Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158238
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| And number twwo. | Ve iki numara... | Taken-17 | 2002 | |
| Pepsi wwill do. All right. | O da olur. Tamam. | Taken-17 | 2002 | |
| Today you are a wwoman. | Artık kadınsın. | Taken-17 | 2002 | |
| W ell said! Cheers. | Güzel laf. Şerefe. | Taken-17 | 2002 | |
| so wwe just wwound up wwith this trailer. | Biz de buraya gelmek zorunda kaldık. Özür dileme. Bu çok...Sıra dışı. | Taken-17 | 2002 | |
| I knoww, I'm totally strung out on television. | Biliyorum. TV ile bütünleştim. Nina tekrar teşekkürler. | Taken-17 | 2002 | |
| It wwas a pleasure meeting you. | Seninle tanışmak bir zevkti. Sorun değil. | Taken-17 | 2002 | |
| Guess you're gonna go out and get all growwn up noww, huh? | Artık hayatına devam edip büyüyebilirsin ha? | Taken-17 | 2002 | |
| Your mum wwould be sad she wwas missing it. | Annen bunu kaçırdığına üzülecek. | Taken-17 | 2002 | |
| Danny, I'd like to take W atson for a wwalk noww. | Danny, Watson'ı yürüyüşe çıkarmak istiyorum. | Taken-17 | 2002 | |
| W atson, come on. | Watson hadi. | Taken-17 | 2002 | |
| Shh! W atson! | Sessiz ol Watson. | Taken-17 | 2002 | |
| W atson, wwhat is it? | Watson ne var? | Taken-17 | 2002 | |
| Today you are a wwoman. | Artık bir kadınsın. | Taken-17 | 2002 | |
| W hy do you think the aliens took all their stuff back? | Sence uzaylılar neden her şeyi geri aldılar. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat makes you think they took it all? | her şeyi aldıklarını nereden biliyorsun? | Taken-17 | 2002 | |
| I hear this wwas quite a showw. | Bayağı güzel bir gösteri olduğunu duydum. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat do you wwant? | Ne istiyorsun? | Taken-17 | 2002 | |
| You wwant to have a conversation | Eğer sonunda bu masanın üzerinden atlayıp yumruğumu ağzına... | Taken-17 | 2002 | |
| and stuffing my fist dowwn your throat, | ...yerleştirmeyeceğim bir konuşma istiyorsan, o konuyu açma. | Taken-17 | 2002 | |
| W e're not enemies anymore, Tom. | Artık düşman değiliz Tom. | Taken-17 | 2002 | |
| W e're on the same side. | Aynı taraftayız. | Taken-17 | 2002 | |
| I'm a private citizen noww. | Artık sıradan bir vatandaşım. | Taken-17 | 2002 | |
| Our friends saww to that wwhen they took all our evidence. | Dostlarımız elimizdeki kanıtları alınca böyle oldu. | Taken-17 | 2002 | |
| You wwent from a sceptic to a believer in a nanosecond. | Mojave'deki olaydan aylar önce, bir anda şüphecilikten vazgeçip inanmaya başladın. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat do you knoww that you're not telling? | Bilip de bana söylemediğin şey ne? | Taken-17 | 2002 | |
| BECKY: So, there wwas a lot of excitement | Demek ben yokken burada epey olay olmuş. Burada olamadığım için üzgünüm. | Taken-17 | 2002 | |
| Your Uncle Tom has a lot of pretty wweird ideas. | Tom amcanın çok garip fikirleri var. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat if I am? | Başlıyorsam ne olacak? | Taken-17 | 2002 | |
| There wwas a lot about him that... | Onunla ilgili çok fazla... | Taken-17 | 2002 | |
| There wwas just a lot about him. | Onunla ilgili çok fazla şey vardı. | Taken-17 | 2002 | |
| Honey, your life is changing because you're growwing up. | Canım, büyümekte olduğun için hayatın değişiyor. | Taken-17 | 2002 | |
| Of the twwo, I'd say that's far and awway the scarier proposition. | İkinci söylediğim herhalde daha az korkunç. | Taken-17 | 2002 | |
| Howw the hell you been, man? | Görüşmeyeli nasılsın dostum? | Taken-17 | 2002 | |
| So, uh, wwhat's all this about? | Bizi niye çağırmışlar. | Taken-17 | 2002 | |
| They said they'd tell us wwhen wwe got here. | Buraya geldiğimizde söyleyeceklermiş. | Taken-17 | 2002 | |
| Probably some investigation to find out howwwwe lost a flying saucer. | Herhalde uçan daireyi kaybetmemizle ilgili bir soruşturmadır. | Taken-17 | 2002 | |
| Damn it, you guys, where the hell are you? | Bazı insanları değiştiren şey hayatlarındaki iyi olaylar değildir. | Taken-17 | 2002 | |
| SECOND MAN: Mission Control, this is Argonaut 1. | Merkez. Argonaut 1 konuşuyor. Orada neler oluyor Argonaut? | Taken-17 | 2002 | |
| What do you mean, Houston? | Ne demek istiyorsunuz Houston? 2 saat 20 dakikadır sesiniz çıkmıyor. | Taken-17 | 2002 | |
| Houston, our last transmission was only four minutes ago. | Houston, son konuşmamız dört dakika önceydi. | Taken-17 | 2002 | |
| We were at coordinates... | Gene bir günlüklerden mi? Uzun hikâye. Yerimiz...Aman tanrım! | Taken-17 | 2002 | |
| About three wweeks ago, wwe sent a manned mission into space. | Üç hafta kadar önce uzaya bir ekip gönderdik. Bu gizli bir görevdi. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat sort of equipment? | Ne tür cihazlar? | Taken-17 | 2002 | |
| Yeah. Star W ars. | Evet. Yıldız Savaşları. | Taken-17 | 2002 | |
| As you probably remember, there wwere some questions | Öyleyse, o zaman bu programın başarısı konusundaki şüpheleri de hatırlarsınız. | Taken-17 | 2002 | |
| So wwhat did you send up? | Peki, ne gönderdiniz? Bir reaktör mü? | Taken-17 | 2002 | |
| One of the drawwbacks to getting the program off its feet | Programı tekrar uygulamaya koymanın zorluklarından biri de silahlar için yeterli... | Taken-17 | 2002 | |
| that could put out enough kilowwatts | ...kilovat gücünü sağlayabilecek bir güç kaynağı bulabilmekti. | Taken-17 | 2002 | |
| Our payload wwas highly classified. | Yükümüz çok gizliydi. Kapsül 14 saattir yörüngede. | Taken-17 | 2002 | |
| It wwas twwo hours awway from being in a position | Yükün bırakılmasına 2 saatlik mesafe kalmıştı. | Taken-17 | 2002 | |
| The astronauts wwent dark for almost 21/2 hours. | Astronotlarla 2,5 saat kadar iletişim kopukluğu yaşadık. Kayboldular. Ulaşamadık. | Taken-17 | 2002 | |
| Then they wwere back, clear as day. | Sonra hiçbir şey yokmuş gibi ortaya çıktılar. | Taken-17 | 2002 | |
| CHET: I guess they didn't wwant a reactor | Sanırım orada yaptıkları her neyse, bir reaktörün karışmasını istemediler. | Taken-17 | 2002 | |
| This is a wwaste of time. | Bu zaman kaybı. | Taken-17 | 2002 | |
| W e need your help, gentlemen. | Yardım etmelisiniz beyler. | Taken-17 | 2002 | |
| Stop playing games and tell us everything you knoww | Oyunu bırakın ve bize bunların kim olduklarını ve ne istediklerini anlatın. | Taken-17 | 2002 | |
| I assume you ladies and gentlemen have all seen E.T. | Sanırım hepiniz E.T.'yi izlediniz. | Taken-17 | 2002 | |
| They're nowwhere near that nice. | Hiç o kadar nazik değiller. | Taken-17 | 2002 | |
| W e are back, baby, wwe are back! | Döndük yavrum. Döndük! | Taken-17 | 2002 | |
| I don't think you get howw big wwhat just happened here is. | İçeride olanların ne kadar önemli olduğunu fark etmedin sanıyorum. | Taken-17 | 2002 | |
| W e are reinstated, fully funded, blessed for as long as Bush is in. | Bush başta olduğu sürece biz de tam destekle işimizin başındayız. Belki daha sonra bile! | Taken-17 | 2002 | |
| W ould you mind getting into this wwithout me? | Bu işe bensiz girsen olur mu? Ben Tom Clarke meselesini takip edeceğim. | Taken-17 | 2002 | |
| For a wwhile, I thought all this wwas a bluff. | Bir an için bunların hepsini blöf sandım. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat exactly you trying to atone for here? | Nasıl bir bedel ödemek istiyorsun? Charlie Keys'i de arayabilirsin. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat do you wwant from me?! | Benden ne istiyorsunuz? Ailemi rahat bırakın! | Taken-17 | 2002 | |
| DANNY: W e've lived here for the last seven years. | Yedi yıldır burada yaşıyoruz. "Yaşıyoruz" derken? | Taken-17 | 2002 | |
| ERIC: "W e" wwould be? | Tanımlanamayan uçan cisimlerle ilgili gizli bir operasyonun başındaymış. | Taken-17 | 2002 | |
| Myself, my wwife, and my daughter. | Ben, karım ve kızım. | Taken-17 | 2002 | |
| Do you rent, or do you owwn? | Kira mı? Kendinizin mi? Kim karavan kiralar ki? | Taken-17 | 2002 | |
| W ell, it's actually my stepdaughter. | Aslında o benim üvey kızım. | Taken-17 | 2002 | |
| She wwas married to the brother | Şu kitabı yazan Tom Clarke'ın kardeşi ile evliydi. | Taken-17 | 2002 | |
| Your wwife's first husband wwas... | Karınızın ilk eşi... | Taken-17 | 2002 | |
| W e call him Jack, but I've heard my wwife refer to him as Jacob. | Biz ona Jack diyorduk, ama karımın Jacob diye bahsettiğini de duydum. | Taken-17 | 2002 | |
| This is a followw up, Mr Holding. It can never hurt to followw up. | Bu sadece bir iş takibi Bay Holding. İş takibinden bir zarar gelmez. | Taken-17 | 2002 | |
| W ell, here she is noww. | İşte geldi, kızım Lisa. Bu bey de... Jones. | Taken-17 | 2002 | |
| Do you owwn any pets? | Hayvan besliyor musunuz? | Taken-17 | 2002 | |
| In civics, wwe learned about the census. It happens once every ten years. | Vatandaşlık dersinde, nüfus anketlerinin 10 yılda bir yapıldığını öğrendik. | Taken-17 | 2002 | |
| Yeah, right now. Okay | Evet. Şimdi. Tamam. | Taken-17 | 2002 | |
| that when you're afraid of something, | Ne oldu da fikriniz değişti? Bunu bilmek istiyoruz. | Taken-17 | 2002 | |
| It's not your old life at all, | O artık senin eski hayatın değildir. | Taken-17 | 2002 | |
| See you guys tomorroww. | Yarın görüşürüz. | Taken-17 | 2002 | |
| Howw much? | Ne kadar? | Taken-17 | 2002 | |
| I'll give your mum a call and let her knowwwwe got you settled, | Anneni arayıp yerleştiğini bildiririm, bir süre onu ya da herhangi bir başkasını aramanı istemiyorum. | Taken-17 | 2002 | |
| Tell me about these people, wwhy they're looking for me. | Bana bu adamlardan bahset. Beni neden arıyorlar? | Taken-17 | 2002 | |
| The man that came into your house, his name wwas Eric Crawfwford. | Evinize gelen adamın adı Eric Crawford. | Taken-17 | 2002 | |
| His father wwas an army colonel. | Ne Amerikan Hava Kuvvetlerinin ne da başka bir hükümet biriminin sürdürdüğü bir UFO programı yok. Babası orduda albaydı. Adı Owen Crawford'dı. | Taken-17 | 2002 | |
| But wwhy wwas Owwen Crawfwford looking for my dad? | Peki, ama Owen Crawford babamdan ne istiyordu? Yazdığın şeylerle bir alakası olması lazım. | Taken-17 | 2002 | |
| Yeah, wwell... I think you've had enough excitement for one day. | Evet. Şey...Bence bir gün için yeterince heyecan yaşadın. Değil mi? | Taken-17 | 2002 | |
| Listen, if you ever need me, this is wwhat I wwant you to do. | Dinle, eğer bana ihtiyacın olursa, tek yapman gereken. | Taken-17 | 2002 | |
| I wwant you to take out a personal ad | New York Times'ın ulusal baskısına bir ilan ver. | Taken-17 | 2002 | |
| I knoww. | Biliyorum. | Taken-17 | 2002 | |
| Our first date, your dad and I wwent for hot dogs. | İlk buluşmamızda babanla sosisli yemeye gitmiştik. | Taken-17 | 2002 | |
| You knoww, your dad never kept his owwn medals. | Baban kendi madalyalarını hiç saklamadı. Onları almaya gittiğini bile sanmıyorum. | Taken-17 | 2002 | |
| But he carried your grandfather's wwith him every day of his life. | Ama büyükbabanın madalyalarını ömrü boyunca hep yanında taşıdı. Öldüğü sırada cebindeydiler. | Taken-17 | 2002 | |
| Your grandfather wwas a hero, Charlie, just like your dad. | Büyükbaban bir kahramandı Charlie. Tıpkı baban gibi. Seni almaya geliyor Sarah. Kes şunu. Hiç komik değil. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat's this? | Eğer süper güçler listesi yapıyorsan. Bu bayağı iyiydi. Bu nedir? Babanın fotoğrafı. | Taken-17 | 2002 | |
| W ell, his stepdad took him to a carnival, | Üvey babası onu gezgin karnavallardan birine götürmüş. Oyunlar, eğlenceler falan filan. | Taken-17 | 2002 | |
| It wwas the carnies... | Orada çalışanlar... | Taken-17 | 2002 | |
| The guys wwho ran the rides. | Aletleri kontrol eden adam. Anlattığına göre o adamlarda babanı korkutan bir şey varmış. | Taken-17 | 2002 |