Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 151870
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| then together. you'll find it. | onu beraberce bulacaksınız. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| If not... | Eğer yoksa... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| All right. then. that's it. | Tamam o zaman. Hepsi bu kadar. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| You lift off in twenty minutes. | 20 dakika sonra kalkıyorsunuz. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| No goodbyes. Alan. please. | Vedalaşmak yok Alan. Lütfen. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Yes. sir. | Elbette efendim. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| You're going. I'm not going. | Gidiyorsun. Gitmiyorum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Dr Mathias can replace me. Like hell he can. | Dr Mathias yerimi alabilir. Bu mümkün değil. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| That list is final. This isn't the time for the noble gesture. | Bu kesin liste. Şimdi asilce davranmanın zamanı değil. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| I'm not being noble. | Asil olmaya çalışmıyorum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| If anything... | Eğer bir şey olur... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| John. it's my life. | John, bu benim hayatım. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| If it ends on Alpha or out in space. what difference can it make? | Ve bunun Alfa'da ya da uzayda bitecek olmasının ne önemi var ki? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| It makes a difference. | Bir önemi var. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| To me. | Benim için var. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| My figures read less than two hours. | Elimdeki rakamlar iki saatten az kaldığını söylüyor. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Do me a favour. mind the shop. | Bana bir iyilik yap David, buralara göz kulak ol. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| David. Oh. thank you. | David. Teşekkür ederim. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'Alpha Service section will issue heavy duty clothing | Alfa Servis Birimi, saat 08:30'da... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'to Technical section at 0830 hours. | Teknik Bölüme ağır iş kıyafetleri verecektir. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'Medical section will report at 0900 hours. | Revir Bölümü 09:00'da başvuracaktır. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'Reconnaissance section 0930 hours. | Keşif Bölümü saat 09:30'da, | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'Engineering section 1000 hours.' | Mühendislik Bölümü, saat 10:00'da. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| It was thoughtful of you to come. Paul. You didn't have to. | Çok düşüncelisin Paul. Gelmen gerekmezdi. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| I'll send you a postcard. | Sana kart atarım. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'Alan. one minute to lift off.' Right. | Alan, kalkışa bir dakika. Tamam. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'This is John Koenig. I know I said no goodbyes but... | Ben John Koenig. Vedalaşmak yok dediğimi biliyorum, ama... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'I wish you all good luck.' | Hepinize iyi şanslar diliyorum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'Fifteen seconds. Alan? | 15 saniye. Alan? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'Good luck.' And to you. | İyi şanslar. Sana da. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'Attention all stations Alpha. | Tüm Alfa Bölümlerinin dikkatine. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'Due to the present emergency | İçinde bulunduğumuz acil durum nedeniyle... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'inter base communication system including Alpha news | tüm üs içi haberleşme, buna Alfa haberleri de dahildir, | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 'will be suspended until further notice.' | ikinci bir emre kadar yasaklanmıştır. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Hey. John. | Hey. John. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Come on. put this on. | Hadi, giy şunu... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Before you catch your death. | üşütüp ölmeden önce üstüne geçir! | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| John. I've been doing some unique calculations recently. | John. Son saatlerde çok özel hesaplamalar yapıyordum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Not about space dynamics or anything like that. | Uzay Dinamikleri ya da benzer şeyler hakkında değil. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Something you can't learn from books. | Kitaplardan öğrenemeyeceğin bir şey hakkında. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| No. it's all right. I'm just...rambling on. | Hayır, iyiyim. Ben sadece... öylesine laflıyorum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Wandering a bit. | Avare avare. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Wondering. | Merakla. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Extraordinary thing. how we've survived. | Nasıl hayatta kalabildiğimiz çok sıradışı bir olay. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| I mean. I put the probability through the computer. | Yani, olasılığı Bilgisayar'a sordum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| I thought it was going to blow up trying to figure the odds. | Hesaplamayı yapmaya çalışırken patlayacağını düşünmüştüm. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| They're just about infinite. | Neredeyse sonsuzda bir ihtimal geldi. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| If you're trying to cheer me up. it's not working. | Beni neşelendirmeye çalışıyorsan, bil ki işe yaramıyor. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Anyway. my calculations show that we all should be dead by now. | Yine de, hesaplarıma göre şu anda hepimiz de ölmüş olmalıydık. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| When the atomic waste... What are you doing? | Atomik atıklar... Sen ne yapıyorsun? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| You're not supposed to smoke. | Victor, sigara içmemen gerekiyor. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| I don't think Dr Russell would object. | Doktor Russel'ın buna karşı çıkacağını sanmıyorum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| I will be all right. | İyi olacağım. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Sure you will. | Elbette olacaksın. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| I remember when I was a little girl. | Küçük bir kız olduğum zamanları hatırlıyorum da... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| I was afraid of the dark. | karanlıktan korkardım. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Isn't that funny? | Bu komik değil mi? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| And I was afraid of doctors. | Ben de doktorlardan korkardım. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| John. have you ever wondered... | John. Hiç merak ettin mi... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| just how and why we've survived? | acaba nasıl ve neden hayatta kalabildik? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Not until now. You got any answers? | Şu ana kadar etmemiştim. Bir yanıtın var mı? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| You're not referring to God. are you? | Tanrı'yı kastetmiyorsun değil mi? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Oh. I don't know. | Bilmiyorum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| I I I'm a scientist. I don't know anything about God. | Ben ben.. bir bilimadamıyım. Tanrı hakkında hiçbir şey bilmem. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| No. er... A sort of... | Hayır...şey... bir çeşit... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| cosmic intelligence is what I've got in mind. | "kozmik bilinç" geçiyordu aklımdan. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Which intervenes at the right moment? | Tam da doğru zamanda olaylara karışan bir güç mü? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| It's one answer. | Bu bir yanıt. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Ultimately. I suppose we... | Eninde sonunda, bence biz... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| all believe what we want to believe. | hepimiz inanmak istediğimiz şeye inanıyoruz. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Perhaps that's what reality is. | Belki de asıl gerçek budur. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| One thing though. the line between science and... | Yalnız bir şey var. Bilim ve tasavvuf... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| mysticism... | arasındaki çizgi... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Just a line. | çok incedir. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Sometimes it makes me feel quite old. | Bu bazen kendimi çok yaşlı hissettiriyor. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Central Computer's deactivated itself. | Ana Bilgisayar kendini kapattı. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 100% power is feeding the main generator units... | Tüm gücümüz ana jeneratör ünitelerine gidiyor... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Paul. Thank you. But there's nothing more you can do. | Paul. Sağol. Artık yapabileceğin bir şey kalmadı. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| You're relieved. Very good. sir. | Gidebilirsin. Çok sağolun efendim. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Well. I never thought it would end this way. | Hiç bu şekilde sona ereceğini düşünmemiştim. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| A good man. Paul. | İyi bir adam şu Paul. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| 60 year old brandy. | Altmış yıllık Brendi. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| I've been saving it for 10 years. | Bunu on yıldır saklıyordum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Just waiting for a proper occasion to celebrate. | Sadece kutlayacak en uygun anı bekliyordum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Well. not everybody might think this was a celebration... | Herkes bunun bir kutlama olduğunu düşünmeyebilir ama... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| but it is to me. | ama benim için öyle. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| If ever there was an occasion... | Eğer uygun bir zaman varsa... | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| this is it. | o da budur! | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| To everything that might've been. | Olmuş olan her şey için. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| To everything that was. | Olmuş olan her şeye. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Up 50. | 50 arttırıyorum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Play me. | Oyna. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| I raise you 100. Smitty. | 100 daha arttırıyorum Smitty. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| You'll never beat me. you know. | Beni asla yenemeyeceksin. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Mind if I share the music with you? | Müziği seninle paylaşabilir miyim? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Just the thing to keep the cold out. | Tam da soğuğu dışarıda tutacak şey. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Won't be long now. | Artık çok kalmadı. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Do you know what will happen to us inside the black sun? | Karadeliğin içinde bize ne olacağını biliyor musun? | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| Whatever it is. | Ne olacaksa. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 | |
| I just hope it's interesting. | Sadece ilginç olmasını umuyorum. | Space: 1999 Black Sun-1 | 1975 |