belki ben de kimseye senin ne yaptığını söylemem. Yoluma çıkmazsan senin yaptığını kimseye söylemeyebilirim. Dollhouse-1 2009 info-icon
You knew he sent his people into town once a month. İnsanlarını ayda bir kere şehre gönderdiğini biliyordun. İnsanlarını ayda bir kere şehre gönderdiğini biliyordun. Ayda bir kasabaya indiklerini biliyordun. Dollhouse-1 2009 info-icon
You were waiting. You ginned up tempers. Started rumors in the town. Bekliyordun. Bekliyordun. Bekledin, insanların sinirlerini gerdin ve tarikat hakkında söylentiler yaydın. Dollhouse-1 2009 info-icon
Created a diversion, and then you wrote that note. Dikkatleri başka yöne çektin ve sonra da bu notu yazdın. Dikkatleri başka yöne çektin ve sonra da bu notu yazdın. Karışıklıktan yararlanıp o notu yazdın. Dollhouse-1 2009 info-icon
That's how you got your warrant. İznini bu şekilde aldın. İznini bu şekilde aldın. Arama iznini bu sayede kopardın. Dollhouse-1 2009 info-icon
Nobody ever asked to be saved. Not by you. Kimse kurtarılmayı istemedi bile. Senin tarafından. Kimse kurtarılmayı istemedi bile. Senin tarafından. Kimse kurtarılmayı istemedi. Hele de senin tarafından. Dollhouse-1 2009 info-icon
You're witnessing the wonders of the most high, Brother Seth. En büyük mucizelere tanıklık ediyorsun, Kardeş Seth. En büyük mucizelere tanıklık ediyorsun, Kardeş Seth. Rabbimizin mucizesine tanıklık edeceksin, Seth Kardeş. Dollhouse-1 2009 info-icon
Do not lose faith. Now go. Go. İnancını kaybetme. Şimdi git. Git. İnancını kaybetme. Şimdi git. Git. İmanını yitirme. Şimdi git. Dollhouse-1 2009 info-icon
Esther? Esther! Esther! Esther. Dollhouse-1 2009 info-icon
Can you,uh,read? Sight read? Okuyabilir misin? Gözlerinle okuyabilir misin? Okuyabilir misin? Gözlerinle okuyabilir misin? Okuman var mı? Gözlerinle. Dollhouse-1 2009 info-icon
It's been a long time. I was nine. Uzun zaman oldu. Dokuz yaşındaydım. Uzun zaman oldu. Dokuz yaşındaydım. Uzun zaman oldu. Dokuz yaşındaydım. Dollhouse-1 2009 info-icon
Yes. Evet. Evet. Var. Dollhouse-1 2009 info-icon
Read that for us. Bunu bizim için oku. Bunu bizim için oku. Bizim için bunu okur musun? Dollhouse-1 2009 info-icon
"Then... " Sonra... " Sonra... Sonra... Dollhouse-1 2009 info-icon
"Nebuchadnezzar ordered the furnace "heated seven times hotter than normal..." ...Nebuchadnezzar ocakçılara; "Ocağı normalden yedi kat fazla ısıtın" diye buyurdu. ...Nebuchadnezzar ocakçılara; "Ocağı normalden yedi kat fazla ısıtın" diye buyurdu. Nebukadnezar fırının her zamankinden yedi kat sıcak hazırlanmasını... Dollhouse-1 2009 info-icon
and commanded the strongest soldiers in his army "to throw Shadrach,Meshach, Ordusundaki en güçlü askerlere "Shadrach, Meshach ve Abednego'yu... Ordusundaki en güçlü askerlere "Shadrach, Meshach ve Abednego'yu... ...sonra da en güçlü askerlerine Shadrach, Meshach... Dollhouse-1 2009 info-icon
"and Abednego into the fiery furnace... ...kızgın ocağa atmalarını emretti. ...kızgın ocağa atmalarını emretti. Dollhouse-1 2009 info-icon
We got movement on the grounds. Bir hareket algıladık. Bir hareket algıladık. Bir hareketlik var. Dollhouse-1 2009 info-icon
They're coming out? Dışarı mı çıkıyorlar? Dışarı mı çıkıyorlar? Dışarı mı çıkıyorlar? Tek bir kişi var. Dollhouse-1 2009 info-icon
Just one guy. Sadece bir adam. Sadece bir adam. Dollhouse-1 2009 info-icon
Is he a black guy? Siyahi bir adam mı? Siyahi bir adam mı? Zenci biri mi? Dollhouse-1 2009 info-icon
"...the furnacewas so hot "that the flames of the fire killed the soldiers "Ocak o kadar sıcaktı ki "alevler askerleri... "Ocak o kadar sıcaktı ki "alevler askerleri... ...fırın o kadar sıcaktı ki alevler... Dollhouse-1 2009 info-icon
"who took them up. ...bile içine aldı." ...bile içine aldı." ...onları atan askerleri yakarak öldürmüştü. Dollhouse-1 2009 info-icon
"King Nebuchadnezzar leaped "to his feet in amazement and asked "his men, Kral Nebuchadnezzar bir hışımla ayağa kalktı ve adamlarına... Kral Nebuchadnezzar bir hışımla ayağa kalktı ve adamlarına... Kral Nebukadnezar öfkeyle ayağa fırlayıp askerlerine şunu sormuştu: Dollhouse-1 2009 info-icon
"Weren't there three men that we tied up "and threw into the fire? ..."Bağlayıp ateşe attığımız sadece üç adam değil miydi? diye sordu. ..."Bağlayıp ateşe attığımız sadece üç adam değil miydi? diye sordu. "Bağlayıp da fırına üç kişi atmamış mıydık?" Dollhouse-1 2009 info-icon
"And the King's men replied, 'Certainly,O King.' "...ve kralın adamları "Evet, yüce kralımız" diye cevap verdi. "...ve kralın adamları "Evet, yüce kralımız" diye cevap verdi. Kralın askerleri cevap verdi. "Üç kişi atmıştık, Kralım" diye. Dollhouse-1 2009 info-icon
"And the King said,'Look! ...ve kral dedi ki "Bakın! ...ve kral dedi ki "Bakın! Kral da "Bakın" dedi. Dollhouse-1 2009 info-icon
"'I see four men walking in the fire, "'unbound and unharmed, "Ateşin içinde yürüyen dört adam görüyorum. "Bağlarından kurtulmuş ve yara almamış... "Ateşin içinde yürüyen dört adam görüyorum. "Bağlarından kurtulmuş ve yara almamış... "Alevler içinde serbestçe yürüyen ve zarar görmeyen dört kişi görüyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
"and the fourth looks like a son of the gods.' ...ve dördüncüsü Tanrı'nın oğluna benziyor." ...ve dördüncüsü Tanrı'nın oğluna benziyor." "Dördüncü kişi de Tanrının oğluna benziyor." Dollhouse-1 2009 info-icon
"Nebuchadnezzar "then approached the opening of the blazing furnace and shouted, "Nebuchadnezzar cayır cayır yanan ocağın başına gitti ve bağırdı... "Nebuchadnezzar cayır cayır yanan ocağın başına gitti ve bağırdı... Sonra Nebukadnezar harıl harıl yanan fırının kapağına yaklaşıp şöyle bağırdı: Dollhouse-1 2009 info-icon
"'Shadrach, "'Meshach,and Abednego, servants of the most high God, "come out!' "Shadrach, Meshach ve Abednego, yüce Tanrı'nın hizmetkârları, "Çıkın dışarı!' "Shadrach, Meshach ve Abednego, yüce Tanrı'nın hizmetkârları, "Çıkın dışarı!' "Shadrach, Meshach ve Abednego, Ulu Rabbimin hizmetkârları, dışarı çıkın." Dollhouse-1 2009 info-icon
"So Shadrach, "Meshach,and Abednego came out of the fire, Böylece Shadrach, Meshach ve Abednego alevlerin içinden çıktılar... Böylece Shadrach, Meshach ve Abednego alevlerin içinden çıktılar... Shadrach, Meshach ve Abednego alevler arasından çıktıklarında... Dollhouse-1 2009 info-icon
"and the King saw that the fire "had not harmed their bodies, ...ve Kral "alevlerin bedenlerine zarar vermediğini gördü,... ...ve Kral "alevlerin bedenlerine zarar vermediğini gördü,... ...Kral alevlerin onların ne vücutlarına zarar verebildiğini... Dollhouse-1 2009 info-icon
"nor was a hair of their heads singed. ...saçlarının bir teli bile kopmamıştı. ...saçlarının bir teli bile kopmamıştı. ...ne de saçlarının bir tek telini yakabildiğini görmüştü. Dollhouse-1 2009 info-icon
"Their robes were not scorched and there was no smell of fire upon them." Giysileri yanmamıştı ve üzerlerinde is kokusu bile yoktu." Giysileri yanmamıştı ve üzerlerinde is kokusu bile yoktu." Kıyafetleri yanmamış, üzerlerinde yanığın izi bile yokmuş. Dollhouse-1 2009 info-icon
We have witnessed more than one miracle these last days. Son günlerde birden çok mucizeye tanıklık ettik. Son günlerde birden çok mucizeye tanıklık ettik. Son günlerde birkaç mucizeye tanık olduk. Dollhouse-1 2009 info-icon
Prepare yourselves for the next. Kendinizi bir sonrakine hazırlayın. Kendinizi bir sonrakine hazırlayın. Sıradaki mucizeye kendinizi hazırlayın. Dollhouse-1 2009 info-icon
No! No! No! I I want to leave. Hayır! Hayır! Hayır! Ben ayrılmak istiyorum. Hayır! Hayır! Hayır! Ben ayrılmak istiyorum. Hayır, hayır. Gitmek istiyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
Kris, Kris,wait! Everyone,wait. Kris, Kris, bekle! Herkes beklesin. Kris, Kris, bekle! Herkes beklesin. Kris, bekle! Herkes beklesin. Dollhouse-1 2009 info-icon
Lose your faith, and you will perish. İnancınızı kaybederseniz, ruhunuzu kaybedersiniz. İnancınızı kaybederseniz, ruhunuzu kaybedersiniz. Eğer inancınızı kaybederseniz yok olur gidersiniz. Dollhouse-1 2009 info-icon
Those flames can't hurt us. Alevler bize zarar veremez. Alevler bize zarar veremez. Alevler bize zarar veremez. Dollhouse-1 2009 info-icon
They'll protect us. Only the unrighteous will be consumed. Bizi koruyacaklar. Sadece günahkârlar yanıp kül olacaklar. Bizi koruyacaklar. Sadece günahkârlar yanıp kül olacaklar. Bizi koruyacak, sadece günahkâr olanlar yanacak. Dollhouse-1 2009 info-icon
It's okay. Come. Sit. Her şey yolunda. Gel. Otur. Her şey yolunda. Gel. Otur. Her şey yolunda. Gel ve otur. Dollhouse-1 2009 info-icon
Fire seems to be contained to our target building. Hedef binamızda yangın başladığı görülüyor. Hedef binamızda yangın başladığı görülüyor. Hedefimizdeki evde yangın çıkmış. Dollhouse-1 2009 info-icon
No. This might be a provocation.They might not even be in there Hayır. Bu bir provokasyon olabilir. Orada olmayabilirler bile... Hayır. Bu bir provokasyon olabilir. Orada olmayabilirler bile... Hayır, bu bir kandırmaca olabilir. Orada olmama ihtimalleri bile var. Dollhouse-1 2009 info-icon
trying to draw us out. ...bizi yanıltmak için. ...bizi yanıltmak için. Bizi üzerlerine çekmeye çalışıyorlar. Dollhouse-1 2009 info-icon
All right. Fire gear. We move in. Same pattern. Tamam. Yangın büyüsün. Harekete geçiyoruz. Plan aynı. Tamam. Yangın büyüsün. Harekete geçiyoruz. Plan aynı. Pekâlâ, yangın ekipmanlarımızı hazırlayalım. Dollhouse-1 2009 info-icon
This is not a rescue operation not yet. Bu bir kurtarma operasyonu değil. Henüz değil. Bu bir kurtarma operasyonu değil. Henüz değil. Bu hâlâ bir kurtarma operasyonu değil. Dollhouse-1 2009 info-icon
We're still here to serve a warrant. Yes,sir. Hâlâ beklememiz gereken bir izin belgesi var. Evet, efendim. Hâlâ beklememiz gereken bir izin belgesi var. Evet, efendim. Arama izninin gereklerini yerine getireceğiz. Dollhouse-1 2009 info-icon
That security consultant Langton. Şu güvenlik danışmanı Langton. Şu güvenlik danışmanı Langton. Şu güvenlik danışmanı Langton. Sanırım Sparrow'la birlikte çalışıyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
I think he might have been working with Sparrow. Sparrow ile çalıştığını düşünüyorum. Sparrow ile çalıştığını düşünüyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
The security consultant? Yeah,he may be our fire starter. Bırak onu yere. Yoksa indiririm seni yere. Bırak onu yere. Yoksa indiririm seni yere. Güvenlik danışmanı mı? Evet, yangını başlatan o olabilir. Güvenlik danışmanı mı? Evet, yangını başlatan o olabilir. Yayını indir... Güvenlik danışmanı Yangını o başlatmış olabilir. Dollhouse-1 2009 info-icon
If he's gone in there, we take him down. Oraya girerse, onu haklarız. Oraya girerse, onu haklarız. Eğer orada görürseniz etkisiz hale getirin. Dollhouse-1 2009 info-icon
Jonas. Jonas,you have to let them leave here. Jonas. Jonas, buradan gitmelerine izin vermelisin. Jonas. Jonas, buradan gitmelerine izin vermelisin. Jonas, gitmelerine izin vermelisin. Dollhouse-1 2009 info-icon
You have to tell them to! Onlara söylemelisin. Onlara söylemelisin. Onlara bunu emretmelisin! Dollhouse-1 2009 info-icon
Esther,where is your faith? Esther, inancın nerede? Esther, inancın nerede? Esther, inancına ne oldu? Dollhouse-1 2009 info-icon
This isn't right. You can't force a miracle. Bu doğru değil. Sen bir mucize yaratamazsın. Bu doğru değil. Sen bir mucize yaratamazsın. Bu doğru yol değil. Zoraki bir mucize yaratamazsın. Dollhouse-1 2009 info-icon
"And he saw "that the flames did not harm their bodies, "...ve o "alevlerin bedenlerine zarar vermediğini gördü,... "...ve o "alevlerin bedenlerine zarar vermediğini gördü,... Kral alevlerin onların ne vücutlarına zarar verebildiğini... Dollhouse-1 2009 info-icon
"nor was a hair of their heads singed, and there was no smell of fire upon them." ...ne saçlarının bir teli kopmuştu, ne de üzerlerinde is kokusu vardı." ...ne saçlarının bir teli kopmuştu, ne de üzerlerinde is kokusu vardı." ...ne de saçlarının bir tek telini yakabildiğini görmüştü. Dollhouse-1 2009 info-icon
These people are going to die from smoke inhalation before the flames... Bu insanlar alevlerden önce dumandan zehirlenerek ölecekler. Bu insanlar alevlerden önce dumandan zehirlenerek ölecekler. Alevlerden önce duman bu insanları öldürecek. Dollhouse-1 2009 info-icon
If that's what God wants. You pray. Tanrı'nı istediği buysa. Dua et. Tanrı'nı istediği buysa. Dua et. Tanrı böyle uygun görmüş demek ki. Dua et. Dollhouse-1 2009 info-icon
Let us pray. Dua edelim. Dua edelim. Hepimiz edelim. Dollhouse-1 2009 info-icon
Go! Esther! Gidin! Esther! Gidin! Esther! Gidin! Esther! Dollhouse-1 2009 info-icon
What is wrong with you? You people are dying! Sizin sorununuz ne? Ölüyorsunuz. Sizin sorununuz ne? Ölüyorsunuz. Derdin ne? Göz göre göre ölüyorsunuz. Dollhouse-1 2009 info-icon
What have you done? Ne yaptın sen? Hemen bu insanları buradan çıkar. Dollhouse-1 2009 info-icon
Start taking these people out of here! Bu insanları buradan çıkarmaya başla. Bu insanları buradan çıkarmaya başla. Dollhouse-1 2009 info-icon
He swore to protect them! If he won't,we have to. Onları koruyacağına yemin etti. O koruyamayacaksa, biz korumalıyız. Onları koruyacağına yemin etti. O koruyamayacaksa, biz korumalıyız. İnsanlarını korumaya yemin etmişti! Korumayacaksa, biz korumalıyız. Dollhouse-1 2009 info-icon
Seth. Seth. Seth. Seth. Dollhouse-1 2009 info-icon
The blind girl is looking you in the eye. Do you know what that means? Kör kız sana gözleri ile bakıyor. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun? Kör kız sana gözleri ile bakıyor. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun? Kör kız şimdi gözlerinin içine bakıyor. Sence bu ne anlama geliyor? Dollhouse-1 2009 info-icon
It means God brought me here. Bu "Beni buraya Tanrı gönderdi "demek Bu "Beni buraya Tanrı gönderdi "demek Tanrının beni buraya gönderdiği anlamına geliyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
He has a message for you. Senin için bir mesajı var... Senin için bir mesajı var... Sizin için bir mesajı var. Dollhouse-1 2009 info-icon
And that message... is "Move your ass!" Go! Come on! ...ve bu mesaj "Kaldırın kıçınızı!" Gidin, Hadi. ...ve bu mesaj "Kaldırın kıçınızı!" Gidin, Hadi. O mesaj ise: "Götünüzü kaldırın." Hemen gidin. Dollhouse-1 2009 info-icon
Iilya,we have to go. Lilya gitmemiz gerek. Lilya gitmemiz gerek. Lilya, gitmemiz lazım. Dollhouse-1 2009 info-icon
Where will we go? I don't know. But outside is life. Nereye gideceğiz? Bilmiyorum. Ama dışarıda hayat var. Nereye gideceğiz? Bilmiyorum. Ama dışarıda hayat var. Nereye gideceğiz. Bilmiyorum. Dışarıda hayat var. Dollhouse-1 2009 info-icon
In here... no. Burada...yok. Burada...yok. Burada ise yok. Dollhouse-1 2009 info-icon
How can you doubt after God restored your sight? Tanrı sana gözlerini geri verdiği halde nasıl şüphe edebilirsin? Tanrı sana gözlerini geri verdiği halde nasıl şüphe edebilirsin? Tanrı görüşünü geri verdikten sonra nasıl şüphe duyarsın? Dollhouse-1 2009 info-icon
Iilya,I don't think God let me see again so I could just watch. Lilya Tanrı'nın bana gözlerimi sadece izlemek için geri verdiğini sanmıyorum. Lilya Tanrı'nın bana gözlerimi sadece izlemek için geri verdiğini sanmıyorum. Lilya, bence Tanrı gözlerimi sırf bunlara seyirci kalayım diye geri vermedi. Dollhouse-1 2009 info-icon
Our home is gone. Evimiz yok oldu. Evimiz yok oldu. Evimiz yıkıldı. Dollhouse-1 2009 info-icon
You got him? Yeah. Come on,Iilya. Onu aldın mı? Evet. Hadi, Lilya. Onu aldın mı? Evet. Hadi, Lilya. Aldın mı? Evet, haydi, Lilya. Dollhouse-1 2009 info-icon
Okay,go! Go! Come on! Tamam. Gidelim. Gidelim. Hadi! Tamam. Gidelim. Gidelim. Hadi! Tamam, gidin. Haydi. Dollhouse-1 2009 info-icon
"And he commanded them to purge the evil from their midst." "...ve o aralarındaki iblisten kurtulmalarını emretti" "...ve o aralarındaki iblisten kurtulmalarını emretti" Sonra içimizdeki kötülüklerden arınmamızı emretti. Dollhouse-1 2009 info-icon
Our trouble ends here. Sorunumuz burada sona eriyor. Sorunumuz burada sona eriyor. Derlerimiz burada sona eriyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
Sparrow? Sparrow? Sparrow? Sparrow. Dollhouse-1 2009 info-icon
We think he's still in there. Onun hâlâ orada olduğunu düşünüyoruz. Onun hâlâ orada olduğunu düşünüyoruz. Hâlâ içeride olduğunu düşünüyoruz. Dollhouse-1 2009 info-icon
Langton and the girl? Peki Langton ve kız? Peki Langton ve kız? Ya Langton ve kızın? Dollhouse-1 2009 info-icon
Pull your men back. Adamlarını geri çek. Adamlarını geri çek. Adamlarını geri çek. Dollhouse-1 2009 info-icon
I know you. How is that possible? Seni tanıyorum. Bu nasıl mümkün olabilir? Seni tanıyorum. Bu nasıl mümkün olabilir? Seni tanıyorum. Bu mümkün mü? Dollhouse-1 2009 info-icon
It's not. Değil. Değil. Değil. Dollhouse-1 2009 info-icon
I thought you were an angel. Melek olduğunu zannettim. Melek olduğunu zannettim. Bir melek olduğunu sanmıştım. Dollhouse-1 2009 info-icon
Of course we won't stop until we're sure we've found everyone,but... Herkesi kurtardığımıza emin olana kadar aramaya devam edeceğiz ama... Herkesi kurtardığımıza emin olana kadar aramaya devam edeceğiz ama... Tabii ki kimsenin kalmadığına emin olana kadar aramaya devam edeceğiz... Dollhouse-1 2009 info-icon
the grim fact is we don't think there are any more survivors. ...acı gerçek şu ki başka kurtulan olduğunu düşünmüyoruz. ...acı gerçek şu ki başka kurtulan olduğunu düşünmüyoruz. ...ama acı bir gerçek var ki başka kurtulan olduğunu sanmıyoruz. Dollhouse-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 15900
  • 15901
  • 15902
  • 15903
  • 15904
  • 15905
  • 15906
  • 15907
  • 15908
  • 15909
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim