Search
English Turkish Sentence Translations Page 21252
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| One woman once killed her husband | Kocasını ağzını şapırdattığı için öldüren bir kadın bile var. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| My husband was not like that. | Kocam öyle biri değildi. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| That may not be the only reason. | Onu öldürmenin tek sebebi bu değildi. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| You wanted to kill him so bad | Sonunda kendin ölmemek için... | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Otherwise you might end up dead. | ...onu öldürdün. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Please get out. | Lütfen git. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| And don't ever return. | Ve bir daha geri dönme. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Hello? This is Soo jin. | Alo? Ben, Soo jin. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Oh, what's up. | Ne oldu? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Do you enjoy tailing and peeping on someone? | İnsanların peşine takılıp onları izlemek eğlenceli mi? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| You look like you have something to say. Please come inside. | Sana bir şey anlatacağım. Lütfen içeri gel. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| I loved and married a man of my dreams. | Hayallerimin erkeğine aşık olup onunla evlendim. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| But I think he loved me too much... | Aslında o adamın beni çok sevmesi gerekiyordu. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| He suffered from delusional jealousy | Ama hastalık derecesinde kıskançtı. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Everyday he'd doubt and beat me... | Her gün rahatsız olur ve beni döverdi. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| So I divorced him and married my husband now. | Ondan boşandım ve şimdiki kocamla evlendim. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| But since he was rich he had many women. | Ama kocamın, yığınla parası olduğu gibi yığınla kadını da vardı. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| It'd have been better if I didn't know... | Bunu bilmeseydim daha iyi olurdu. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| How dare you question me? How dare you! | Ne cüretle bana soru sorarsın? Ne cüretle? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| You are a flower I legally purchased. | Sen benim resmi olarak satın aldığım bir malsın. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| I... I only love you. | Ben... Sadece seni seviyorum. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| I'm just having fun with others! | Diğer kadınlarla gönül eğlendiriyorum! | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| If I questioned him he'd beat me... | Beni dövmeye başladığı zaman... | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Why did you say you didn't know her? | O zaman niçin Kim So jin'i tanımadığını söyledin? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| I... I didn't want to talk about her... | Ben... Onun hakkında konuşmak istemedim. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| It disgusts me even to talk... | Konuşması bile beni rahatsız ediyordu. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| I really didn't kill... | Onu gerçekten öldürmedim. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| It's hard to live through the day. | Günden güne daha zor oluyor. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| I hated him enough to kill him... | Öldürecek kadar ondan nefret etsem de... | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| But since he's actually dead I miss him... | ...hayatta olmadığı için onu özlüyorum. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| I feel sorry for him... | Onun için üzülüyorum. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Come on, say something. You called me. | Hadi, beni buraya sen çağırdın. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| You called me about the papers again? | Boşanma evrakları için mi beni çağırdın? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| This case is not about adultery why are you so obsessed with it? | Bu dava zina değil, niçin yakından ilgileniyorsun? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Hello? Can you come now? | Alo? Şimdi gelebilir misin? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Someone is following me since this afternoon. | Akşamdan beri, bir adam beni takip ediyor. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Is that... her? | O kadın mıydı? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| No, it'd Detective Seo. I think I'd better go. | Hayır, Memur Seo. Gitmem gerek. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Since when you take his calls so nervously? | Ne zamandan beri onunla böyle kaçamak konuşuyorsun? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Fuck, it's high... | Siktir, çok yüksek... | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| I'm sorry. I didn't know it was you. | Özür dilerim. Sen olduğunu tahmin edemedim. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Hold on. It's almost done. | Dayan, az kaldı. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Shouldn't you see a doctor? | Doktora gitmen gerekmez mi? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| It's just a graze... | Sadece bir çizik... | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Thank you about last night And tonight... | Teşekkürler. Geçen gece ve bu gece için... | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| You have a special scent. | Senin kendine has bir kokun var. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Strangely suductive... | Baştan çıkarıcı. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Must be the perfume. | Parfüm yüzünden. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Although it's the same perfume, | Aynı parfüm olmasına rağmen... | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| it feels different from the dead Soo jin. | ...ölen Soo jin'de farklı hissettiriyordu. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| How so? | Nasıl farklı? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| I don't know... I can't describe it. | Bilmem. Tarif edemiyorum. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Do I still have that scent? | Şimdi de o kokuyu alıyor musun? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| We have a report on Nam's burial sight. | Nam'ın cesedinin gömüldüğü yeri bulmuşlar. Çabuk gel, çabuk! | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Those damn sons of bitches... | Orospu çocukları, it yavruları... | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| They kill in Seoul and dump the bodies here. | Onları Seoul'da öldürüp cesetlerini buraya gömmüşler. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| My province is turing into grave yards... | Bizim eyalet mezarlığa döndü. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| No more lands in Seoul because of so may buildings. | Seoul'da apartmanlar yüzünden boş arazi kalmadı. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Chief Oh please do me a favor. | Şef Oh, lütfen bana bir iyilik yap. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Since we have 2 dead bodies... | İki tane ceset bulmak demek... | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| 30 reward points for a murder case | ...artı otuz puan demek. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| You know better, don't you? | Sen de biliyorsun bunu, değil mi? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Hey, send the bodies to hospital now. | Cesetleri hastane morguna yollayın. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| We filed the report. | Ama biz dosya açtık bile. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Is someone talking about me? My ears are itchy like crazy. | Biri benimle mi konuşuyor? Kulaklarım tıkandı valla. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Hey, we're the ones who called for that excavator! | Ama kepçeleri buraya biz çağırdık. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Then, if you come down here with a shovel | Kürekle gelip bütün patatesleri çıkardın diye... | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Are those potatoes all yours? Huh? | ...onları sahiplenebileceğini mi sanıyorsun? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| What do potatoes have to do with this? | Buraya gelip, patatesleri neden çıkardık sanıyorsun? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| That's right! | Tamam işte! | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| So just dig out the potatoes for all I care... | Çıkardığınız patatesler artık benim sorumluluğumda. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| I'll be happy for 2 month. | İki ay boyunca mutlu olacağım. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Snakes! Snakes! | Yılan! Yılan! | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Don't kill them They have their rights. | Öldürmeyin onları. Onların da yaşama hakkı var. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Snakes don't have rights. They don't have lefts either. | Yılanların nasıl yaşama hakkı olabilir ki? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| What the... I'm sorry. | Aman be. Üzgünüm. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| You can't come in here. | Buraya giremezsin. Üzgünüm, üzgünüm. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Chief Oh we're all detectives here. | Şef Oh, bütün polislerim geldi ama. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| The body came up all covered in blood. | Cesetler kanlı kanlı topraktan çıktı. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Don't be late anymore! | Bir daha geç kalma! Hemen kop gel! | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| I fell into mud on the way. | Yolda gelirken çamura battım. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Detective Kang. Wha... what? | Kang sunbaenim. Ne? Ne oldu? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Isn't it a little strange about the reporter? | Sence de tuhaf değil mi? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| The reporter didn't identify himself. | İhbar eden kişi kimliğini açıklamadı. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| And knew exactly where the bodies were buried... | Ve cesetlerin nereye gömüldüğünü tamı tamına söyledi. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| And called in few days after the murder... | Üstelik cinayetten birkaç gün sonra... | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| It feels like an accomplice having a change of heart | Şahit olmayı, suç ortağı olmaya tercih etmiş gibi görünüyor. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Damn that Chief Oh all I wanted was to share... | Lanet Şef Oh, tek istediğim davayı paylaşmaktı. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Share what? Look, there are 2 corpses. | Neyi paylaşmak? Baksana iki ceset var. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| It'd be nice to share one each. | Keşke birer birer paylaşsaydık. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| When the case is closed, | Dosya kapandığı zaman... | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| it'd be nice to share the records too | ...tutanağı paylaşmak da iyi olacaktı. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Then... are we handing over all the rights for investigation? | Yani... Soruşturma hakkımızı onlara mı devrediyoruz? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Whoever arrest the killer first, wins. | Katili ilk kim yakalarsa o kazanır. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Woman? Are you sure? Yes | Kadın mı? Emin misin? Evet. | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| why? The fact that it's a woman suddenly brings interests? | Ne oldu? Kadın olması bir anda ilgini mi çekti? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| You want to start with visiting her and lead to personal surveillance? | Onu ziyaret edip, bizzat sorgulamak etmek ister misin? | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Act your damn age... | Yaşına göre davran be... | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Do the personal surveillance! | Gidip kadını sorgula! | Gan Gi Nam-1 | 2012 | |
| Woman... Fuck! | Kadın... Siktir! | Gan Gi Nam-1 | 2012 |