Search
English Turkish Sentence Translations Page 22120
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Shall we take a walk? Sure. | Yürüyelim mi? Tabii. | Giant-1 | 2010 | |
| Those falling leaves are so pretty. | Düşen yapraklar çok hoş görünüyor. | Giant-1 | 2010 | |
| I haven't been here in a while, feels really nice. | Uzun zamandır gelmemiştim buraya. İçimi huzur kapladı. | Giant-1 | 2010 | |
| Something is up, isn't it? | Bir şeyler dönüyor, değil mi? | Giant-1 | 2010 | |
| A look at you and it feels like you have something to tell me? | Yüzüne bakınca bana bir şey söyleyeceğini anlayabiliyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| Actually... Today we were granted a permit for the credit institution. | Doğrusu, bugün kredi kuruluşumuzun ruhsatını aldık. | Giant-1 | 2010 | |
| I'm so worried about Dad that it ruined my day a little. | ...babama üzüldüğüm için bütün mutluluğum kaçtı. | Giant-1 | 2010 | |
| I wanted to at least tell someone... | En azından biriyle paylaşmak istedim. | Giant-1 | 2010 | |
| I feel really strange, Gangmo. | Çok garip hissediyorum, Gang Mo. | Giant-1 | 2010 | |
| You should be happy! | Sevinmelisin! | Giant-1 | 2010 | |
| And the chairman will be ecstatic as well. | Müdür Bey de mutluluktan havalara uçardı! | Giant-1 | 2010 | |
| Dad will be happy, too. | Babam da çok mutlu olurdu. | Giant-1 | 2010 | |
| Then, let's do this. | Şöyle yapalım. | Giant-1 | 2010 | |
| I'm so happy I'm about to go crazy. | Öyle mutluyum ki, delirmek üzereyim. | Giant-1 | 2010 | |
| I'll be happy for everyone else, so just watch me. | Herkesi mutlu edeceğim. İyi izle. | Giant-1 | 2010 | |
| Our Jeongyeon did it!! | Jeong Yeon başardı! | Giant-1 | 2010 | |
| Everyone!! | Herkes duysun! | Giant-1 | 2010 | |
| Jeongyeon did it! | Jeong Yeon başardı! | Giant-1 | 2010 | |
| Jeongyeon!! | Jeong Yeon! | Giant-1 | 2010 | |
| Don't be angry, Sotae... | Sinirlenme, Sotae... | Giant-1 | 2010 | |
| My brother has always been the suspicious type. | Ağabeyim daima şüphe besleyen türden biridir. | Giant-1 | 2010 | |
| What am I, a thief? A conman? | Neyim ben, hırsız mı? Dolandırıcı mı? | Giant-1 | 2010 | |
| Ahh... It drives me insane, really. Should just marry someone else. | İnsanı deli ediyor valla. En iyisi başkasıyla evleneyim. | Giant-1 | 2010 | |
| So you'd abandon me and get married? | Beni terk edip başkasıyla mı evleneceksin? | Giant-1 | 2010 | |
| I didn't mean that, | Öyle demek istemedim. | Giant-1 | 2010 | |
| but Shideok always acts so grumpy... | Shideok'un huysuz davrandığını gördükçe... | Giant-1 | 2010 | |
| That I'm your first love! | İlk aşkın olduğumu söylemiştin! | Giant-1 | 2010 | |
| The first since I came out of the Samcheong camp, sure. | Samcheong Kampı'ndan çıktım çıkalı ilk aşkımsın, doğru. | Giant-1 | 2010 | |
| Men are all the same! | Bütün erkekler aynı! | Giant-1 | 2010 | |
| How can you dare say you'll abandon me and marry another woman? | Neyine güvenerek beni terk edip başka kadınla evleneceğini söylersin? | Giant-1 | 2010 | |
| Gyeongja. Can't you trust me? | Gyeong Ja. Hiç mi güvenmiyorsun bana? | Giant-1 | 2010 | |
| I'm Park Sotae. | Benim adım Park Sotae. | Giant-1 | 2010 | |
| I'm yours already. | Ben çoktan sana aidim. | Giant-1 | 2010 | |
| So I guess all your apartments and company holdings are mine as well?! | Apartmanların ve şirket hisselerin de bana ait, değil mi? | Giant-1 | 2010 | |
| Company holdings, too? | Şirket hisseleri mi? | Giant-1 | 2010 | |
| Feel bad about it? | Bozuldun mu? | Giant-1 | 2010 | |
| Ahh... Who said anything... | Gıkımı çıkarmadım... | Giant-1 | 2010 | |
| They're yours, all right. I'm all yours anyway. | Elbette hepsi senin. Ben zaten sana aidim. | Giant-1 | 2010 | |
| Ahh... Those lips really... | Ah o dudaklar yok mu... | Giant-1 | 2010 | |
| Hey Sotae, where... | Sotae, nerede... | Giant-1 | 2010 | |
| Knock, will you? | Kapıyı çalsana be! | Giant-1 | 2010 | |
| You fool, I knock to go down the stairs? | Ahmak, merdivene çıkan kapıyı neden çalayım? | Giant-1 | 2010 | |
| It's the tracking device you asked for. | İstediğin takip cihazı bu. | Giant-1 | 2010 | |
| Where are you going to use this? | Nerede kullanacaksın? | Giant-1 | 2010 | |
| Tomorrow, anything could happen. | Yarın, her duruma karşın. | Giant-1 | 2010 | |
| So that's why I need it. | O yüzden ihtiyacım vardı. | Giant-1 | 2010 | |
| Be careful, Gangmo. | Dikkatli ol, Gang Mo. | Giant-1 | 2010 | |
| I feel like you're being used as a bait, so I don't feel good about it. | Yem olarak kullanılıyorsun düşüncesi yüzünden içim hiç rahat değil. | Giant-1 | 2010 | |
| You called Congressman Min, right? | Milletvekili Min'i aradın, değil mi? | Giant-1 | 2010 | |
| The police will be planted there waiting for you. | Polis orada seni bekliyor olacak. | Giant-1 | 2010 | |
| This is our last chance, Hyung. | Bu son şansımız, hyung. | Giant-1 | 2010 | |
| If we lose it, | Eğer kaybedersek... | Giant-1 | 2010 | |
| we might never get another opportunity to bring Jo Pilyeon down. | ...Jo Pilyeon'u yok edecek başka fırsat bulamayabiliriz. | Giant-1 | 2010 | |
| Once all this is over, I was planning to accept Hwang Jeongyeon into our family. | Tüm bunlar bittiğinde, Hwang Jeong Yeon'u aileye kabul etmeyi düşünüyordum. | Giant-1 | 2010 | |
| I know that you two are still in love. | Birbirinizi hala sevdiğinizi biliyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| And I have no intention of opposing it. | Karşı çıkmaya da niyetli değilim. | Giant-1 | 2010 | |
| I'll be honest. | Açık konuşayım. | Giant-1 | 2010 | |
| I really love Jeongyeon. | Jeong Yeon'u gerçekten seviyorum... | Giant-1 | 2010 | |
| But I can't marry her. | ...ama onunla evlenemem. | Giant-1 | 2010 | |
| Miju even gave birth to a child and broke up with Minwoo anyway. | Mi Ju'nun çocuk doğurup Minwoo'dan ayrılması yetiyor zaten. | Giant-1 | 2010 | |
| Chairman Hwang and Jo Pilyeon are different. | Müdür Hwang ile Jo Pilyeon farklı iki insan. | Giant-1 | 2010 | |
| The suffering Miju went through is no different from mine, Hyung. | Mi Ju'nun çektikleriyle benim çektiklerim arasında hiç fark yok, hyung. | Giant-1 | 2010 | |
| If it's because of me, just don't, Oppa. | Eğer sorun bensem, öyle düşünme oppa. | Giant-1 | 2010 | |
| I know that Chairman Hwang did enough to deserve our forgiveness. | Müdür Hwang'ın affımızı kazanmak için neler yaptığını gayet iyi biliyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| So don't let Jeongyeon Eonni go and marry her, Oppa. | Jeong Yeon unniyi bırakma, evlen onunla oppa. | Giant-1 | 2010 | |
| Every time I look at you, I get depressed. | Sana her baktığımda üzülüyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| Are you going to grow old and die all by yourself? | Yaşlanıp yalnız başına mı ölmek istiyorsun? | Giant-1 | 2010 | |
| Same goes for you, Big Oppa. | Aynısı senin için de geçerli, Seong Mo oppa. | Giant-1 | 2010 | |
| At least you, get married. | En azından sen evlen bari. | Giant-1 | 2010 | |
| You won't find another woman like Jeongyeon Eonni even if you try. | Kırk yıl denesen, Jeong Yeon unni gibi başka bir kadını bulamazsın. | Giant-1 | 2010 | |
| First, let's deal with all this, | Önce şu işi halledelim... | Giant-1 | 2010 | |
| and then we'll talk about this again. | ...sonra tekrar konuşuruz bu konuyu. | Giant-1 | 2010 | |
| I'll soon have my film debut. | Yakında ilk filmimin çekimine başlıyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| Film?! | Film?! | Giant-1 | 2010 | |
| I'm going to become an actress. | Oyuncu olacağım. | Giant-1 | 2010 | |
| Miju, you... | Mi Ju, sen... | Giant-1 | 2010 | |
| Wow... Lee Miju. | Vay... Lee Mi Ju... | Giant-1 | 2010 | |
| Aren't you going home? | Eve gitmeyecek misin? | Giant-1 | 2010 | |
| Going now. | Gidiyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| Aren't you writing reports, these days? | Rapor yazmıyor musun artık? | Giant-1 | 2010 | |
| They said I could stop writing them. | Yazmayı bırakmamı söylediler. | Giant-1 | 2010 | |
| So I guess you won't need to follow me around all day, either. | Sanırım bütün gün peşimde dolanmak zorunda da değilsin. | Giant-1 | 2010 | |
| I need to make a call. | Telefonla konuşmam lazım. | Giant-1 | 2010 | |
| Let's have a word. | İki dakika konuşalım. | Giant-1 | 2010 | |
| I have an appointment. Cancel it. | Randevum var. İptal edersin. | Giant-1 | 2010 | |
| It's urgent. | Acil bir durum var. | Giant-1 | 2010 | |
| Your brother still hasn't called. | Ağabeyin hala aramadı. | Giant-1 | 2010 | |
| Something went wrong already?! | Şimdiden işler ters mi gitti dersin? | Giant-1 | 2010 | |
| I guess Jo Pilyeon doesn't plan to fall into this trap so easily. | Anlaşılan Jo Pilyeon kolay kolay tuzağımıza düşmeyecek. | Giant-1 | 2010 | |
| Listen well to what I'm about to say. | Diyeceklerimi iyi dinleyin. | Giant-1 | 2010 | |
| We need to ask you a few questions. | Bir kaç soru soracaktım. | Giant-1 | 2010 | |
| I have done nothing warranting an investigation. | Soruşturulmayı gerektiren bir suç işlemedim. | Giant-1 | 2010 | |
| I suggest you don't make a scene and just follow me. | Sesini çıkarmadan benimle gelmeni öneririm. | Giant-1 | 2010 | |
| What did you bring me all the way here for? | Beni buraya kadar getirme sebebiniz nedir? | Giant-1 | 2010 | |
| You'll have to stay here with me tonight. | Geceyi benimle birlikte geçirmek zorundasın. | Giant-1 | 2010 | |
| So this is surveillance. | Gözetim altındayım demek. | Giant-1 | 2010 | |
| Just think of it as a little night duty with me. | Benimle birlikte gece görevinde bulunduğunu varsay. | Giant-1 | 2010 | |
| What did Jo Pilyeon promise you for this? | Jo Pilyeon size ne sözü verdi? | Giant-1 | 2010 | |
| I'm sure that you're well aware of the fact that Jo Pilyeon is responsible... | Eminim Chan Seong ile Milletvekili Oh'un ölümünden... | Giant-1 | 2010 | |
| for the deaths of Chanseong and Congressman Oh. | ...Jo Pilyeon'un sorumlu olduğundan haberiniz vardır. | Giant-1 | 2010 |