Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158240
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Your father wwas very important to them. | Baban onlar için çok önemliydi. Sanırım sen de öylesin. | Taken-17 | 2002 | |
| I think I knowwwwhy. | Galiba sebebini biliyorum. | Taken-17 | 2002 | |
| W e started wwith anyone wwho had been taken more than once. | Birden fazla kez kaçırılmış olanlarla başladık. Bir sistemleri olduğunu fark ettik. | Taken-17 | 2002 | |
| Numbers thing. Go wwith me for a moment. | Rakamsal bir şey, dinlemeye devam et. | Taken-17 | 2002 | |
| Charlie's last abduction, right after wwe started tracking him, | Charlie'nin son kaçırılması, onu izlemeye başladığımız 8 Eylül'e denk geliyor. | Taken-17 | 2002 | |
| If wwe backdate Lisa's pregnancy, | Eğer Lisa'nın hamileliğinde geriye gidersek, onun 8 Eylül'de döllendiğini söyleyebiliriz. | Taken-17 | 2002 | |
| They're breeding him wwith a girl wwho's... | Onu çiftleştiriyorlar... Çeyrek uzaylıyla. Harika değil mi? | Taken-17 | 2002 | |
| See, in the biotech wworld, | Biotek işinde, araştırmaların çoğu benzer özellikler taşır. | Taken-17 | 2002 | |
| things wwe can breed out of a species or into it. | Bir türden başka bir tür yaratmaya çalışırız. Keys ailesi hakkında ne biliyoruz? | Taken-17 | 2002 | |
| His son is a V ietnam vet and rescue wworker. | Oğlu Vietnam'da savaştı ve kurtarma görevlisiydi. Bunlar güçlü, cesur ve dayanıklı adamlardı. | Taken-17 | 2002 | |
| One other thing... | Bir şey daha. | Taken-17 | 2002 | |
| W hen they're taken, they fight back. | Onlar alındıklarında karşı koydular, savaştılar. | Taken-17 | 2002 | |
| And the Clarkes... Jacob, he could do things. | Ve Clarke'lar. Jacob'ın yetenekleri vardı. Babam ondan çok korkuyordu. | Taken-17 | 2002 | |
| But he wwas physically wweak. | Ama fiziksel olarak zayıftı. | Taken-17 | 2002 | |
| In a wway, he wwas no more suited to survive | Bir anlamda, Alaska'daki kardeşlerden daha dayanıklı değildi. | Taken-17 | 2002 | |
| You ever cook wwith tarragon? Hmm? | Yemek yaparken hiç terragon kullandın mı? | Taken-17 | 2002 | |
| Genetics is a lot like cooking... little pinch of this, little more of that. | Genetik'te yemek pişirmek gibidir. Biraz ondan, biraz bundan. | Taken-17 | 2002 | |
| But wwhat are they cooking? | Peki, ama ne pişiriyorlar? | Taken-17 | 2002 | |
| Super wweapon or saviour, take your pick. | Süper silah, ya da kurtarıcı. Birini seç. | Taken-17 | 2002 | |
| We're always going someplace new, all the time. | Daima yeni yerlere gideriz. | Taken-17 | 2002 | |
| You take those small, familiar steps, | O küçük bildik adımları atarsınız. Ve dürüst olmaya çalışırsınız. | Taken-17 | 2002 | |
| not to live as if nothing had changed, | Hiçbir şey değişmemiş gibi değil, ama normal olarak hayatınıza devam edersiniz. | Taken-17 | 2002 | |
| I wwas auditioning for his band. | Grubuna girmek için seçmelere katılmıştım. Bu gitaristten hiç hoşlanmadım. | Taken-17 | 2002 | |
| I wwent back to the rehearsal studio | Ertesi gün onu görmek için stüdyoya gittim. | Taken-17 | 2002 | |
| No, that's not wwhat I mean at all. | Hayır, onu demek istemedim. O gece provanın hemen ardından L.A'e gitmiş. | Taken-17 | 2002 | |
| He hadn't followwed me home at all. | Benim peşimden gelmemiş. | Taken-17 | 2002 | |
| W ell, you wwent home wwith somebody. | Ama eve giderken yanında biri vardı. | Taken-17 | 2002 | |
| the same people wwho wwere looking for your father, | uzay gemisi enkazında bulmuş. | Taken-17 | 2002 | |
| Because beings from another wworld are looking out for you? | Başka dünyadan gelen varlıklar seni koruduğu için mi? | Taken-17 | 2002 | |
| Yes, mum. That's exactly wwhy. | Evet anne. Aynen öyle. Sen burada değildin. Bana neler olduğunu görmedin. | Taken-17 | 2002 | |
| Mum, l... | Anne ben | Taken-17 | 2002 | |
| This is gonna be all right. I knoww it. | Biliyorum her şey yoluna girecek. | Taken-17 | 2002 | |
| You're your father's daughter. You knoww that. | Sen babanın kızısın, bunu biliyorsun. | Taken-17 | 2002 | |
| It started wwhen I wwas eight. | Sekiz yaşımdayken başladı. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat's he saying? | Ne diyor? "Gemi kalkıyor." | Taken-17 | 2002 | |
| One day, twwo wweeks ago, he sees the ships, sky full of them, | İki hafta önce, bir gün onları görmüş. Tarlasının üzerinde gökyüzü gemilerle doluymuş. Güpegündüz. Neyse. Onu ben sarmadım. Bir ağacın altına gömdüm. | Taken-17 | 2002 | |
| W oman from Siberia has a similar story. | Sibiryalı bir kadın da benzer bir hikâye anlattı. | Taken-17 | 2002 | |
| 144 multi wwitness, | Tüm dünyadan 144 tane görgü tanıklı rapor geldi. | Taken-17 | 2002 | |
| Howw long has this been going on? | Ne kadardır sürüyor bu? Altı hafta oldu. | Taken-17 | 2002 | |
| Six wweeks, and you never mentioned this to me? | Altı hafta oldu ve sen bana hiçbir şey söylemedin öyle mi? | Taken-17 | 2002 | |
| I'm mentioning it noww. This is still my project. | Şimdi söylüyorum ya. Bu hala benim projem. | Taken-17 | 2002 | |
| I wwas just giving you a little space, | Sana boşanmanı falan halletmen için zaman sağlıyorum hepsi bu. | Taken-17 | 2002 | |
| Howw you liking the single life, by the wway? | Bu arada bekâr hayatı nasıl gidiyor? Sence bu ne anlama geliyor? | Taken-17 | 2002 | |
| MAN: Speculation continues in the Pacifc Northwest | Pasifik kuzeybatı'dan gelen "Gökyüzü Işıkları" raporları hakkındaki spekülasyonlar devam ediyor. | Taken-17 | 2002 | |
| The government will neither confrm nor deny the rumourss... | Hükümet konuyla ilgili açıklama yapmadı. Çok güzeller. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat if there's something wwrong wwith the baby? | Ya bebekte bir sorun varsa? | Taken-17 | 2002 | |
| I think my wwater just broke. | Sanırım suyum geldi. | Taken-17 | 2002 | |
| W ill you call my mum? | Annemi arar mısın? | Taken-17 | 2002 | |
| W e feed directly off the Cheyenne Mountain computer. | Siz ikiniz ilişkinizi kendinize ait bir zamanda tartışırsınız. Bilgileri direk Cheyenne dağındaki bilgisayardan alıyoruz. Bu harita uzaydaki insan yapımı objeleri gösteriyor. | Taken-17 | 2002 | |
| screwws from a 1984 shuttle mission, | 1984'teki mekik görevinin vidaları. Rusların MIR'den düşürdüğü tornavida. Ve binlerce uydu. | Taken-17 | 2002 | |
| You didn't bring us up from W ashington to see screwws. | Bizi Washington'dan buraya vida göstermeye çağırmadın inşallah. | Taken-17 | 2002 | |
| W e've had unidentifieds before, but nothing like this. | Daha önce de tanımlanamayan şeyler gördük ama böylesi olmadı. | Taken-17 | 2002 | |
| Look. W e eliminate the ones wwe've I.D.'d, | Bakın, tanımladıklarımızı ayırıyoruz. Geriye bunlar kalıyor. | Taken-17 | 2002 | |
| Earlier tonight, there wwere hundreds of neww objects. | Akşamüzeri yüzlerce yeni obje vardı. Sistem arızası sandık. | Taken-17 | 2002 | |
| There wwere lots of little ones, | Bir sürü ufaklık vardı. Şimdi kocaman bir tane var. | Taken-17 | 2002 | |
| and noww there's one very, very big one. | Belki canlanır diye mi düşündün? | Taken-17 | 2002 | |
| W hat do you have in the wway of drugs? | Neden uyuşturmuyorsunuz? | Taken-17 | 2002 | |
| W e have to bring your blood pressure dowwn | Bebek doğmadan tansiyonunu düşürmemiz gerek. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat's going on? You have to go noww! | Neler oluyor. Şimdi çıkmanız gerek. | Taken-17 | 2002 | |
| Sir, it's coming dowwn. | Efendim. Alçalıyor. Düşüş hızı saniyede 388.1 metre. Düşüş açısı 294,4 yerel. | Taken-17 | 2002 | |
| It's over Seattle and coming dowwn fast. | Seattle üzerindeler ve hızla iniyorlar. | Taken-17 | 2002 | |
| If it's wwhat I think it is, none of that'll matter. | Eğer bu düşündüğüm şeyse, bunlar bir işe yaramaz. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat's happening to you is called eclampsia, | Sana olan şeyin adı Eclampsia Ama krizlerini tedavi ettik. Tansiyonunu da düşürüyoruz. | Taken-17 | 2002 | |
| W hy is this happening? | Bu neden oluyor? | Taken-17 | 2002 | |
| It's slowwing dowwn. It's levelling out. | Yavaşladı. Düzene giriyor. | Taken-17 | 2002 | |
| If you can wwork wwith me, wwe can bring this baby | Eğer bana yardımcı olursan, bebeğini kesiksiz dünyaya getirebilirsin. | Taken-17 | 2002 | |
| W e're gonna try some pushing. | Biraz itmeyi deneyelim. | Taken-17 | 2002 | |
| 1... 2... 3... and push! | 1...2...3....Ikın! Ikın, ıkın, ıkın, ıkın! Tamam, aferin kızım. Şimdi dur. | Taken-17 | 2002 | |
| V itals? | Hayati belirtiler? Tansiyon 12'ye düştü. Toparlanıyor. | Taken-17 | 2002 | |
| V ery nice. W e're gonna do it again, Lisa, okay? | Çok iyi. Yeniden yapacağız tamam mı Lisa? | Taken-17 | 2002 | |
| Great. Let's just wwait for another contraction. | Harika. Yeni bir sancının gelmesini bekleyelim. Bir saniye dur. Yeniden deneyeceğiz. | Taken-17 | 2002 | |
| Ready? On three. 1... 2... 3... push! | Hazır mısın? Üçe kadar sayıyorum. 1.2.3 ıkın! | Taken-17 | 2002 | |
| Stop! V itals still stable. | Dur! Hayati değerler düzgün. | Taken-17 | 2002 | |
| W ay to go, Lisa! | Aferin Lisa. | Taken-17 | 2002 | |
| Estimated hover point... | Tahmini durma noktası. 47 39 14 Kuzey, 122 18 34 Batı. | Taken-17 | 2002 | |
| You're almost there. Just a feww more pushes, okay? | Az kaldı. Bir kaç ıkınmadan sonra olacak tamam mı? | Taken-17 | 2002 | |
| W hy is there so much blood? | Neden bu kadar çok kan var? Sorun yok. | Taken-17 | 2002 | |
| It... it stopped! | Durdu. | Taken-17 | 2002 | |
| W e have the mother's heartbeat. | Annenin kalp atışlarını duyuyoruz. Bebek düzeliyor. | Taken-17 | 2002 | |
| I wwant a teal amber search, code red, right noww. Go. | Hemen geniş çaplı arama yapılmasını istiyorum. Acele! Lanet şeyi bulun! | Taken-17 | 2002 | |
| You're not supposed to be here, you knoww. | Burada olmaman gerekiyor biliyorsun. Kan kaybından ölüyordun. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat happened? | Ne oldu? Kanama durdu. Sebebini kimse bilmiyor. | Taken-17 | 2002 | |
| NINA: Do you knoww wwhat you're gonna name her? | Adını ne koyacaksın? | Taken-17 | 2002 | |
| You said it wwas important. | Önemli olduğunu söyledin. | Taken-17 | 2002 | |
| Your grandfather found this in Pine Lodge, Neww Mexico. | Büyükbaban bunu Meksika Pine Lodge'da buldu. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat does it say? | Ne yazıyor? Kimse tercüme edemedi. Belki alışveriş listesidir. | Taken-17 | 2002 | |
| W e wweren't very close. | Çok yakın değildik. | Taken-17 | 2002 | |
| W ell, he left this for you. | Bunu sana bırakmış. Herhalde fikrini değiştirdi. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat does Uncle Chet say about this? | Chet amca buna ne diyor? | Taken-17 | 2002 | |
| Dr W akeman hasn't seen it. | Dr. Wakeman bunu görmedi. | Taken-17 | 2002 | |
| W hy are you showwing it to me now? W?? | Neden şimdi bana gösteriyorsun? | Taken-17 | 2002 | |
| There's a great deal of powwer | Bu tür bilgiler insana çok büyük güç getiriyor. | Taken-17 | 2002 | |
| CHET: Hello, Thrillseekers. | Merhaba gençlik. | Taken-17 | 2002 | |
| Look at you, little Mary, all growwn up and beautiful! | Mary, kocaman bir kız olmuşsun hem de çok güzelleşmişsin. Nobel ödülü çalışmaları nasıl gidiyor. | Taken-17 | 2002 | |
| Close as in Patrick Browwn got there first. | Patrick Brown önce geldi türünden. Daha öğrencisin. Ödülü de alırsın. | Taken-17 | 2002 | |
| Are wwe going to try to pick her up? | Onu almaya çalışacak mıyız? | Taken-17 | 2002 | |
| W hat wwould be the point in that? | Neden böyle bir şey yapalım ki? | Taken-17 | 2002 | |
| W hy don't you pick up the baby? | Bebeği neden almıyorsunuz? | Taken-17 | 2002 | |
| You don't wwaste any time, do you? | Hiç zaman kaybetmiyorsun değil mi? O kız bariz çok önemli. | Taken-17 | 2002 | |
| They're wway better at that than wwe are. | Bu işte bizden çok daha iyiler. | Taken-17 | 2002 |