• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 156457

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Um, I'm allergic to pineapple. Ananasa alerjim vardır. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
If you were a real friend, you'd know that, Eğer iyi bir arkadaş olsaydın bunu bilirdin, Eğer gerçek bir arkadaş olsan, bunu bilirdin ve... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
and just for the record, I was gonna give you a discount, ve öylesine söylüyorum, sana indirim yaptım, ...bilgin olsun, sana indirim yapacaktım ama... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
but I didn't want to insult you, ama onurunu kırmak istememiştim, ...seni aşağılamak istemedim yani eğer istersen şu işe... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
so if you want, go ahead, cut it in half. ama istiyorsan onurunu iki paralık et. ...devam edip yarıda kes. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Make it zero, for all I care. sıfırla hatta, umrumda sanki. Önemsediğimin toplamı olarak, şunu sıfır yap. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
That is very noble of you, man. I really appreciate it, Bu çok soylu bir hareket, adamım. Takdir ettim, Çok asilce davranış, dostum. Bunu gerçekten takdir ediyorum ama... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
but I don't need your charity, okay, buddy? ama senin bağışlarına ihtiyacım yok tamam mı dostum? ...senin sadakana ihtiyacım yok, tamam mı, dostum? Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Wait, but, look, why was I expecting a "thank you"? Bekle, bak, neden sadece senden bir teşekkür bekledimki? Bir saniye, ben neden senden "teşekkürler" bekliyordum? Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
You know what? Strong and wrong, just like always. Ne biliyor musun? Her zamanki gibi, hem suçlu hem güçlü Hem suçlu hem güçlü, her zamanki gibi. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Strong and wrong? Hem suçlu hem güçlü mü? Suçlu ve güçlü mü? Onun ne olduğunu bile bilmiyorum. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I'm not... I don't even know what that means. Hayır... Onun ne anlama geldiğini ble bilmiyorum. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I'm George, and I'm strong, Ben George, ve ben güçlüyüm, Ben George. Güçlüyüm ama suçluyum. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
and blah, blah, blah, but I'm wrong. ve bla, bla, bla, ama hatalıyım. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Good luck with that hole in your roof. Looks like rain. Çatındaki o delikle iyi şanslar sana. Yağmur yağcak gibi görünüyor. Çatındaki delikle iyi şanslar. Yağmur yağacak gibi. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Good luck sipping cold beverages! Sana da soğuk içkiler yudumlarken iyi şanslar! Soğuk içeceklerini yudumlamada iyi şanslar! Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
S so when Gladys says she tucks everything in, Gladys herşeyi içine alırsın demekle Gladys, her şeyi içene aldığını söylediğinde... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
what exactly does that mean? tam olarak ne demek istedi? ...tam olarak neyi ima etti? Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
What does she tuck? Ne alıyormuş? Neyi alıyor? Gladys bir erkek. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Gladys is a dude. Gladys bir erkek. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
She's... a man. Adam yani. O bir erkek. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Oh. Right. Right. Oh. Haklısın. Tamam. Tabii ya, tabii. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I had become their cause du jour. Onların ana konusu haline geldim. Öne çıkan sebepleri olmaya başlamıştım. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
We heard you, Tessa. We heard you loud and clear, Seni duyduk, Tessa. Dediklerini iyice anladık, Seni duyduk Tessa. Seni açık ve net duyduk... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
and we're not worried about Florida anymore. ve artık Florida hakkında endişelenmiyoruz. ...ve artık Florida için endişelenmiyoruz. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
We're worried about you. Senin hakkında endişeleniyoruz. Senin için endişeleniyoruz. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
We know you ate that rank meat. Düşük kalite etler yediğini biliyoruz. Senin o kokuşmuş eti yediğini biliyoruz. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
The picture you painted of your life with the homeless... Evsizle boyadığın tablo senin hayatının resmi... Evsiz bir insanla hayatının resmini çizmen... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Devastating, but you're in Chatswin now, Çarpıcı, ama artık Chatswin'desin, ...yıkıcıydı ama artık Chatswin'desin... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
and Chatswin takes care of its own. ve Chatswin bununla kendi sorunu gibi ilgilenecek. ...ve Chatswin başının çaresine bakar. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Come here, you brave thing. Gel buraya, seni cesur şey. Buraya gel seni cesur şey. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Somehow I had sent two wrong messages... Nasıl olduysa iki tane yanlış mesaj verdim... Bir şekilde iki yanlış mesaj göndermiştim. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
One, that I was in need, Birincisi, yoksul olduğum, Biri, yardıma muhtaç olduğum. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
and two, that it was okay to touch me. ikincisi de, bana dokunmalarına izin verdiğimi sanmaları. Diğeriyse insanların bana dokunmasında sorun olmadığı. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
That night, George discovered what I already knew... O gece, George benim zaten bildiğim bir şeyi öğrendi... O gece George benim zaten bildiğim bir şeyi keşfetti. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
We'd become a charity case. Bağış yapılanlar biz olmuştuk. Yardım konusu biz olmuştuk. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
So here's some canned bisque, İşte biraz konserve yiyecekler, Burada biraz konserve çorba... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
some Egyptian cotton hand towels, biraz mısır pamuklu kumaşı el havluları, ...birkaç Mısır pamuğu el havlusu... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
an air multiplier. ve bir vantilatör. ...ve hava çoğaltıcı var. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
We ordered two, one for the cabana, 2 tane sipariş ettik, bir tanesi yumuşak için, İki tane sipariş vermiştik, birisi kabine içindi... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
but you need it more. ama sizin daha çok ihtiyacınız var. ...ama sizin daha çok ihtiyacınız var. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Yeah. You ate that rank meat. Evet. Düşük kalite et yiyorsunuz. Evet sen o kokuşmuş eti yemiştin. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Have you been talking to Noah? Is that what this is about? Noah'la konuştun mu hiç? Tüm bunlar o yüzden mi? Noah'la hiç konuştun mu? Bütün bunlar o yüzden mi? Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Because I'm going to take care of that bill. Çünkü faturayı kendim ödeyebilirim. Çünkü o faturanın çaresine bakacağım ben. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Oh, George. I would add you to my dental plan if I could, Oh, George. Yapabilseydim seni kendi diş planıma dahil ederdim, Eğer yapabilsem seni diş planıma eklerdim... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
but I can't, so I brought you ama yapamam, bu yüzden sana bu ...ama yapamam, bu yüzden sana bir... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
a professional double Belgian waffle maker. profesyonal çift Belçika usülü waffle makinesini getirdim. ...profesyonel çiftli waffle makinası getirdim. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Go on. Take it. It makes two at once. Al bunu hadi. Tek seferde iki tane yapabiliyor. Al hadi. Bir seferde iki tane yapıyor. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
We know you ed this, George. We all heard Tessa's speech, Buna ihtiyacın olduğunu biliyoruz, George. Hepimiz Tessa'nın konuşmasını duyduk, Bunlara ihtiyacın var George. Hepimiz Tessa'nın konuşmasını duyduk... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
and we met her transsexual homeless friend. ve transseksüel evsiz arkadaşıyla tanıştık. ...ve onun transseksüel evsiz arkadaşıyla tanıştık. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Gladys? You... you brought Gladys? Gladys? Sen... Gladys'i mi getirdin? Gladys mi? Gladys'i mi getirdin? Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I didn't bring Gladys, no. She took Metro north. Ben getirmedim Gladys'i, hayır. Kendi trenle geldi. Gladys'i ben getirmedim. Kuzey metrosuyla geldi. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
And, Tessa, Dalia has something for you. Dalia. Ve, Tessa, Dalia senin için birşey getirdi. Dalia. Ve Tessa Dalia'da senin için bir şey var. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Here. I stole this from the mall. İşte. Bunu alışveriş merkezinden çaldım. Al. Bunu alışveriş merkezinden çaldım. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
It's not my color. Benim sevdiğim renkte değil. Rengini beğenmedim. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Used lip gloss. Wow. I don't know what to say. Kullanılmış dudak patlatıcı. Vaav. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Kullanılmış dudak parlatıcısı. Vay be. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I do. Thank you for stopping by our shanty. Ben biliyorum. Gecekondumuza uğradığınız için teşekkür ederiz. Ben biliyorum. Barakamıza uğradığınız için teşekkür ederiz. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
We'll see you around the soup kitchen. Çorba mutfağının oralarda görüşürüz. Sizi aşevinin oralarda göreceğiz. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Oh. Okay. God bless. Oh. Tamam. Teşekkürler. Pekâlâ. Tanrı sizi korusun. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
God bless you. Teşekkür ederim. Tanrı seni de korusun. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Dad, I'm so sorry. Baba, çok özür dilerim. Baba çok özür dilerim. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
When I told you to focus your charity on a good cause, Bağış işinde iyi bir nedene odaklan dediğimde, Sana yardım için iyi bir sebebe odaklan dediğimde... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
did you decide on us? bize mi karar verdin? ...bize mi odaklanmaya karar verdin? Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I swear that wasn't my intention. Yemin ederimki amacım bu değildi. Yemin ederim niyetim bu değildi. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I will... Throw this all out. Ben... bunların hepsini atıcam. Bunların hepsini atacağım. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Throw it out? No. What? Atmak mı? Hayır. Ne? Atmak mı? Hayır, neden? Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I was just about to go make some Belgian waffles Tam da biraz Belçika waffle'ı yapma ve hava Ben de tam biraz Waffle yapacak... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
and multiply some air. soğutmak üzereydim. ...ve hava çoğaltacaktım. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I just wanted to... to bring this by. Sadece bunu bırakmak için uğramıştım. Ben sadece bunu vermek istemiştim. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
It's a pocket Jesus. Bu bir cep İsa'sı. Bir İsa cep biblosu. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I thought maybe during the hard times, Düşündüm ki zor zamanlarda, Belki zor zamanlar geçirirken... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
it would help you see the light. ışığı görmene yardımcı olabilir. ...ışığı görmene yardımcı olabilir. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
It's also a light. Aynı zamanda bir fener. Ayrıca o bir fener. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Come in. It's just, people have been coming by all night İçeri gel. Tüm gece insanlar ne kadar saçma eşya varsa İçeri gel. İnsanlar sabahtan beri dünyadaki en saçma... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
with the most ridiculous junk. getirip durdular. ...ıvır zıvarlarla gelip durdular. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I mean, look at this. Yani, şuna bir bak. Yani bir bak şunlara. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
A soda maker. A snow cone machine? Gazoz yapıcı. Külahta buz makinesi? Kola makinası. Külahlı kar makinası. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Who in the world could possibly want any of this stuff? Dünyada kim böyle bir şeyi isterki? Dünyada yaşayan kim ister acaba böyle şeyleri? Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
A snow cone machine? Külahta buz makinesi mi? Külahlı kar makinası mı? Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I I thought you had to have a license to own one of these. Bunlardan birine sahip olmak için belgen olması gerektiğini duymuştum. Buna sahip olmak için lisansın olması gerektiğini sanıyordum. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
That's when it hite me. İşte o zaman anladım. İşte o anda anladım. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
One man's trash is another man's treasure, Birinin çöpü diğerinin hazinesi olabilir, Bir insanın çöpü diğer insanın hazinesi olabilirdi. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
and just 'cause I didn't appreciate this stuff, ve benim bunlara değer vermemem, Ve bunları beğenmemem... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
it didn't mean there wasn't someone 14.caddede yaşayan birininde 14ncü batı sokağındaki birisi beğenmeyecek anlamına gelmiyordu. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
on West 14th street who would. vermeyeceği anlamına gelmez. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
"Funtastic." "Harika." Eğlenceli. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Hey, Gladys. Hey, Gladys. N'aber Gladys. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
You got another one. Bir tane daha var. Bir tane daha geldi. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Oh, thank you, baby. Oh, saol, bebek. Teşekkür ederim bebeğim. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Oh, snap! A lighted boccie ball set. Oh, manyak! Abudik top seti. Hay bin İtalyan! Işıklı boccie topu seti. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
This is all kinds of wonderful. Tüm bunlar çok güzel. Bu mükemmelliğin her hâli. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Thank you, Lord. Thank you! Teşekkürler, Tanrım. Teşekkürler! Teşekkürler Tanrım. Teşekkürler. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I knew you were allergic to pineapple. Ananasa alerjin olduğunu biliyordum. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I was just trying to make a point. Sadece bir noktaya değinmeye çalışıyordum. Sadece önemli bir noktaya dikkat çekmeye çalışıyordum. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
A point of trying to make me feel like an ass? Beni göt gibi hissettirecek bir noktaya mı? O önemli nokta kendimi göt gibi hissetmem mi? Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
Look, I'm sorry I blew up at you. Bak, sana patladığım için özür dilerim. Bak sana patladığım için özür dilerim. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
I'm bustin' my butt out here trying to establish myself, Sadece düzenimi kurmaya götümü sağlama almaya çalışıyordum, Kendimi kabul ettirmek için kıçımı yırtıyorum... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
and then I get this huge bill from you, ama senin küvetinden ve konuşan tuvaletin hakkında, ...sonsuz küvetinle ve hâlâ daha anlayamadığım... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
after you brag about your infinity tub ki hala ne halta yaradığını anlamadım ...konuşan tuvaletinle övündükten sonra... Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
and your talking toilet, which I still don't even understand. konuşmandan sonran gelen o yüklü faturayı gördüm. ...şu kabarık fatura geldi senden. Suburgatory Charity Case-1 2011 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 156452
  • 156453
  • 156454
  • 156455
  • 156456
  • 156457
  • 156458
  • 156459
  • 156460
  • 156461
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim