Search
English Turkish Sentence Translations Page 21803
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| With my children? Surrounded by my family? | ...eskisi gibi huzurlu olamaz mıyım? | Gett-1 | 2014 | |
| Did you know, Viviane, | Viviane, on emirden biri olan "verimli olup çoğalmak" emrine... | Gett-1 | 2014 | |
| by the be fruitful and multiply commandment? | ...uymadığın için kardeşimin senden kurtulabileceğinin farkında mısın? | Gett-1 | 2014 | |
| Let him do it! I gave him four children. | Bırak da yapsın! Ona dört çocuk verdim. | Gett-1 | 2014 | |
| And he was a good father to your children. | Çocuklarına iyi bir baba oldu. | Gett-1 | 2014 | |
| Yes. And supported you. | Öyle ya. Ayrıca sana destek çıktı. | Gett-1 | 2014 | |
| Yes. | Öyle. Öyle tabii, sana destek oldu! | Gett-1 | 2014 | |
| And never raised a hand to you! No. | Bir kez olsun sana el kaldırdı mı? Kaldırmadı. | Gett-1 | 2014 | |
| Viviane Amsalem, | Viviane Amsalem, burnunun dikine giden birisin. | Gett-1 | 2014 | |
| Your Honor... Calm down, Shimon. | Sayın Yargıç... Sakin olun, Bay Shimon. | Gett-1 | 2014 | |
| You exploited him all your life. He provided you with a home, | Hayatın boyunca onu sömürdün. Sana evle birlikte... | Gett-1 | 2014 | |
| family, children, security, honor | ...aile, çocuk, emniyet, şeref ve iyi bir nam kazandırdı! | Gett-1 | 2014 | |
| And now you want to throw all that away? | Tüm bunları elinin tersiyle itmek mi istiyorsun? | Gett-1 | 2014 | |
| Your Honor, | Sayın Yargıç, bu adamla yaşamak istemiyorum. | Gett-1 | 2014 | |
| It's my right. | Bu benim hakkım. Senin hakkın ama buna sen karar veremezsin. | Gett-1 | 2014 | |
| Yes. No. | Veririm. Veremezsin. Veririm. Veremezsin zira sana kalmış bir şey değil. | Gett-1 | 2014 | |
| If we were dealing with a man who beats his wife, | Karısını döven, verdiği memnuniyeti... | Gett-1 | 2014 | |
| who refused her pleasure, clothes or food, | ...giyeceği, yiyeceği reddeden bir adamla karşı karşıya olsaydık... | Gett-1 | 2014 | |
| then we'd have something to discuss, | ...bir şeyleri tartışabilirdik ama huzurunuzda... | Gett-1 | 2014 | |
| whose wishes are irrational. | ...yersiz istekleri olan bir kadın duruyor. | Gett-1 | 2014 | |
| A woman who beats her husband, embarrasses him, refuses his needs, | Kocasına vuran, onu mahcup eden, ihtiyaçlarını gidermeyen bir kadın ki... | Gett-1 | 2014 | |
| and he still wants her back! | ...kocası yine de onun geri dönmesini istiyor. | Gett-1 | 2014 | |
| And you want to force this man to grant her a divorce? | Siz de bu adamın, kadından zorla boşanmasını mı talep ediyorsunuz? | Gett-1 | 2014 | |
| If that's how it is, my duty in this court is over. | Böyle niyahete erecekse mahkemedeki görevim bitmiştir. | Gett-1 | 2014 | |
| What else can I say? You're right, I'm crazy. | Daha ne diyebilirim ki? Hepiniz haklısınız, deli olan benim. | Gett-1 | 2014 | |
| No more questions. | Yok daha sorum falan. | Gett-1 | 2014 | |
| It's a shame that Shimon chose to ramble on | Bay Shimon'un dinlemek yerine lafı dolandırmayı seçmesi, bir ayıptır. | Gett-1 | 2014 | |
| Watch your tongue, Carmel Ben Tovim! | Diline sahip çık Carmel Ben Tovim! | Gett-1 | 2014 | |
| Ignoring my client's answers, time and again. | Defalarca kez müvekkilimin cevaplarını hiçe saydın. | Gett-1 | 2014 | |
| I know how to talk, too, Shimon. | Nasıl konuştuğunu da gördük Shimon. | Gett-1 | 2014 | |
| How long have you thought about leaving this man? | Ne zamandır bu adamdan ayrılmayı düşünüyordun? | Gett-1 | 2014 | |
| Seriously, about 10 years. | Ciddi olarak, yaklaşık on yıldır. | Gett-1 | 2014 | |
| For 10 years he's ignored your wishes. Yes. | On yıldır isteklerini görmezden geliyor. Evet. | Gett-1 | 2014 | |
| And not seriously? | Ciddiye almıyor mu? | Gett-1 | 2014 | |
| From the day we married, | Evlendiğimiz günden beri, tüm hayatım boyunca. | Gett-1 | 2014 | |
| Why did you marry? | Neden evlendin? | Gett-1 | 2014 | |
| Why? | Neden mi? Çünkü... | Gett-1 | 2014 | |
| That's life. We got married. | Hayat işte. Bir bakmışız evlendik. | Gett-1 | 2014 | |
| Viviane, why did you stay with him? | Viviane, neden onunla kaldın? | Gett-1 | 2014 | |
| I didn't want to break up the family. | Aileyi dağıtmak istemedim. | Gett-1 | 2014 | |
| Have you been a good wife? | İyi bir eş oldun mu? Cevaplatsanıza! | Gett-1 | 2014 | |
| Sit! | Otur yerine! Cevaplayın hanımefendi. | Gett-1 | 2014 | |
| I don't think I've been a good wife to him. | İyi bir eş olduğumu sanmıyorum. | Gett-1 | 2014 | |
| I wanted things he couldn't give me. | Ondan karşılayamayacağı şeyler istedim. | Gett-1 | 2014 | |
| Did you love him? | Onu seviyor muydun? Evet. | Gett-1 | 2014 | |
| I wanted us to be happy. | Mutlu olmamızı istedim. | Gett-1 | 2014 | |
| Viviane Amsalem, | Viviane Amsalem, kocanız ne kadardır... | Gett-1 | 2014 | |
| not come to you? | ...sizinle birlikte olmadı? | Gett-1 | 2014 | |
| A long time. | Uzun zamandır. Ne kadar uzun? | Gett-1 | 2014 | |
| A long time. | Uzun zamandır. Ama ne kadar? | Gett-1 | 2014 | |
| How long is a long time? | Ne kadar uzun dedim? | Gett-1 | 2014 | |
| You wanted and he refused? | Siz istediniz de o mu reddeti? | Gett-1 | 2014 | |
| Viviane, I'm asking, | Viviane, sen istedin de o mu reddetti diye soruyorum? | Gett-1 | 2014 | |
| A long time, Carmel. | Uzun zamandır, Carmel. Birkaç yıldır ilişkiye girmedik. | Gett-1 | 2014 | |
| No more questions, Your Honor. | Başka sorum yoktur, Sayın Yargıç. Müsaade ederseniz, Sayın Yargıç. | Gett-1 | 2014 | |
| No relations for a long time? | Uzun zamandır mı ilişkiye girmediniz? | Gett-1 | 2014 | |
| He says you don't want to. He can say whatever he wants. | Kocan, senin istemediğini söylüyor. O canı ne isterse onu söyler. | Gett-1 | 2014 | |
| Interesting. | Enteresan. O istediğinde sen kabul ettin mi? Etmedim. | Gett-1 | 2014 | |
| There you have it! | İşte bu! İstemeyen oymuş. Kabul ediyor musun? | Gett-1 | 2014 | |
| Still, you have four children. | Hâlâ dört çocuğunuz var. Açıkla! Anlamak istiyoruz. | Gett-1 | 2014 | |
| Speak up, Mrs. Amsalem. | Açıkça konuşun, Bayan Amsalem. | Gett-1 | 2014 | |
| Answer, madam. What should I say? | Yanıt verin, hanımefendi. Ne demem gerekiyor? | Gett-1 | 2014 | |
| How we had four children? Nothing to tell. | Nasıl dört çocuk yaptığımızı mı? Söylenecek bir şey yok. | Gett-1 | 2014 | |
| Your Honor, we have grounds. | Gerekçemiz var, Sayın Yargıç. Yalan söylüyor. Söyledikleri onun aleyhinedir. | Gett-1 | 2014 | |
| Want the truth, Shimon? | Gerçeği mi duymak istiyorsun, Shimon? Çok ısrar edeceksen söyleyeyim. | Gett-1 | 2014 | |
| Yes, my sister. | Söyle kardeşim. Bana kardeşim deyip ardından atıp tutma. | Gett-1 | 2014 | |
| Enough hypocrisy! | Bu kadar ikiyüzlülük yeter! | Gett-1 | 2014 | |
| Do you think I liked living with your mother? | Annenle yaşamak çok mu hoşuma gitti sanıyorsun? | Gett-1 | 2014 | |
| No. I suffered. | Gitmedi. Canıma okundu. Bana acı çektirdi. | Gett-1 | 2014 | |
| And I suffered when he kept me away from my family, | Ailemden ve arkadaşlarımdan beni uzaklaştırması beni tüketti. | Gett-1 | 2014 | |
| and from my friends. That he never said to me: | Kocam da gelip "Karıcığım, nasılsın? Bugün canın mı sıkkın? | Gett-1 | 2014 | |
| Are you sad today? Are you happy? How was your day?" | Keyfin yerinde mi? Günün nasıl geçti?" diye sormadı. | Gett-1 | 2014 | |
| That he never touched me, | İster gece ister gündüz olsun... | Gett-1 | 2014 | |
| never held me, neither at night nor in the day. | ...ne bana dokundu ne de sarıldı. | Gett-1 | 2014 | |
| Not in front of others, not at all. | Bırakın insanların gözü önünde yapmayı hiçbir zaman yapmadı bunları. | Gett-1 | 2014 | |
| I respected him, Shimon, | Sen de biliyorsun ki Shimon, ona saygıda kusur etmedim. | Gett-1 | 2014 | |
| But he was never satisfied. Never. | Hiçbir zaman memnun olmadı. Hiçbir zaman. | Gett-1 | 2014 | |
| Neither what I cooked nor what I did. | Ne pişirdiğim yemeklerden memnun oldu ne de yaptığım şeylerden. | Gett-1 | 2014 | |
| He'd come into the kitchen and criticize. | Mutfağa gelip bir kulp bulurdu. Hep mutsuzdu. | Gett-1 | 2014 | |
| He wouldn't eat what I cooked. | Pişirdiğim şeyleri yemezdi. | Gett-1 | 2014 | |
| As if to punish me, | Beni cezalandırırmışçasına aşağılayıp dururdu. | Gett-1 | 2014 | |
| He always found a reason to offend me, to ruin things. | Bir şeyleri mahvetmek, beni incitmek için her zaman bir sebebi olurdu. | Gett-1 | 2014 | |
| Your brother hates me, Shimon. | Kardeşin benden nefret ediyor, Shimon. | Gett-1 | 2014 | |
| He hates me. | Nefret ediyor. Nefret ediyor benden, Sayın Yargıç. | Gett-1 | 2014 | |
| All he wants is to see me unhappy. | Tek istediği beni mutsuz görmek. | Gett-1 | 2014 | |
| Until he sees me torn to pieces, down on my knees, | Paralandığımı, dizlerimin üstüne çöktüğümü görene kadar... | Gett-1 | 2014 | |
| he won't be satisfied. | ...tatmin olmayacaktır. Bu kadarı bile yetmez. | Gett-1 | 2014 | |
| What are you looking at me for? | Bana niye bakıyorsun? | Gett-1 | 2014 | |
| You're in love with this woman. | Bu kadına yanıksın sen. | Gett-1 | 2014 | |
| You cannot hide your feelings. | Hislerin seni ele veriyor. | Gett-1 | 2014 | |
| You're as clear as water. | Su kadar berraksın. Sayın Yargıç... | Gett-1 | 2014 | |
| I ask that you disqualify Carmel Ben Tovim | Bu şartlar altında Viviane'ın vekili olarak devam edemeyeceği için... | Gett-1 | 2014 | |
| since under the circumstances he cannot serve as her advocate. | ...Carmel Ben Tovim'in yetkisinin elinden alınmasını talep ediyorum. | Gett-1 | 2014 | |
| I love this woman?! | Ben mi bu kadını seviyormuşum? Onu sevdiğim falan yok, kendisi sadece... | Gett-1 | 2014 | |
| You don't love this woman? | Sevmiyor musun? Sevmiyorum tabii. | Gett-1 | 2014 | |
| I don't love her in the way you're implying. | Senin ima ettiğin şekilde sevmiyorum. Hangi şekilde seviyorsun o hâlde? | Gett-1 | 2014 | |
| How? What are you saying? | Hangi şekilde dedim? Dilin neler söylüyor? | Gett-1 | 2014 | |
| Who said I love her? Vivianne Amsalem is... | Onu sevdiğimi kim söyledi? Viviane Amsalem... | Gett-1 | 2014 | |
| Carmel Ben Tovim. | Carmel Ben Tovim. Bu kadını sevdiğiniz doğru mudur? | Gett-1 | 2014 | |
| This is turning into... | Çığırından çıkmaya... Hepiniz aklınızı kaçırmışsınız. | Gett-1 | 2014 |