Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158239
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| W ell, like this guy. | Mesela şu adam. Sanırım sekiz yaşında olsan bayağı korkunç görünür. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat wwas wwrong wwith dad? | Babamın nesi vardı? | Taken-17 | 2002 | |
| He had a... | Onun | Taken-17 | 2002 | |
| He's dead noww. Do you really wwant to remember this part of him? | O artık öldü. Onun bu yanını hatırlamak istediğine emin misin? | Taken-17 | 2002 | |
| I wwant wwhatever I can get. | Mümkün olan her şeyi bilmek istiyorum. | Taken-17 | 2002 | |
| And the men? The people wwe wwere hiding from? | Peki ya kaçtığı adamlar? | Taken-17 | 2002 | |
| I guess they believed that, too. Howw about you? | Sanırım ona da inanıyordu. Ya sen? | Taken-17 | 2002 | |
| I don't knoww, swweetie. I don't knowwwwhat I believe. | Bilmiyorum canım. Neye inanacağımı bilmiyorum. | Taken-17 | 2002 | |
| Your dad said once they wwere like his guardian angels. | Baban bir seferinde onlar için "Koruyucu meleklerim" demişti. | Taken-17 | 2002 | |
| He thought they wwere protecting him? | Onu koruduklarını mı sanıyordu? | Taken-17 | 2002 | |
| No, he thought they wwanted him for something. | Hayır. Ona ihtiyaçları olduğunu düşünüyordu. | Taken-17 | 2002 | |
| He believed they had saved him from dying in V ietnam. | Onu Vietnam'da ölümden kurtardıklarına inanıyordu. | Taken-17 | 2002 | |
| I think, in the end, he thought they wwere coming after you. | Sanırım sonra da senin için geleceklerine inanmaya başladı. | Taken-17 | 2002 | |
| That's wwhy he screamed the last time he saww me. | O yüzden beni son gördüğünde çığlık attı. Beni zaten almış olduklarını anladı. | Taken-17 | 2002 | |
| If you wwere eight, yeah, maybe this wwould scare you. | Sekiz yaşındaysan, evet bu seni korkutabilir. | Taken-17 | 2002 | |
| But you knowwwwhat, mum? | Ama biliyor musun anne? Bunlar artık beni korkutmuyor. Artık beni kızdırıyor. | Taken-17 | 2002 | |
| If they come again, I'm not going wwithout a fight, | Tekrar gelirlerse, onlarla mücadele etmeden gitmeyeceğim, | Taken-17 | 2002 | |
| W hat wwas he like, my grandfather? | Büyükbabam nasıl biriydi? | Taken-17 | 2002 | |
| I didn't really knoww him that wwell. | Onu çok iyi tanımıyordum. | Taken-17 | 2002 | |
| He wwas alwways nice to me. | Bana karşı hep nazikti. Bilmiyorum. | Taken-17 | 2002 | |
| L... I don't knoww. | İnsanı insan yapan nedir? | Taken-17 | 2002 | |
| All your father ever wwanted from that man | Babanın o adamdan tek istediği, sırtını sıvazlamasıydı. | Taken-17 | 2002 | |
| It's amazing howw not getting something so simple can do so much. | Bu kadar basit bir şeyi alamamanın nelere mal olabileceği çok şaşırtıcı. | Taken-17 | 2002 | |
| W hen did you get in? | Ne zaman geldin? | Taken-17 | 2002 | |
| W hy don't you leave him? | Neden onu bırakmıyorsun? Ne? | Taken-17 | 2002 | |
| Leave, as in pack your bags, wwalk out the door, and don't come back. | Bırak onu. Bavulunu topla, bir daha dönmemek üzere çıkıp git. | Taken-17 | 2002 | |
| Honey... | Canım | Taken-17 | 2002 | |
| You knoww it's true. | Doğru olduğunu biliyorsun. | Taken-17 | 2002 | |
| So move to Neww Haven. | New Haven'a taşın o zaman. | Taken-17 | 2002 | |
| I can set you up wwith my "Perspectives on Science" professor. | Bilim perspektifi hocamla aranızı da yapabilirim. | Taken-17 | 2002 | |
| It can keep. I've got earth shattering newws. | Bekleyebilir. Benim haberlerim daha önemli. Hazır mısın? | Taken-17 | 2002 | |
| You wwanna sit dowwn or... | Oturmak ister misin ya da..? Neymiş haberler? | Taken-17 | 2002 | |
| I wwas wwrong. | Yanılmışım. | Taken-17 | 2002 | |
| "About wwhat?" you ask. | "Hangi konuda" diye sorman lazım. "Şöyle açıklayayım..." derim ben de. | Taken-17 | 2002 | |
| I take all the money the generals threww at us, | Generallerin bize saçtığı tüm parayı aldım ve bizim çocuklara dedim ki... | Taken-17 | 2002 | |
| pick up the impulse signals from those implants"... | ...bana bu şeylerin yaydığı ve vericinin güçlendirdiği sinyalleri yakalayabilecek bir alet yapmanızı istiyorum. | Taken-17 | 2002 | |
| The signals that wwere being amplified by that transformer. | Muhtemelen onun gibi bir şey. | Taken-17 | 2002 | |
| The transformer I said wwas the body wwe had stored at Groom Lake. | Güçlendiricinin Groom Lake'de sakladığımız ceset olduğunu söyledim. | Taken-17 | 2002 | |
| "Noww, wwhy does this make me wwrong?" you ask. | "Peki, neden yanıldın o zaman" diye sorarsın. | Taken-17 | 2002 | |
| Somewwhere on this planet, there's still a transmitter going strong, | Bu gezegende bir yerde halen yayın yapan bir güçlendirici var. | Taken-17 | 2002 | |
| as if wwhen they grabbed all their stuff, they deliberately left it behind. | Sanki her şeyi aldılar ama onu kasten burada bıraktılar. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat does this give us? | Bu bize ne sağlıyor? Her zaman dediğim şeyi. | Taken-17 | 2002 | |
| W e can track any implant, anytime, anywhere. | Kafalarında bunu taşıyanları, her zaman her yerde takip edebiliriz. İzle. | Taken-17 | 2002 | |
| Find Alan for me, wwill you? | Bana Alan'ı bul. | Taken-17 | 2002 | |
| Remember that chip wwe took out of the girl from Cleveland? | Cleveland'daki kızdan çıkardığımız çipi hatırlıyor musun? | Taken-17 | 2002 | |
| W e put it into the head of a guy named Alan. | Onu, içişleri bakanlığında çalışan Alan adında bir herifin kafasına koyduk. | Taken-17 | 2002 | |
| Thinks he wwent in for a root canal. Found him, sir. | O kanal tedavisi olduğunu sanıyor. Onu buldum efendim. | Taken-17 | 2002 | |
| Mr Stewwart? Yes. | Bay Stewart? Evet. | Taken-17 | 2002 | |
| W OMAN: Who's on the phone? | Kimsenin bir fikri yok. Kim o? Sessiz ol. | Taken-17 | 2002 | |
| I I'm fne. | Ne yapıyorsun? Ben iyiyim. Dr. Lamarr beni nasıl buldunuz? | Taken-17 | 2002 | |
| Mr Stewwart, I'm a dentist. That's my job. | Bay Stewart ben bir dişçiyim. Benim işim bu. | Taken-17 | 2002 | |
| W OMAN: If you're gonna talk to her, | Eğer onunla konuşacaksan, burada benimle olmanın anlamı ne? | Taken-17 | 2002 | |
| I still don't understand howw this helps us. | Bu bize nasıl yardım edecek hala anlamadım. | Taken-17 | 2002 | |
| W e cross reference knowwn abductees, | Bilinen kaçırılma dosyaları ile bunları karşılaştıracağız. | Taken-17 | 2002 | |
| W e name them and eliminate them. | İsim koyduklarımızı eleyeceğiz. Geriye kalanla bilmediklerimiz. | Taken-17 | 2002 | |
| If there's someone wwe're looking for, wwe feed in everything wwe can... | Eğer özel birini arıyorsak ajanlarımız sayesinde topladığımız tüm bilgiyi buraya giriyoruz. | Taken-17 | 2002 | |
| Amazing wwhat you can do wwith a modern computer | Halkın vergileri ve modern bilgisayarlarla neler yapılabileceğine inanamazsın. | Taken-17 | 2002 | |
| Howwwwould you like to find somebody else? | Bir başkasını bulmaya ne dersin? | Taken-17 | 2002 | |
| W e've got a gig at the O.K. Hotel. | O.K. Otelinde konserimiz var. | Taken-17 | 2002 | |
| No wway, man! | Bu harika dostum! | Taken-17 | 2002 | |
| You're no wworse than the rest of us. | Bizden daha kötü değilsin. Sanırım sağ ol demem lazım. | Taken-17 | 2002 | |
| First time awway from home? | İlk defa mı evden uzaktasın? | Taken-17 | 2002 | |
| I remember the frsst time I slept on my own | Kendi evime ilk çıktığım zamanı hatırlıyorum. | Taken-17 | 2002 | |
| When I woke up, | Uyandığım zaman. Nerede olduğumu anlamam için zaman geçmesi gerekti. | Taken-17 | 2002 | |
| Today, it's gonna be different forever. | Ne yani, Allie'ye bir test ürünü olduğunu söyleyemez miyiz? Bugün ise sonsuza dek değişecek. | Taken-17 | 2002 | |
| That's exactly wwhat happened to me. | Bana da aynısı oldu. | Taken-17 | 2002 | |
| I expect to wwake up any minute and be back in my old room... | Her an uyanıp kendimi eski odamda bulacağımı sandım. | Taken-17 | 2002 | |
| "It wwas all just a dream." | "Hepsi bir rüya gibi." | Taken-17 | 2002 | |
| Get the hell awway from me!! | Benden uzak durun! | Taken-17 | 2002 | |
| W hat are you doing? | Ne yapıyorsun? | Taken-17 | 2002 | |
| This is howw you're spending your leave of absence? | İznini böyle mi değerlendiriyorsun? | Taken-17 | 2002 | |
| W hat is all this? | Bunlar da ne? | Taken-17 | 2002 | |
| "The Alien Agenda: W hat The Abductions Really Mean"? | "Uzaylıların Planları : Kaçırılmaların Altında Yatan Ne?" | Taken-17 | 2002 | |
| W hat is this all about? | Bunlar ne demek oluyor? | Taken-17 | 2002 | |
| Do you have any idea howw many people | Her yıl kaç kişinin kaçırıldığını söylediğini biliyor musun? | Taken-17 | 2002 | |
| If that's all it is, howw come all the stories are so similar? | Eğer öyleyse, anlattıkları nasıl bu kadar benzerlik gösteriyor? | Taken-17 | 2002 | |
| Because wwe see the same movies, | Çünkü hepimiz aynı filmleri izliyoruz. Aynı kitapları okuyoruz... | Taken-17 | 2002 | |
| They've been taking me since I wwas nine. | Beni dokuz yaşımdan beri alıyorlar. En son almalarının üzerinden sadece altı hafta geçti. | Taken-17 | 2002 | |
| There's no reason at all wwhy you should believe me. | Bana inanman için hiçbir sebep yok. | Taken-17 | 2002 | |
| It took us almost twwo months before wwe found her. | Onu bulmamız neredeyse iki ay sürdü. Sisteminde sorun mu var? | Taken-17 | 2002 | |
| W hy wwould she? She's Jacob Clarke's daughter. | Neden olsun ki? O Jacob Clarke'ın kızı. | Taken-17 | 2002 | |
| W hat do you do for an amputee? | Çolak birine ne yaparsın? | Taken-17 | 2002 | |
| From their point of vieww, wwe'd be psychic amputees. | Onların gözüyle biz de psişik çolaklarız. | Taken-17 | 2002 | |
| W e're missing something they take for granted. | Onların doğuştan sahip olduğu bir şey bizde yok. O zaman bize ne veriyorlar? Cihazlar. | Taken-17 | 2002 | |
| They've given us electronic versions of wwhat they have biologically. | Bize biyolojik olarak sahip oldukları şeyin elektronik sürümünü veriyorlar. | Taken-17 | 2002 | |
| Spectrographic analysis turned up some wweird trace compounds. | Analizler bize ilginç sonuçlar gösterdi. Yoğun bölgelerine renk kodları verdik. | Taken-17 | 2002 | |
| This sample comes from the brain of that twwin | Bu örnek, o yangında kardeşinle birlikte ölen ikizlerden birine ait. | Taken-17 | 2002 | |
| The twwins wwere failed attempts at crossbreeding, | İkizler çapraz çiftleşmede başarısız olmuşlardı. Ama hücresel düzeyde... | Taken-17 | 2002 | |
| The tissue is doing double duty... | Dokular çifte mesai yapıyor. Sinir uçları anten gibi çalışıyorlar. | Taken-17 | 2002 | |
| W e found her. | Onu bulduk. Yalnızca başka bir frekanstan yayın yapıyormuş hepsi bu. | Taken-17 | 2002 | |
| Hey, Lisa, howw you doing? | N'aber Lisa, nasılsın? | Taken-17 | 2002 | |
| W e got so much to talk about. | Konuşacak çok şeyimiz var. | Taken-17 | 2002 | |
| Don't stand there... do something! | Orada öyle durmayın bir şeyler yapın. | Taken-17 | 2002 | |
| The national edition of the New York Times, please. | New York Times'ın ulusal baskısı lütfen. | Taken-17 | 2002 | |
| But wwhen Eric Crawfwford came after you, | Ama Eric Crawford seni bulduğunda, sana anlatmalıydım. | Taken-17 | 2002 | |
| I don't knoww if I wwould have believed you. | Sana inanır mıydım bilmiyorum. | Taken-17 | 2002 | |
| This Crawfwford came after me because I'm... | Crawford peşimden geldi çünkü ben... | Taken-17 | 2002 | |
| From wwhat I have experienced, | Tecrübelerime göre, sadece gördüğüm şeylerden bahsediyorum... | Taken-17 | 2002 | |
| They don't wwant to hurt anybody. | Kimseye zarar vermek istemiyorlar. | Taken-17 | 2002 | |
| They wwalked you home. | Eve kadar eşlik ettiler. | Taken-17 | 2002 |