Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 150781
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| It wasn't Lex. | Bunu yapan Lex değildi. O değildi. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| After everything he's done, I have a right to protect myself. | Yaptığı onca şeyden sonra, kendimi korumaya hakkım vardı. Yaptığı onda şeyden sonra, kendimi korumak hakkımdı. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| I'm sorry that I lied. | Yalan söylediğim için özür dilerim. Yalan söylediğim için üzgünüm. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| I didn't think that you would understand if you saw the whole picture. | Olayın bütününü gördüğünde beni anlayacağını düşünmemiştim. Bütün resmi görsen bile anlamayacağını düşündüm. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Well, it's in crystal clear H. D. now. | Artık hiç olmadığı kadar net. Herşey açığa çıktı artık. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Isis seemed to make a lot of sense when I thought you were just out to help people. | Sadece insanlara yardım etmeyi istediğini sanırken, İsis ismi epey anlamlı gelmişti. İnsanlara yardım etme fikri olunca Isis çok mantıklı gelmişti. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| In textbook talk, Isis is the goddess of love and life and healing. | Ders kitaplarına göre, İsis aşk ve şifa Tanrıçası. Aslen, Isis sevginin,yaşamın ve iyileştirmenin tanrıçası. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| I want Clark to have that kind of loyalty in his life. | Clark'ın da hayatında böyle bir bağlılığa sahip olmasını istiyorum... Clark'ında hayatında böyle bir bağlılığa sahip olmasını dilerim. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| I would do anything for Clark. | Clark için her şeyi yaparım. Clark için herşeyi yaparım. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Even kill. | Cinayet bile işler misin? Öldürmek bile? | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| What a lucky guy. | Ne kadar şanslıymış. ne şanslı birisi. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| What the textbook left out is that Isis is also the goddess of the underworld. | Yine ders kitaplarının dediğine göre, İsis aynı zamanda yer altı dünyasının Tanrıça'sıymış. Herkesin bilmediği ise Isis aynı zamanda yeraltı dünyasında tanrıçası. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| You believe that I would do that to Clark. | Clark'a böyle bir şey yapacağıma inanıyor musun? Bunu clark'a mı yapacağımı düşünüyorsun. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Not intentionally. | Bilerek değil. İsteyerek değil. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| You should just know that I'm not gonna let that happen. | Bunun olmasına izin vermeyeceğimi bilmeni istiyorum. Bilmelisin ki bunun olmasına asla izin vermem. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| There's no way to trace where the alloy disappeared to? | Metal alaşımının nereye gittiğini takip etmenin bir yolu yok mu? Kıyametin gelişini ön sıradan izlemeye hazır değilseniz, size onu bulmanızı öneririm. Alaşımın nereye kaybolduğunu bulmanın bir yolu yok mu? | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Mr. Luthor, I don't need to remind you that the properties of that substance... | Bay Luthor, o maddenin özelliklerinin bildiğimiz hiçbir şeyle uyuşmadığını... Bay Luthor,maddenin özelliklerini size hatırlatmama gerek yok. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| weren't exactly conventional. | ...hatırlatmama gerek yok sanırım. alışıla gelmişler gibi değil. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| We just barely started to study it. | Üzerinde çalışmaya daha yeni başlamıştık. Daha yeni ilerleme kaydediyorduk. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Well, unless you're ready for a front row seat to the apocalypse, I suggest we find it. | Kıyametin gelişini ön sıradan izlemeye hazır değilseniz, size onu bulmanızı öneririm. Herşeyin çok geç olduğunu düşünüyor olsanda onu bulmamız gerektiğini hatırlatırım. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| I went to see Lex, | Lex'i görmeye gittim,... Lex'i görmeye gittim, | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| if it hadn't been for you, we wouldn't know Lex was still tracking Kryptonians. | Sen olmasaydın, Lex'in Kriptonlular hakkında hâlâ araştırma yaptığını öğrenemezdik. sen olmasaydın Lex'in hala Kriptonluları takip ettiğini bilemiyecektik. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| at least one good thing came out of the mess I made. | En azından sebep olduğum karmaşadan iyi bir şey çıktı. en azından bu pislikten bir iyilik geldi | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| I guess I'm just trying to find a part of you I recognize. | Sanırım yeni fark ettiğim bir yönüne alışmaya çalışıyorum. Sanırım hatırladığım bir parçanı bulmaya çalışıyorum. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Even before you had the powers, Lana, you kidnapped Lionel. | O güçlere sahip olmandan önce, Lionel'ı kaçırmıştın Lana. Güçlere sahip olmadan önce,Lionel'i kaçırmıştın. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| But he threatened to kill you. | Ama beni, seni öldürmekle tehdit etmişti. Evet. Evet ama beni seni öldürmekle tehdit etti. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| I was trying to save your life. | Hayatını kurtarmaya çalışıyordum. Hayatını kurtarmaya çalışıyordum . | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| And that justifies everything? | Peki bu her şeyi haklı gösterir mi? ve bu herşeyi açıklıyor mu? | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| I'm not going to apologize for going to extremes to protect the person that I love. | Sevdiğim insanı korumak için aşırıya kaçtıysam, bunun için özür dilemeyeceğim. Sevdiğim kişiyi kurtarmak adına çizgiyi aştığım için özür dilemiyeceğim. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| I sound like you. | Senin gibi konuşuyorum. Senin gibi konuştum. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| I didn't want to look below the surface. | Görünenden ötesini kurcalamak istemedim. Yüzeyin altına bakmak istemiyorum. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Clark, I'm sorry. I wanted to be honest with you about the Isis foundation but... | Clark, özür dilerim. İsis vakfı hakkında sana karşı dürüst davranmayı istedim fakat... Clark, özür dilerim.sana Isis vakfı hakkında dürüst olmaya çalıştım ama... | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| That's never been a part of our relationship. | Dürüstlük asla ilişkimizin bir parçası olmadı. Bu hiçbir zaman ilişkimizde yoktu. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| We will find our way back from this. | Bunu aşmanın bir yolunu bulacağız. Öyle mi? Bunu çözmenin bir yolunu bulacaz. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Will we? | Bulacaz mı? | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Lana, I can live with you changing. | Lana, değiştiğin gerçeğiyle yaşayabilirim... Lana, değişmene alışabilirim. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| I just need to accept the fact that I'm responsible for it. | ...sadece bundan benim sorumlu olduğumu kabul etmem gerekiyor. Sadece bunun sorumlusunun ben olduğu gerçeğini kabul etmeliyim. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Don't do that. | Sakın bunu yapma. bunu yapma. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Do what? | Neyi yapmayayım? Neyi? | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Take all the blame so that you don't taint the image of me that you created. | Bütün suçu kendi üzerine alıp beni kafanda canlandırdığın şekilde masummuş gibi göstermeye. Ortaya çıkarmadığın birşeyin suçunu üstüne almayı. | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| I just need to know that you love me... | Sadece beni sevdiğini bilmem yeterli. ben sadece beni her ne pahasına olursa olsun... | Smallville Wrath-4 | 2007 | |
| Previously on Smallville... | Smallville'de daha önce... | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| you must find the human vessel and destroy it. | Taşıyıcı bedeni bulmalı ve yok etmelisin. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| the cost of one life is the price that must be paid. | Tek bir insanın hayatı ödenmesi gereken bir bedel. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| even if that life is your son ? | Kendi oğlunun hayatı olsa bile mi? | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| i don't know how i could have ever loved you. | Seni nasıl sevebilmişim bilmiyorum. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| i won't let you destroy this planet like you did krypton. | Kripton'a yaptığın gibi bu gezegeni de yok etmene izin vermeyeceğim. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| you don't have a choice. then it begins. | Başka çaren yok. Öyleyse başlıyor. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| is anyone there ?! | Orada biri mi var? | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| mr. luthor, we need to get you off the street. | Bay Luthor, sizi caddeden götürmeliyiz. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| all those people... | Onca insan... | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| zod has taken over lex. | Zod Lex'i ele geçirdi. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| you don't think zod actually... | Zod'un Clark'ı... | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| you mean kill him ? | Öldürmeyi mi kastediyorsun? | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| we need clark to decipher them. | Onları çözmesi için Clark'a ihtiyacımız var. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| i mean, don't you have access to some sort of kryptonian/english dictionary ? | Sen bir çeşit Kriptonca İngilizce sözlüğe sahip değil miydin? | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| but if we can get to that dagger, we can stop zod. we can stop all of this. | Ama eğer hançere ulaşabilirsek, Zod'u durdurabiliriz. Her şeye bir son verebiliriz. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| i can't make it back to smallville with my leg like this. | Bacağım bu haldeyken Smallville'e dönemem. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| where are you from ?! where ?! | Nereden geldin ? Nereden ? | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| earth ? | Dünya mı ? | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| i knew your father. | Babanı tanırdım. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| where are you taking me ? | Beni nereye götürüyorsun. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| mayday. mayday ! | Mayday. Mayday ! | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| instead, he chose to use it against fine. | Bunun yerine hançeri Fine üzerinde kullanmayı seçti. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| you have to bring him home. | Onu evine geri getirmelisin. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| kal el's mission must be completed. | Kal el'in görevi tamamlanmalı. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| you want me to murder lex ? | Lex'i öldürmemi mi istiyorsun? | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| send me back. | Beni geri yolla. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| farewell, martha kent. | Elveda, Martha Kent. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| jor el created this place to hold criminals from the 28 known inhabited galaxies. | Jor el yaşam olduğu bilinen 28 galaksideki suçlularını alıkoymak için burayı inşa etti. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| that makes you...an inmate. | dizginleyen bir hapishane. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| ...or worse. | ... yada daha kötüsü. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| when you were 5 ? | Beş yaşındayken mi? | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| because he wouldn't stop trying to save krypton, and your mother wouldn't leave his side. | Çünkü baban Kripton'u kurtarmaya çalışmayı bırakmadı ve annende onun yanından ayrılmadı. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| i...have to stop zod. | Zod'u... durdurmak zorundayım. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| is there a way out ? | Bir çıkış yolu var mı? | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| if there was a way for you to save everyone you loved, | Eğer sevdiğin herkesi kurtarmanın bir yolu olsa, | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| you truly are your father's son. | Sen gerçekten babanın oğlusun. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| whoa whoa whoa whoa ! don't shoot ! | Hey hey hey! Ateş etme. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| okay ? i work here. you don't have... | Tamam mı? Ben burada çalışıyorum. Ateş etmene... | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| how did you know to come here ? | Burayı nereden biliyorsun? | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| you had feelings for this human. | Bu insana karşı hislerin var. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| his feelings for you were also strong. | Onunda sana karşı olan hisleri oldukça kuvvetliydi. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| they left an unpleasant taste when i consumed his essence. | Benliğini ele geçirirken hoş olmayan bir tat bırakmıştı. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| this virus crippling your technology can only be stopped at the original point of infection. | Teknolojinizi mahveden bu virüs sadece yayılmaya başladığı yerden durdurulabilir. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| finish what i've started. | Başladığım işi bitireceğim. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| into what ? | Neye dönüştürecek. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| only this time it will be perfect... | Yalnız bu sefer kusursuz olacak... | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| its hard drive can still initiate the pulse, | Gemin sabit diski sinyali hala başlatabilir, | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| i'm not gonna let you do this. | Bunu yapmana izin vermeyeceğim. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| there's nothing to be afraid of. | Korkacağım hiçbir şey yok. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| it won't open for anyone except the house of el. | el ailesi dışında kimse için açılmaz. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| your father kept it a secret, | Kendi ailesini burada hapsetmeye, | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| a back door in case anyone tried to imprison his family here. | çalışacak biri çıkabilir diye bu arka kapıyı gizli tuttu. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| why would he have to worry about that ? | Neden bu konuda endişe duymuş ki? | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| jor el was a great man, | Jor el büyük bir adamdı. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| nam ek ! wait ! don't kill him. | Nam ek ! Dur ! Onu öldürme. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| m artha. | Martha. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| where's lex ? we have to find him. | Lex nerede? Onu bulmamız zorundayız. | Smallville Zod-1 | 2006 | |
| you would never get close enough to even use that. | Siz, onu kullanmak için yaklaşamazsınız bile. | Smallville Zod-1 | 2006 |