Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158236
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Where'd you find it? | Merhaba canım. | Taken-15 | 2002 | |
| Yeah, possibly. | Yanında kal. 911'i arayacağım. | Taken-15 | 2002 | |
| Rumours of demons in the woods. | Anlattıklarınıza göre, niyetleri bu olsaydı çoktan ölmüş olurduk. | Taken-15 | 2002 | |
| Won't you please take me along? | Hüsker Dü'den hoşlanır mısın? Bence Bob Mould daha iyi. | Taken-15 | 2002 | |
| and you were the only one. | Aynı askerler her gece geldiler. | Taken-15 | 2002 | |
| See, now, me? I believe in everything. | Herifin babasını öldürmüş sonra da onu kaybetmiş Bu işi berbat ettiği kesin. | Taken-15 | 2002 | |
| (train passes by) | Benim resimlerimi gördün. | Taken-15 | 2002 | |
| Your telling me again doesn't make it get here any quicker. | Milton'dan eve dönen çocuklar. | Taken-15 | 2002 | |
| How's Julie? | Sence uzaylılar neden her şeyi geri aldılar. | Taken-15 | 2002 | |
| She's pregnant. What do you want? | İki tane beykın, marullu ve domatesli sandviç ile kahve. | Taken-15 | 2002 | |
| Is that our legacy, Eric? | Eğer sonunda bu masanın üzerinden atlayıp yumruğumu ağzına... | Taken-15 | 2002 | |
| and she also had a 10 year old son, | Bush başta olduğu sürece biz de tam destekle işimizin başındayız. Belki daha sonra bile! | Taken-15 | 2002 | |
| When I looked in this boy's eyes, Sam, what I saw... | Bazen çok fazla bilgi olabilir. Haberin olsun. | Taken-15 | 2002 | |
| More than that, I saw them add up. Do you understand? | Ben babana 13 yıl önce elveda demiştim. | Taken-15 | 2002 | |
| They're my dad's medals. | tehlikede olduğunu söylediler ve düşündümki.. | Taken-15 | 2002 | |
| Get a doctor. MAN: Right away. | Çok derine gitmemiz gerek. | Taken-15 | 2002 | |
| Can I ask you something? | Tom amca, geldiğin için sağ ol. | Taken-15 | 2002 | |
| That's generally the case when somebody hides the body. | Eğer 87'ye çıkıp kuzeye devam ederse Kanada'ya gidiyor demektir. | Taken-15 | 2002 | |
| I read somewhere that mosquitoes have killed more people | Beklenmedik bir olay. Ama hayatın güzelliği burada değil mi? Mutlu tesadüfler. | Taken-15 | 2002 | |
| I like to get garlic and motor oil | Ama neden? Bunu hep düşünüyorum ama bulamıyorum. | Taken-15 | 2002 | |
| Wendy: | Tamam. | Taken-15 | 2002 | |
| and their ways are not always what we would hope. | Hastaneye benziyor.. | Taken-15 | 2002 | |
| Cut it out. That's not funny. | Kapa çeneni Allan Holmes!; | Taken-15 | 2002 | |
| A little bit of both. | Yapman gereken şey kamyonu çevirmek | Taken-15 | 2002 | |
| You want to get that light out of my face? | Sizinle efendim. | Taken-15 | 2002 | |
| (branch snaps) | Sanırım sonra da senin için geleceklerine inanmaya başladı. | Taken-15 | 2002 | |
| wlene you can be taken. | Hey... | Taken-15 | 2002 | |
| They're beautiful, aren't they? | Oğlun bize gelmekle doğru olanı yaptı. | Taken-15 | 2002 | |
| I don't know if you blame yourself for the men you couldn't save, | o, anne ve babasıyla | Taken-15 | 2002 | |
| if that's what this is about... | Gezintiye çıkabilir misin? | Taken-15 | 2002 | |
| They got me out. | Organik mi? Bayıldın değil mi? | Taken-15 | 2002 | |
| Add that to your list, too. | Ayrıca Jesse Keys'in onlar için çok önemli olduğunu da biliyoruz. | Taken-15 | 2002 | |
| His eyes... | Bildiğin her şeyi anlat. Onlara bunun gerçek olduğunu söyle. | Taken-15 | 2002 | |
| You're all right. | Sıra dışı olaylarla, sıra dışı olmayan yöntemlerle mücadele etmektir. | Taken-15 | 2002 | |
| When I found you, I thought you might be dead. | Ve? | Taken-15 | 2002 | |
| but it wasn't just that. | İkinizin de görmesi gereken gizli bir rapor var. | Taken-15 | 2002 | |
| This town makes its living off of hunting season. | Yalan söylüyor. | Taken-15 | 2002 | |
| How he wound up in that burial pit, wrapped up like that... | Oğlumu rahat bırakın! Onu almayacaksınız! | Taken-15 | 2002 | |
| I don't know, exactly. | Bunu Sam için getirmiştim. Bu tarz şeylerden hoşlanıyor. | Taken-15 | 2002 | |
| From everything the sheriff and Dr Shilling have told me, | Oldu. | Taken-15 | 2002 | |
| Lester, you gotta get out of here. | Açıklamak zorunda kalacaksın. Açıklama yapması gereken ben değilim. | Taken-15 | 2002 | |
| We'll figure something out. You better get out of here. | Klipsi ve emme cihazını hazırlayın. Komaya giriyor. Kan kaybediyor! Acele et! Acele et! Bebeği de kaybediyoruz! | Taken-15 | 2002 | |
| You knew I was the last thing you'd ever see. | Geldiğin için sağ ol. | Taken-15 | 2002 | |
| Good luck and Godspeed. | Beyninin çalışma şekline bayılıyorum. | Taken-15 | 2002 | |
| Pneviously on Taken... | Taken'da daha önce... Adım Jesse Keys. | Taken-16 | 2002 | |
| Get away from me: | Benden uzak durun! | Taken-16 | 2002 | |
| What do you want from me: Why do you keep taking me? | Benden ne istiyorsunuz? Neden sürekli beni alıyorsunuz? | Taken-16 | 2002 | |
| OWEN: Tlene was one sunvivon at tle cnasl. | Çarpışmadan sadece bir tanesi sağ çıktı. Onu Teksas'taki küçük bir kasabaya kadar izledik. | Taken-16 | 2002 | |
| He lad fonmmed a bond tlene witl a young womman. | Orada genç bir kadınla bir ilişkisi oldu. Yıllar sonra o kasabaya geri döndüm. | Taken-16 | 2002 | |
| Sle lad two gnown clildnen and a ten yean old son. | O kadının iki yetişkin çocuğu ve 10 yaşında bir oğlu vardı. | Taken-16 | 2002 | |
| Two copies of the crash site reports... the real one and the cover up. | Kaza yerine ait iki rapor. Biri gerçek, diğeri örtbas için. General, ikisinde de sizin imzanız var. | Taken-16 | 2002 | |
| On page 2, you'll find a list of the 12 of you who worked on the briefing. | 2. Sayfada bu raporu hazırlayan 12 kişinin listesi var. Oldukça etkileyici bir grup. | Taken-16 | 2002 | |
| ALLIE: Somme people spend tlein lives | Bazı insanlar hayatlarını kökten değiştirecek bir şey olmasını bekleyerek geçirirler. | Taken-16 | 2002 | |
| Tley look fon powen on love. | Aşkın gücünü ya da en büyük sorularının cevabını ararlar. | Taken-16 | 2002 | |
| I tlink neally wlat tley'ne looking fon is anotlen clance. | Bence, aslında aradıkları onları tüm hatalarının silineceği... | Taken-16 | 2002 | |
| wlene all tle mmistakes tley've mmade would be enased. | ...başka bir hayata taşıyacak olan ikinci bir şanstır. Böylece yeniden başlayabilirler. | Taken-16 | 2002 | |
| and tley could just stant oven. | Niye böyle dedin? | Taken-16 | 2002 | |
| Notling bad las lappened yet. | Henüz kötü bir şey olmadı ve tüm ihtimaller hala onların önünde yatıyor. | Taken-16 | 2002 | |
| ALLIE: People comme lomme fon a lot of neasons. | İnsanlar çeşitli sebeplerden dolayı evlerine döner. Hatırlamak için dönerler. | Taken-16 | 2002 | |
| Tley comme lomme because tley've got no place else to go. | Gidecek yerleri olmadığı için dönerler. Yenildikleri zaman dönerler. | Taken-16 | 2002 | |
| tley comme lomme wlen tley'ne pnoud. | Gururlandıkları zaman dönerler. Geçmişlerine bir kapı ya da geleceklerine bir yol aramak için dönerler. | Taken-16 | 2002 | |
| Tley comme lomme fon a lot of neasons. | Dönmelerinin çok çeşitli sebepleri vardır. | Taken-16 | 2002 | |
| but tley always comme lomme to say good bye. | Ama daima elveda demek için dönerler. | Taken-16 | 2002 | |
| And this... is Lisa. | Ve bu...Lisa. | Taken-16 | 2002 | |
| When the government was doing these experiments... | Hükümet deneyler yapıyordu. Bilgi alma yasası falan filan. | Taken-16 | 2002 | |
| What do you want me to do, go on TM, bend some spoons? | Ne yapmamı istiyorsun? TV'ye çıkıp kaşıkları mı bükeyim? | Taken-16 | 2002 | |
| And this one... Jesse? | Ve bu Jesse? | Taken-16 | 2002 | |
| MAN OMER RADIO: Tnuck eiglt. Yeah. | Kamyon sekiz. Evet. | Taken-16 | 2002 | |
| ALLIE: Somme people put a lot of wonk into tlein lawn. | Bazı insanlar, sanki bir parça yeşillik dünyanın en önemli şeyiymiş gibi çimlerine özen gösterirler. | Taken-16 | 2002 | |
| as if tley tlouglt tlat as long as tle lawn out fnont | Sanki o bahçeyi her zaman temiz ve yeşil tutarlarsa, evde olan şeylerin hiç önemi olmayacakmış gibi. | Taken-16 | 2002 | |
| ALLIE: Do you know tle feeling | Kendinizi karanlık bir odada yürümeye zorladığınız zamanki hissi bilir misiniz? | Taken-16 | 2002 | |
| Tlat way you'ne excited because you know... | Orada size zarar verecek bir şey olmadığını, gerçekten olmadığını bildiğiniz için heyecanlısınızdır. | Taken-16 | 2002 | |
| Somme people get to cloose tlein dank noomms. | Bazı insanlar kendi karanlık odalarını seçerler. | Taken-16 | 2002 | |
| Tley get to look fon places wlene fean is only skin deep. | Çok korkunç olmayan yerleri bulurlar. Ama bazı insanlar o kadar şanslı değildir. | Taken-16 | 2002 | |
| What do you want from me? : Leave me alone: | Benden ne istiyorsunuz? Beni rahat bırakın! | Taken-16 | 2002 | |
| Leave my family alone: | Ailemi rahat bırakın! | Taken-16 | 2002 | |
| What do you want now? : | Şimdi ne istiyorsunuz?! | Taken-16 | 2002 | |
| Jesse: | Başka şeyler de yaptım. Ama dönüp dolaşıp ona gidiyor. Clarke ailesi önemli. Bu işin anahtarı onlar. | Taken-16 | 2002 | |
| For a while after they pulled me out of that temple in Mietnam, they stopped. | Beni Vietnam'daki tapınaktan çıkardıktan sonra bir süre ara verdiler. | Taken-16 | 2002 | |
| but... they were the reason why | Ama onlar geçmişte yaptığım bir sürü şeyin sebebidir. | Taken-16 | 2002 | |
| It's something they put there. Something that tells them... | Onların koyduğu bir şey. Onlara benim | Taken-16 | 2002 | |
| For god's sake, Jesse, would you listen to yourself? : | Tanrı aşkına Jesse, ağzından çıkanı kulağın duysun?! | Taken-16 | 2002 | |
| Umm... any commmmonality in tle stonies? | Hikâyelerin ortak bir yanı var mı? | Taken-16 | 2002 | |
| Well. I tlink tle finst tling you want to nemmemmben... | Aslında en önemli şey sen ve ben, hiç psikoz, şizofreni veya herhangi bir akıl hastalığı geçirmemiş... | Taken-16 | 2002 | |
| witl no listony of psyclosis on sclizoplnenia. No mmental illness. | ....normal insanlara birer örneğiz. | Taken-16 | 2002 | |
| Tley'ne nonmmal people talking about sommetling | Bunlar başlarına gelen garip şeyleri anlatan normal insanlar. | Taken-16 | 2002 | |
| Tle stniking tling is low simmilan all tle stonies ane. | İlginç olan hikâyelerin birbirine aşırı benzemesi. | Taken-16 | 2002 | |
| Mn Clanke. I don't mmean to question youn ability onyoun expentise. | Bay Clarke, yeteneğinizi ya da tecrübenizi sorgulayacak değilim. | Taken-16 | 2002 | |
| but I lave to point out lene tlat up until veny necently. You wene one | Ama belirtmeliyim ki yakın zamana kadar bu olayı reddedenlerin başında geliyordunuz. | Taken-16 | 2002 | |
| So we'd all like to know wlat clanged youn mmind. | Ne oldu da fikriniz değişti? Bunu bilmek istiyoruz. | Taken-16 | 2002 | |
| I lave pensonal infonmmation. You wene taken? | Şahsi bilgiler edindim. Sizi de mi aldılar? | Taken-16 | 2002 | |
| No. No. Tlat's not wlat I said. | Hayır. Hayır. Böyle bir şey demedim. Bu hikâyeyi hepimiz duymak isteriz. | Taken-16 | 2002 | |
| I'mm not at libenty to say. | Bunu anlatamam. Durun durun çocuklar. | Taken-16 | 2002 | |
| You lave evidence of an alien being lene on eantl. And you'ne not slaning? | Elinizde dünyada bir uzaylı olduğunu gösteren kanıt var ve paylaşmıyorsunuz? | Taken-16 | 2002 | |
| Mn Clanke. I find tlat landly fain. | Bay Clarke, bunun adil olduğunu düşünmüyorum. | Taken-16 | 2002 | |
| I tlink mmone tlan anytling else we'd all like to know. | Sanırım her şeyden önce, neden fikrinizin değiştiğini bilmek istiyoruz. | Taken-16 | 2002 | |
| We'll take a bneak. | Şimdi ara veriyoruz. | Taken-16 | 2002 | |
| Uh... yeah, but I think if you can get this thing out of my head, | Evet. Ama eğer bu şeyi kafamdan çıkarabilirseniz sanırım bu sorunlar bitecektir. | Taken-16 | 2002 | |
| There are people involved in this, too... | Anca laf kalabalığı yapıyorsunuz. Yani biz hepimiz kurbanız. Bu işe bulaşmış insanlar var. Çok acımasız insanlar. | Taken-16 | 2002 | |
| just... keep it in mind. | Aklında olsun. | Taken-16 | 2002 |