Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 148826
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| It's too difficult | Çok zor. | Shi-1 | 2010 | |
| No it's not | Değil. | Shi-1 | 2010 | |
| It's not difficult to write a poem, but | Zor olan şiir yazmak değil... | Shi-1 | 2010 | |
| to have the heart to write one | ...onu yazacak yürek. | Shi-1 | 2010 | |
| The heart to write a poem | Şiir yazacak yüreğe sahip olmak. | Shi-1 | 2010 | |
| Ms. YANG is not here, but | ...Yang Hanım burada değil ama... | Shi-1 | 2010 | |
| let's see what kind of poem she has written | ...bakalım nasıl bir şiir yazmış. | Shi-1 | 2010 | |
| I'll read it on her behalf | Onun adına ben okuyacağım. | Shi-1 | 2010 | |
| The title is, 'Agnes' Song' | Şiirin adı "Agnes’in Şarkısı". | Shi-1 | 2010 | |
| 'Agnes' Song' byYANG Mija | Yang Mija'dan "Agnes’in Şarkısı". | Shi-1 | 2010 | |
| How is it over there? | Hava nasıl oralarda? | Shi-1 | 2010 | |
| How lonely is it? | Issız mı yine? | Shi-1 | 2010 | |
| Is it still glowing red at sunset? | Günbatımı hâlâ ateş kırmızısı mı? | Shi-1 | 2010 | |
| Are the birds still singing on the way to the forest? | Orman yolundaki kuşlar şarkı söylüyorlar mı? | Shi-1 | 2010 | |
| Can you receive the letter I dared not send? | Yollamaya cesaret edemediğim mektubu kabul eder misin? | Shi-1 | 2010 | |
| Can I convey... | Söylemeye cesaret edemediğim... | Shi-1 | 2010 | |
| the confession I dared notmake? | ...itiraflarımı dinler misin? | Shi-1 | 2010 | |
| Will time pass and roses fade? | Zaman geçecek mi? Güller solacak mı? | Shi-1 | 2010 | |
| Now it's time to say goodbye | Şimdi elveda deme vakti... | Shi-1 | 2010 | |
| Like the wind thatlingers and then goes, | Esip geçen yel gibi... | Shi-1 | 2010 | |
| Just like shadows | ...gölgeler gibi. | Shi-1 | 2010 | |
| To promises that never came, | Tutulmamış sözlere... | Shi-1 | 2010 | |
| to the love sealed till the end | Sonsuza mühürlenmiş aşklara... | Shi-1 | 2010 | |
| To the grass kissing my weary ankles | Bileklerimi öpen çimenlere... | Shi-1 | 2010 | |
| And to the tiny footsteps following me | ...ve beni takip eden küçük adımlara... | Shi-1 | 2010 | |
| It's time to say goodbye | ...elveda deme vakti. | Shi-1 | 2010 | |
| Now as darkness falls | Karanlık çöküyor sanki. | Shi-1 | 2010 | |
| Will a candle be lit again? | Yeniden bir mum yanar mı? | Shi-1 | 2010 | |
| Here I pray... | Kimse ağlamasın diye... | Shi-1 | 2010 | |
| nobody shall cry... | ...ve seni ne çok sevdiğimi... | Shi-1 | 2010 | |
| and for you to know... | ...bil diye... | Shi-1 | 2010 | |
| how deeply I loved you | ...dua ediyorum. | Shi-1 | 2010 | |
| The long wait in the middle of a hot summer day | Sıcak bir yaz gününün ortasında uzun bir bekleyiş... | Shi-1 | 2010 | |
| An old path resembling my father's face | Babamın yaşlı yüzüne benzeyen eski bir patika... | Shi-1 | 2010 | |
| Even the lonesome wild flower shyly turning away | Yalnızlık bile yabani bir çiçek gibi ürkek, yüzünü çeviriyor. | Shi-1 | 2010 | |
| How deeply loved | Nasıl sevdim seni... | Shi-1 | 2010 | |
| How my heart fluttered at hearing your faint song | ...sessiz şarkını duyunca nasıl da titredi kalbim. | Shi-1 | 2010 | |
| I bless you | Dualarım seninle... | Shi-1 | 2010 | |
| Before crossing the black river | Kara nehri geçmeden önce... | Shi-1 | 2010 | |
| With my soul's last breath | ...ruhum son nefesiyle... | Shi-1 | 2010 | |
| I am beginning to dream... | ...parlak bir günün hayalini... | Shi-1 | 2010 | |
| a bright sunny morning... | ...görmeye başlıyorum... | Shi-1 | 2010 | |
| again I awake, blinded by the light... | Tekrar uyandığımda, ışıktan gözlerim kör... | Shi-1 | 2010 | |
| and meet you... | ...seni buluyorum... | Shi-1 | 2010 | |
| Sound Supervisor/ LEE Seungchul (WaveLab) | Sound Supervisor/ LEE Seungchul WaveLab | Shi-2 | 2010 | |
| Executive producers/ YOUM TaesoonCHOI Seongmin | Executive producers/ YOUM TaesoonCHOI Seongmin | Shi-2 | 2010 | |
| Ms. YANG Mija Here | Yang Mija Hanım. Efendim? | Shi-2 | 2010 | |
| No, it doesn't hurt, it just feels prickly | Hayır, ağrımıyor. Uyuşma var sadece. | Shi-2 | 2010 | |
| Electricity? Right, electricity! | Elektrik mi? Evet, elektrik. | Shi-2 | 2010 | |
| I could only remember, 'Clorox.' | Aklıma bir tek Clorox geldi. | Shi-2 | 2010 | |
| For the past couple of days | Son birkaç gündür. | Shi-2 | 2010 | |
| I kept telling myself to see a doctor and I finally did | Doktora gidiyim diyip duruyordum, sonunda geldim işte. | Shi-2 | 2010 | |
| Hello You're here | Merhaba. Geldin mi? | Shi-2 | 2010 | |
| He called twiceI received two calls, asking why you weren't coming | İki defa beni arayıp, neden gelmediğini sordu. | Shi-2 | 2010 | |
| How will I undress you if you resist like this? | Böyle direnirsen nasıl soyacağım seni? | Shi-2 | 2010 | |
| That's how you do it | Aferin sana. | Shi-2 | 2010 | |
| Why are you shouting? What? | Niye bağırıyorsun? Ne? | Shi-2 | 2010 | |
| Done? Pardon? | Bitti mi? Efendim? | Shi-2 | 2010 | |
| I said, are you done? Yes, I'm done | İşin bitti mi diyorum? Evet, bitti. | Shi-2 | 2010 | |
| Already? What do you mean? | Ne çabuk! Ne demek istiyorsun? | Shi-2 | 2010 | |
| Of course he did | Tabii ki bağırdı. | Shi-2 | 2010 | |
| He gave me 10,000Won He did? | Bana on bin won verdi. Öyle mi? | Shi-2 | 2010 | |
| They said it was suicide by jumping off the bridge | Köprüden atlayıp intihar etmiş dediler. | Shi-2 | 2010 | |
| I'll be on my way. See you the day after tomorrow | Ben gidiyorum. Yarından sonraki gün görüşürüz. | Shi-2 | 2010 | |
| But I had it for 1 and 1/2 yr No you didn't | Bir buçuk senedir kullanıyorum. O kadar olmadı. | Shi-2 | 2010 | |
| Which only shows how carelessly you've used it | Özensiz kullandığın için böyle oluyor. | Shi-2 | 2010 | |
| by jumping into the river | ...intihar ettiğini duydum. | Shi-2 | 2010 | |
| I wanted to ask you about it | Onu soracaktım. | Shi-2 | 2010 | |
| Who she was, why'd she kill herself that young | Kız kimin neyi? Bu yaşta neden canına kıydı acaba? | Shi-2 | 2010 | |
| Grandma can't afford a new mobile. Ask your mom for one | Yeni telefon falan alamam. Annenden iste. | Shi-2 | 2010 | |
| He's the master of the house | Evin erkeği o. | Shi-2 | 2010 | |
| We live seeing things Right | Her şeyi görürüz değil mi? Evet. | Shi-2 | 2010 | |
| An apple Yes, it's an apple | Elma. Evet, bu bir elma. | Shi-2 | 2010 | |
| If you really see something, you can feel... | Bir şeyi gerçekten görürseniz... | Shi-2 | 2010 | |
| My heart flutters with the hope of writing a good poem | Kalbim iyi bir şiir yazma umuduyla çırpınır. | Shi-2 | 2010 | |
| The very fun of a pencil is hand sharpening it | Kalemi kendi ellerinizle açmak çok eğlencelidir. | Shi-2 | 2010 | |
| Now you will be writing your own poem... | Şimdi, hayatınızda ilk defa... | Shi-2 | 2010 | |
| Okay? Okay | Anlaşıldı mı? Anlaşıldı. | Shi-2 | 2010 | |
| About what? Haven't you seen enough of each other? | Ne konuşacaksınız? Okulda yeterince görüşmediniz mi? | Shi-2 | 2010 | |
| Yes, of course I know Kibum... | Evet, Kibum'u tanıyorum tabii... | Shi-2 | 2010 | |
| Every single one of you... carries poetry in your heart | Her biriniz, kalplerinizde şiir barındırıyorsunuz. | Shi-2 | 2010 | |
| It's too precious to give itself out | Kendiliğinden ortaya çıkmayacak kadar nazlıdır. | Shi-2 | 2010 | |
| That's why you must go and beg for it | İşte bu yüzden sizin ona gidip yalvarmanız gerekir. | Shi-2 | 2010 | |
| Hello Hello | Merhaba. Merhaba. | Shi-2 | 2010 | |
| Are you Kibum's dad? Yes | Kibum'un babası siz misiniz? Evet. | Shi-2 | 2010 | |
| What kind of class are you taking? | Ne tür bir kursa gidiyorsunuz? | Shi-2 | 2010 | |
| ''Mija, you'll become a poet one day'' | ..."Mija, günün birinde bir şair olacaksın." demişti. | Shi-2 | 2010 | |
| And 3 bottles of beer Okay | Üç de bira. Anlaşıldı. | Shi-2 | 2010 | |
| So, he's not coming today? No | Bugün yok yani. Yok. | Shi-2 | 2010 | |
| We'll have the beer first Yes, sir | Biraları önden alalım. Peki. | Shi-2 | 2010 | |
| I'll give you a short recap as some of you have no idea | Durumdan haberdar olmayanlar için özet geçeyim. | Shi-2 | 2010 | |
| And KIM Jongchul Yes, that's my son | Ve Kim Jongchul. Evet, benim oğlum. | Shi-2 | 2010 | |
| And as time passed, all six of them joined in | Zaman geçtikçe, hepsi dahil olmuş. | Shi-2 | 2010 | |
| That she liked doing it Who would believe that? | Kızın hoşuna gittiğini söylüyorlar. Kim inanır ki buna? | Shi-2 | 2010 | |
| KOO Taeyeol being leader of the Science Club, had the lab keys | Koo Taeyeol Fen Bilimleri Kulübü'nün başkanı olduğundan laboratuarın anahtarı ondaymış. | Shi-2 | 2010 | |
| run a farm? Yes, but her dad died... | Çiftliği mi varmış? Evet, ama birkaç yıl önce... | Shi-2 | 2010 | |
| a few years ago from a motorcycle accident | ...babasını motosiklet kazasında kaybetmiş. | Shi-2 | 2010 | |
| And the police doesn't want to investigate... | Polis de, kurbanın ailesi baskı yapmadığı sürece... | Shi-2 | 2010 | |
| unless the victim's family press charges | ...soruşturma açmak istemiyor. | Shi-2 | 2010 | |
| She lives off government subsidy and her part time maid job | Devlet yardımlarıyla yaşıyor. Yarı zamanlı bakıcılıkta yapıyormuş. | Shi-2 | 2010 |