Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 14330
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Not on your life. | Katiyen olmaz. Yap bunu. İşlerin gidiş şekline... | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
A long time ago, just after you bought it. | Uzun zaman önceydi, sen evi aldıktan hemen sonra. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
We've lived here full time a year now. | Artık bir senedir temelli burada yaşıyoruz. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
To our children's delight. | Çocukların da hoşuna gidiyor. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
First, they were surprised, then worried, and now delighted | İlk önce şaşırdılar, sonra endişelendiler ama şimdi ise... | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
There's just a time when you draw the line. | Bir zamanlar sınır koyuyordun. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
We accepted too much, too long. | Çok şey kabul ettik, çok uzadı. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Get this straight. | Şunu iyice anla. Kim olursan ol, kariyerin ne olursa olsun... | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
if you get in the way, if you're no use to them, | ...eğer ayaklarına dolanırsan veya onların işine yaramazsan banka işine son verir. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I got out, but it sticks in my throat. | Bankadan ayrıldım ama hâlâ boğazıma yapışmış durumdalar. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
After all you screwed out of them, they can't afford that again. | Sonuç olarak onları zorlarsan bunu yapmayı bir daha göze alamazlar. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
In fact, my problem is you. | Aslında sorunum sensin. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I protect the bank's interests. | Bankanın çıkarlarını koruyorum. Senin gibi talimatlara uyuyorum. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
You bastard! I won't let you destroy me. | Piç kurusu! Beni yok etmene izin vermeyeceğim. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
You're already up? | Hâlâ ayakta mısın? Ha siktir be! | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Where on earth have you been? | Hangi cehennemdeydin? | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I was at Jacques's, it got late and I slept over. | Jacques'lerdeydim, geç olmuştu ve geceyi orada geçirdim. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I called you ten times. | Seni 10 kez aradım. Saat 9'daki toplantıya geç kalıyorum. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
We were frantic, dammit! | Çılgına döndük, kahretsin! Araman gerekirdi! | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I committed myself totally to my job. | Kendimi tamamen işime adadım. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I gave it everything I had. | Sahip olduğum her şeyi verdim. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
All my energy, my intelligence, | Bütün enerjimi, aklımı... | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
All I could, | Tüm yapabildiğim hep yaptıklarımdı. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Suddenly, what was success becomes failure. | Birdenbire başarılar başarısızlığa dönüştü. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
From one day to the next, you're worthless. | Bir gün değerlisin diğer gün değersizsin. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Even without that, | Hatta... | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Or like him? | Ya da ondan hoşlanıyorsun? Bundan eminim. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Self disgust? | Kendinden iğrenmek mi? | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I don't think you understand. | Senin anladığını sanmıyorum. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I was good at my job. | İşimde iyiydim. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Now, they say I'm useless. | Şimdiyse işe yaramaz olduğumu söylüyorlar. Görülecek bir bu kaldı. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
But even when things were fine, when I was flying high, | Ama işler yolunda gittiğinde bile çok iyi bir pozisyonda olduğum zaman... | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I now see I was off track, not what I wanted to be. | ...şimdi olmak istediğim şey olmadığımı, yoldan çıktığımı görüyorum. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Deep down, under the stress, the overwork, | Derinlerde, stres altında, fazla çalışma... | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
the gratification, | ...memnuniyet... | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Clarisse! | Clarisse! Clarisse! | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Not you again! What now? I have my report. It's unequivocal. | Yine mi sen? Şimdi ne var? Anlaşılır bir rapor hazırladım. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I told you I believe you, okay? | Sana inanıyorum dedim ya, tamam mı? | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Please, it's very important. | Lütfen, bu çok önemli. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Please... | Lütfen bana beş dakika ver. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
More of your clients got hit by the recession. | Müşterilerinin çoğunu piyasadaki durgunluk etkiledi. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
So, sure... | Yani kesinlikle... Bak. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Your potential losses are only 250 grand above other account managers. | Potansiyel zararın, diğer hesap yöneticilerinin yalnızca 250.000 üzerinde. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
That's peanuts. | Bu miktar önemsiz. Bunlar sadece tahmin, seni kovmalarını haklı gösteremezler. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
The downturn hit your sector worst. Not your fault. | Kriz sizin sektörü kötü vurdu. Bu senin hatan değil. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I didn't write a word about any of your contracts, | Sözleşmelerin hakkında bir kelime yazmadım. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
but everyone thinks I stiffed you. | Ama herkes sana kazık attığımı düşünüyor. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
It's outrageous. | Bu çok çirkin. Haksız yere işten çıkarılman için dava açmalısın. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
You're bound to win. | Kesin kazanırsın. İşte burada. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I drafted the letter. You just need to sign it. | Bir mektup yazdım. Sadece bunu imzalaman gerekiyor. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
We'll fight this together. | Bununla birlikte savaşacağız. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I'm sick of this whole thing. | Bu şeylerden bıktım artık. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Get the hell out of my life, okay? | Hayatımdan defol git, tamam mı? | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Françoise. Mr. Foucade's here. | Françoise, Bay Foucade burada. Merhaba. Merhaba. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Thanks for coming. My pleasure. | Geldiğiniz için teşekkürler. Benim için bir zevk. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Evening, Mr. Foucade. | İyi akşamlar Bay Foucade. Karım. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Nice to meet you. | Tanıştığımıza memnun oldum. Tanıştığımıza memnun oldum. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
This project gives us all a real buzz. | Bu proje hepimiz için gerçekten ses getirecek. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Can I get you a drink? With pleasure. | Size bir içki getireyim mi? Memnuniyetle. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
There are different types of music in Mali. | Mali'de farklı müzik türleri vardır. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Hunters' music, Wassoulou music, | Hunters müziği, Wassoulou müziği ve hikâye anlatıcıları... | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
If my desk's mismanaged, it's logical to speak out. | Bölümüm kötü yönetiliyorsa bunu konuşmak mantıklı olur. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Let us be the judge of that. It's our job. | Bırak bu işi bir uzman halletsin. Bu bizim işimiz. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Just try to smooth things over. | Sadece işleri düzeltmeye çalış. Sana göre ben mi hatalıyım? | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I didn't say that. | Ben böyle bir şey söylemedim. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
You want to ruin all this? How can I justify our sponsorship? | Her şeyi mahvetmek mi istiyorsun? Sponsorumuzu nasıl haklı gösteririm? | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
It's not blackmail, it's the harsh reality. | Bu şantaj değil, acı gerçekler. Neden bunu söylemedin? | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I hope to increase it despite the cutbacks, | Düşüşe rağmen artışa geçmeyi umut ediyorum. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
You're calling about tomorrow? | Yarın mı çağırıyorsun? Bunun üzerinde düşündüm. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
and I think we have a good case. | İyi durumda olduğumuzu düşünüyorum. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Managing the loans mustn't prevent proper use of the funds. | Borçları yönetmek, fonların doğru kullanımına engel olmamalıdır. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Yes, he's too busy counting down to retirement than recruiting. | Evet, işe alımdan daha çok emeklilik işleriyle meşguldü. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
We'll talk tomorrow. | Yarın konuşuruz. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
What time? | Ne zaman? Peki, tamam. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I just got a letter from the board of the bank. | Az önce banka yönetim kurulundan bir mektup aldım. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Foucade kept his word. | Foucade sözünü tutmuş. Sponsorluğumuz 15.000'den 21.000'e kadar yükselmiş. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Big deal. Sorry? | Aman ne önemli. Affedersin? | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
It doesn't stop us speculating on food markets. | Gıda piyasalarındaki spekülasyonlar bizi durduramaz. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Is that relevant? | Konumuzla alâkalı mı? Elimizi verdik kolumuzu istiyorlar. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I got that, thank you very much. | Anladım, çok teşekkür ederim. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
That's always the way. | Bu her zaman böyledir. Evet, her zaman böyledir. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
So why bring it up tonight? | Peki neden bu akşam gündeme getirdiler? Hedefleri sen değildin. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Really? Who was it aimed at? | Gerçekten mi? Hedefleri kimdi? | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Against myself perhaps. | Bana karşıydı herhalde. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
For Christ’s sake, what are you trying to say? | Tanrı aşkına, ne demeye çalışıyorsun? | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Wonderful! I can't do anything right. | Harika! Hiçbir şeyi doğru yapamam. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Stop that, honestly... | Kes şunu, aslında... | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
This is impossible. Why are you doing this? | Bu mümkün değil. Neden bunu yapıyorsun? | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Don't you see what's going on? | Neler olduğunu görmüyor musun? Hayır! Hayır! | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Screw it! | Sikeyim! | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Rack the slide. | Sürgüyü çek. Bırak. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Ammunition. 509mm cartridges. | Mühimmat 509 mm'lik mermiler. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
How do you know that? | Bunu nereden biliyorsun? Arkandan araştırma yaptık. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
Since your sick leave, something's wrong. | Hastalık izninden beri bir sorun var. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
You must have sensed it. | Bunu hissetmiş olmalısın. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
In itself, it's not a problem. | Kendi içinde bu bir sorun değil. Estelle Legendre'e bir bak. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
She was in the same situation, got a grip and improved her numbers. | O da aynı durumdaydı, kendini topladı ve performansını artırdı. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
I'm doing fine, too. | Ben de işimi iyi yapıyorum. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
You need to bounce back. I'm doing that. | Kendini toparlamalısın. Zaten bunu yapıyorum. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |
We get a sense of being stuck in a no win situation. | Bir anlamda kazanma ihtimalimiz olmayan bir durumda sıkışıp kaldık. | De bon matin-1 | 2011 | ![]() |