Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 156454
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Well, you better hurry. | Eee, acele etsen iyi olur. Buranın en kavrayışlı editörü karşısındasın. | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
I've tried to hire her myself for the last | Son birkeç yılda onu kendim için işe almaya çalıştım ama reddetti. | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
Well, nice to meet you, Archie. Nice to meet you, Robert. Bob. | Tanıştığımıza memnun oldum, Archie. Ben de, Robert. Bob. | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
Well, I do appreciate the attempt | Açık olan birşeyden kaçınmak için gösterdiğiniz tüm çabayı takdir ediyorum. | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
Take as much time as you need. I will. | İstediğin kadar kal. Tamam. | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
Oh, Mickey, your hugging hasn't improved. | Oh, Mickey, sarılışın gelişmemiş. Pratik eksikliği. | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
I wish you would have let me come to your father's funeral. | Keşke babanın cenazesine gelmeme izin verseydin. | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
I love you, babe. I'm here if you need me. | Seni seviyorum, bebeğim. İhtiyacın olursa buradayım. | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
Need a push? | İtmemi ister misin? | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
I was here the morning that Dad | Babamın Mickey'den telefon geldiği sabah oradaydım. | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
"but I think Brett can take care of herself. " | "ama bence Brett başının çaresine bakabilir " dedi. | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
Why do I feel like I'm about to enter an Ibsen play? | Neden bir Ibsen oyununa girer gibi hissediyorum? | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
No, not why shouldn't I be drinking a soda. | Hayır, neden soda içmemeliyim değil. Neden benimle evlenmiyorsun? | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
Can't you at least pretend that the idea | En azından benim bir başkasıyla olma fikrimin senin için zor olduğu taklidini yapamaz mısın? | Suburban Girl-2 | 2007 | ![]() |
Used copies of Les Misérables as weapons to bludgeon one another to death. | 'Sefiller'i birbirlerine karşı silah olarak kullanıyorlardı. | Suburban Girl-3 | 2007 | ![]() |
I will have the crêpes suzette. Thank you. | Crêpes suzette alacağım. Teşekkürler. | Suburban Girl-3 | 2007 | ![]() |
so would you bring her the niçoise salad and I'll have the steak frites. | o yüzden ona niçoise salatası getirebilir misiniz ve ben de pirzola biftek alayım. | Suburban Girl-3 | 2007 | ![]() |
You know, the first time I met her was at Botيn's in Madrid. | Biliyor musun,onunla ilk Madrid'de Botín's'te tanıştım . | Suburban Girl-3 | 2007 | ![]() |
Maybe I should change my name to Brett Brontë. | Belki de adımı Brett Brontë olarak değiştirmeliyim. | Suburban Girl-3 | 2007 | ![]() |
Will you at least put me up for a few weeks. Till I find a place? | En azından birkaç haftalığına bana katlanabilir misin? Bir yer bulana kadar? | Suburban Girl-3 | 2007 | ![]() |
It's so much more appropriate with decollete Don't you think? | Öylesi dekolteyle çok daha uyumlu, öyle değil mi ? | Suburban Girl-3 | 2007 | ![]() |
By the way, promise to tell your mom and dad quepas> for me, okay? | Bu arada, annene babana selamlarımı ilet, tamam mı? | Suburban Girl-3 | 2007 | ![]() |
It's totally fine. I love you. Bye. Love you too. | Kesinlikle yolunda. Seni seviyorum. Hoşçakal. Ben de seni. | Suburban Girl-3 | 2007 | ![]() |
Hello? FAYE: Is that you, Brett? | Alo? Sen misin, Brett? | Suburban Girl-3 | 2007 | ![]() |
I'll... I'll have a crème brûlée. | Ben... Ben crème brûlée alayım. | Suburban Girl-3 | 2007 | ![]() |
That's my raison d'etre, baby. | Bu benim varoluş nedenim, bebeğim. | Suburban Girl-3 | 2007 | ![]() |
At the risk of sounding positive, | İyi tarafından bakmak gerekirse, Pozitif açıdan bakınca... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
I love it when it rains in suburbia. | Banliyödeki yağmurları seviyorum. ...hava yağmurlu olduğunda banliyöyü seviyorum. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
You don't have to water! | Sulamak zorunda değilsin! Sulamak zorunda değilsin. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
It's already watering. | Zaten sulanıyor. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
At the risk of sounding negative, | Kötü tarafından bakarsak, Negatif açıdan bakınca... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
people are here stupid. | Burdaki insanlar aptal. ...buradaki insanlar mankafa. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
And wasteful. | Ve yemek israfı yapıyorlar. Ve müsrif. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Do you guys know how much food do we waste? | Ne kadar yemek israfı yaptığınızı biliyor musunuz? Ne kadar yemeği ziyan ettiğimizi biliyor musunuz kızlar? | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
It's not food. It's garbage. | Bu yemek değilki. Çöp. Yemek değil bu. Çöp | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
But it's not. Look. | Hayır değil. Bak. Çöp değil. Bak. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
She's digging through the trash. | Çöpü karıştırıyor. Kız çöpü karıştırıyor. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
See? A perfectly good apple. You can still eat it. | Gördün mü? Mükemmel bir elma. Hala yenilebilir vaziyette. Gördün mü? Mükemmel durumda bir elma. Hâlâ yiyebilirsin. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
You do... eat, don't you? | Sen... yiyeceksin, dimi? Yiyeceksin değil mi? | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
We eat. | Biz yedik. Biz yeriz. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
I feel bloated. Let's walk it off. | Midem bulandı. Hadi gidelim burdan. Karnım şişti. Hadi yürüyerek eritelim. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. Go burn off that mint. | Evet. Git de yediğin o naneyi erit. Evet ya gidip eritin o şekeri. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
I think I had proven my point. | Bence haklı olduğumu kanıtladım. Bence söylemek istediklerimi kanıtlamıştım. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
I had also proven that the 5 second rule | Ayrıca çöpten gelenleri yemekle ilgili Ve ayrıca şu 5 saniyenin çöpten yemek... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
is too generous when it comes to produce from the trash. | cömert 5 saniye kuralını da kanıtladım. ...aldığımızda çok uzun olduğunu da kanıtlamıştım. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
So, Tessa, things good? | Ee, Tessa, herşey yolunda mı? Tessa işler iyi mi? | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
You settling in, making friends? | Yerleşip, arkadaşlar ediniyor musun? Yerleştin mi? Arkadaşlar ediniyor musun? | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
No unwanted pregnancies I should know about? | İstenmeyen hamilelikle ilgili bir sorunun yok değil mi? Bilmem gereken istenmeyen hamilelikler var mı? | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Nope. I am without baby. | Hayır. Hamile değilim. Yok. Hamile değilim. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Great, then I will mark you down as counseled, | Harika, o zaman seni yardım aldın diye işaretliyorum, Harika o zaman seni rehberlik yaptık diye işaretliyorum... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
and we'll have another personal interaction | ve bu ay 2 kez daha ...ve bir sonraki görüşmemiz iki ay sonra sonra olacak. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
in two more months. | görüşüyoruz. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
You know... This kind of complacency | Bilirsin... Bu hallerinden memnun tavırları Biliyor musun bu tarz kayıtsız davranışlar... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
really ticks me off. What? | beni gerçekten kızdırıyor. Ne? ...beni çok öfkelendiriyor. Ne tarz? | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
I asked for chicken and stars, not chicken and rice. | Tavuk ve yıldız şeklinde makarna, istemiştim. Tavuk ve pirinç değil. Ben tavuk ve pirinç değil, tavuk ve yıldız makarna istedim. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
It's a pandemic. | Nolmuş yani. Bu bir salgın. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Cafeteria incompetence? | Kantinin beceriksizliği. Yemekhanenin beceriksizliği mi? | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Wastefulness. | İsraf. Müsriflik. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
You guys throw out a lot of food. | Çok fazla yemek atıyorsunuz. Bir çok yemeği çöpe döküyorsunuz. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
That soup was wrong. | Bu çorba yanlıştı. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
If it was right, I would have eaten it. | Doğru olsaydı, onu içerdim. Eğer doğru sipariş olsaydı yiyor olacaktım. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Totally. | Kesinlikle. Tamamen. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
I'm just saying, people who throw out rice | Sadece diyorumki, Pirinci makarna olmadığı Demek istediğim makarna olmadığı için... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
for not being stars might have more | için atan insanlar belki ihtiyacı olduklarından ...pirinci dökenler makarnaya gerçekten... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
than they actually need... | daha fazlasına sahiptirler... ...ihtiyacı olanlardan fazla olabilir. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
So maybe... Maybe the school could donate | Belki de... Belki okul fazla yiyecekleri Yani belki... Belki okul fazla yemeği... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
the extra food to the needy instead of dumping it. | atmak yerine muhtaçlara bağışlıyabilir. ...dökmek yerine muhtaçlara bağışlayabilir. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
The needy... is that with a "Y" or an "I E"? | Muhtaç... ç ile mi yoksa r" ile mi? Muhtaç... "Ç" ile mi yoksa "J" ile mi? | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
The needy? They're with a "Y." | Muhtaç? ç ile. Muhtaç mı? "Ç" ile yazılıyor. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Needy. People who need. | Muhtaç. İhtiyacı olan insanlar. Muhtaç. İhtiyacı olan kimse. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Need. | İhtiyaç. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Food, clothing, help. | Yiyecek, giyecek, yardım. Yemek, kıyafet, yardım. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Tessa, do you know what this is? | Tessa, bunun ne olduğunu biliyor musun? Tessa bunun ne olduğunu biliyor musun? | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
A dramatic mood shift? | Dramatik bir ruh hali? Dramatik ruh hali değişimi mi? | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Teachable moment, a cause that the students | İbretlik bir an, bu iş öğrencilerin | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
can get involved in, and you can spearhead. | ilgisini çekerse, öncü olacaksın. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
I don't normally spearhead. Impromptu assembly, | Ben genelde öncü olmam. Doğaçlama bir konuşma, Ben normalde öncü olmam. Provasız bir toplantı... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
poignant video presentation, soulful soundtrack... | dokunaklı bir slayt sunumu, duygusal bir şarkı... ...dokunaklı bir sunum, duygusal bir şarkı... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Maybe early Sarah McLachlan... | Belki öncesinde Sarah McLachlan... ...belki önce Sarah McLachlan... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Colorful, stretchy awareness bracels. | Renkli, gergin bilezikler. ...renkli, esnek farkındalık bilezikleri. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
I love it! | Buna bayıldım! Buna bayıldım. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
We got the towel warmers. We got a heated floor. | Havlu ısıtıcımız var. Yer alttan ısıtmalı. Havlu ısıtıcımız var. Fayanslar alttan ısıtmalı. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Uh, we got the bidet. That's for Jill, | Genital böle temizleyicimiz var. Jill için, Bidetimiz var. Bu Jill için... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
though she never uses it, though she should. | asla kullanmadı ama, kullansa iyi olur. ...gerçi hiç kullanmıyor bunu, oysaki kullanmalı. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Though I wish you hadn't shared that. | Umarım ortaklaşa kullanmıyorsunuzdur. Senin yerinde olsam ben paylaşmazdım. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
We got the infinity bathtub. | Küvetimiz var. Sonsuz küvetimiz var. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
We got the Japanese talking toilet, | Konuşan Japon klozetimiz var, Japon konuşan tuvaletimiz var. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
and then this is the star of the show... | ve gösterinin yıldızı... Ve sonra da bu, şovun yıldızı... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Walk in steam shower with multiple heads, | Çok başlıklı buhar banyosu, İçine işleyen çok başlıklı buhar duşu... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
plus one that cleans your undercarriage, | artı olarak alt takımlarını yıkayabiliyorsun, ...artı bir tanesi takımlarını temizliyor... | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
and I'm talking squeaky clean. | ve gerçekten tertemiz oluyorlar. ...ve gıcır gıcır bir temizlikten bahsediyorum. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Well, what can I say? It's a... It's a killer bathroom, man. | Ne diyebilirm ki? Bu... Bu deli bir tuvalet, adamım. Ne diyebilirim ki manyak bir banyo olmuş adamım. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Yes, she is, but do you know the one thing she's missing? | Evet ama eksik olan ne biliyor musun? Evet öyledir. Ama eksik olan bir şey var fark edebildin mi? | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Modesty? | Alçakgönüllülük? Tevazu mu? | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
A skylight. That's why I called you. | Tavan penceresi. İşte bu yüzden seni aradım. Çatı penceresi. Seni bu yüzden çağırdım. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, but I'm really trying to focus on new builds | Evet ama şu sıralar yeni bina yapma ve yenileme Tamam ama yeni binalara ve yenileme işlemlerine odaklanmaya çalışıyorum. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
and renovations. | odaklanmaya çalışıyorum. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
But you're the skylight king. | Ama sen tavan pencelerinin kralısın. Ama sen çatı pencerelerinin kralısın. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
Not... not a title I chose. | Bu seçtiğim bir ünvan değil. Bu isimi ben seçmedim. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |
No, that is a title you earned. | Hayır bu senin hakettiğin bir ünvan. Hayır bu ismi kazandın. | Suburgatory Charity Case-1 | 2011 | ![]() |