Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 151868
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
There's no fault. | İkisinde de sorun yok. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
It should be clear. Michael's between us and the object. | Görüntü temiz olmalıydı. Michael bizimle ve nesnenin arasında. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
..T. no T squared. | T... hayır T kare. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Of course... Now... | Elbette... Şimdi... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
There's only one thing to do get in closer. | Yapacak tek bir şey var... Daha yakına gitmeliyim. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
'Negative. Mike.' All it has is a lot of gravity. | Olumsuz, Mike. Sadece bir sürü çekim gücü var. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
With my screens on maximum power I should be all right. | Kalkanlarım tam güçteyken hiçbir sorun yaşamam. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Alpha is headed right into it. We have to find out what it is. | Alfa dosdoğru bu şeyin içine gidiyor. Bunun ne olduğunu bulmalıyız. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
'Hypothesis proven. | Hipotez kanıtlandı. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
'It is your duty to report this danger...' | Bu tehlikeyi bildirmek, sizin göreviniz... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Yeah. one jump ahead of you. Computer. | Evet, senin bir adım önündeyim Bilgisayar. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Switching on anti gravity screens to full power. | Anti yerçekimi yansıtıcılarını tam güce alıyorum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Sandra? Right here. Michael. | Sandra? Buradayım Michael. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
'Don't go away. be right back.' I will be waiting. | Sakın gitme, geri geleceğim. Bekliyor olacağım. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
'Here I go. Alpha.' | İşte gidiyorum Alfa. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Monitor his anti gravity screens. they're in the red. | Anti yerçekimi yansıtıcılarını izleyin. Çok zorlanmaya başladılar. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Confirmed. | Doğrulandı Komutan. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
John! Abort. Mike. Abort. | John! İptal et Mike. İptal et! | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Pull out. Pull out. Mike! | Ayrıl, ayrıl oradan Mike! | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
You're heading right into it. Blast yourself out of there! | Tam içine gidiyorsun. Çabuk çık oradan! | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Get him out. He's accelerating. | Onu çıkarın. Hızlanıyor. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
We can't hold him. | Onu tutamıyoruz. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Why did I wait so long? Now. John. you didn't know. | Neden bu kadar çok bekledim? Yapma John, bilmiyordun. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
If anyone's to blame. it's me. | Suçlanacak biri varsa, o da benim. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
I suspected it hours ago. | Bundan saatler önce şüphelenmiştim. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
A black sun. | Bir karadelik. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
What are we going to do about it? What can we do? | Bu konuda ne yapacağız? Ne yapabiliriz ki? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
We'll all be dead in three days. | Üç gün içinde hepimiz ölmüş olacağız. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
A black sun? | Bir karadelik mi? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Mmm. Unfortunately. we couldn't be sure | Ne yazık ki bundan, | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
until it was too late to save Mike. | Mike'ı kurtarmak için çok geç olana kadar emin olamadık. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
But you think we can avoid it? | Ama bundan kaçınabileceğimizi mi düşünüyorsun? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Its gravitational pull can become so immense | Onun çekim gücü o kadar yoğun olabilir ki... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
that just a hatful of it can weigh more than several Alphas. | sadece küçük bir parçası bile birkaç Alfa'dan daha ağır olabilir. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
But it doesn't stop there. | Ama iş orada da bitmez. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
The gravity increases so nothing. not radiation. not heat. | Çekim gücü o kadar artar ki, hiçbir şey; ne radyasyon, ne ısı, | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
not even light can escape. | hatta ışık bile ondan kaçamaz. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Its force is immeasurable. Even Computer cannot determine it. | Gücü ölçülemiyor. Bilgisayar bile hesaplayamadı. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
You didn't answer my question. Do you think we can avoid it? | Profesör, soruma cevap vermediniz? Sizce bundan kaçınabilir miyiz? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
I thought I did. | Öyle olacağını sanıyordum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Paul asked if we could avoid the gravitational force of a black sun. | Birkaç dakika önce Paul, karadelikten sakınıp sakınamayacağımızı sormuştu. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
The answer is no. | Cevap; hayır. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
However. we may be able to use it to our advantage. Victor. | Yine de bunu kendi yararımıza kullanabiliriz. Victor. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Mmm. As you know. these eight anti gravity towers | Sizin de bildiğiniz gibi bu sekiz anti yerçekimi kulesi... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
stabilise our gravity in Alpha. | Alfa'daki yerçekimimizi dengeliyor. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
And we'll use them to create an entirely new force field effect. | Ve biz onları tamamen yeni bir güç alanı etkisi yaratmakta kullanacağız. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
By linking and cross linking the anti gravity screens | Bunu da, her kuledeki anti yerçekimi yansıtıcılarını... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
in each of the towers. | düz ve çapraz bağlayarak yapacağız. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
the force field will look something like this. | Güç alanı böyle bir şeye benzeyecek. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
I've stripped all the generators out of our Eagles. | Kartallardaki tüm jeneratörleri söktürttüm. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
We'll use them to support the main units. | Onları ana üniteleri desteklemekte kullanacağız. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
But Computer will have to be deactivated for the force field. | Ama güç alanı için Bilgisayar devre dışı bırakılmalı. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Yes. well. um... It could do with a rest. | Evet, şey... Sanırım biraz istirahat edebilir. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
We'll reprogram our main unit generators | Ana ünite jeneratörlerini yeniden programlayıp, | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
so that instead of negating the pressure from the black sun. | Karadelik'ten gelen basıncı azaltmak yerine, | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
it will simply reverse it. | basitçe, tersine çevirecekler. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
The closer we get. the stronger the force field becomes. | Biz yaklaştıkça, güç alanı da o kadar güçlenecek. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
In theory. the pressure of the force field | Teoride, güç alanının basıncı, | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
will eventually compel the pressure of the black sun | en sonunda Karadelik'in basıncının, | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
It's a long shot. but there's nothing else we can do. | Bu belki çok uçuk bir fikir ama, yapacak başka bir şeyimiz yok. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
It's ingenious. | Bu dahice. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
It's insane. | Bu delice. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Sandra. I wanted you to have more rest. | Sandra. Senden dinlenmeni istemiştim. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
I know. Doctor. But there is so much to do. | Biliyorum Doktor Russel, ama yapacak çok iş var. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Paul. where is Commander Koenig? | Paul, Komutan Koenig nerede? Ona ulaşmaya çalışıp duruyorum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
With the Professor...out there. | Profesörle beraber... oradalar. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Victor. we really shouldn't be out here. | Victor, gerçekten de dışarıda olmamalıyız. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
It's the only way to make our point. | Bu, amacımızı gerçekleştirmek için tek yol. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Full power. Paul. Switching to full power. | Tam güç Paul. Tam güce geçiyoruz. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
It is beautiful. like fish scales. | Bu çok güzel, aynı balık pulu gibi. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
You can cut through fish scales. | Balık pulllarını yarıp geçebilirsin. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
'Give me a reading. Paul.' | Bana okumaları ver Paul. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Maximum power. steady and holding. | Tam güç efendim, sabit ve dayanıyor. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
'You've got a full house. we're all with you.' | Hepimiz sizi izliyoruz. Kalplerimiz sizlerle. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
We're all set. Alan. | Her şey hazır Alan. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Commander. you can still change your mind. | Komutan, hala kararınızı değiştirmek için zaman var. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
If we had any sense. we would. | Eğer biraz mantıklı olsaydık, vazgeçerdik. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Make it good. Come in as low as you can. | Şunu iyi yap. Girebildiğin kadar alçaktan gir. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Hang on to your hats. | Şapkalarınızı sıkı tutun. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Incredible stupidity. The risk to both of you. | İnanılmaz bir aptallık. İkinizin de aldığı bu risk! | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Not that much of a risk. Computer gave us a 98% chance. | O kadar da risk yoktu. Bilgisayar bize %98 şans verdi. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
And the other 2%? | Peki ya o kalan %2? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Then we'd have died one day before everyone else. | O zaman buradaki diğer herkesten bir gün önce ölürdük. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Helena. it was all for morale. | Helena, her şey moral içindi. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
It proved nothing. | Hiçbir şeyi kanıtlamadı. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
The forces inside a black sun are inconceivable. | Karadeliğin içindeki güçler tasavvur bile edilemez. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
They can bend space and time. Turn both inside out. | Uzayı ve zamanı bile bükebilirler. İkisini de ters yüz edebilirler. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Then why the force field? | O zaman bu güç alanı neden? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
The same reason prevents you giving up on a patient until he's dead. | Senin ölene kadar bir hastayla ilgilenmeyi bırakmamanla aynı nedenden dolayı. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
I've got some work to do. | Yapacak biraz işim var. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
It's getting cold in here. | Burası soğumaya başladı. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
It's gonna get colder. | Daha da soğuyacak. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
The black sun's already drawing our power. | Karadelik daha şimdiden gücümüzü çekiyor. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Victor believes we could survive. | Victor kurtulabileceğimize inanıyor. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Who knows what Victor truly believes? | Victor'un tam olarak neye inandığını kim bilebilir ki? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
And you? Some of us could survive. | Ya sen? Bazılarımız kurtulabilir... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
Those who aren't on Alpha 24 hours from now. | özellikle de önümüzdeki 24 saatte Alfa'da olmayanlar. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
A survival ship. a life boat. | Bir kurtarma gemisi. Cankurtaran gemisi. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
I left one Eagle intact. | Bir Kartal'ı sağlam bıraktım. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |
'All programmed calculations were recorded | Tüm programlanmış hesaplamalar, | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | ![]() |