Search
English Turkish Sentence Translations Page 22102
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| It's a top secret from the Ministry of Finance I just got a hold of, | Maliye Bakanlığı'ndan çok gizli bir bilgi edindim. | Giant-1 | 2010 | |
| suggesting that in three days, the list of ousted companies... | Üç gün içinde, Hangang İnşaat'ın da aralarında bulunduğu... | Giant-1 | 2010 | |
| including Hangang Construction will be announced. | ...görevden alınacak şirketler açıklanacakmış. | Giant-1 | 2010 | |
| In three days?! | Üç gün içinde mi? | Giant-1 | 2010 | |
| That quick? | O kadar erken mi? | Giant-1 | 2010 | |
| If you don't do something before then, | O zamana dek harekete geçmezsen... | Giant-1 | 2010 | |
| it will be over for any company that is mentioned. | ...adı duyurulan bütün şirketlerin işi bitecek. | Giant-1 | 2010 | |
| So should there be any danger of a gas leak or a fire, | Yani gaz kaçağı veya yangın çıkması durumunda... | Giant-1 | 2010 | |
| this mechanism will sound the alarm? | ...bu mekanizma alarmı mı çalıştıracak? | Giant-1 | 2010 | |
| Yes... I tried to explain this to Sotae a hundred times to no avail, | Evet... Sotae'ye yüz defa açıklamaya çalıştım ama işe yaramadı. | Giant-1 | 2010 | |
| but I guess having a brain helped you get it right away?! | Sen ise beynin çalışıyor diye iki dakikada kavradın. | Giant-1 | 2010 | |
| Once this boiler is developed, it will really change the sector's landscape. | Kazanın gelişimi tamamlandığında sektörün görüşü tamamen değişecek. | Giant-1 | 2010 | |
| Tell me about it. We should have bought shares earlier... | Kesinlikle. Keşke hisseleri önceden alsaydık... | Giant-1 | 2010 | |
| You're here? | Sen mi geldin? | Giant-1 | 2010 | |
| What's going on, these days you always come here?! | Hayırdır? Son günlerde buradan ayrılmaz oldun. | Giant-1 | 2010 | |
| These two ladies asking questions nonstop are driving me insane. | Şu kadınlar durmadan soru sorup başımı ütülüyor. | Giant-1 | 2010 | |
| Oh... Really?! | Hadi canım? | Giant-1 | 2010 | |
| I'm the one answering all questions, so why would that drive you insane? | Sordukları sorulara ben cevap veriyorum. Senin başın neden ütüleniyormuş? | Giant-1 | 2010 | |
| Congrats, Gangmo. | Tebrikler, Gang Mo. | Giant-1 | 2010 | |
| Looks like your boiler will really be something. | Kazanınız gerçekten umut vaat ediyor. | Giant-1 | 2010 | |
| Can you complete development within the next three days? | Gelişimi önümüzdeki üç gün içinde tamamlayabilir misiniz? | Giant-1 | 2010 | |
| Three days?! | Üç gün içinde mi? | Giant-1 | 2010 | |
| What's that supposed to mean, all of a sudden? | Neden bahsediyorsun yok yere? | Giant-1 | 2010 | |
| We must do it. | Tamamlamak zorundayız. | Giant-1 | 2010 | |
| We're not dealing with briquette gas here... | Briket gazıyla uğraşmıyoruz ki... | Giant-1 | 2010 | |
| I said we must complete it in three days! | Üç gün içinde tamamlamak zorundayız diyorum! | Giant-1 | 2010 | |
| In three days, that's impossible. | Üç gün içinde tamamlamanın imkanı yok. | Giant-1 | 2010 | |
| Then, how long will it take? | Kaç gün sürer o zaman? | Giant-1 | 2010 | |
| No matter how fast we go, at least a week... No... | Ne kadar hızlı ilerlersek ilerleyelim en azından bir hafta... Hayır... | Giant-1 | 2010 | |
| It will take at least ten days. | En az on gün sürer. | Giant-1 | 2010 | |
| The list you gave us was of great help. | Verdiğiniz listenin büyük yardımı dokundu. | Giant-1 | 2010 | |
| Right... So what did you invest in? | Öyledir... Neye yatırım yaptın? | Giant-1 | 2010 | |
| First, 30 billion will be headed Manbo Construction's way. | Öncelikle 30 milyar won Manbo İnşaat'ın önüne konacak. | Giant-1 | 2010 | |
| I see you're sparing no expense. | Bakıyorum masraftan kaçınmıyorsun. | Giant-1 | 2010 | |
| We carefully analyzed those ailing companies, | Hastalıklı şirketleri dikkatli biçimde analiz ederek... | Giant-1 | 2010 | |
| and went through a very thorough selection. | ...kusursuz bir şekilde seçimimizi yaptık. | Giant-1 | 2010 | |
| Unless that list suddenly changes, | Liste aniden değişmediği sürece... | Giant-1 | 2010 | |
| I assure you it will be worth the investment. | ...yatırımın değerini kazanacağımızdan sizi temin edebilirim. | Giant-1 | 2010 | |
| That list is not going to be altered, so just trust me, President Noh. | Listenin hiçbir bölümü değiştirilmeyecek. Güvenebilirsin sözüme, Müdür Noh. | Giant-1 | 2010 | |
| Isn't that the reason why I'm investing my entire fortune? | Tüm varlığımı yatırmamın sebebi de o değil mi zaten? | Giant-1 | 2010 | |
| If you want to look after me, you'll have to make a lot of money. | Benimle ilgilenmeyi düşünüyorsan bolca para kazanmalısın. | Giant-1 | 2010 | |
| Shouldn't you go for the highest seat, sooner or later? | Er geç daha yüksek mevkiye çıkmayı düşünmüyor musunuz? | Giant-1 | 2010 | |
| Don't you go around mentioning that. | Sakın kimseyle o tür şeyler konuşma. | Giant-1 | 2010 | |
| But, when do you plan to sell those Hangang Construction shares? | Hangang İnşaat hisselerini ne zaman satmayı planlıyorsun? | Giant-1 | 2010 | |
| We'll start the assault tomorrow. | Saldırıya yarın başlayacağız. | Giant-1 | 2010 | |
| So it'll be downhill for them starting tomorrow. | Yarından itibaren düşüşe geçecekler desene. | Giant-1 | 2010 | |
| Once the list is announced in three days, | Liste üç gün sonra açıklandığında... | Giant-1 | 2010 | |
| it'll be all over for Hangang Construction's shares. | ...Hangang İnşaat hisselerini kimse kurtaramayacak. | Giant-1 | 2010 | |
| Here... Let's drink. | Hadi... İçelim. | Giant-1 | 2010 | |
| It's you? | Sen mi geldin? | Giant-1 | 2010 | |
| I have something to tell you. | Hanımefendi, sizinle bir şey konuşmalıyım. | Giant-1 | 2010 | |
| We know. | Haberimiz var. | Giant-1 | 2010 | |
| So the list will be announced in three days? | Liste üç gün içinde mi açıklanacakmış? | Giant-1 | 2010 | |
| Will they manage to complete their boiler on time? | Kazanlarını zamanında tamamlamayı becerebilecekler mi? | Giant-1 | 2010 | |
| To be honest... It looks unlikely. | Doğrusunu söylemek gerekirse ihtimali düşük. | Giant-1 | 2010 | |
| Any way to revive the company's fortunes before then? | Şirketin değerini o zamana dek yükseltmenin yolu var mı? | Giant-1 | 2010 | |
| Other than telling you I will give my best... | Elimden geleni yapacağımı demekten başka... | Giant-1 | 2010 | |
| So shouldn't you start selling all the Hangang Construction shares you have? | Elindeki Hangang İnşaat hisselerini satmaya başlamayacak mısın? | Giant-1 | 2010 | |
| Tell me what you're thinking. | Ne düşündüğünden bahset. | Giant-1 | 2010 | |
| How would you like to proceed? | Nasıl ilerlemeyi düşünüyorsun? | Giant-1 | 2010 | |
| I still have faith in Gangmo. | Gang Mo'ya olan inancımı henüz yitirmedim. | Giant-1 | 2010 | |
| Gangmo will succeed. | Gang Mo başaracaktır. | Giant-1 | 2010 | |
| He's not going to go down this way. | Bu şekilde batacağına inanmıyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| I know what you're feeling... | Neler hissettiğini biliyorum... | Giant-1 | 2010 | |
| But the reality of things... So? | Fakat işin aslı... Ee? | Giant-1 | 2010 | |
| I'd like to fight with him to the end. | Sonuna dek onunla birlikte savaşmayı düşünüyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| The decision is obviously up to you, | Elbette son kararı siz vereceksiniz... | Giant-1 | 2010 | |
| but that's the way I see it. | ...ama benim düşüncem bu yönde. | Giant-1 | 2010 | |
| When it comes to being so reckless, she just takes after me. | Söz konusu düşünmeden davranmakken bana çektiği belli. | Giant-1 | 2010 | |
| Just pretend you didn't hear that. | Dediklerini duymamış gibi davran. | Giant-1 | 2010 | |
| I'm in the mood for a drink, too. | Canım içki çekiyordu. | Giant-1 | 2010 | |
| Can I join in? | Sana katılabilir miyim? | Giant-1 | 2010 | |
| Excuse me, can I have a glass? | Pardon, bir bardak alabilir miyim? | Giant-1 | 2010 | |
| The Hangang Construction shares you have... | Elindeki Hangang İnşaat hisselerini... | Giant-1 | 2010 | |
| must be sold, Jeongyeon. | ...satmalısın Jeong Yeon. | Giant-1 | 2010 | |
| I don't really think I would endure... | Bu sorun yüzünden zorluk çektiğini... | Giant-1 | 2010 | |
| seeing you in difficulty because of this. | ...görmeyi kaldıramam. | Giant-1 | 2010 | |
| Back then, when I lost Manbo Construction... | Yıllar evvel Manbo İnşaat'ı kaybettiğimde dediklerini... | Giant-1 | 2010 | |
| Remember? | ...hatırlıyor musun? | Giant-1 | 2010 | |
| This is what you told me back then. | Zamanında şöyle demiştin: | Giant-1 | 2010 | |
| "You might abandon it, but do it with your head held up high." | "Başını dik tut ve gözlerinin içine bak." | Giant-1 | 2010 | |
| "Don't show them a single tear." | "Göz yaşı dökerek memnun hissetmelerine müsaade etme." | Giant-1 | 2010 | |
| You can fail once and lose it all, Gangmo. | Başaramaz ve her şeyini kaybedebilirsin, Gang Mo. | Giant-1 | 2010 | |
| There are more people who failed than those who succeeded. | Başaran insanlardansa başaramayanların sayısı daha fazla. | Giant-1 | 2010 | |
| And even more people got back on their feet after experiencing failure. | Başarısızlığı tattıktan sonra ayaklarının üstünde duranlar da var. | Giant-1 | 2010 | |
| Still, even if you do fail, I don't want to see you lose. | Başaramasan bile, kaybettiğini görmek istemiyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| Particularly if whom you're fighting with are Jo Pilyeon and his son. | Özellikle savaştığın kişiler Jo Pilyeon ve oğlu ise. | Giant-1 | 2010 | |
| Even if you lose the company, | Şirketini kaybetsen bile... | Giant-1 | 2010 | |
| you must remain strong and fight to the very end. | ...güçlü kalmalı ve sonuna dek savaşmalısın. | Giant-1 | 2010 | |
| Thanks, Jeongyeon. | Teşekkürler, Jeong Yeon. | Giant-1 | 2010 | |
| Having you by my side... | Sen yanımdayken... | Giant-1 | 2010 | |
| gives me great strength. | ...kendimi güçlü hissediyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| Have a drink. Sure. | İçelim. Tabi. | Giant-1 | 2010 | |
| So is it this weekend? | Bu hafta sonu muydu? | Giant-1 | 2010 | |
| Ahh... That? | O mu? | Giant-1 | 2010 | |
| It still hasn't been signed by the president, right? | Başkan henüz imzasını atmadı, değil mi? | Giant-1 | 2010 | |
| I was going to go to the Blue House tomorrow. | Yarın Mavi Ev'e gitmeyi düşünüyordum. | Giant-1 | 2010 | |
| But why do you keep bugging me about it? | Niye o konu hakkında sorular sorup duruyorsun? | Giant-1 | 2010 | |
| I was just wondering if you could delay that announcement a little. | Duyuruyu bir kaç gün erteleyebilmen mümkün mü diye soracaktım. | Giant-1 | 2010 | |
| After the torture scandal, | İçkence skandalından sonra... | Giant-1 | 2010 |