Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15908
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
But I do have access to important | Ama anlamadığım hükümet bilgisine... Ama anlamadığım hükümet bilgisine... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
government information that I don't understand. | ...erişim hakkım var. ...erişim hakkım var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It boils down to this: | Özetlersek... Özetlersek... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Today was a slightly better day for the good guys | ...bugün iyi adamlar için kötü adamlarla kıyaslandığında... ...bugün iyi adamlar için kötü adamlarla kıyaslandığında... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Just one more tiny step to get me closer to bringing her in. | Sadece beni ona biraz daha yaklaştıran küçük bir adım. Sadece beni ona biraz daha yaklaştıran küçük bir adım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
"her" is being held captive by "them." | "O" aslında "onlar"ı da içine alıyor. "O" aslında "onlar"ı da içine alıyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Along with a lot of other people, if I'm right. | Haklıysam yanında onun gibi pek çok kişiyi de. Haklıysam yanında onun gibi pek çok kişiyi de. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
So if I really catch my client in the act tomorrow | Yani eğer müşteriyi yarın bir oyuncak bebek ile yakalayabilirsem,... Yani eğer müşteriyi yarın bir oyuncak bebek ile yakalayabilirsem,... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
with a doll, I'm closer to freeing them all. | ...hepsini özgürlüklerine kavuşturabilirim. ...hepsini özgürlüklerine kavuşturabilirim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Including, but not limited to, "her." | Yani "Onu" içeren ama "Onunla" sınırlı olmayan. Yani "Onu" içeren ama "Onunla" sınırlı olmayan. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Is that fair? | Bu oldu mu? Bu oldu mu? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It's your job. | Bu senin işin. Bu senin işin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We're all clear in there. | Her şey tamam. Her şey tamam. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Okay, I don't want to see anybody | Tamam, evin içinde veya civarında... Tamam, evin içinde veya civarında... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
in the house or around the house, | ...kimseyi görmek istemiyorum... ...kimseyi görmek istemiyorum... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
and that includes the boys. | ...buna çocuklar da dahil. ...buna çocuklar da dahil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
They get it. | Anladılar. Anladılar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You'll be very much alone. | Yalnız başına olacaksın. Anlaşıldı. Yalnız başına olacaksın. Anlaşıldı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
so this can't take forever. | ...ve bu sonsuza dek devam etmez. ...ve bu sonsuza dek devam etmez. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You may have to owe her one. | Sen de ihtiyaç duyduğunda onun yerine bakarsın. Sen de ihtiyaç duyduğunda onun yerine bakarsın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I did something. | Bir şey yaptım. Bir şey yaptım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Something bad? | Kötü bir şey mi? Kötü bir şey mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Woman: Oh, Joel. | Joel. Joel. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Joel: The oven, uh, gets food so hot, | Fırın yemeği çok sıcak tutuyor... Fırın yemeği çok sıcak tutuyor... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
it actually goes through this thing called | ...aslında "pişirme süresinin"... ...aslında "pişirme süresinin"... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
the "cooking process." | ...üzerine çıkıyor. ...üzerine çıkıyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It's very scientific. (woman giggles) | Bu çok bilimsel oldu. Bu çok bilimsel oldu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Um, and I think there's something in the fridge. | Sanırım buzdolabında bir şey var. Sanırım buzdolabında bir şey var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'd like you both to turn around very slowly. | İkiniz de yavaşça bana doğru dönün. İkiniz de yavaşça bana doğru dönün. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
If they'd had it in my day, | Benim zamanımda olsaydı... Benim zamanımda olsaydı... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'd have had Betty Grable every night. | ...her gece Betty Grable ile birlikte olurdum. ...her gece Betty Grable ile birlikte olurdum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Or Ida Lupino. | Ya da Ida Lupino'yla. Ya da Ida Lupino'yla. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Every man that fought for his country | Bu ülke için savaşmış her adam... Bu ülke için savaşmış her adam... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
should have the right to an Ida Lupino. | ...bir Ida Lupino hak eder. ...bir Ida Lupino hak eder. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You mean if it was real? | Gerçek olsaydı demek istediniz, değil mi? Gerçek olsaydı demek istediniz, değil mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
If I could hire a doll and he could | Bir oyuncak bebek kiralayabilseydim ve... Bir oyuncak bebek kiralayabilseydim ve... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
be anyone and do anything with no consequences, | ...o istediğim her hangi biri olabilseydi, her şeyi yapabilecek herhangi biri... ...o istediğim her hangi biri olabilseydi, her şeyi yapabilecek herhangi biri... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I think you've made a mistake. | ...sanırım bir hata yaptın. ...sanırım bir hata yaptın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Caroline? | Caroline? Caroline? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Okay, you've definitely made a mistake. | Tamam. Kesinlikle bir hata yaptın. Tamam. Kesinlikle bir hata yaptın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What do you call her? | Ona ne diye seslendin? Ona ne diye seslendin? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Please put the gun away. | Lütfen silahını bırak. Lütfen silahını bırak. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
My name is | Adım... Adım... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Rebecca Mynor, and this is my husband, Joel. | ...Rebecca Mynor ve bu da kocam Joel. ...Rebecca Mynor ve bu da kocam Joel. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We just bought this house. | Bu evi yeni aldık. Bu evi yeni aldık. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We did, right? | Aldık değil mi? Aldık değil mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You didn't just break in to impress me? | Beni etkilemek için içeri zorla girmedin, değil mi? Beni etkilemek için içeri zorla girmedin, değil mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
No, it it's paid for. | Hayır, parası ödendi. Hayır, parası ödendi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
This is all a big mix up. | Bu büyük bir yanlış anlama. Bu büyük bir yanlış anlama. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Please tell me your name. | Lütfen bana adını söyle. Lütfen bana adını söyle. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm Paul Ballard. | Paul Ballard. Paul Ballard. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm with the F.B.I.. | F.B.I'danım. F.B.I'danım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I knew it. What? | Biliyordum. Neyi? Biliyordum. Neyi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It's porn, isn't it? | Porno, değil mi? Porno, değil mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Okay, I'm giving you | Bay Dominic sizinle detayları konuşacak. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I didn't rape the doll. | Buna kim yetki verdi? Bebeğe ben tecavüz etmedim! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You know me, man. | Sen de kızının adının Katie olduğunu biliyorsun. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry. | Üzgünüm. Ben değilim. Üzgünüm. Ben değilim. Üzgünüm. Ben değilim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I think they're ready for a second date. | Katie'nin nerede olduğunu biliyorum. Öyle mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You know, remind some doctor why he helps kids | Neden giyindin, hayatım? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You want to kill me? | Sen konuşan bir salatalıksın... Senin aklın beş karış havada. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Just sit back | Ona yardım ettiğini sanıyorsun ama yanılıyorsun. Onu dışarı çıkaramazsın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Previously on Dollhouse... | Dollhouse'da daha önce. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I have a message for you from inside the Dollhouse. | Dollhouse'un içinden sana bir mesaj var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Who? Who sent you? | Kim, seni kim yolladı? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
My name is November. | Adım November. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Mellie. Your name is Mellie. | Mellie. Senin adın Mellie. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
They've been using this body to spy on you for months. | Seni gözetlemek için aylardır bu bedeni kullanıyorlar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Don't do this. | Böyle yapma. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The Dollhouse knows you know. They will kill you. | Dollhouse bunları bildiğini öğrenirse seni öldürür. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Tell me who. 1 | Söyle kim. 1 | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You warned the NSA Sierra was coming | Sierra'nın geldiği konusunda NSA'i uyardın... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Get what you can out of him | NSA hakkında öğrenebilecekleri öğren sonra da Topher onu rafa kaldırsın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm taking him around the park. He needs to stretch his legs. | Parkın etrafında dolaştıracağım. Kendine gelmesi lazım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
All right. I'll see you later. | Pekâlâ, sonra görüşürüz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We won't be long. Be good. | Çok uzun sürmez. Uslu dur. Zaten hep uslu durmaz mıyım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Come on. Ha. Come on. | Şanslı herif seni. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
So, someone said there was gonna be tennis...? | Biri tenis olacağını söylememiş miydi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Is that what I said? Because I was pretty sure | Öyle mi demişim? Buzlu çay içeriz dediğime neredeyse eminim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Wait, wait, there's tea in this? | Çay mı içeceğiz? Tenis oynamayacak mıyız? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Because I got this damn hypercarbon racket, | Çünkü bu karbon alaşımlı raket midir nedir onu almıştım da. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Hey, uh, Jack... | Jack... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Where's Margaret? | Margaret nerede? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Addy. | Addy. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Adelle? | Adelle. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What's wrong? | Ne oldu? Berbat görünüyorsun. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Margaret, I'm sorry to be the one to tell you. | Bunu sana ileten olduğum için üzgünüm ama... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You're dead. | ...sen öldün. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Boyd. | Boyd. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
How's the promotion treating you? | Terfi olmak nasıl bir şey? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You must be thrilled. I mean, | Çok mutlu olmalısın... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
you were no fun as Echo's handler | ...çünkü Echo'nun amiriyken hiç eğlenmiyordun... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
and now you get to be twice as no fun | ...güvenlik şefi olunca iki kat eğlenmiyorsundur. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
So far, not a lot to do. | Şimdilik pek yapacak iş çıkmadı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Miss DeWitt's keeping the Dollhouse idle | Bayan DeWitt Dollhouse'u genelde çalıştırmıyor. Dominic olayından sonra... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
After Dominic. | Dominic'den sonra. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Most of the Actives are on rest. | Ajanların çoğu dinlenmede... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Echo's out, though? | ...ama Echo görevde, değil mi? Evet. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What is she, uh... | Şu anki görevi... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Having trouble letting go, Papa Bear? | Unutmakta zorluk mu yaşıyoruz, babacık? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |