Search
English Turkish Sentence Translations Page 21798
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| "Interrogation"! | Hadi sorgula beni! | Gett-1 | 2014 | |
| Do you speak to the plaintiff? | Davacıyla muhabbetiniz oluyor mu? | Gett-1 | 2014 | |
| She lives with me! | Benimle yaşıyor ya! | Gett-1 | 2014 | |
| And in your conversations, have you ever tried | Konuşmalarınızda, evine dönmesi için hiç onu ikna etmeye çalıştınız mı? | Gett-1 | 2014 | |
| Your Honor, I've told her time and again | Sayın Yargıç, toparlan da evine dön... | Gett-1 | 2014 | |
| that it's best to make up and move back. | ...diye diye dilimde tüy bitti. | Gett-1 | 2014 | |
| A divorced women in Israel eats shit! | İsrail'de dul bir kadınsan ağzına edilir! Ağzını topla. | Gett-1 | 2014 | |
| Excuse me, | Mazur görün Sayın Yargıç ama... | Gett-1 | 2014 | |
| who wants to marry a divorced woman? | ...dul kadını kim alır, deyin hele bana? | Gett-1 | 2014 | |
| I'm telling you, the Russian immigration did us in! | Ben diyeyim, Rus göçmen bürosu bizi kabul etti! | Gett-1 | 2014 | |
| Did us in! | Bizi kabul ettiler! Boşanırsanız tüm kırıklarınız sizden uzak durur. | Gett-1 | 2014 | |
| They're afraid you'll steal their husbands. | Kocalarını ellerinden alırsınız diye korkarlar. | Gett-1 | 2014 | |
| But I understand her, Your Honor. | Ama onu anlıyorum, Sayın Yargıç. | Gett-1 | 2014 | |
| That man is intolerable! No woman would stay with him. | Bu adama tahammül edilmez! Hiçbir kadın onunla yaşayamaz. | Gett-1 | 2014 | |
| Your Honors, I think the lady has gone too far. | Sayın Yargıçlar, hanımefendi sanırım fazla ileri gitti. | Gett-1 | 2014 | |
| She wasn't asked about Elisha. | Elisha'yla alakalı şeyler değil bunlar. | Gett-1 | 2014 | |
| 30 years of marriage is too much. | Otuz yıllık evlilik, bir hayli uzundur. | Gett-1 | 2014 | |
| If you ask me, | Bana sorarsınız bu zavallı kadın borcunu çoktan ödedi. | Gett-1 | 2014 | |
| So enough! Set her free. | Bu kadar yeter! Onu azat edin. | Gett-1 | 2014 | |
| That's enough, get out. | Yeter bu kadar, çık dışarı. Lafım bitene kadar bir yere gitmiyorum. | Gett-1 | 2014 | |
| Get out. | Çık dedim. Seni daha fazla dinlemek istemiyorum, tamam mı? | Gett-1 | 2014 | |
| Emil! What is... | Emil! Nedir bu... Çantası kaldı. | Gett-1 | 2014 | |
| Madam, your purse! | Hanımefendi, çantanız! | Gett-1 | 2014 | |
| Mrs. Amsalem. | Bayan Amsalem. | Gett-1 | 2014 | |
| Simon Abecassis. | Simon Abecassis. | Gett-1 | 2014 | |
| Profession? | Ne iş yapıyorsun? Tüccarım. | Gett-1 | 2014 | |
| What do you deal in? Spices. | Ne alıp satıyorsun? Baharat. | Gett-1 | 2014 | |
| Sir, | Beyefendi, Amsalem'in komşusu oluyorsunuz. | Gett-1 | 2014 | |
| True. | Doğrudur. Uzun zamandan beri mi? Doğrudur. | Gett-1 | 2014 | |
| What can you tell us about them? | Onlarla ilgili bize ne anlatabilirsiniz? | Gett-1 | 2014 | |
| What's to tell? They're like any couple. | Ne söylenebilir ki? Her çift gibiydiler. | Gett-1 | 2014 | |
| I go to synagogue with Elisha. | Elisha'yla sinagoga giderim. Vivianne'la da Dona arkadaş. | Gett-1 | 2014 | |
| We've been next door neighbors for 20 years. | Yirmi yıldır kapı komşusuyuz. | Gett-1 | 2014 | |
| His kids come over, we go there. Like brothers. | Onun çocukları uğruyor, biz onlara gidiyoruz. Kardeş gibiler. | Gett-1 | 2014 | |
| I couldn't ask for better neighbors. | Bundan iyi komşu mu bulunur? | Gett-1 | 2014 | |
| What kind of husband is he? | Kocası nasıl biridir? Örnek bir kocadır. | Gett-1 | 2014 | |
| How does he treat his wife? Exemplarily. | Karısına davranışı nasıldır? Örnek olacak şekilde. | Gett-1 | 2014 | |
| I haven't a bad word to say about him. | Onun için denilecek tek kötü söz bile bulamıyorum. | Gett-1 | 2014 | |
| He's a man and husband | Örnek alınası bir adam ve kocadır. | Gett-1 | 2014 | |
| Simon, dear, since you are neighbors, | Sevgili Simon, komşu olduğunuzdan beri... | Gett-1 | 2014 | |
| can you tell us if you've ever heard them fight? | ...hiç onlardan kavga sesi geldiği oldu mu? | Gett-1 | 2014 | |
| Fight? | Kavga mı? Karım Dona ile ettiğimiz kadar işte. | Gett-1 | 2014 | |
| Thank you, that's all. | Sağ olun, diyeceklerim bu kadar. | Gett-1 | 2014 | |
| The witness is dismissed. | Tanık çıkabilir. Lütfen. | Gett-1 | 2014 | |
| Come in, madam. | Buyurun hanımefendi. Tanık gidebilir. | Gett-1 | 2014 | |
| Stand at the podium. | Kürsüye geçin. | Gett-1 | 2014 | |
| The witness may go. | Tanık gidebilir. Kalacağım. Olmaz, çıkın. | Gett-1 | 2014 | |
| I do nothing without him. | O olmadan tek kelime etmem. Sayın Yargıç? | Gett-1 | 2014 | |
| Please step back a little, | Biraz geride, duvarın orada durun. | Gett-1 | 2014 | |
| Please move, Abcassis. Back. | İlerleyin, Abcassis. Geri gidin. | Gett-1 | 2014 | |
| Abecassis. Excuse me, Abecassis. | Abecassis. Kusura bakma, Abecassis. | Gett-1 | 2014 | |
| Further back, to the pillar. | Daha da geri gidin, sütuna kadar. Sütunun ardına geçin. | Gett-1 | 2014 | |
| A little more... | Birazcık daha... İşte böyle, teşekkürler. | Gett-1 | 2014 | |
| Name and profession? | Adınız ve mesleğiniz? Dona Abecassis, ev hanımıyım. | Gett-1 | 2014 | |
| And I work in our spice shop. | Kendi aktarımızı işletiyorum. Buyurun, Haham Shimon. | Gett-1 | 2014 | |
| You were summoned | Bu çiftin en yakın arkadaşları olduğunuz için çağrıldınız. | Gett-1 | 2014 | |
| True. | Doğrudur. Kapı komşusuyuz ve kapılarımız da daima açıktır. | Gett-1 | 2014 | |
| When she needs a cup of oil or sugar, I give her a kilo. | Bir kâse yağ ya da şeker lazım olsa ben bir kilo veririm. | Gett-1 | 2014 | |
| Friends. | Arkadaşlar işte. Bay Abecassis, sessiz olun. | Gett-1 | 2014 | |
| Thank you. | Teşekkürler. Kocanız, Amsalemleri kavga ederken ya da... | Gett-1 | 2014 | |
| the Amsalems fight or argue. | ... tartışırken hiç duymadığını söyledi. Doğrudur. | Gett-1 | 2014 | |
| Mr. Abecassis! | Bay Abecassis! Siz hiç kavga sesi duydunuz mu? | Gett-1 | 2014 | |
| Nothing special. | Dişe dokunur bir şey olmadı. | Gett-1 | 2014 | |
| Do you think Elisha is a good husband to Viviane? | Sizce Elisha, Viviane için iyi bir koca mıdır? | Gett-1 | 2014 | |
| Sure he is. Mr. Abecassis! | Tabii ki öyle. Bay Abecassis! | Gett-1 | 2014 | |
| He's a good, respectable man. | İyi ve saygın biridir. Her kadın çok şanslı olmalı! | Gett-1 | 2014 | |
| My Simon, God bless him, | Simon'um, Rabbim onu korusun, kirli bardağını lavaboya bile koymaz. | Gett-1 | 2014 | |
| She'll never find another like him. | Onun gibisini bir daha nereden bulacak? | Gett-1 | 2014 | |
| He lets her go out with the children, | Çocuklarıyla ya da arkadaşlarıyla dışarı çıkmasına izin veriyor. | Gett-1 | 2014 | |
| Whoever heard of that? | Nerede duyulmuş böylesi? | Gett-1 | 2014 | |
| Would my Simon let me go out alone? | Simon'um tek başıma sokağa çıkmama izin verir mi? | Gett-1 | 2014 | |
| Mrs. Abecassis, as you know the couple, | Bayan Abecassis çifti tanıdığınız kadar... | Gett-1 | 2014 | |
| can you give this court grounds to force Elisha to divorce her? | ...Elisha'nın Viviane'dan boşanmasını sağlayacak bir gerekçe sunabilir misiniz? | Gett-1 | 2014 | |
| God forbid. | Allah muhafaza. | Gett-1 | 2014 | |
| Divorce her? For what? | Boşanmak mı? Ne için? Yazık olur. | Gett-1 | 2014 | |
| Thank you, Dona. | Teşekkür ederim, Dona. Başka sorum yok. | Gett-1 | 2014 | |
| 20 years together? | Yirmi yıldır mı berabersiniz? Evet, maket ev fuarında tanışmıştık. | Gett-1 | 2014 | |
| Who do you think is a better husband, | Sizce kocanız mı yoksa Viviane'nın kocası mı daha iyi bir koca? | Gett-1 | 2014 | |
| That's immaterial, Your Honor. | Konuyla alakası yok, Sayın Yargıç. Ne aptalca bir soru! | Gett-1 | 2014 | |
| I'm trying to determine the witness's point of departure. | Tanığın hareket noktasını belirlemeye çalışıyorum. | Gett-1 | 2014 | |
| What departure? | Ne hareketi? Devam edin? | Gett-1 | 2014 | |
| Are you happy with your marriage? | Mutlu bir evliliğiniz mi var? Elbette, ben mutluyum. | Gett-1 | 2014 | |
| In your opinion, | Sizce evliliğinizi mutlu kılan nedir? | Gett-1 | 2014 | |
| Look, sir, we each have our roles. | Hepimizin görevleri ayrıdır. | Gett-1 | 2014 | |
| Simon supports us, I work in the shop, | Simon bize destek çıkar, ben dükkânda çalışırım... | Gett-1 | 2014 | |
| do the housework, raise the kids, clean, cook, like normal. | ...ev işi yaparım, çocuk büyütürüm, temizlik ve yemek yaparım, normal şeyler işte. | Gett-1 | 2014 | |
| And as God is my witness, he never raised a hand to me. | Allah şahidimdir ki bana elini bile kaldırmadı. | Gett-1 | 2014 | |
| Never raised a hand to her. | Ona elini bile kaldırmamış. | Gett-1 | 2014 | |
| Did you ever refuse Simon a request? | Simon'un bir isteğine karşı geldiğiniz oldu mu? | Gett-1 | 2014 | |
| What do you mean? I do what I have to do. | O da ne demek? Ne yapmam gerekiyorsa yaparım. | Gett-1 | 2014 | |
| Mrs. Abecassis, | Bayan Abecassis, şahsınıza ait banka hesabınız var mı? | Gett-1 | 2014 | |
| No. | Yoktur. Kendinize ait banka hesabınız olmasını istediniz mi? | Gett-1 | 2014 | |
| What does she need a bank account for? | Neden banka hesabına gerek duysun? Yediği önünde yemediği ardında. | Gett-1 | 2014 | |
| Good. | Güzel. Bayan Abecassis kaç çocuk isterdiniz? | Gett-1 | 2014 | |
| Four, like normal. | Dört çocuk, doğal olarak. Ama üç kızınız var. | Gett-1 | 2014 | |
| They're perfect, may God protect them. | Hepsi de mükemmel, Allah onları korusun. | Gett-1 | 2014 | |
| Can you tell us why you had six miscarriages | Üç kızınız olduktan sonra neden altı düşük yaptığınızı anlatabilir misiniz? | Gett-1 | 2014 | |
| Your Honor, what is he driving at? | Sayın Yargıç, nereye varmaya çalışıyor? Shimon, sessiz olur musun? | Gett-1 | 2014 | |
| Answer, Mrs. Abecassis. | Cevap verin, Bayan Abecassis. Daha fazla çocuk istedik. | Gett-1 | 2014 | |
| You did or your husband did? | Siz mi istediniz yoksa kocanız mı istedi? | Gett-1 | 2014 |